Hepiniz Projeydiniz Bay Çalışlar-Onur Kılıç
O. Çalışlar, televizyonda katıldığı bir programda, bir dönem genel yayın yönetmenliğini yaptığı Taraf gazetesi hakkında kimilerine ilginç gelen açıklamalar yaptı.
Tarafın bir proje olduğunu, her ay birkaç milyon dolar zarar ettiğini söyleyen Çalışlar, gazetenin ihtiyaç halinde kullanılmak için çıkarıldığından söz etti.
Kuşkusuz, Çalışların sözleri aynalı bir itiraftır. O, her ne kadar Taraf projesinin bugün farkına vardığını söylese de düne kadar kendisinin de bu projenin kullanışlı bir elemanı olduğunu herkes çok iyi biliyor. Zira, Tarafı ihtiyaç haline getiren siyasal proje, sadece Taraftan ibaret değildi. Tarafın bu proje içindeki rolü ile Çalışlar ve beraberindeki solcu eskilerinin rolü de aynı yere çıkıyor. Onlar bir bütün olarak, gerici ve liberal AKP iktidarının inşa sürecinde yürütülen ideolojik saldırıların açık tetikçiliğini yaparken aralarında gerçek bir uyum ve işbölümü vardı.
Taraf Projesi
Taraf, daha sonrasındaki pek çok davaya kaynaklık edecek ve rejim değişikliğinin en önemli halkalarından olarak sayılabilecek Ergenekon davasının başlamasından kısa bir süre sonra yayına başladı. Ve esas olarak da işlevi bu davaların maddi ve ideolojik meşruiyetini geliştirmek noktasında tanımlandı.
Kimler yoktu ki kadrosunda? Yeminli liberaller Ahmet Altan ve Yasemin Çongar, yalan haberlerle insanların özgürlüklerinin çalınmasına neden olan Mehmet Baransu gibi operasyon elemanları, Nabi Yağcı, Cemil Ertem, Orhan Miroğlu, Halil Berktay (bunlara sonradan Roni Margulies, Melih Altınok, Kurtuluş Tayiz, Orhan Miroğlu da katıldı) gibi dönekler; Emre Uslu, Önder Aytaç gibi polisler ve Rasim Ozan Kütahyalı, Markar Esayan, Yıldıray Oğur benzeri cahil sağcılar... İşte Taraf, bir anlamda bu farklı kökenlerden gibi görünen ama AKP eliyle kurulan yeni düzenin âli menfaatleri doğrultusunda, ona muhalif olan herkesle mücadele etmeye karar vermiş bir kadroyla, entegre yeni sağcılığın ideolojik zemini olarak ortaya çıkmıştı.
Proje kapsamlıydı. İstikrarlı bir iktidar savunuculuğuyla AKP-C koalisyonu değişim-statüko denkleminde değişimin ve demokrasinin odağı olarak parlatılırken, bu koalisyona karşı duranlar yandaş polis-yargı servisli haberlerle töhmet altına sokularak hedef gösterilecek, emniyet-yargı gücüyle derdest edilecekti.
Kendisinden başka hiçbir sesin çıkmasını kabullenemeyen, sağın genel tahammülsüz ve saldırgan tarzının bir yansıması olan Tarafın sola yaklaşımı da bu doğrultuda oldu. Ağırlıkla postmodern bir ilkesizliğin entelektüel rengini verdiği Taraf, sola karşı soğuk savaş döneminden emanet bir motivasyonla hareket etti. Kadrosundaki döneklerin tüm mesailerini harcayarak bayraktarlığını yaptığı tartışmalarla sol ve darbecilik arasında tarihsel bir bağ kurmaya çalıştı. Ancak bunu dayandıracak tarihsel gerçekler olmadığı için duygularla hareket etmeye sıkışıp kaldı. Anti komünist bir ruh halinin tetiklediği bu ideolojik saldırılar, solun çok sınırlı bir kesiminden Yetmez Ama Evet çizgisi çıkarmanın ötesine geçemedi.
Taraf, AKP-C koalisyonuna karşı toplumda oluşan her tür tepkinin kriminalize edilerek susturulmaya çalışılması; gazetecilerin, siyasetçilerin, aydınların eleştirel çalışmaları nedeniyle cezaevine konulması için 3-4 yıl gibi bir zamanda hafife alınmayacak bir çaba yürüttü. Sırtlarını dayadıkları iktidar erkinin üflediği ayetleri çoğu zaman dinlemeden tekrarladılar. Ve sonunda bugün, her yeri dökülen bu yalan imparatorluğunun kuruluşuna kan pompaladılar.
Proje ve Çalışlar
İşte bu parlak kadroyla birlikte Çalışlar ve benzerleri de aynı projenin gönüllü elemanları oldular. Yukarıda sayılan çoklu saldırı programı içerisinde aynı safta mücadele ettiler. Yaptıkları haberlerde, yazdıkları gazetelerde, çıktıkları programlarda muhafazakarlık ve demokrasi arasında kurdukları dahiyane bağlarla iktidarın değirmenine su taşırken, fikir hayatının gitgide daha çorak, tutarsız ve yanıltıcı hale gelmesini sağladılar. Bu yolla toplumun üzerindeki faşist baskı ve sömürünün yoğunlaştırılması için çaba sarf ettiler.
Türkiyede AKP eliyle yerleştirilen yeni düzen, bugün yaşadığımız koyu karanlığa ulaşana dek pek çok önemli kavşaktan geçti. Bu kavşakların tamamında el ele veren gerici ve liberal çevreler, bugün ülkemizin yaşadığı faşist baskı politikalarının da birinci dereceden sorumluları oldular.
Şimdi şiddetlenen devlet krizinin, bir paylaşım mücadelesi içinde RTE ve Cemaati farklı cephelere savurmasıyla bu kadronun da parçalandığı açıkça görülüyor. Nagehan Alçıyla Nazlı Ilıcakı canlı yayında bağıra bağıra kavgaya tutuşturan bu tablo içinde Çalışların da denklemi terk etmek yerine pozisyon alması onun tarihsel kimliğinin oluşturduğu bir beklentidir. Fakat bu yeni durum da, bugün söyledikleri gibi onun tarihinde yeni kirli sayfalar açmaktan başka bir anlam taşımayacaktır. Anlaşılan o ki, dünün Aydınlıkçısı, bugünün diktatörcüsü Çalışların rezil olma kapasitesi hep kendisini yenileyebilecek bir genişliğe ulaşacaktır.
Taraf gazetesi bu süreç içerisinde devlet içi hesaplaşmanın tarafı olan kesimlerin sağladığı bilgi ve belgelere dayanan bir yayıncılık anlayışı izledi. Türkiyede eski devlet yapısının tasfiyesini ülkenin demokratikleşmesi değil, daha baskıcı olan yeni devletin inşası hedefiyle destekledi. Tarafı bir proje yapan, ona kimlik veren de esas olarak buydu. Bu amaçla kuruldu ve 2007 yılından iktidarın resmen el değiştirdiği 2010 referandumuna dek bu çizgide yürüdü. Proje aranıyorsa bu dönemdekilere ayna tutulması gerekir. Buraya bakıldığında Tarafın izlediği çizgiyle Çalışlarınki arasında bir fark olmadığı açıkça görülebilir. 2013 yılında Tarafa genel yayın yönetmeni olan Çalışları tavlayan da esas olarak AKP devletinin kuruluşu projesinde oturduğu ayrıcalıklı roldür.
Evet, bir proje vardı ve hepiniz onun içindeydiniz Bay Çalışlar, kaçacak bir yer yok.
Çalışların söylediklerinin tamamı:
Tarafın bir proje olduğu ve ihtiyaç halinde kullanılmak üzere olduğuna inanıyorum artık. Bu inancım, çok fazla malzeme biliyorum ve hepsini anlatabilirim anlamına gelmiyor. Bunu Yıldırayın, Tuncerin, Kurtuluşun, Markarın anlatması lazım, onlar yaptılar çünkü. Bunu daha iyi anlatacak olan içindeki insanlardır. Tek tek insanların bu projenin elemanı olduğunu söyleyecek bir bilgiye sahip değilim. Ama bana dersen ki; 7 yıl sonunda vardığın sonuç nedir diye... Taraf bir projedir. Buna hiç şüphem olmadığı kadar eminim.
Bildiklerimi söyleyeyim. Taraf ayda birkaç milyon dolar zarar eden bir gazete. Patronu olan Başar Aslanın da bunu kapatacak herhangi bir geliri, işletmesi, imkanı yok. Hala da bu gazete tüm bu açığa rağmen çıkarılıyor. Birilerinin bu parayı verdiği ve bu gazetenin belli bir imkan ve amaç için çıkarıldığına eminim. Bundan sonrası yargının ve siyasetin işidir.
Muhalefet.org
Bu adamlara gerçekten dayanamıyorum. Bu nasıl bir ikiyüzlülüktür anlamak mümkün değil. Daha düne kadar TARAF'ı yere göğe sığdıramayanların bugün söylediklerine bakın!
Oral Çalışlar'ın söz konusu konuşmasını sonuna kadar dinlemiştim. Bir insan bunca kepazelikten hiç mi rahatsızlık duymaz; bir insan bunca kepazeliğin oluşmasındaki katkılarından hiç mi utanmaz! AKP gibi bir garabeti yaratanlar, o garabetin oluşmasının medya ayağı olan TARAF'ı o zaman yere göğe sığdıramayanlar, kalmışlar bugün ''proje'' eleştirisinde bulunuyorlar!
Hiç yüzleri kızarmadan!