Çok özel bir halk düşmanı
Kemal Okuyan
Bir yalanın üzerini örtmek için çıkışı olmayan bir yalan sarmalına girmek
Bir cinayeti gizlemek için ölüm makinesine dönüşmek
Diktatörün psikolojisi tam da bu.
Artık takiyye de bitti, açıktan meydan okuyor insanlığa. Sen benim neden yolsuzluk yaptığımı biliyor musun dercesine konuşuyor. Suriyeye terörist ihracını haklı göstermek için elinden geleni ardına koymuyor. Polis barbarlığını, yargı terörünü ben haklıyımla açıklayan bir zihniyet.
Kimsenin yaşam tarzına müdahale etmeyiz dedikten sonra kusura bakmayın, bu bana ters
diye başlayıp uzayan vaazlardan belliydi.
Siyasi iktidar hızla, onu siyasi nedenlerle, bazı gerçeklere işaret etmek için faşist diye niteleyenlere bu kez bilimsel veriler sunmakta, bu tanımlamayı her anlamda hak ettiğini kanıtlamakta.
Milli olmasa da zilli bir iradeyi temsil ediyor.
Karşımızda marksist ideoloji ve devlet kuramına ilginç zenginlikler katacak bir örnek var.
Ama şimdi önceliğimiz, bu ilginçlikten kurtulmak.
Olağanüstü bir durumla karşı karşıyayız. Her açıdan ama her açıdan yolun sonuna gelen bir siyasi özne, bunu kabullenmiyor ve ben yoksam, yıkılsın gök kubbe diyerek, şimdiye kadar kendisine şer güçlerince açılan kredileri tükeninceye kadar değerlendirmeye çabalıyor.
İç politikada böyle, dış politikada da
Soluk alıp verdiği ya da soluksuz kaldığı dünyanın kirine, rezilliğine güveniyor. Bugün kendisine sırt çeviren büyük güçlerin, eski suç ortaklarının hareket ettiği bataklığa bel bağlıyor. Onlar varsa, ben de var olmaya devam etmeliyim düşüncesinde.
Brüksele gider ayak Goebelsvari bir ajans şovunu bu amaçla sahneledi. Bakın bana bitti diyorsunuz ama bende neler var neler, hâlâ muhtaç olduğunuz gözü kara kahramanınızım ben. Bunları yapıp, yolsuzluğun dibine vurup, ali kıran baş kesen olup bu kadar oy alabilen var mı aranızda diyor. Hatta şunu: Ben bu işi tutturursam örnek olurum, siz de rahatlarsınız, insanlığa her yerde boyun eğdiririz!
Haziranı bir açıdan anlamış, ikincisini istiyor. Belki halkın üzerinde tepinmek hayali kuruyor.
Evet hayal!
Ama siyaseten ceset de olsa, o bir gerçek!
Olağanüstü ama gerçek!
Onun olağanüstülüğünü görmezden gelenler ise karikatür.
Onunla normalleşme peşinde koşanlar
Ona kredi açanlar
Onunla özgürlük, demokrasi, çözüm vs. türküleri söyleyenler
Onunla pazarlık yapanlar
Ona hareket alanı sunanlar
Ona mesafelerini keyfi bir biçimde belirleyenler
Çürütür diyorduk. Ciddiye alın. İyiliğiniz için!
soL Gazetesine açılan davaya gelince
Hükümeti devirmeye çalışmak, onu zor durumda bırakmak, halkı kışkırtmak
Hükümeti devirmek diye kendi başına bir suç yok. Onu zor durumda bırakan kendi tercihleri. Halkı kimin ve neyin kışkırttığının listesini hazırlayacağız, tek tek.
Bir gazete olarak soLun suç kriteri belli: Halka yalan söylemek. Gerisi boş!