Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Sözde sol-sosyalist forumlar...
melnur  |  Cvp:
Cevap: 321
18.08.2015- 14:11

Alıntı Çizelgesi: hakkı yazmış

Hakkı arkadaş anlatmış, proleter diktatörlük altındaki demokrasi kapitalizmdeki biçimiyle dmokrasiye benzemeli ve sınıflar olduğu için her türlü örgütlenmesi de olmalı diyor!

Bir eksikle anlatmışsın gericilik ırkçılık ve faşist örgütlemeye kapalı Buna bürokratik diktatörlüğü de ilave edebilriz.




Dinci gericilik, ırkçılık ve faşist örgütlenme olmayacak ama her türlü burjuva özgürlükler olacak diyorsunuz! Bunlar yasal ve anayasal güvenceye alınacak,gerekirse hükümete gelebilecek, özel mülkiyetin kaldırılması konusuna direnebilecek, kamulaştırmaya engel çıkartabilecek, yeterli güce ulaşabilirse özel mülkiyeti serbest bir hale getirebilecek ve o ülkeye sosyalizm denilecek! Devrim sonrasında sınıf mücadelesinin keskinleşeceği gerçeğine böyle mi yanıt veriyorsunuz? Ve sizin proleter diktatörlüğünüzün Marksist yorumu bu oluyor, öyle mi; yanlış anlamadık?

denizcan  |  Cvp:
Cevap: 322
18.08.2015- 22:17

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Alıntı Çizelgesi: hakkı yazmış

Hakkı arkadaş anlatmış, proleter diktatörlük altındaki demokrasi kapitalizmdeki biçimiyle dmokrasiye benzemeli ve sınıflar olduğu için her türlü örgütlenmesi de olmalı diyor!

Bir eksikle anlatmışsın gericilik ırkçılık ve faşist örgütlemeye kapalı Buna bürokratik diktatörlüğü de ilave edebilriz.




Dinci gericilik, ırkçılık ve faşist örgütlenme olmayacak ama her türlü burjuva özgürlükler olacak diyorsunuz! Bunlar yasal ve anayasal güvenceye alınacak,gerekirse hükümete gelebilecek, özel mülkiyetin kaldırılması konusuna direnebilecek, kamulaştırmaya engel çıkartabilecek, yeterli güce ulaşabilirse özel mülkiyeti serbest bir hale getirebilecek ve o ülkeye sosyalizm denilecek! Devrim sonrasında sınıf mücadelesinin keskinleşeceği gerçeğine böyle mi yanıt veriyorsunuz? Ve sizin proleter diktatörlüğünüzün Marksist yorumu bu oluyor, öyle mi; yanlış anlamadık?



Marksizmin sosyalizm yorumu böyle olmalıymış!

hakkı  |  Cvp:
Cevap: 323
19.08.2015- 15:59

siz söylenenleri anlamıyor musunuz anlamamazlık işnize mi geliyor.

Devrim sonrasında sınıf mücadelesinin keskinleşeceği gerçeğine böyle mi yanıt veriyorsunuz? Ve sizin proleter diktatörlüğünüzün Marksist yorumu bu oluyor, öyle mi; yanlış anlamadık?
Devrimden sonra işçi sınıfndan başka sınıf kalmamışsa işçi sınıfı keskin mücadelesini kendi gölgesi ile mi yapacak. Siz kurduğunuz tuzaklara düşüyorsunuz farkında değilsiniz.

Bujuva özel mülkiyeti zaten devrimden sonra kaybetmiştir. Kapitalist anlamda olmayan özel mülkiyeti burjuva mülkiyeti mi sanıyorsunuz.
Muhalefet edeceğim diye cahaletle karşı karşıyasınız farkında değilsiniz.

Kapitalizmde işçiler bütün mülk ortak olsun deyince devlet ve sistem kabulmu ediyor ama işçilerin sendika dahil siyasi partide örgütlenmesine izin veriyor. Yani işçiler kapitalistler kadar demokrat bile olamaz unu mu anlıyorsunuz.

Marx devrim için ne diyor bak eski düzenin doğum izlerini taşır diyor. Bu ne demek anladınız mı.

Demekrasiden kaçmak için türlü bahaneler uyduracağınıza biz demokrasiyi hiç sevmeyiz deyin bizde tartışmayı keselim.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 324
19.08.2015- 16:11

Devrimden sonra işçi sınıfndan başka sınıf kalmamışsa işçi sınıfı keskin mücadelesini kendi gölgesi ile mi yapacak. Siz kurduğunuz tuzaklara düşüyorsunuz farkında değilsiniz.

Sn.hakkı;

Devrimden sonra kamulaştırma öncelikle büyük burjuvazinin mülkiyeti ile başlar, küçük burjuvazi ve köylülük ise çok uzun zaman varlığını sürdürür. İşçi sınıfının tarihsel sorumluluğu sadece büyük burjuvaziyi ekonominin dışına çıkarmak değildir. Kendisinin de sınıf olarak ortadan kaldırması gerekiyor. Bu yüzden kendi dışındaki köylülüğü ve küçük burjuvaziyi de ortadan kaldırmalı, köy ile kent arasındaki çelişkiyi sıfırlamalı ve aynı şekilde toplumun her bireyinin aracısız yönetici durumuna gelecek bir niteliğe ulaşması gereklidir. Sınıflar, proletarya dahil o zaman ortadan kalkar.

hakkı  |  Cvp:
Cevap: 325
19.08.2015- 23:17

Sn.hakkı;

Devrimden sonra kamulaştırma öncelikle büyük burjuvazinin mülkiyeti ile başlar, küçük burjuvazi ve köylülük ise çok uzun zaman varlığını sürdürür. İşçi sınıfının tarihsel sorumluluğu sadece büyük burjuvaziyi ekonominin dışına çıkarmak değildir. Kendisinin de sınıf olarak ortadan kaldırması gerekiyor. Bu yüzden kendi dışındaki köylülüğü ve küçük burjuvaziyi de ortadan kaldırmalı, köy ile kent arasındaki çelişkiyi sıfırlamalı ve aynı şekilde toplumun her bireyinin aracısız yönetici durumuna gelecek bir niteliğe ulaşması gereklidir. Sınıflar, proletarya dahil o zaman ortadan kalkar.


Sn Melnur .
Bu senin söylediklerin 1917 rusyası ile ilgili durumdur.Devrimi almanyada veya Fransada yaptığını düşün. Orada köylü nüfusu toplum nüfusun % 5 i onlarda genellikle kapitalist tarıma geçmişler.
Onun için genel geçer değil.

Bizim sorunumuz bu durumda demokrasi nasıl işleyecektir o küçük burjuva veya köylü dediğin unsurların sisteme katılımı nasıl sağlanacak onların örgütlenmesi sesini duyurması entegrasyon nasıl sağlanacak.

Burada üretici güçler nasıl gelişecek.
İşte benim anlatmak istediğim bu süreç ve gelişme tatlı rakabet demokrasi içinde sağlanacak. Konu bu tartışdığımız konuda bu.

Bu durumda kapitalist sistemden bir çok şeyide beraberinde getirmiş bir sistem içindeki uyumu düşünce zenginliğini ve ileri atılımı demokrasi içinde sağlayacaktır.

Tıkpkı kapitalizmin bir önceki sistemden aldığı feodal kalıntılar gibi. Örneğin din, kültür, ahlak, adet, gelenek gibi.

munzur  |  Cvp:
Cevap: 326
20.08.2015- 18:41

Hakkı bey, sen bu demokrasiyi ne kadar kafaya taktın böyle. Açık bir şekilde sosyalizmde demokrasi dediğin şeyin ne olmasını düşünüyorsan onu yazsan da biz de ne olduğunu anlasak! Demokrasi aşağı, demokrasi yukarı! Ne kadar sihirli sözcükmüş bu böyle. Senin demokrasi dediğin düzen içinde yaşıyoruz işte. İşsizlik, yoksulluk, savaş, ölüm ne ararsan var! Egemenlik hangi sınıftaysa demokrasi de onun yönetimi demek. Bu kadar basit! Sen ille de sosyalizme liberalizmi katma peşindesin. Değilse, açıkla da görelim, bakalım, bu kadar çırpınışın altında neler varmış!

hakkı  |  Cvp:
Cevap: 327
20.08.2015- 23:33

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Hakkı bey, sen bu demokrasiyi ne kadar kafaya taktın böyle. Açık bir şekilde sosyalizmde demokrasi dediğin şeyin ne olmasını düşünüyorsan onu yazsan da biz de ne olduğunu anlasak! Demokrasi aşağı, demokrasi yukarı! Ne kadar sihirli sözcükmüş bu böyle. Senin demokrasi dediğin düzen içinde yaşıyoruz işte. İşsizlik, yoksulluk, savaş, ölüm ne ararsan var! Egemenlik hangi sınıftaysa demokrasi de onun yönetimi demek. Bu kadar basit! Sen ille de sosyalizme liberalizmi katma peşindesin. Değilse, açıkla da görelim, bakalım, bu kadar çırpınışın altında neler varmış!



Sen demokrasiyi kafaya takmıyormusun. Sosyalizmde demokrasi nedir bilmiyorsan soyalist değilsindir.

kaç gündür soyalist demokrasiyi anlatıyoruz ama sana sinek vızıltısı gelmiş anlaşılan yeniden anlatsam yine anlamayacaksın benim zamanımı heder edeceksin.

Evet egemenlik kimde ise yönetim ondadır bak anlamışsın da tefarruatı anlamamışsın.

Ne yapalım bu kadarı sana yetmiş. Boş ver gerisini.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 328
21.08.2015- 23:42

Bizim ülkemizde demokrasi nasıl olacak herhalade gelişmiş ülke somut koşullarında olaması gereken gibi olamaz. Ama Marx' Proleter demokrasiden bahsederken ,yani proleterya diktatörlüğünden bahsederken bu ülkelerin gelişmişlik düzeyi ile proleter demokrasiden bahsetmişliğini unutmamız gerek . Mesela Almanya için Yine proletrya demokrasisi yani proletrya diktörlüğü olması gerek diyorsa da Fransa için önerdiğinin aynısını önerdiğini söyliyemeyiz. Çünkü Almanya burjuva devrimi yapmadığını söylemekte idi ve bu sorumluluğun proletarya tarafından yapılabileceğini de söylüyordu.

Şimid bu iki ülkede ki Proletrya diktatörlüğü yani proletya demaokrasisi aynı olabilirmi Olamaz.

Şöyle bağlasam sanırım iyi olacak.

Demek her ülke somutunda Proleter demokrasi farklılık içerecektir. . Çünkü bunu belirleyen bizlerin iradesi değil somut maddi yaşam.


Sn.owert;

Her ülkenin devrim sonrasının farklı koşullara sahip olacağı varsayıldığında her ülkede proleter diktatörlüğünün farklı olabileceği sonucu çıkartılabilir. Tıpkı devrim sonrasında gerçekleştirilecek olan sosyalist kuruculuğun aynı nedenle farklılık taşıyabileceği gibi. Ama burada önemli olan proleter diktatörlüğün ve sosyalizmin teoride ne olduğu ve neyi amaçladığıdır. Bizim asıl konuşmamız gereken konu da budur. Gerisi gereksiz bir ayrıntıdır. Sosyalizmin komünizme yürüyüşün adı olduğu ve bu süreçte amacın kapitalizmin tüm ekonomik, ideolojik ve toplumsal etkilerini ortadan kaldırmayı amaçlayan bir süreç olduğunu kabul ediyor muyuz, etmiyor muyuz? Proleter diktatörlüğün de bu süreçte proletaryanın ihtiyaç duyduğu en önemli mekanizma olduğunu kabul ediyor muyuz etmiyor muyuz? Yanıt ''evet'' ise zaten hem sosyalizmin ve hem de proleter diktatörlüğün nasıl olması gerektiği konusu ortalama olarak ortaya çıkar. Ama sosyalizmin amacı ve sonal hedefini göz ardı ettiğimizde sabahlara kadar tartışsak bir sonuca varmak mümkün olmaz.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]