TKP'den deklarasyon: Hükümet derhal istifa etmeli, cemaat örgütleri dağıtılmalı
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi, son süreçte yaşanan krize ilişkin önemli bir deklarasyon yayınladı. Deklarasyonda, "Hükümet derhal istifa etmeli, tüm cemaat ve tarikat örgütlenmeleri dağıtılmalı, siyasi davalardaki bütün savcı ve yargıçlar görevden el çektirilmeli" denildi.
(soL - Haber Merkezi)
TKP'nin "AKP rejiminin krizi ve halkın örgütlenmesi" başlıklı deklarasyonu şöyle:
AKP rejiminin krizi ve halkın örgütlenmesi
1. AKP rejimi, bütün kurum ve bütün bileşenleri ile iflas etmiştir.
2. AKP rejiminin kendi iç çatlakları ve bu çatlakların 17 Aralık tarihinden itibaren derin bir yarılmaya dönüşmesi, AKP zihniyeti ile Türkiye gerçekliği arasındaki açının sonucudur. AKP rejimini yolun sonuna getiren, 2013 Haziranında yaşanan büyük halk direnişidir.
3. Türkiyenin AKP rejimine sığmayacağı açıkça ortaya çıkmıştır. AKP rejiminin halk düşmanı, dinci, sermaye yanlısı ve işbirlikçi karakteri, Türkiye toplumunun dinamik kesimleri tarafından reddedilmiştir.
4. Halkımızın AKP rejimini reddi ve hükümetin Baas iktidarının yabancı müdahalesi ile düşürülmesine dayanan Suriye politikasının başarısızlığı, emperyalist güçleri ve Türkiye burjuvazisini, başından beri destekledikleri Erdoğana alternatif aramaya itmiştir.
5. Bugün cemaat ile Erdoğan arasında yaşanan kavga, bu arayışın sonucudur ve çok daha kapsamlı bir siyasi krizin yalnızca bir parçasıdır.
6. Başta ABD olmak üzere emperyalist ülkeler ve sermaye sınıfı, Erdoğana alternatif ararken, AKP rejiminin kendileri açısından kazanç olan temel özelliklerinin devamını garanti altına alacak formüller peşinde koşmaktadır.
7. Türkiyenin siyasi geleceği, bir yandan uluslararası ve yerli tekellerin bu arayışı ve AKP rejiminin temel aktörlerinin kendi aralarındaki mücadele tarafından, bir yandan da AKP rejimine karşı olan toplumsal ve siyasi kesimlerin alacağı konum ve yürütecekleri mücadele tarafından belirlenecektir.
8. Bu karmaşık ve kaotik sürecin sonuçları hakkında bugünden konuşmak, tahminde bulunmak yerine, Türkiyenin emekçi sınıfları adına ağırlık koyacak, halkın örgütlü gücünü daha da büyüterek siyaset alanına taşıyacak hamleler yapılmalıdır.
9. AKP rejiminin herhangi bir unsurunu diğerine tercih etmek ya da AKP rejiminin temel özelliklerini koruyan siyasi seçeneklere bel bağlamak, sol adına yapılacak en büyük hata olacaktır. Sol, Haziran Direnişine ihanet anlamına gelecek konumlanışlardan uzak durmalıdır.
10. AKP yönetimi ve Gülen cemaati arasındaki kavga, AKP rejiminin çöktüğünü kanıtlamaktan ve hızlandırmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. İktidarın her iki kanadı, yıllar boyu suç ortaklığı yaptıktan sonra, tıkanan rejimin sorumluluğunu diğer tarafa yıkmak ve önümüzdeki dönemde rol üstlenmek amacındadır. Halk güçleri, çöküşü hızlandırıcı ve rejimin tüm unsurlarını deşifre etmeye, zayıflatmaya yönelik bir çaba içinde olmalıdır.
11. AKP rejiminin siyasi sorumluluğu Erdoğan ve partisine aittir. Haksız yargılamaların, halk düşmanı ekonomi politikalarının, ülke zenginliklerinin yağmalanmasının, dış politikanın ve toplumsal yaşantının dinselleştirilmesinin hesabını verecek olan öncelikli olarak iktidar partisidir.
12. Cemaat, yasadışı bir örgütlenme olarak, AKP iktidarına hem lojistik destek vermiş, hem ona derinlik katmış hem de tetikçilik yapmıştır. Ortada inkar edilmesi imkansız bir suç ortaklığı vardır.
13. Cemaatin AKPyi oyuna getirdiği ya da AKP iktidarına karşı suç işlediği iddiası büyük yalandır. Hep birlikte halka karşı suç işlemişlerdir.
14. Cemaatin AKP tarafından tasfiyesinin ya da Erdoğansız bir AKPnin Türkiyenin önünü açacağı düşüncesinin toplumda yaygınlaşmasının önüne geçilmelidir. Türkiyenin geleceği gericiler arasındaki bir rekabetin sonuçlarına terk edilemez.
15. Erdoğanın ya da cemaatin diğerine tercih edilebileceği tezine dayanan her tür strateji reddedilmeli, bu stratejilerin kimler tarafından empoze edildiği halka anlatılmalıdır.
16. AKP rejiminin emperyalizm işbirlikçiliği, dinci gericilik ve piyasa faşizmi bir bütündür, tek tek ele alınamaz, bunlara karşı tek tek mücadele edilemez.
17. Halk, örgütlü olduğu takdirde, kötünün iyisine mahkum olmaktan kurtulacak ve kendi seçeneğini yaratacaktır. Bunun için tüm ülkede örgütlenme seferberliği başlatılmalı, hangi siyasi eğilimden olursa olsun, aydınlanmacı, yurtsever ve kamucu yurttaşlarımızın bir araya geldiği, kurulduğu yerelliklerde büyük heyecan yaratan Sol Cephe deneyi yaygınlaştırılmalıdır.
18. Türkiye Komünist Partisi, halkın örgütlü gücünü yükseltmek ve sosyalist seçeneği hızla somut bir gerçeklik haline getirmek için uğraşırken, aşağıdaki güncel talepleri hayata geçirmek için de mücadele yürütecektir.
a) Hükümet derhal istifa etmelidir.
b) Tüm cemaat ve tarikat örgütlenmeleri dağıtılmalıdır.
c) AKP döneminin siyasi davalarında iddianame hazırlayan, karar veren bütün savcı ve yargıçlar görevden el çektirilmelidir.
d) AKP rejiminin selameti için hükümetle cemaatler arasında arabuluculuğa soyunan Cumhurbaşkanı da derhal istifa etmelidir.
e) Rüşvet ve yolsuzlukla suçlanan herkes yargı önüne çıkarılmalı, bu soruşturmalarda sonuna kadar gidilmelidir. Rüşvet ve yolsuzluğun altyapısını oluşturan tüm özelleştirmeler iptal edilmeli, TOKİ ihaleleri incelemeye alınmalıdır.
f) AKP döneminin siyasi yargılamalarından dolayı hükümlü ya da tutuklu bulunan tüm tutsaklar istisnasız, koşulsuz ve derhal serbest bırakılmalıdır. Yeniden yargılama, tüm sanıkların özgür olduğu bir ortamda gerçekleşmelidir.
g) Haziran Direnişi süresince halka ölçüsüz bir biçimde saldıran, AKP'ye karşı direnme hakkını kullanan insanları öldüren, yaralayan, hukuksuz bir biçimde alıkoyan polis memurları, onlara emir veren amirleri ve valiler, polisin işlediği suçlara iştirak eden belediye yetkilileri ve bu zorbalığa kol kanat geren siyasetçiler derhal yargılanmalıdır.
h) AKP rejiminin halka ve insanlığa karşı işlediği suçların dökümü çıkarılmalı ve bu suçların siyasi ve hukuki karşılığının verilmesi, suçludan hesap sorulması için kapsamlı girişimlerde bulunulmalıdır.
i) Yüksek Seçim Kurulunun yapısı değiştirilmeli, seçime katılacak bütün partiler kurulda temsil edilmeli, seçim hile ve usulsüzlüklerini engellemek için yapılan öneriler titizlikle değerlendirilmeli ve alınan kararlar gerekçeleriyle halka açıklanmalıdır.
j) Seçim barajı bütünüyle kaldırılmalı, seçimlere katılan partilere hazine yardımı eşit olarak dağıtılmalıdır.
k) Başta Başbakan, Dışişleri Bakanı ve MİT Müsteşarı olmak üzere, Suriyede savaş suçu işleyen tüm yetkililer yargılanmalıdır.
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komite
bildiriyi okuyan kişi, eğer bizim solun üslubuna alışkın değilse sanır ki, ülke devrim aşamasına gelmiş; meydanlarda devrim bildirgesi okunuyor.
alışkın olanlarsa hiç umursamıyor bu tür bildirileri ve hatta okumuyor bile. en fazla şöyle bir göz gezdiriliyor ve sonra unutuluyor.
böyle "meli/malı"lı bildirilerin acaba propagandif değeri olduğunu mu düşünüyorlar? ne işe yarıyor ki bu tür bildiriler? kime ne katkı sunuyor? politik arenamızda ses mi getiriyor? emekçi sınıfları hareketlendiriyor mu? toplumu politize mi ediyor? zaten politik olanları, ülke gündemiyle ilgilenenleri biraz daha politize eder mi? etse ne olacak?
[i]"a) Hükümet derhal istifa etmelidir."
"b) Tüm cemaat ve tarikat örgütlenmeleri dağıtılmalıdır."[/i]
olur, eşşegi hemen aşılatacağım!
kardeşşş... hükumetle cemaat kapışıyor ve ayakta kalan, öbürünü bitirecek. belki uzlaşırlarsa ikisi de kalır ama bu saatten sonra o da zor. sen kime ne diyorsun? hem hükumeti istifa ettiriyorsun, hem de cemaati dağıtıveriyorsun. bunu kim, nasıl yapacak? masal dünyasındaki kızıl atlı prense mi söylüyorsun bunları? elmayı yedikten sonra derin uykuya dalan pamuk prensesi uyandıracak ya. daha gelmedi o da...
koskoca merkez komitesi toplantısından çıka çıka böyle propagandif bir bildiri mi çıkıyor? kuzum siz propaganda ve ajitasyondan başka bir şey bilmez misiniz? politikayı ne sanıyorsunuz?
şimdi denecek ki, bunlar kitleleri harekete geçirmek için somut talepler. bunlar hemen bugünden yarına olmayacak ama biz politik propaganda olarak dile getirelim. kitlelerle mücadele ederek bunları gücümüz yettiğince gerçekleştiririz.
pekiii.. hükumet derhal(!) istifa etti diyelim, o halde cemaati kim dağıtacak? dün şöyle böyle dediği cemaat liderinin bugün ayağına gidip onunla görüşen anamuhalefet lideri mi?
hükumet zaten bir süre içinde mecbur kalıp istifa edebilir veya belki de yakında açıklanacak yeni belge(!)ler sonucu düşürülebilir de.
iyi ama cemaati kim dağıtacak? gizli ve derinden örgütlenmiş bir cemaat bu. devletin içinde, yargıda, emniyette, basında var oğlu var.
sırtını da abd'ye ve muhtemelen de israil'e dayamış görünüyor. karanlık bir durumu var. yoksa tek başına bu kadar cüretle saldıramazdı hükumete.
o halde nasıl olacak da cemaat dağıtılacak, hem de hükumet derhal(!) istifa ederse?...
hükumet kalırsa cemaate darbe vurabilir. ardından da yolsuzluk belgeleri nedeniyle kaybettiği prestijini geri alamaz ve seçimlerde gerileyebilir.
aslan komünistler(!) de tabii çalışmalı biraz. seçimlerde akp pekala geriletilebilir. derhal(!) istifa etmese de, sonraki genel seçimlere kadar önemli ölçüde güç kaybetmiş hâle gelebilir.
bu strateji daha akıllıca değil mi? hem daha gerçekçi. o kadar propagandif değil, kabul ediyorum.
AKP'yle nasıl bir bağın var? Mutlaka bir çıkarın var ki, ne olursa olsun AKP kalsın diyorsun. Seni solcuların arasına mikser görevi yapman için mi gönderiyorlar. Sosyalist ayaklarına yatıp sosyalist örgütlere düşmanlık yapman kabak tadı verdi.
Kendini solcu sanan Kaçak adlı liboş, senin AKP yandaşlığından başka bir işin olmaz mı? Che ne güzel söylemiş, senin işin gücün sol içerisinde karıştırıcı rolü üstlenmek mi? Talimatları kimden alıyorsun?
Yahu tek bir cümleye ne gerek var. Bir insanın AKP'ci olması için ''ben akp'ciyim demesi gerekmiyor ki? Bütün yazıların sol düşmanlığı üzerine, bütün yazıların AKp gitmesin üzerine. Bundan iyi akp'ci olunur mu?