Devlet kapitalizmini, polit büro sistemini, baskici ve yasakci bir sistemi,..... bizlere proleteryanin bir sitemiymis gibi göstermek hayalden öteye gitmez. Bu gercekelri söyleyenlerede kulp takmaniz size bir seyler getirmez. Emekciler ve yoksullar bu hayal ürünlerine inanmiyor artik.
Senin sosyalizmin nasıl bir şey, burjuvaziyi devirdikten sonra kurulacak proleterya diktatörlüğü nasıl olacak? Herkes kafasına göre parti kuracak, kapitalist demokrasilerde olduğu gibi liberal yalanlar üzerine kurulu partiler de olacak, seçim yapılacak ve hangi parti seçimi kazanırsa o mu iktidara gelecek? Senin kafanda böyle bir demokrasi mi var?
Çünkü komünistlerin asıl hedefi devlet.Sınıf olamayan toplumsal sistemdir. İşte proleterya diktatörlüğü (proleterya demokrasisi)ni onun için kurarlar. Ve kurdukları günden itibaren ona muhlif olurlar.
Komünistlerin asıl hedefi devlet değil, mülkiyetin özel biçimini ortadan kaldırmak ve sınıfsız topluma doğru yol almak. Proleterya diktatörlüğü kurulduğunda sınıflar ortadan kalkmış olmuyor. Sınıfların ortadan kalmadığı bir toplumda komünistlerin devlete çok daha fazla ihtiyaç duyarlar. Çünkü sınıfları ortadan kaldırabilmenin yolu da, sınıf mücadelesini proleterya lehine sürdürebilmenin yolu da proleterya diktatörlüğünden geçer.
Öyle sanıyorlar, liberaller öyle öğretti, onlar da kendilerine öğretileni tekrarlıyorlar.
Sorun gerçekten işçi sınıfı ve emekçi kitlelere dışardan bilincin nasıl götürüleceği midir? Gerçekten bu mudur? Dışardan bilinci işçi sınıfı ve emekçi kitlelere taşıyacak olan öncünün, devrimcinin veya komünist olma iddiasında bulunanların öncelikle edinmesi gerekmiyor mu? Edinilememiş bir bilgi ve bilincin taşıyıcılığı nasıl mümkün olabilir? Dışardan bilinç kavramı açılmalı, bunun ülke nesnelliğinde nasıl gerçekleştirileceği tartışılmalı ve bu konuda teorideki ''boşluk'' giderilmelidir, bu önemlidir ama öncelikle dışardan bilinci kitlelere taşıyabilecek kadrolara taşıyabilmek gerekiyor. Bu bence Türkiye ölçeğinde çok daha önemli bir hale gelmiştir.
Az önce başka bir başlığa yaptığım yorumu böyle bitirmiştim: http://www.solpaylasim.com/k5185-neredesin-ey-isci-sinifi-.html#c16201
Şimdi bu üç forumda olan biteni, bu forum yönetimlerinin takındığı siyasi yönelimi bir tartalım ve sonra yukarıya aldığım yorumla karşılaştıralım; ne dersiniz? Dişardan bilinç konusunu önce işçi sınıfı ve emekçi kitleye mi taşımak gerekiyor, yoksa bu zihniyetin sahiplerine mi?
Kuyrukçu takımı sol dışında bırakılarak sosyalistler gezi üzerinden kendi yolunu çizemez mi? Kuyrukçu solun kitle tabanı olduğunu düşünmüyorum, pek çoğu tabela partisi görünümünde sosyalist solun önüne takoz koyabilecek bir güçleri olduğunu sanmıyorum. Onların kürt hareketine biat etmeleri ve Türkiye'deki sorunun demokratikleşme olduğundan yola çıkmaları sosyalist solu etkilememeli. Sosyalist sol bu cenahı yok sayarak da yol alabilmeli ve Gezi üzerinden yolunu açabilmeli. Sosyalist sol böyle bir imkana sahip ve bunu heba etmemeli.