Aklı demokrasiyle bozmak
Metin Çulhaoğlu
Üstteki başlık, Mesut Odmandan sıkça duyduğum bir sözdür.
Hemen eklemek gerekir: Demokrasi denen şeye hepten burun kıvırmak, olmasa da olur demek değildir. Ama insan aklını demokrasiyle bozarsa, yani demokrasiyi abese itecek kadar fetişleştirirse yemeyeceği halt kalmaz.
Ne gibi yani derseniz, Türkiyede mevcut muhalefetin de eliyle siyaseti yeniden şekillendirme girişimlerinde giderek ağırlık kazanan iki eğilimden söz edilebilir.
Bunlardan ilki, Recep Tayyip Erdoğanın ne zaman bozulduğu konusunda verilen milatlarla ilgilidir.
2007nin başından 2012nin sonuna kadar 6 yıllık dönemde herhangi bir yılı seçebilirsiniz. İşte demokrasidir, seçimle işbaşına gelmiştir, milli iradenin tecellisidir; ama Erdoğan bu dönemde şu ya da bu tarihten başlayarak demokrasiden yüz çevirmiş, otoriterleşmiş, şahsi hırslarının esiri olarak kişisel diktatörlüğe yönelmiştir.
Şöyle bir çevrenize bakın, hep bunlar söylenmektedir.
Bu tür değerlendirmelerin asıl mesajı ise açıktır: İşçi-emekçi düşmanlığıymış, özelleştirmelermiş, kentsel dönüşüm talanlarıymış, halkın değerleri adına toplumsal yaşamın dinci kurallara oturtulma çabalarıymış, bunlara biz de varız, işbaşına gelirsek biz de bunları sürdüreceğiz; yeter ki diktatörlük olmasın, demokrasi olsun
Ha demek ki kişi diktatörlüğü olmayıp demokrasi olunca bunları ve benzerlerini sineye çekmek gerekecektir
Öyle ya, milli idare ve demokrasi
Belirli odaklara verilen ve herhalde alınan mesajı bir kez daha söyleyelim: Endişeniz olmasın, başlarda, hatta uzun bir süre baş tacı ettiğiniz, öve öve bitiremediğimiz uygulamaları (bu kez kişi diktatörlüğü olmadan) biz de sürdüreceğiz
* * *
İkinci eğilim: Seçimle gelen seçimle gitmeli
Aklını demokrasiyle bozanların son şiarı budur. Lütfen kimse ne yani askeri darbeyle mi gitsin sonucunu çıkarmasın; çıkarırsa aklı demokrasiyle bozmanın daniskası olur. Bir iktidarın ve onun başının, ayyuka çıkan skandalları, sokağa dökülen (dökülebilecek) muhalefeti falan hiç umursamayıp sandıkla geldim, sandıkla giderim demesi demokrasinin gereğiyse ve muhalefet de bunu böyle görüyorsa, böyle demokrasinin
Başka pek çok örnek bir yana, Richard Nixon 1974te sandıkla mı gitmiştir?
Eğer buysa, neden ikide bir demokrasi sandıktan ibaret değildir gibi laflar ediyorsunuz?
Bu ikinci örnekteki mesaj da açık olsa gerek: Korkmayın, rahat olun, iktidarı işin içine sokağı katmadan, toplumsal muhalefet dinamiklerini dizginleyip söndürerek, çok demokratik yollardan değiştireceğiz
Kuşkusuz, bu iki başat eğilim daha da inceltilebilir, altları başka motiflerde doldurulabilir:
Bir taraf (iktidar ve Erdoğan) seçimle geldi, seçimle gider; ama öbür taraf (Cemaat) bir gelirse bir daha gitmez
Bugün sandığın meşruiyetine biz de sahip çıkalım ki yarın iktidarımızda ortaya çıkabilecek düşürme girişimlerine karşı elde kozumuz olsun
Sandık dışında başka yollardan giderlerse küllerinden yeniden doğabilirler, ama sandıkla giderlerse
Çözüm sürecini bunlarla başlattık, götürüyoruz, şimdi başkaları çıkarsa işler bozulur
Neticede demokrasidir ve hikmetinden sual olmaz.
Böyle demokrasinin
SOL