Anladım arkadaşım, teşekkürler.
Görüyorum ki, forumun az sayıdaki üyesinin büyük çoğunluğu bu konuda aynı düşünceyi benimsemiş.
O halde ısrar etmek ve uzatmak anlamsız. Anlayış farklılığımız var. Zorla güzellik de olmaz. Defalarca yazdık, uyardık, gerekçelendirdik. Ama olmadı.
Şu forumda birkaç kişiyiz ve birbirimizi ikna etmek zorunda değiliz. Forumun ana eğilimi bu şimdiki tarzın ve anlayışın devamından yana.
Yani, soL'cunun, soL'cuya sol propaganda yapmasına dayanan tarz ve anlayış...
Bunu kırmak zor. Önyargıları kırmak da zor. Algı şartlanmışlığı içindeki eğilimlere eleştirel ve sorgulayıcı düşünmeyi benimsetmek pek kolay olmuyor.
En basit ve güncel bir örnek: Kırım konusunda yorum yapılmadığından söz ediyoruz; gençlerin basit cevaplarına alıştık da, deneyimli olduğunu varsaymamız gereken melnur bile cevaben vere vere ancak "Ukrayna'yla ilgili yazılmış yazıları" veriyor. Yani, Ukrayna'daki olaylarla ilgili doğru-yanlış yorumlar yapılmışmış; bunları Kırım'daki Rusya işgali vakası için de kabul etseymişiz ya...
Eleştirel yazılar yazmayı, "solu yıpratmak" olarak gören bir mantalite söz konusu. Bunların gözünde sol, dokunsan dökülecek narin bir kelebek olmalı.
Sol her şeyden önce bir felsefedir. Ayrı bir duruş, ayrı bir felsefe... Öyle ki, bir katili, bir diktatörü alıp, allayıp pullayıp halk kahramanı yapmak, sol açısından asla düşünülemeyecek bir yaklaşımdır. Eskiden öyleydi de. Ama artık maalesef bunlar olabiliyor.
Dün, katil Saddam'ı açıkça destekleyemeyenler (bir tek Aydunlık grubu desteklemişti onu), şimdi bir benzeri olan Esad'ı açıkça destekleyebiliyor. Bu, soldaki aşınmanın büyüklüğünü gösteriyor.
Buna itiraz ediyoruz. "Solu yıpratmak" ve "sola çatmak" olarak görülüyor. Solun felsefesinden haberi olmayan insanlar böyle görüyor. Entellektüel seviyenin olmadığı, sadece politik kaygılarla meselelerin ele alındığı, onun da yanlış alındığı bir anlayış hakim ortama.
Bu sığ ortamda genci de, deneyimlisi de, her aykırı gördüğü itirazı, dağarcığındaki birkaç kelimeyle yaftalama yoluna gidiyor. Benimsediği dergi ve gazetelerden kopyala-yapıştır yazılarla forumun tartışma sayfalarını dolduranlar, bu yazıların altına iki-üç kelimelik basit cümlelerle yorum(!) yazanlar, forumda bir nebze tartışma yaratacak eleştirileri, kümese giren tilki görmüş tavuklar misali tepkilerle karşılıyorlar.
"Vakvak kardeş"e hakaret diye bakanlar, şimdi bu teşbihimi de böyle göreceklerdir. "Liboş"u bol keseden kullananlar, "tavuk" yüzünden yine suyumu ısıtmak isteyeceklerdir. "Liboş"a ve basit, sığ cevaplara ses etmeyenler, içinden yine "yürümez böyle, yürümüyor" diye söyleneceklerdir.
Neyse, uzatmayayım. Madem ki birbirimizi ikna edemiyoruz, zorlamanın anlamı yok. Daha önce de dediğim gibi, istek varsa yazıyorum, yoksa yazmıyorum. İsteğim zaten çok zaman olmuyordu. Şimdi de olduğu söylenemez.
Forumdaki zaten az olan katılımımı iyice azaltmaya gidiyorum. Alışkanlıklarına sıkı sıkıya bağlı forum üyelerini mümkün olduğunca rahatsız etmemeye özen göstereceğim. Böylece amacımın, forumu yıpratmak olmadığına ikna olurlar.
Tamamen yazmayı da bırakacağımı söylemiyorum. Bazan, yazmadan duramayacağım konular veya yorumlar çıkabilir. O zaman bir iki satır yazar, çekilirim. Böylece çevreye daha az zarar vermiş olurum. O kısa yazışlarıma da artık katlanır mısınız, katlanmaz mısınız, sizin bileceğiniz iş.
Kalın sağlıcakla...
Bir liberal gelse ve sürekli sola çatsa onu solcu mu göreceğiz? Solculuk bu mu?
Kimin sol, liberal olduğunu belirleyen bir merci yoktur Alişan solculuk, liberrallik, sosyalizm bir ideolojidir. Hepsinin de ayrı anlamları vardır. Bir solcu, bir sosyalist olaylara etnisite penceresinden bakmaz. Bir solcu, bir sosyalist olaylara liberal gibi yaklaşmaz. Bir solcu, bir sosyalist AKP'ye arka çıkmaz. Bir insan bunları yapıyorsa o kişi solcu ya da sosyalist değildir.