Iste bu sayin emlnur, bakin isterseniz ne kadar acik ve net bir sekilde yaziyorsunuz.
Simdi gelelim aciklamalariniza.
Siz soyalizmin gelmesinde önce kosullarin olusmasi ve sonrasinda "halk-isci sinifinin" ortaya koyan yogun kitlesel ayaklanmasina öncü partinin varligiyla olacagini söylüyorsunuz. Ve bunuda Leninist kuramin öngörüsü olarak acikliyorsunuz. Yani Sosyalizim halk ayaklanmasiyla gelecek, baska yolu yok diyorsunuz.
Bu söylediklerinizden yola ciktigimizda asagidaki celiskiler ortaya cikiyor.
1. Dogu Almanya'a, Bulgaristan'a, Bulgaristan'a, Macaristan'a, K. Kore'ye, Afganistan'a, Polanya'ya, bazi afrika ülkelerinde,.... sosyalizim "Leninist kuramin öngördügü" sekildemi geldi? Yani o ülkelerin halki, isci sinifi artık "eskisi gibi yönetilmemek" iradesini ortaya koyduğu yoğun eylemsellikler sonucu, o kitleyle birliktelik sağlamış bir öncü partinin varlığı sonucundami gerceklesti?
Böyle olmadigini sizde biliyorsunuz. Bu birinci celiski.
2. Sili'de Sosyalsit parti ülkeye Sosyalizmi getirmek istedi ve buna ne TKP ne Sovyeterbirligi nede baska Sosyalist ülkeler, partiler,.... karsi geldiler.
Demekki secimlede oluyormus, sonunda cunta geldi basarisiz oldu ama gelme bicimi sizin iddianizin cok tersiydi. Buda ikinci celiski.
Her sey bir döneme aitti, sizin kavrayamadiginiz nokta burasi. Bazi durumlar, sartlar o döneme göre degrlendirilmeli ve dönemin siyasi konumuyla alakaliydi. Kavrayanlara siz "dönek, sol liberal,..." gibi gülünc ve yersiz atifta bulunuyorsunuz.
Kendilerini yenileyen, gelistiren, eski yanlislara devam etmekte inat etmeyen örgütler, partiler,.... dünyanin her yerinde yavas yavas toparlaniyorlar, ama tersi harekette bulunanlar hayallerinde dahi olmayacak iddialarda bulunuyorlar ve bundan dolayida ne halk nede isci sinifi bunlarin arkasindan gidiyor ve ciddiye aliniyor, gidenler genelde gencler oluyor ve onlarda yas ilerledikce bu hayal söylemlerinden vaz geciyorlar.
Sn. sorgulayan,
Ülkelerde devrimlerin bir şablon gibi uygulanmadığını, somut şartlara uygun olarak ilerlediğini, sonuçlandığını ben bile biliyorum.
Birinci iletideki üçüncü, dördüncü ve beşinci maddeleri tekrar okuyun isterseniz.
Sn. sogulayan,
Yazılanları iki kez okudum ama, sn. melnur'da bana göre bir çelişki göremedim. Halk ayaklanmasının gerekliliğini(kitlesel eylemler), legal örgütlenmenin illegal örgütlenmeden daha da gerekliliğini, kitlelerin güvenini kazanmış öncü bir partinin gerekliliğini söylemiş durmuş..
Devrimler başka nasıl olabilir ki? Umulur ki, hakim muktedir sınıf gücünü kullanmadan bıraksa iktidarı sosyalistlere. Bu herkesin isteği.
Siyasi iktidarın alınması reel sosyalizmin çözülüşü sürecinden önce genellikle paylaşım savaşları sırası ve sonrasında ortaya çıktı. Çin'de yine emperyalist bir işgal sözkonusuydu. Bir farklılık Güney Amerika ve Küba örneğidir. Orda da ortada "gözle görünen bir sömürü" vardı ve halk sadece "silahlı bir öncü" beklentisi içindeydi.
Bugünün dünyası dünün dünyasından farklıdır. Büyük bir olasılıkla dünya ölçeğinde bir paylaşım savaşı olmayacaktır. Reel sosyalizmin çözülüşü ve emperyal kapitalizmin bir dünya sistemi haline gelmesi ve hemen her ülkede kapitalizmin yol alması ve temel sınıflar dediğimiz burjuvaziyle proletaryanın ortaya çıkması sosyalist bir devrimi bolşevik deneyimle ilişkilendirmek zorunda bırakmaktadır. Parlamenter yolla bir sosyalist devrimin gerçekleşmesi teorik olarak mümkün görünmemektedır ve zaten böyle bir deneyim de bugüne kadar yaşanmamıştır. Bu yol, proleter diktatörlüğün kurulmasına olanak vermemektedir. Bu yüzden leninist devrim modeli siyasal devrimin gerçekleştirilmesi konusunda biricik yöntem olarak önümüzde durmaktadır.