Bireylerin öznel değerlendirmelerine göre sosyalizm tanımlaması yapılamaz. Sosyalizm komünizmin alt evresinin adıdır ve sınıfların ve meta ilişkilerinin bulunmadığı bir toplumdur. Bu yüzden teoriyi çarpıtmamak gerek. Teori eylemden çıkar, eyleme döner. ''Bana göre sosyalizm''le başlayan açıklamalar sonuçta yanlış bir pratiğe ve o pratiğin teorileşmesine yol açacaktır. Bu yanlış teorinin yeniden pratiğe dönüşmesi ise yeniden yanlış bir pratiğin oluşmasına yol açacaktır.
Sosyalizmin komünizmin alt evresi olduğuna ilişkin referansınız nedir, Sn.tekyoldevrim? Bir başka başlıkta da sormuştum, proleter diktatörlük altındaki devrimci dönüşüm dönemini sosyalizm olarak nitelediğimizde nasıl bir sakınca ortaya çıkıyor?
Marks ve Engels'te sosyalizmin komünizmin birinci evresi olduğunu gösteren bir ifade yok bildiğim kadarıyla. Lenin'de böyle bir ifade var ama Lenin'de sosyalist inşa sürecini de sosyalizm olarak niteleyen açıklamalar var. Lenin daha da ileri giderek komünizmin birinci evresini devletli olarak niteliyor. Şimdi bütün bunlar ortadayken, proleter diktatörlük dönemini yani sosyalist kuruculuğun başladığı süreci sosyalizm olarak nitelemek neden yanlış olsun? Burada hangi teori inkar edilmiş olabilir?
80 öncesinde kitleselleşmiş bir sol vardı. Hepsine göre de iyi kötü bir sol-sosyalizm tanımı yapılabilirdi. Yapılan tanımlara sanırım pek itiraz da olmazdı. Solun bu kitleselliğinin nispeten yakın bir tarih içinde gerçekleşmesi, sürecin açık kapalı faşizm tarafından kesintiye uğraması bu kitleselleşen solun sosyalist bir bilinç kazanabilmesinin de önünü kesmiştir. 12 Eylül sonrasında bu kadar çok döneğimiz ve bu kadar çok kuyrukçumuz omasının bir nedeninin de bu olduğunu düşünüyorum. ''Bana göre sosyalizm'' ifadesinin bu kadar çok kullanılması ve bu kadar çok karşılık bulmasının nedeni de bir ölçüde bu. Sosyalizm kapitalizmin ortaya çıkardığı görünen ve açık yanlışlık ve haksızlıklara karşı çıkmak olarak algılanıyor çoğunlukla. Reel sosyalizme açıktan bir karşı çıkış olmasa da, ve kapitalizm içinde yaşamaya devam etme de açıktan savunulmasa da hem reel sosyalizme karşıtlık ve hem de kapitalizm içinde kalıp kapitalizme karşı çıkmak bir ölçüde ''bana göre sosyalizm'' diye başlayan cümlelerin kurulmasında etken oluyor. Bu siyasi anlayışta sistematik bir kapitalizm ve dolayısıyla özel mülkiyet karşıtlığı bulabilmek pek de mümkün olmuyor bu yüzden. Sistemin iyileştirilmesi ve demokratikleştirilmesi öne çıkıyor ve bu tür özlemlerin ve siyasi konumlanışın adı da yine ''bana göre sosyalizm''e bağlanıveriyor.