Kemal Okuyan yazdı: Sol Cephe tuttu diyebiliriz
Yolsuzluk dosyaları, yerel seçim hazırlıkları, dinleme savaşları, pazarlıklar, Suriye manevraları, ekonominin tangırdamasının tozu dumanı arasında bir başka süreç ilginç bir biçimde gelişiyor: Sol Cephe! Sol Cephe tuttu, çünkü tutmasının çok sayıda nedeni var.
Kemal Okuyan
Parti ve örgütler arasındaki birlik girişimlerine alışmış olanlar için yadırgatıcı bir başlangıcı vardı Sol Cephenin. Aşağıdan yukarıya cephe kurulmaz tezine dayandıranlar da oldu karamsarlıklarını. Oysa toplumsal mücadeleler tarihinde cephe her defasında yeni bir içerikle ve yeni bir bağlamda kurulmuştu. Sol Cephe de özgünlükleriyle yola koyuluyordu. Türkiyenin gerçeklerinden, solun ihtiyaçlarından kaynaklanan özgünlükleriyle...
Medya ilgisizlikle boğmak istiyor. Öyle ki geçenlerde çok titiz ve değerli bir akademisyen, solda duran bir gazeteye sitem dolu bir mektup yollamış, haberiniz var mı... diye. Haber değeri görmüyorsanız, neleri haberleştirdiğinizi hatırlatalım mı ekiyle... Solda ise Sol Cephe mi, falanca partinin işinin ötesi yok zaten.
Oysa falanca partinin işi olamayacak kadar gerçek bir dinamizm yarattı Sol Cephe. Kuruluş toplantısı öyleydi, yerelliklerde kurulan Meclislerde ise bu iddialara ne falancası, biz buradayız diyerek yanıt veren binlerce kişi toplandı. 30u geçti kuruluşunu ilan eden Sol Cephe Meclisi, bu haftasonu da yenileri geliyor. Ben sadece birkaçında bulundum, şaşırdım. Şaşırdım ve sevindim.
Tartışıyor, hedef belirliyor, temsilcilerini seçiyor, örgütlenmeye koyuluyorlar.
Bu karmaşık siyasi ortamda üzerinde daha fazla durulmayı hak ediyorlar. Çünkü Sol Cephe şu anda halkın gereksinimlerine fazlasıyla uyan, deyim yerindeyse cuk oturan bir yapı. Ve belli ki, maya tuttu. O halde biraz odaklanalım. Farklı açılardan.
Sol Cephe tuttu, çünkü toplum örgütlenmek istiyor
Haziranı, direnişi yaratan insanların örgütlenmeye niyeti olmadığını söylemek ne kadar büyük bir haksızlık. Kuşkusuz bu büyük kitlede, örgütsüzlüğü tercih eden ve yakın vadede bu tercihi değiştiremeyecek geniş bir kesim var. Ancak Hazirancılar arasında, örgütlü solun şimdiye kadar yanına dahi yaklaşamadığı çok geniş bir bölme örgütlenmek istiyor. Birlikte durmanın tadını aldıkları için, yalnız kalmanın bedellerini gördükleri için, yeter artık dedikleri için ve en önemlisi işe yarayacağını anladıkları için. İnsanlar siyasetten, siyasi parti ve örgütlerden rahatsız palavrası da birçok insanı örgütlü siyaset fikrinden uzaklaştıramadı. En önemlisi, Haziranda barikata koşan farklı yaş kuşaklarından insanlar, konu örgütlenme olunca yine aynı dengeli görüntüyle dolduruyordu sıraları. Sol Cephe, toplumdaki örgütlenme arayışına verilen yanıttır, tutar.
Sol Cephe tuttu, çünkü doğru örgütlenme tarzıdır
Toplumsal mücadelede tek bir örgütsel düzlem olamaz. Siyasi partiler ya da daha somut konuşalım, işçi sınıfı partileri en gelişmiş örgütsel formdur emekçi halk için ama tek başlarına kaldıklarında hem yetersiz kalırlar hem de kendilerini tüketirler. Sol Cephe, toplumun en basit ama en kritik ilkeleri etrafında temel örgütlenme ihtiyacını karşılamak için kurulmuştu. Derin stratejik-taktik tartışma ve ayrımlara boğulmadan, belki onları başka bir mekan ve zamana öteleyerek, son derece yalın bir biçimde solun değerlerini, o değerleri kimsenin tapulu malı yapmadan ama o değerleri örseletmeden, yayma ve geliştirme çabasıydı bu. Görüldü ki, seçim başlığının yarattığı basınca rağmen, en azından 30 Mart bağlamında farklı siyasi tercihleri olan insanlar arasında bile, bu değerlerin yarattığı duygudaşlık ve ortaklık hali, sonu gelmeyen iç gerilimleri uzak tutuyor. Bunda AKP iktidarının yarattığı nefretin payı var kuşkusuz ama unutmayalım bu nefret her fırsatta bir kenara konabiliyor başka örneklerde ve derhal sol içi rekabet öne çıkıveriyor. Hem de en olmadık anlarda! Sol Cephe, örgütlenmeyi çekilmez kılan bazı hastalıkları alt etmek anlamına gelmiştir, tutar.
Sol Cephe tuttu, çünkü gerçek bu kez çıplak
Sol Cephe, çok güçlü bir düşünsel enerjiyi arkasına aldı. Dünyayı ve Türkiyeyi doğru okudu, doğru yerde konumlandı. AKPnin nereden gelip nereye gittiğini iyi kavradı. CHPnin iç dinamiklerini küçük hesaplardan uzak bir biçimde değerlendirdi. Solun hangi ideolojik koordinatlara yerleşmesi gerektiği konusunda ufuk açıcı bir saptamada bulundu. Karşılığını gördü çünkü, sanılanın aksine, oldukça geniş bir kesim aynı sonuçlara ulaşmıştı. Solda bu sonuçlara gözünü kapatan, onların yanından geçen anlayışların fark edemediği tam da buydu: Siyasi kriz ve Haziran direnişi gerçeğin üzerindeki örtüyü kaldırmıştı. Tamamen değil ama büyük ölçüde. Sol Cephenin ilke ve yaklaşımları birçok kişiye hava kadar, su kadar doğal geliyordu, çünkü aklın yolu birdi. Sol Cephe, gerçeklerle barışık, bu nedenle tutar.
Sol Cephe tuttu, çünkü yurtseverlik ve aydınlanmacılığın değeri anlaşıldı
AKP, emperyalist güçlerle işbirliğinin hangi noktalara taşınabileceğini gösterdiği gibi, Türkiyenin başarısız da olsa, emperyalist davranışlar içine girmesinin sonuçlarını bütün açıklığıyla sergiledi. Sol adına, emperyalizm olgusunu, ona karşı yurtsever bir konumlanış içine girmeyi küçümsemenin argümanları zayıfladı. Aynı AKP, dinselleşme açısından da öğretici bir işlev gördü. Düne kadar laikliği peh diye önemsizleştirenler, bizim başka işlerimiz var diyenler, ya hainleştiler ya da yaptıkları hatayı, açıktan itiraf etmeseler bile, telafi yoluna gittiler. Sol Cephe yurtseverlik ve aydınlanmacılığı bir eklenti olarak değil, bir propaganda ögesi olarak hiç değil, solun doğal değerleri olarak yansıtınca ve bu başlıklarda solun iç tuhaflıklarını hiç muhatap almayınca, geniş bir kesim birbiriyle buluşmaya başladı. Sol Cephe, solun olmazsa olmazları aydınlanmacılık ve yurtseverlikliği normalleştirdiği için, tutar.
Sol Cephe tuttu, çünkü AKP karşıtlığı sınıfsal bir bakış olmayınca soluksuz kalıyor
Sol Cepheyi gündeme ittiren Haziran Direnişidir. Haziran Direnişi ise AKP karşıtlığının kitlesel karşılık bulmasıdır kabaca. Öte yandan AKP karşıtlığı, daha bu parti hükümet olmadan var olan, karmaşık siyasi ve ideolojik hassasiyetlerin ürünü olarak yaygın kabul görüyordu. Aradan geçen sürede AKP karşıtlığı haklı çıktı ama bir yandan da zemin değiştirdi. 11 yıldır iktidarda olan bir partiyi misafir olarak görenlerin sayısı azaldığı gibi, bunun bir sistem sorunu olduğu daha geniş kesimlerde kabul edilir oldu. Bu, sınıfsal bakış açısına karşı alerjinin azalması anlamına geldi. Hatta tersine, birçok kişi, düzenin temellerini sorgulamayan bir AKP karşıtlığının AKP ve zihniyeti ile uzlaşmaya dönüşeceğini sezdi. CHPli olup da kendi partilerini eleştirenleri en fazla rahatsız eden de buydu örneğin. Sol Cephe, AKP karşıtlığı ile düzen karşıtlığı arasındaki bağı, sloganlarla ve birbirinin karşısına koyarak değil, mümkün olan en doğal yöntemlerle kurdu. Benim önceliğim AKP ile hesaplaşmak diyenle, ben az ile yetinmek istemiyorum, bu düzen değişmeli diyenler birbirlerini rakip olarak görmemeyi öğrendiler. Burada kazanan, emekçi halktır, emekçi halkın perspektifidir. Sol Cephe, sosyalizm savunusunu AKP karşıtlığı ile buluşturmuştur, tutar.
Sol Cephe henüz başlangıç noktasında
Sol Cephe tuttu. Ancak henüz başladı. Daha toplumsal düzlemde ses vermiyor. Güçlü kuruluşlar gerçekleşiyor ve etkili bir çıkışın altyapısı hızla kuruluyor. Kesin olan bir şey var ki, Sol Cephe örgütsüz bir toplamı ve yerel önderleri bir araya getirdi. Ancak, Sol Cephe kendi halinde duran bir yapı olmayacak herhalde. Bir yandan kuruluşlar gerçekleşir, bir yandan işleyiş mekanizmaları yerli yerine otururken, bir yandan da, Sol Cephe asıl mekanına, toplumsal dinamiklere bir an önce yerleşme heyecanı yaşıyor. Seçim gündemi belli zorluklar çıkarsa da, belli ki Sol Cephenin siyasal çıkışı da eli kulağında. Benim görebildiğim budur.
Kimse kusura bakmasın ama resmen hikaye anlatmıs Okuyan. Buna ancak birilerinin kendi kendisini tatmin veya aldatması denilir. Sol Cephe tutmadı, tutmaz,...... Nedeninide biraz siz araştırın.
Neyse hadin inanmaya devam edin. Yolunuz açık olsun. Araştırmanızada gerek yok. Nasıl şimdi iyi oldumu, nitelikli bir cevapmı?
Seni çok fazla ciddiye almamak gerek ama, insanın sabrını gerçekten çok zorluyorsun.