Bu yazdıklarınızı anti marksistler de söylüyor, sosyalizm düşmanları da. Siz marksistmişsiniz gibi bir algı yaratmaya çalışarak söylüyorsunuz. Tek ülkede devrim olmamasını savunmak kapitalizmi savunmaya devam etmek demektir. Bu konuda hiç bir şey söylemiyorsunuz. Tek söylediğiniz enternasyonal dünya devrimi ve o da bir hayalden başka bir şey değil. Sonuç, sıfıra sıfır elde var sıfır.
Ben anlatabildiğimi sanıyorum. Komünizm enternasyonal düzeyde bir toplumdur. Emperyalizmin egemen olduğu bir dünyada tek ülkede sosyalizm olmaz, buna kurulamaz da diyebilirim. Neden kurulamaz olduğunu anlattım. Bu nedenler üzerinden yüründüğünde nelerin olabileceğini ortaya koyabiliriz. Dünyayı değiştirecek olan şey bir kaç seçkin siyasetçinin vaazları ya da eylemleri sonucu gerçekleşmez. Çünkü geleceğin dünyası dünya mülksüzlerinin devrimci kendi mücadeleleri sonucu gerçekleşebilir. Geleceğin nasıl şekil alacağı da bu mücadeleler sonucu ortaya çıkacaktır. Dönüşümden bahsediyorsak bu dönüşüm hem enternasyonal düzeyde olacak ve hem de sıradan insanların kendi yollarını açacak mücadelesi sonucu olur. Tek ülkede sosyalizm mücadelesi emperyalist kuşatma altında bu olanağa kavuşmuyor. Bu sefer ortaya yukardan aşağı iradi çaba giriyor ve bu da uygulamada sosyalizme aykırı bir sürece yol açıyor.
Basit bir cevap vermek yeterlidir. Eşitsiz gelişim yasasından dolayı sürekli devrim o-la-nak-sız-dır. Sen enternasyonal dünya devrimi diyeceğine sürekli devrim de, biz de ona göre cevap verelim. Kaldı ki Lenin dahi bunu ortaya koymuştur. Tek ülkede sosyalizm Stalin'in kendi özgün teorisi değil. Kaldı ki Stalin de doğru olarak kavrayamamıştır bu önemli ilkeyi. Troçkistler de onun üzerinden bol keseden sallamaktadır. Azıcık Lenin okuyun gözünüzü seveyim. Adamın neredeyse tüm eserleri çevrilmiş. Böyle rezil durumlara düşmeyin.
Hayal aleminde yaşıyorsun ve hayallerini nesnellikmiş gibi satmaya çalışıyorsun. İşçi sınıfının iktidarı almasıyla sanki sınıfsızlığa geçilecekmiş gibi yorumda bulunuyorsun. Ne oldu Marks'ın geçiş toplumuna? Siyasal devrimine, toplumsal devrimine, proleter diktatörlüğe? Bunları söyleyen Marks değil miydi yoksa? Zamanının en geri toplumlarından biri olan Çarlık Rusya'sında devrim olduğunda devletin sönümlenmesi mi gerekiyor, yoksa sınıfsal niteliği değiştirilmiş olarak kurulması mı? Devrim olduğunda yenilmiş burjuvazinin iktidarı alma hırsı ve mücadelesi yok mu oluyor? Emperyalizm proleter devleti yıkmak için içten ve dıştan saldırılarda bulunmuyor mu? Bu koşullarda hangi devletin küçülüp sönümlenmesi olanaklı olabilir? Bunları hiç aklına getirmiyorsun. Sen açıkça devrim kaçkınlığı yapıyorsun ve sonra da bunu enternasyonalizm yaldızı altında saklamaya çalışıyorsun.