Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Sözde sol-sosyalist forumlar...
bedrettin  |  Cvp:
Cevap: 233
16.07.2015- 14:24

Alıntı Çizelgesi: hakkı yazmış

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Hakkı bey, liberalizme özgürlük diyorsun, kapitalistlerin mülklerine el koyuyorsun. Bu nasıl sosyalizm, sınıfsız topluma liberal özgürlüklerle varılmaz, demokrasi dediğimiz şey de sınıfsaldır. İşçi sınıfına her türlü demokrasi, kapitalizme ve onun ideolojisine her türlü baskı, bunun yolu da proleter diktatörlük. Sosyalizm işte bu, sosyalizmi savunuyorsak, sınıfsız topluma varmak hedefse bunun yolu burjuva demokrasisinden ve burjuva zihinlerden geçmez. Toplumu değiştirmek iddiası önce solcuların zihinlerini değiştirmekten geçmiyor mu? Burjuva demokrasisini kerteriz alarak işçi sınıfı demokrasisini kuramayız.

Demokrasi sınıfsaldır da   nerede demokrasi evet kağıt üstünde duruyor.
Demokresi de iktidardan başka sınıflara özgürlük yoksa onun adı nasıl demokrasi oluyor.

İşçiler işçilere karşımı demokrasi uygulayacak.

Bir sınıfın demokrasisi başka bir sınıf a var olma koşulunu yasakladığında onun adı demokrasi değil baskıcılıktır.

Her halde proleterya diktatörlüğü anlaşılmamış Proleterya varsa karıısında başka bir sınıf vardır eğer yoksa zaten proleterya da yoktur.
O zaman proleterya karşısında tek var olarak duran bürokratik sınıfı görüyor demokrasiyi de ona karşı kullanıyor.

Yani bir bürokrasi ve karşısında işçi sınıfı e o zaman bu devlet kimin
Özgürlükleri yok eden sınıf kendisi de özgür değildir, zaten öyle idi.

İşte sorun buraya kadar gelir solcunun rakibi başka bir solcu ondan sonrada solcunun solcuya yasakları gelir.

Tek sesli yönetimler hiç baş ağrıtmaz nasıl olsa rakip yok, olduğunda da kes kellesini .

Valla bize tayyibi aratacaksınız gibi geliyor o hiç olmazsa kendine çatmadınmı tahammül gösteriyor.

İstenilen şey aslında proleterya diktatörlüğü (demokrasisi) değil istenilen proleterya adına sistemi kurmuş ve ona el koymuş bürokratik diktatörlük

İşte bu uygulama kapitalizmde olduğunda bunu adı faşizm oluyor.
Sistem Sosyalizm olduğunda adı ne oluyor merek ediyorum

Hakkı bey, liberalizme özgürlük diyorsun, kapitalistlerin mülklerine el koyuyorsun. Bu nasıl sosyalizm,

İyi bir soru liberaller ne ister sermayenin özgürce dolaşımın rakabetin kıran kırana geçmesini fikirlerin özgürlüğünü.
İşte onlar bunu savunacak ve bu doğrultuda örgütlenecek. Sende karşılarında mülkiyetin özel olduğunda kar,ın sömürden elde edileceğini ve bunun sonucu mülkiyeti savunanların aslında bütün toplumun mülksüzlüğünü savunduklarını anlatacaksın Eh devlette senin elinde ise onların ne kadar başarılı olabileceklerini bir düşünelim.

ama ne başım ağrısın yasakla gitsin diyorsan o zaman 1989 da çöken SB nine cevap vermek durumundasın.




Yapma Hakkı arkadaşım, bu cümleleri sol karşıtı biri söylese, sistemin prangaladığı biri deyip geçeriz ancak, Marksist olduğunu söyleyen biri bunları yazıyorsa, insanın nutku tutuluyor. Marksist olduğunu söyleyenlerde bile Marksizm, sosyalizm bu kadar farklı yorumlanabiliyorsa, hangi toplumsal ikna ile toplumun çoğunluğunu sosyalist hale getireceğiz, hangi ikna yöntemleriyle liberalizme de özgürlük tanıyarak sosyalizmi kurmaya çalışacağız! İnsanın umudu kırılıyor!

yura  |  Cvp:
Cevap: 234
16.07.2015- 14:47

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

Devrimlerin toplumsal iknaya yani hakim hegemonyanın üstyapısını dağıtmaya bağlı olduğunu da Marx'tan öğrendim. “Şimdiye kadarki tüm hareketler, azınlıktakilerin hareketiydi veya azınlıkların çıkarına hareketlerdi. Proleter hareket ise, son derece büyük bir çoğunluğun, son derece büyük bir çoğunluk adına giriştiği özerk harekettir. Şimdiki toplumun en alt katmanını oluşturan proletarya, resmi toplumu oluşturan katmanların üstyapısını bütünüyle havaya uçurmadıkça doğrulamaz, ayağa kalkamaz.”


proletersosyalist arkadaş, sosyalist devrim toplumun çoğunluğunun sosyalizme ikna edilmesiyle olacağını mı söylüyorsun. bu söylediğin toplumsal ikna 80 milyonun en az 45 milyonunun sosyalist olması ve sosyalist devrim istemesi anlamına mı geliyor, toplumsal iknadan bunu mu anlamalıyız.



Devrim ezilenlerin, yoksulların ayaklanmasıyla olacak. Fabrikalardan, yoksul mahallelerden gelecek. Ezilenlerin, yoksulların ayaklanması ise kendiliğinden olmaz olsa bile bu devrimci bir çıkış olmaz, sönümlenir gider. Sosyalistler sürekli ezilen mahallelerde, fabrikalarda, yoksulların aralarında çalışmalar yürütmeli, onları kapitalizmin toplumsal projelerine karşı, kapitalizmin kendini tüm toplumun ideolojisi olarak sunmasına karşı sosyalist düşünceyle, alternatif bir kültürle bilinçlendirmeli, ezilenlerle birlikte bulunduğu yerlerde kapitalizmin liberal demokrasisini aşan ayrıca kapitalizmin sebep olduğu sorunlarada yapabildiği kadar çözüm üreten pratik örnekler ortaya koymalı yani kapitalizmin hem düşünsel hem yönetsel hegemonyasının sarsıldığı ve aşıldığı bir pratik veya pratiğin nüvelerini ortaya koymalı. Sosyalistler bunu başarabildiği ölçüde ezilenlerin, sınıfın içinde gitgide etkisini arttırıp, devrim yapabilir. Başka türlü ya hadi ezilenler ayaklansın diye bekler bu ayaklanmadada önderlik edebileceğinize dair kendinize ait hayal dünyanızda yaşarsınız yada birileri darbe yapsın diye beklersiniz. Kitlelerin insiyatifine, mücadelesine dayanmayan, kitlelerle birlikte oluşturulan daha devrim öncesinde sistemin hegemonyasını aşmaya başlamış pratiklere dayanmayan darbeci yaklaşımlar ise yeni bir toplum yaratmaya muktedir olmadığı gibi çürümeyede mahkumdur.


tamam ayaklanma sonucu iktidara geleceklerini biliyoruz, deneyler bunu gösteriyor. ben başka bir şeye takıldım, rusyada, çinde, kübada insanlar sosyalist olmaya ikna oldukları için mi devrim gerçekleşti, ben sanmıyorum. asıl düşünülmesi lazım gelen konu bu olmalı, toplumun büyük bir çoğunluğu sosyalist olmadan devrim ayaklanmayla gelecekse, bunun nedeni farklı olmalı.

Alisan  |  Cvp:
Cevap: 235
16.07.2015- 14:48

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Alıntı Çizelgesi: hakkı yazmış

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Hakkı bey, liberalizme özgürlük diyorsun, kapitalistlerin mülklerine el koyuyorsun. Bu nasıl sosyalizm, sınıfsız topluma liberal özgürlüklerle varılmaz, demokrasi dediğimiz şey de sınıfsaldır. İşçi sınıfına her türlü demokrasi, kapitalizme ve onun ideolojisine her türlü baskı, bunun yolu da proleter diktatörlük. Sosyalizm işte bu, sosyalizmi savunuyorsak, sınıfsız topluma varmak hedefse bunun yolu burjuva demokrasisinden ve burjuva zihinlerden geçmez. Toplumu değiştirmek iddiası önce solcuların zihinlerini değiştirmekten geçmiyor mu? Burjuva demokrasisini kerteriz alarak işçi sınıfı demokrasisini kuramayız.

Demokrasi sınıfsaldır da   nerede demokrasi evet kağıt üstünde duruyor.
Demokresi de iktidardan başka sınıflara özgürlük yoksa onun adı nasıl demokrasi oluyor.

İşçiler işçilere karşımı demokrasi uygulayacak.

Bir sınıfın demokrasisi başka bir sınıf a var olma koşulunu yasakladığında onun adı demokrasi değil baskıcılıktır.

Her halde proleterya diktatörlüğü anlaşılmamış Proleterya varsa karıısında başka bir sınıf vardır eğer yoksa zaten proleterya da yoktur.
O zaman proleterya karşısında tek var olarak duran bürokratik sınıfı görüyor demokrasiyi de ona karşı kullanıyor.

Yani bir bürokrasi ve karşısında işçi sınıfı e o zaman bu devlet kimin
Özgürlükleri yok eden sınıf kendisi de özgür değildir, zaten öyle idi.

İşte sorun buraya kadar gelir solcunun rakibi başka bir solcu ondan sonrada solcunun solcuya yasakları gelir.

Tek sesli yönetimler hiç baş ağrıtmaz nasıl olsa rakip yok, olduğunda da kes kellesini .

Valla bize tayyibi aratacaksınız gibi geliyor o hiç olmazsa kendine çatmadınmı tahammül gösteriyor.

İstenilen şey aslında proleterya diktatörlüğü (demokrasisi) değil istenilen proleterya adına sistemi kurmuş ve ona el koymuş bürokratik diktatörlük

İşte bu uygulama kapitalizmde olduğunda bunu adı faşizm oluyor.
Sistem Sosyalizm olduğunda adı ne oluyor merek ediyorum

Hakkı bey, liberalizme özgürlük diyorsun, kapitalistlerin mülklerine el koyuyorsun. Bu nasıl sosyalizm,

İyi bir soru liberaller ne ister sermayenin özgürce dolaşımın rakabetin kıran kırana geçmesini fikirlerin özgürlüğünü.
İşte onlar bunu savunacak ve bu doğrultuda örgütlenecek. Sende karşılarında mülkiyetin özel olduğunda kar,ın sömürden elde edileceğini ve bunun sonucu mülkiyeti savunanların aslında bütün toplumun mülksüzlüğünü savunduklarını anlatacaksın Eh devlette senin elinde ise onların ne kadar başarılı olabileceklerini bir düşünelim.

ama ne başım ağrısın yasakla gitsin diyorsan o zaman 1989 da çöken SB nine cevap vermek durumundasın.




Yapma Hakkı arkadaşım, bu cümleleri sol karşıtı biri söylese, sistemin prangaladığı biri deyip geçeriz ancak, Marksist olduğunu söyleyen biri bunları yazıyorsa, insanın nutku tutuluyor. Marksist olduğunu söyleyenlerde bile Marksizm, sosyalizm bu kadar farklı yorumlanabiliyorsa, hangi toplumsal ikna ile toplumun çoğunluğunu sosyalist hale getireceğiz, hangi ikna yöntemleriyle liberalizme de özgürlük tanıyarak sosyalizmi kurmaya çalışacağız! İnsanın umudu kırılıyor!

Evet bedrettin arkadaş sosyalizim sosyalistler ve sosyalizme sempati duyanlar arasında farklı farklı yorumlarla ifade ediliyor.

Alisan  |  Cvp:
Cevap: 236
16.07.2015- 14:55

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Alıntı Çizelgesi: hakkı yazmış

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Hakkı bey, liberalizme özgürlük diyorsun, kapitalistlerin mülklerine el koyuyorsun. Bu nasıl sosyalizm, sınıfsız topluma liberal özgürlüklerle varılmaz, demokrasi dediğimiz şey de sınıfsaldır. İşçi sınıfına her türlü demokrasi, kapitalizme ve onun ideolojisine her türlü baskı, bunun yolu da proleter diktatörlük. Sosyalizm işte bu, sosyalizmi savunuyorsak, sınıfsız topluma varmak hedefse bunun yolu burjuva demokrasisinden ve burjuva zihinlerden geçmez. Toplumu değiştirmek iddiası önce solcuların zihinlerini değiştirmekten geçmiyor mu? Burjuva demokrasisini kerteriz alarak işçi sınıfı demokrasisini kuramayız.

Demokrasi sınıfsaldır da   nerede demokrasi evet kağıt üstünde duruyor.
Demokresi de iktidardan başka sınıflara özgürlük yoksa onun adı nasıl demokrasi oluyor.

İşçiler işçilere karşımı demokrasi uygulayacak.

Bir sınıfın demokrasisi başka bir sınıf a var olma koşulunu yasakladığında onun adı demokrasi değil baskıcılıktır.

Her halde proleterya diktatörlüğü anlaşılmamış Proleterya varsa karıısında başka bir sınıf vardır eğer yoksa zaten proleterya da yoktur.
O zaman proleterya karşısında tek var olarak duran bürokratik sınıfı görüyor demokrasiyi de ona karşı kullanıyor.

Yani bir bürokrasi ve karşısında işçi sınıfı e o zaman bu devlet kimin
Özgürlükleri yok eden sınıf kendisi de özgür değildir, zaten öyle idi.

İşte sorun buraya kadar gelir solcunun rakibi başka bir solcu ondan sonrada solcunun solcuya yasakları gelir.

Tek sesli yönetimler hiç baş ağrıtmaz nasıl olsa rakip yok, olduğunda da kes kellesini .

Valla bize tayyibi aratacaksınız gibi geliyor o hiç olmazsa kendine çatmadınmı tahammül gösteriyor.

İstenilen şey aslında proleterya diktatörlüğü (demokrasisi) değil istenilen proleterya adına sistemi kurmuş ve ona el koymuş bürokratik diktatörlük

İşte bu uygulama kapitalizmde olduğunda bunu adı faşizm oluyor.
Sistem Sosyalizm olduğunda adı ne oluyor merek ediyorum

Hakkı bey, liberalizme özgürlük diyorsun, kapitalistlerin mülklerine el koyuyorsun. Bu nasıl sosyalizm,

İyi bir soru liberaller ne ister sermayenin özgürce dolaşımın rakabetin kıran kırana geçmesini fikirlerin özgürlüğünü.
İşte onlar bunu savunacak ve bu doğrultuda örgütlenecek. Sende karşılarında mülkiyetin özel olduğunda kar,ın sömürden elde edileceğini ve bunun sonucu mülkiyeti savunanların aslında bütün toplumun mülksüzlüğünü savunduklarını anlatacaksın Eh devlette senin elinde ise onların ne kadar başarılı olabileceklerini bir düşünelim.

ama ne başım ağrısın yasakla gitsin diyorsan o zaman 1989 da çöken SB nine cevap vermek durumundasın.




Yapma Hakkı arkadaşım, bu cümleleri sol karşıtı biri söylese, sistemin prangaladığı biri deyip geçeriz ancak, Marksist olduğunu söyleyen biri bunları yazıyorsa, insanın nutku tutuluyor. Marksist olduğunu söyleyenlerde bile Marksizm, sosyalizm bu kadar farklı yorumlanabiliyorsa, hangi toplumsal ikna ile toplumun çoğunluğunu sosyalist hale getireceğiz, hangi ikna yöntemleriyle liberalizme de özgürlük tanıyarak sosyalizmi kurmaya çalışacağız! İnsanın umudu kırılıyor!

Evet bedrettin arkadaş sosyalizim sosyalistler ve sosyalizme sempati duyanlar arasında farklı farklı yorumlarla ifade ediliyor. Çoğuna , bilhassa sosyalizme sempati duyanlara sorduğunda Lenin'den Marx'tan, teoriden,...... bahsetmezler, söyledikleri sosyalizmin bir cennet olduğu, herkesin özgür olduğu, yoksulluğun, ayrımcılığın, sömürünün olmadığı, hak ve hukukun olduğundan....... bahsederler ama gerçek uygulama aynen Hakkı arkadaşın   bahsettiği gibi bu söylemlerden çok farklıdır. Şunu bilinki reel Sosyalizimde en fazla yukarıda saydığım özellikleri bulamayan sosyalistleri ve sempatizanları baskı altında olmuşlardır çünkü, onlar sosyalizmin bu olmadığını söyleyerek sosyalizim diye yutturulan baskıcı sistemi eleştirmişlerdir.
İnsanlara polit büro kimin dost kimin düşman olduğunu belirlemiştir, hangi televizyona bakacaklarına, hangi ülkelere gidebileceklerine, eleştirilerinin hangi sınırlarda kalması gerektiğini,.......... polit büro belirlemiştir. Sizinde ve sosyalizme inanmış diğer insanlarında sosyalizimden anladıkları bu olamaz, sizin için her şeyi belirleyen bir sistem asla sosyalizim olamaz, yasaklarla dolu bir sistem asla sosyalizm olamaz,......
Sovyetlerbirliği ve diğer sözde sosyalist ülkelerin domino taşı gibi birden arka arkaya son bulmaları sizi biraz düşündürmeli ve buna doğru bir cevap aramalısınız. Toplumu ikna etme gibi bir hedefi olmayanlar sosyalis devrimi yapsa kime ne faydası olur ve ömrü ne kadar olur, bugün eleştirdiğiniz baskıcı sistemlerden ne farkı olur?
Bu yüzden Hakkı arkadaşın eleştirilerini yerinde buluyorum ve ciddiye alınması gerektiğine inanıyorum. Toplumu sosyalizme kazanmanın mücadelesini vermelisiniz, onlara şucu, bucu deyip yaftalayarak değil. Emekciler dahi çok az oranda destek veriyorsa başınızı öne eğip nered yanlış yapıyoruz diye bir düşünmeniz gerekli. Bu kadar kırize rağmen sosyalizim hala toplumda bir alternatif olarak algılanamıyorsa burada neler yanlış bir düşünmeniz gerekli,......

Alisan  |  Cvp:
Cevap: 237
16.07.2015- 15:02

Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

Devrimlerin toplumsal iknaya yani hakim hegemonyanın üstyapısını dağıtmaya bağlı olduğunu da Marx'tan öğrendim. “Şimdiye kadarki tüm hareketler, azınlıktakilerin hareketiydi veya azınlıkların çıkarına hareketlerdi. Proleter hareket ise, son derece büyük bir çoğunluğun, son derece büyük bir çoğunluk adına giriştiği özerk harekettir. Şimdiki toplumun en alt katmanını oluşturan proletarya, resmi toplumu oluşturan katmanların üstyapısını bütünüyle havaya uçurmadıkça doğrulamaz, ayağa kalkamaz.”


proletersosyalist arkadaş, sosyalist devrim toplumun çoğunluğunun sosyalizme ikna edilmesiyle olacağını mı söylüyorsun. bu söylediğin toplumsal ikna 80 milyonun en az 45 milyonunun sosyalist olması ve sosyalist devrim istemesi anlamına mı geliyor, toplumsal iknadan bunu mu anlamalıyız.



Devrim ezilenlerin, yoksulların ayaklanmasıyla olacak. Fabrikalardan, yoksul mahallelerden gelecek. Ezilenlerin, yoksulların ayaklanması ise kendiliğinden olmaz olsa bile bu devrimci bir çıkış olmaz, sönümlenir gider. Sosyalistler sürekli ezilen mahallelerde, fabrikalarda, yoksulların aralarında çalışmalar yürütmeli, onları kapitalizmin toplumsal projelerine karşı, kapitalizmin kendini tüm toplumun ideolojisi olarak sunmasına karşı sosyalist düşünceyle, alternatif bir kültürle bilinçlendirmeli, ezilenlerle birlikte bulunduğu yerlerde kapitalizmin liberal demokrasisini aşan ayrıca kapitalizmin sebep olduğu sorunlarada yapabildiği kadar çözüm üreten pratik örnekler ortaya koymalı yani kapitalizmin hem düşünsel hem yönetsel hegemonyasının sarsıldığı ve aşıldığı bir pratik veya pratiğin nüvelerini ortaya koymalı. Sosyalistler bunu başarabildiği ölçüde ezilenlerin, sınıfın içinde gitgide etkisini arttırıp, devrim yapabilir. Başka türlü ya hadi ezilenler ayaklansın diye bekler bu ayaklanmadada önderlik edebileceğinize dair kendinize ait hayal dünyanızda yaşarsınız yada birileri darbe yapsın diye beklersiniz. Kitlelerin insiyatifine, mücadelesine dayanmayan, kitlelerle birlikte oluşturulan daha devrim öncesinde sistemin hegemonyasını aşmaya başlamış pratiklere dayanmayan darbeci yaklaşımlar ise yeni bir toplum yaratmaya muktedir olmadığı gibi çürümeyede mahkumdur.


tamam ayaklanma sonucu iktidara geleceklerini biliyoruz, deneyler bunu gösteriyor. ben başka bir şeye takıldım, rusyada, çinde, kübada insanlar sosyalist olmaya ikna oldukları için mi devrim gerçekleşti, ben sanmıyorum. asıl düşünülmesi lazım gelen konu bu olmalı, toplumun büyük bir çoğunluğu sosyalist olmadan devrim ayaklanmayla gelecekse, bunun nedeni farklı olmalı.

Ben o saydığın ülkelerde olsun diğer ülkelerde olsun hiç bir ülkede toplum sosyalizme ikna edilerek devrim yapılmadığını söyleyebilirim. Bu yüzdende o ülkelerde sosyalizim   toplum tarafından ne yazıkki asla içselleşemedi ve çoğu çöktü ve geride kalanlarda zaten adım adım sistemlerini fes ediyorlar. Devletle toplum asla barışamadı,...... Buna en son örnek Küba. Çin zaten kapitalizmin alasını uyguluyor.

denizcan  |  Cvp:
Cevap: 238
16.07.2015- 19:54

Kapitalizmde ne yapılırsa yapılsın büyük çoğunluklar sosyalizm yanlısı olmaz. Olanların büyük çoğunluğu ise düzen solundan başka bir şeyi savunmaz. İnsanların büyük çoğunluğunu ikna ederek sosyalizme ulaşılacağını sanmak hatadır. Kitlelerin büyük çoğunluğu bu düzenden memnun değillerdir ancak kapitalizmden başka bir düzen olabileceğinin de bilincinde değillerdir. Bu koşullarda devrim olabilmesi komünist partilerin hatırı sayılır bir kitleye sahip olması, kitlelerin memnuniyetsizliğini tavan yaptıracak bir düzen krizi olması gerekir. Devrimin olabilmesinin asgari şartları bu. Krizin derinleşmesi burjuvazinin yönetemez hale gelişi, kitlelerin ''yeter artık bıktık'' demesiyle ortaya çıkan kitle muhalefeti komünist öncüyle de birleşebilirse kapitalizmin yıkılabilmesinin tüm koşulları yerine gelmiş olur. Son hesaplaşmada sonuç ne olur, artık orası da o günün mücadelesiyle ortaya çıkar. Benim devrimci teorim bu.

Alisan  |  Cvp:
Cevap: 239
16.07.2015- 20:11

Alıntı Çizelgesi: denizcan yazmış

Kapitalizmde ne yapılırsa yapılsın büyük çoğunluklar sosyalizm yanlısı olmaz. Olanların büyük çoğunluğu ise düzen solundan başka bir şeyi savunmaz. İnsanların büyük çoğunluğunu ikna ederek sosyalizme ulaşılacağını sanmak hatadır. Kitlelerin büyük çoğunluğu bu düzenden memnun değillerdir ancak kapitalizmden başka bir düzen olabileceğinin de bilincinde değillerdir. Bu koşullarda devrim olabilmesi komünist partilerin hatırı sayılır bir kitleye sahip olması, kitlelerin memnuniyetsizliğini tavan yaptıracak bir düzen krizi olması gerekir. Devrimin olabilmesinin asgari şartları bu. Krizin derinleşmesi burjuvazinin yönetemez hale gelişi, kitlelerin ''yeter artık bıktık'' demesiyle ortaya çıkan kitle muhalefeti komünist öncüyle de birleşebilirse kapitalizmin yıkılabilmesinin tüm koşulları yerine gelmiş olur. Son hesaplaşmada sonuç ne olur, artık orası da o günün mücadelesiyle ortaya çıkar. Benim devrimci teorim bu.

Yani olmayacak bir olgu. Olanlarında bu kafayla başlarına gelenleri biliyoruz. Eskiyi aratan ve sonunda gene eskiye geri dönen bir olgu.

yaban-adamı  |  Cvp:
Cevap: 240
16.07.2015- 21:09

Buradaki arkadaşlar, özgürlük mevzusuna faydacı bir açıdan bakarak, ifade özgürlüğünü benimsemenin ezilenlerin mücadelesine ne gibi bir yarar getireceğini hesap ediyorlar, daha doğrusu ifade özgürlüğünden yana olanlardan bu yönde bir cevap bekliyorlar. Bazıları ise ifade hürriyetinin liberalleri kapsamadığını iddia ediyor; yani, liberal olmanız, her türlü hukuk dışı muameleyle yüz yüze gelmeniz için yeterli bir gerekçe bu arkadaşlar için. Melnur'un "liberal özgürlüğü özgürlük kavramıyla eşitlemeyin" uyarısı buna bir örnektir; bu noktada Melnur'un, sözünü ettiği "liberal özgürlüğü içine almayan" özgürlük kavramının ne olduğunu bize açıklaması gerekir.

Bunların ikisi de hak ve özgürlüklere inanan birisinin kabul edemeyeceği hatalı yaklaşımlar. Birincisi, özgürlükler fayda-zarar hesaplarına sokabileceğiniz iktisadi bir olgu değildir. Ya koşulsuz olarak özgürlükten yanasınızdır ya da özgürlüğün karşısında. Eğer başkalarının ifade özgürlüğünü fayda-zarar denklemi açısından değerlendiriyorsanız, biliniz ki katıksız bir özgürlük düşmanısınız. İkincisi; liberallerin, muhafazakarların, hatta dincilerin ve faşistlerin bile fikirlerini serbestçe ifade etme ve paylaşma özgürlüğüne sahip olduğuna inanmıyorsanız, yalnızca partinin izlediği politikayla uyum içindeki kafalara bu hakkı tanıyorsanız, evet, bir kez daha özgürlük düşmanısınız. Üçüncü ve son olarak, özgürlükler toplumun çeşitli kesimleri arasında bölüştürebileceğiniz, kimisine verip kimisinden kısabileceğiniz bir şey değildir. Daha önce de söylediğim gibi, herkesin, her kesimin ifade hürriyetinin koşulsuz olarak kabul edilmediği bir toplumda kimsenin ifadesi hür olamaz. Herkes, potansiyel birer fikir suçlusudur bu toplumda; her ideolojiden insan, fikirlerini çeşitli biçimlerde paylaşırken bir kez daha düşünmeli, düşüncelerini bir otosansür süzgecinden geçirmelidir; aksi halde, "devrim için tehlikeli düşünceleri yaymak" filan gibi bir suçlamayla karşılaşılması olasıdır.

Bir de, bazı arkadaşlar ifade özgürlüğü denilince insanların kendi aralarında tartışmalarının serbest bırakılmasını anlamış sanırım. Bunu tartışmak bile gerekmez. Bütün insanların kendi aralarındaki tartışmaları denetleyebileceğiniz bir mekanizma yoktur zaten. İsteseniz bile yapamayacağınız bir şey bu. İfade özgürlüğü derken anlatmak istenilen, düşüncenin çeşitli biçimlerde (örneğin; kitaplar, bilimsel makaleler, gazeteler, filmler, resimler, müzikler, hatta ve hatta heykeller...) yansıtılmasının, paylaşılmasının özgürlüğüdür.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]