Normalleşme, çözüm, sulh... Keşke!/Kemal Okuyan
Bir telaş, bir telaş
Krizi yumuşatmak için adeta kuyruk oluştu. Turlamalar, ziyaretler, öneriler, paketler, aracılar
Birileri kavga etmesek, siz de biz de yıpranıyoruz demekte. Haklılar, krizin öne çıkan iki tarafı olarak cemaat ve AKP gerçekten de birbirlerine zarar vermekte.
Birileri kavga etmeseniz, bizi de yıpratıyorsunuz demekte. Egemen blokun diğer bazı unsurlarının derdi de bu. Onlar da kendilerince haklı.
Birileri elimizden tut, düşmenizi engelleyelim demekte. AKP rejiminin normalleşmesini, arızalarından arındırılmasını ve bu rejimde kendilerine yer açılmasını isteyenlerin girişimi de bu doğrultuda. Ne diyelim, onlar da haklı.
Peki, yıllardır hem AKP hem de cemaatten şikayet edenlere ne oluyor? Neden bu kategoriden bazı kesimler çıkış yolu önermeye başladı. Neden kriz yargı eksenine sıkıştırılmaya çalışılıyor? Neden meşruiyetini tamamen yitirmiş bir hükümet ve 11 yıllık ortağı tarafından dahi illegal ilan edilmiş bir tarikata manevra olanağı sağlanıyor?
Bu sorunun yanıtı, çok önemli.
Krizi çözmek için hareketlenmek ancak ve ancak bir sınıf tavrı ile açıklanabilir. Sürecin kaotik bir hâl aldığını yalnız bir görmüyoruz. Sermaye sınıfı da görüyor. En fazla da hiyerarşinin daha altında olup da, güvenli liman arayan kapitalistler görüyor. Yanlarına borçlandırılmış, dolayısıyla istikrar şantajı karşısında boynunu büken toplumsal kesimleri alarak, aman dikkat diyorlar.
Erdoğan belki kötü ama hepimiz aynı gemideyiz
Dikkatle bakın
Liberalizm ve ulusalcılığın sola sızmış kesimleri farklı noktalardan kolları sıvadı bile. Ama cemaate yakın durarak, ama Erdoğanın kuşatılmışlığından yararlanarak pozisyon almaya çalışıyorlar. Arkalarına aldıkları ise küçümsenmeyecek bir kesimdeki normalleşme isteği.
Bütün bu çabaların da katkısıyla istikrar sağlanır, Erdoğan kendini toparlar, cemaatle AKP barışır mı?
Türkiye bir aylık bir karmaşadan sonra, düzenin tesis edildiği, yerel seçimlerin sükunet içinde yapıldığı, milli iradeye göre siyasetin dengelerinin yeniden kurulduğu bir normalliğe döner mi?
Bu imkansız
Kum saatinin akışını yavaşlatabilirler belki.
Ama keşke, muhafazakarı, İslamcısı, liboşu, milliyetçisi-ulusalcısı, merkez solcusu, merkez sağcısı hep birlikte dağılmakta olan yapının imdadına koşsa, sanki bir şey olmamış gibi davransa.
Sanki Suriyedeki teröristlere çuval çuval para, kamyon kamyon silah yollanmamışçasına
Sanki eğitimden siyasete her taraf dinselleştirilmemişçesine
Sanki ülkenin her santimetrekaresinden yağma, talan, yolsuzluk fırşkırmıyormuşçasına
Sanki gözüdönmüş piyasa aktörleri emekçi halkın ümüğünü sıkmıyormuşçasına
Sanki, ülkede yönetime talip olanlar başvurularını önce Beyaz Saraya yapmıyormuşçasına
Keşke
Keşke herif bitti ama bizi de bitirecek kaygısıyla mümkün olan en geniş koalisyon kurulsa, merak edecek bir şey yok, normalleşiyoruz diye müjde patlatılsa.
Onca yıldır bir türlü ayrıştıramadığımız sapla saman belli olsa, sahte umut tüccarları açığa düşse, yıllardır halka ölümü gösterip sıtmaya razı edenlerin ipliği pazara çıksa.
Diktatörün laneti onları da içine alsa.
Halkımız da Haziran ayındaki tarihsel çıkışının rastlantı olup olmadığı sorusuna yanıt verse.
Keşke
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/kemal-okuyan/normallesme-cozum-sulh-keske-85422