Sosyalistler gericiliği neden savunsun, sosyalizme aykırı düşüncelere neden özgürlük vermeye kalksın? Daha fazla özgürlük ve demokrasi proleter sınıfı içindir sosyalizmde. Burjuva sistemini savunan ve burjuvaziyi tekrar ayağa kaldıracak düşüncelere özgürlük verilmez. Onlarla mücadele edilir. Sınıf mücadelesi sosyalizmde tam da budur.
Ne kadar güzel şeyler söylüyorsun Evet sosyalistler gericiliği savunmaz ama yasakçılığı da savunmaz. Ayrıca gericiliğin ve faşist örgütlenmenin serbest olmasını kim söylemiş.
Daha fazla demokrasi elbette proleter sınıf içindir ama demokrasi olması için başka sınıflar da yasal olarak var olması gerekir. Yoksa proleterya olmayan sınıflara demokrasicilik mi oynayacak.
İşte mücadele etmek için bile var olması gerekir. Sınıf mücadelesi varsa sınıflarda vardır. Olmayan sınıfın mücadelesi ancak tiyatro sahnesinde sergilenir.
Bence iyi şeyler olmaya başladı.
[
Sosyalistler gericiliği neden savunsun, sosyalizme aykırı düşüncelere neden özgürlük vermeye kalksın? Daha fazla özgürlük ve demokrasi proleter sınıfı içindir sosyalizmde. Burjuva sistemini savunan ve burjuvaziyi tekrar ayağa kaldıracak düşüncelere özgürlük verilmez. Onlarla mücadele edilir. Sınıf mücadelesi sosyalizmde tam da budur.
Küçük el imalatçıları yada küçük burjuva açık açık elbette burjuva sistemini savunmaz ki. Burjuva sisteminden bıkıp neferet etmiş topluma burjuvayı savunacak birlerinin çıkacağınımı zannediliyor. Ama birileri bunlar burjuvayı savunuyor diye ortalığa çıkarsa ve iktidar konumda iseler bir dakikada hepsini hapishanelere atabilirler değilmi. Peki bu durumda var olan ekonomik sosyal siysal politikaları beğenmeyen ve muhalfet edenlerde bu nedenle öteki tarafa gönderilme riski varmıdır.Bal gibi vardır. Belki iktidarda olanlar ve yürütücü konumda olan o andakiler burjuva politikalarına hizmet ediyor olabilirler . Değilmi?
Sn.owert;
Lenin devrimden sonraki mücadelelerinin çok daha zorlu geçeceğini söylerken tam da küçük burjuvazi ve köylülük sorununa değinir ve Rusya gibi geri bir köylü toplumunda bunun bir çırpıda yapılamayacağının altını çizer. Bu konunun önemli yanı, küçük meta üretiminin kapitalizmi ortaya çıkaran koşullar içermesidir. Hem ( koşullara göre) mutlaka ortadan kaldırılmalı ve hem de köylü bir toplumda ve proletaryanın sayıca az olduğu bir yapıda köylülüğü karşısına almamak gerektiğidir. Rusya Almanya gibi bir gelişmişliğe sahip olsaydı veya devrim Rusya yerine Almanya'da gerçekleşseydi, Rusya'da yaşanan sorunlar bu boyutta Almanya'da yaşanmazdı. Dolayısıyla bu sürekli dillendirilen konunun Rusya üzerinden yürütülmesinin bugünün Türkiye'si veya herhangi bir Avrupa devleti için hiç bir benzerliği bulunmuyor.
Konuyu buradan çıkarıp, devrim olan bir ülkede özel mülkiyete ve onun ideolojisinden başka bir şey olmayan liberalizme siyasal örgütlenme hakkının verilip verilmeyeceği noktasına getirsek daha anlaşılır bir zeminde tartışma olanağı buluruz. Bu konuda bakış açımız, referans noktamız da Marksizm Leninizm'dir, ML'in siyasal programı, bilimsel sosyalist ideolojidir. Sosyalistler için başka bir referans kaynağı olamaz. Proleter demokrasi denildiğinde anlaşılması gereken proletaryaya demokrasidir. Burjuvaziye ve küçük burjuvaziye falan değil. Proletarya demokrasisi de altyapıdan başlayarak işçi denetimleri, işçi konseyleri,kitlelerin bulunduğu mahallerden başlayarak etkin bir biçimde örgütlenme ve karar süreçlerine dahil edilmedir. İşçi sınıfı ideolojisinden yanaysak, devrimden k daha zorlu geçeceğini biliyorsak ve amacımız sınıfsızlığa giden yolda devrimci dönüşümleri gerçekleştirmek ise, yıkılıp giden burjuvazinin ekonomik, ideolojik ve toplumsal üstünlüğüne son vermek olmalıdır. Savunmamız gereken budur, bu olmalıdır.
Konuyu buradan çıkarıp, devrim olan bir ülkede özel mülkiyete ve onun ideolojisinden başka bir şey olmayan liberalizme siyasal örgütlenme hakkının verilip verilmeyeceği noktasına getirsek daha anlaşılır bir zeminde tartışma olanağı buluruz.
Bu zeminde tartışalım. Sn Melnur.
Liberalizm nedir le başlayalım.
Liberalizm =hiç müdahalesiz pazar ekonomisinin sınırları aşarak rakabetçi şekilde ilerlemesi. Bu ekonomi ilerlerken düşünce sisteminin de sınırları aşarak güç kazanması. üretimde işçileri devreden çıkarıp bütün işi makinalara ve robotlara yaptırmak. Sermayenin en üst bir yerde toplanması.
Komünizm= sınır tanımayan düşünce vatanın bütün dünya olduğunun iddası. Mülkiyetin bütün insanlığa ait olması. Üretici güçlerin gelişmesi ile insana çalışma zorunluluğun ortadan kaldırılması.
İkisinin arasında bayağı ortak noktalar var. Bu iki düşüncede her hangi bir yere (vatan )sıkıştırılmış değil hesabın bütün dünya olmasını savunmak İşte bu ortak nokta hem birbirine çok şey öğretiyor hem birbirini acımasız eleştiriyor.
Libaralizm de bizim karşı çıktığımız nokta nedir Liberaller sermaye birikimi kapitalistlerin aklı becerisi ve hayallerinin peşinde koşması ile olur der. Komünistler hayır sermaye birikimi işçinin verilmeyen (çalınan) hakkıdır der.ama her ikisinde sermaye birikimi olduğu iddiası var.
Bu tanımlamadan sonra bu iki düşünce bir arada barınır mı Bence barınmaz biri birini alt etmek zorunda dır. Ama belli aşamada birbirlerinden alacağı çok şey vardır.
İşte örnek A.Simth ve K.Marx Marx sermayeyi Smith den öğreniyor ama Simith de bir şey hatırlatıyor İşte o hatırlattığı değer yasası.
Bu hatırlatmadan Ricardo etkileniyor değer yasasını kabul ediyor ama o da bir eksikle ve tekrar Marx devreye giriyor ve ona da bir eleştiri gönderiyor.
Şimdi ne alakası var diyeceksiniz Bence çok alakası var.
Konunu özü komünizm olduğunda Ricardo ve Simith bu işin içinde olmalı.
Gelelim Reel sosyalizm e ve liberal düşüncenin legalleşmesine.Liberaller in tek dayanak nokrası mülkiyetin özel olmasıdır Bu mülkiyetinde kapitalist anlamda hemde dünya ölçeğinde olmasıdır.
Liberaller mülkiyet olmadı mı tek yapacakları şey insanın özgürleşmesi projeleridir yani liberal görüşleri ancak o arenada savunurlar.
İşte bu da daha fazla demokrasi ve daha fazla özgürük tür.
Şimdi bizim ülkemizdeki liberallere bakalım 12 eylül öncesi devrimcileri komünistleri düzene karşı savundular 90 yıllarda kürtleri düzene karşı avundular 2005 de T.Erdoğanı askeri vesayete karşı savundular bu günlerde Demirtaşı ve HDP yi düzene karşı savunuyorlar.Demekki komünistler dikkatlerini çekecek kadar güçlü olsa idi onları da düzene karşı savunacaklardı.
Bu eylemlerin hepsinde kendilerince olması gereken demokrasiyi savundular. Bunların içinde Oya Baydar Sezen Aksu Veysi Sarısözen gibileri var .
Devrim yapmış ve soyalizm inşa etmiş bir ülkede özellikle SB gibi işçileri düzene karşı savunacakları anlaşılmak ta değilmidir.
Yani olması gereken demokrasiyi .
Yine liberalizme övgüler düzmüşsün. Komünist ideoloji ile liberal ideolojiyi birbirine karıştırmaktan keyif alıyorsun. Liberalizmin bireyci bir ideoloji, komünizmin toplumculuk olduğunu bir türlü anlayamıyor, toplumculuğun özel mülkiyet güzellemesine ihtiyacı olmadığını da bir türlü kabullenemiyorsun.
Yani asatığım astık kestiğim kestik gibi yaklaşımlar bunu da o muzaffer proleterya diktatörlüğü adı ve kutsallığı içinde yapmak çok çok mümkün.
Böyle bakmaya kendinizi zorlarsan demokrasi ile diktatörlük arasında hiç bir kesişme noktası olmadığını kabul etmiş olursun. Burjuva demokrasisinin olduğu bir ülkede sistemi dönüştürecek bir hareketlilik ciddi tehlike yaratacak boyutlara gelse, burjuvazi demokrasiden açık faşizme veya askeri diktatörlüğe geçmez mi sanıyorsunuz. Burjuva demokrasisi burjuva diktatörlüğünden içsel olarak farklı bir yönetim biçimi değil ki.
Proleter diktatörlük ile üç beş kişinin diktatörlüğü kast edilmiyor. O ülkenin de anayasası, yasaları, mahkemeleri olacak. Burada önemli olan sistemi iyi kurgulayabilmektir. İyi kurgulanmadıktan sonra liberallere özgürlük verilerek bu sorunun ortadan kaldırılmasını düşünmen çok idealist bir özellik taşıyor. Bu kadar çekinceniz varsa ve bu çekincelerden kurtulmak da mümkün değilse, devrime de gerek yok, kapitalizm içinde liberal ideolojinin tahakkümü altında yaşayıp gidelim. Nasıl olsa demokrasi var!
illade tahakküm olacaksa eskisi kalsın yeniside bürokrasinin tahakkümü zaten.
En azından birisi eskimiş yıpranmıştır. Yeni ise daha heyecanlı daha gaddar daha baskıcı olacaktır.
Şaşmaz hesap demokrasidir bütün her kes itiraz etse de yine demokrasi.