Sınıflar varoldukça devlet de varolacaktır. Kapitalizmin devleti burjuva devlettir, proleteryanın devleti proleteryanın devleti, adına da proleterya diktatörlüğü diyoruz. Marksist olduğunu söyleyen biri bu gerçeği görmeden yorum yapıyorsa o marksist değildir, kendini marksist sanıyordur. Özgürlük, demokrasi muhalefet deyip, proleterya diktatörlüğüne karşı olduktan sonra marksist olmaya gerek yok.Proleterya diktatörlüğü olmadan sınıflar yok edilmez. Ulus devlet ayakta kalmaz. Komünizme varılmaz.
Hakkı arkadaş, bana öyle geliyor ki, marks'ı marks'tan öğrenmedin, yusuf zamir'i okudun, ondan anladıklarının üzerine forumlardan anladıklarını ekledin, burada tekrar ediyorsun. Ya anlatmakta zorluk çekiyorsun, ya da gerçekten anlayamadın. Komünistler proleterya diktatörlüğünü savunurlar. Yaşamları pahasına savunurlar hem de. Çünkü proleterya diktatörlüğü olmadan devrimden sonraki sınıf savaşımını kazanamayacaklarını bilirler. Marks Paris komünü yenilgisinden sonra devleti ele geçirmenin yetmediğini, onu parçalayıp kendi devletini kurmalarını söylerken proleterya diktatörlüğünün ne kadar önemli olduğunu bize hatırlatır. Bu konularda yarım bilgilerle hareket etmemek lazım. Komünistler nihai hedefinin sınıfsız toplum olması nedeniyle proleterya devletini savunurlar. Aradaki ilişkiyi hep gözardı ediyorsun. Komünistler proleterya diktatörlüğünü kurduklarında proleterya diktatörlüğüne muhalefet de etmezler, onun yıkılması için de mücadele etmezler. Çünkü komünistler devletin sınıfların olduğu bir toplumun ürünü olduğunu bilirler. Komünistler devleti değil, sınıfları ortadan kaldırmaya çalışırlar. Sen konuyu tersten anlamışsın. Devleti ortadan kaldırdın mı, sınıfları otadan kaldırmış olmazsın, ancak sınıfları ortadan kaldırdın mı, devlet zaten gereksizleşecektir. Bilmem, aradaki farkı anlayabildin mi?
Marks'ın yanına şimdi de Lenin'i koyuyorsun eminim, bir iki yorum sonra ''Lenin'i de Lenin'den okumak lazım'' diyeceksin ama söylediklerinin me Marks ile ne de Lenin ile bir ilgisi var. Proleterya diktatörlüğünün ne olduğu konusunda Lenin'de çok daha ayrıntılı bilgiler var. Bu konuda Lenin'e de başvurabilirsin. Lenin proleterya diktatörlüğü döneminde sınıf savaşımının çok daha zorlu geçeceğini söylüyor. Proleteryanın devlete bu yüzden çok daha fazla ihtiyacı olacak. Sen ise konunun özünü bir kenara bırakıp, yüzeysel yorumlarda bulunuyorsun. Söylediklerinin Marksizm Leninizm ile ilgisi de bulunmuyor. Şimdi de ''hadi bana mülkiyet konusunda sorular sorun'' demeye başladın. Gerçekten farklı bir arkadaşımızsın!
Bundan sonra sosyalizm bu düşüncelerden çıkacak dersen, marksizmi ve sosyalizmi herkes kafasına göre bir şekle büründürür noktasına gelir ve sen de buna onay vermiş olursun. O zaman Marks'ın önemi nerede kaldı? Marks kalıcı hiç bir şey yapmamış, ve bilimsel hiç bir buluşa imza atmamış demek olur. Marks da tarihsel bir kişilik olarak kalır. Böyle olmadığını biliyoruz.