Enternasyonalizm ve sosyalizm
Özellikle SSCB'nin çözülüşü ile birlikte sol kendi içine kapanıp özeleştiri yapma uğraşına giriştiğinde, ondan önce pek de rastlanılmayan bir biçimde sosyalistlerin iktidarı alma perspektifi kimileri tarafından dumura uğratıldı. ML anlamda sosyalizmin en temel ilkelerinden biri olan işçi sınıfının iktidarı alma perspektifi ve ardından proletarya diktatörlüğü ( işçi sınıfı devletinden başka bir şey de değildir.) özellikle "enternasyonal solcular" tarafından önemsizleştirildi. Sosyalizm, bu kişi ve anlayışlar tarafından herhangi bir koınuda görüş bildiren- örnekse, nükleer santrallere karşı çıkan, çevreye önem veren, burjuva anlamda demokratikleşmeyi ve özgürleşmeyi(!) savunan, AB'yi önemseyen, ve bu çerçevede ML öğretinin en temel ilkelerine karşı çıkan vb. gibi bir yaklaşıma dönüştürüldü. Bu doğru bir yaklaşım mı? Sosyalizm böyle bir şey mi artık? Sınıfsız topluma ML öğretinin gösterdiği yol haritasının dışında varabilmek mümkün mü? Hele siyaset bir anlamda iktidarı alma mücadelesiyken bu mücadeleyi dışta bırakmak, ulusal ölçekte hedefsiz hale gelmek nasıl bir sosyalizm anlayışı olabilir?
İşçi sınıfı kendi iktidarını kurmadan, yani siyasal bir devrim olmadan toplumsal bir devrimin olabilirliği mümkün mü?
( İşçi sınıfı derken kastedilen mülksüzleştirilenlerin tamamıdır. Biliniyor ama, gereksiz bir tartışmayı önlemek için belirtmekte yarar var.)
***
Emperyalizmin bugün geldiği noktada küreselleşme veya yeni dünya düzeni adı altında işlerliğe koyduğu siyaset, öncelikle ve yapabiliyorsa ulus devlet ölçeğini etnik çözülüşe uğratarak kolay yutulur lokma ve kendisine mutlak bağlı devletçikler haline getirmek ya da, ulus devlet ölçeğini aşan yapılanmalara giderek ulus devletin karar organlarını işlevsiz kılmaktır. Emperyalizmin küresel çıkarlarını koruma amacına yönelik yapılanmalar olan uluslarası şirketler, BM, Nato, Avrupa Birliği, İMF, Dünya bankası gibi kurumların temel işlevi budur. Ulus devlet dün olduğu gibi bugün de kapitalist sistemin sürekliliğini sağlayan en temel yapılanmalardır.Bugün ulus devletlere biçilen misyon ulus devletlerin ulusal sermayenin çıkarlarına göreyapılanmasıdır. İşte bu nedenle, Ulus devletin çözülüşü ya da önemsizleştirilmesi büyük bir önem kazanmış ve bugün ulus devletin önemi azalmamış, tersine daha da artmıştır. Bu nedenle, eğer emperyalist dünyadan bir çözülüş, kapitalizmden bir kopuş yaşanması isteniyorsa, ki sosyalistlerin temel önceliklerininden birinin de bu olduğu tartışmasızdır, mücadelenin ölçek sorunu ulus devlettir.
Ulus devlet içinde siyasi iktidar perpektifini öncelikli bir hale getirmeden ve bu ilkeye göre yapılanmadan sosyalist mücadeleden söz etmek olanaksızdır. [/size]
Sözde sol-sosyalist forumun sözde solcu-sosyalisti, kendi deyimiyle enternasyonalist solcu"su, buradaki yazılara bir yanıt verme adına yine saçmalamaya devam etmiş: "Neden Enternasyonalist sol" başlıklı yazıda şunları yazmış:
"Kendisinin çalıp,kendisinin oynadığı forumda bir zamanlar buranın katılımcısı olan kişi ,bizim yazılarımızı çarpıtarak,söylemediklerimizi sanki söylemiş gibi göstererek aklı sıra içindeki kini boşaltıyor,yüreğini soğutuyor.
Bir kez daha İktidar, Devrim ve Enternasyonalizm konularında yazdıklarımızı yinelemekte yarar var.
Marks Komünist Manifestoda İşçi Sınıfının Mücadelesini siyasi iktidar ULUS ÖLÇEKLİ olduğu için biçim olarak ULUSAL ama öz olarak,kurtuluşun ve Sosyalizmin zaferinin ancak bir dünya sistemi olan Kapitalizmin evrensel planda yıkılmasıyla olası olacağını belirterek,Enternasyonal olduğunu söyler.
İşçi Sınıfı der, öncelikle bulunduğu çoğrafyada siyasi iktidarı alacak,kendini ulus konumuna,egemen konuma yükseltecek.
Ama ilave eder ve buradaki ULUS sözcüğünün,sözcüğün Burjuva anlamında kullanılmadığını belirtir.
İktidarın sınıfsal el değiştirişinin adı Politik Devrimdir.
Yani ULUS ÖLÇEKLİ olan Politik Devrimlerdir.
Bu Devrimler aynı zamanda içkin olduğu ,tıkanan Toplumsal Devrimlerinde önünü açar.
Önü açılan Toplumsal Devrim,yani bir önceki toplumsal formasyondan,bir öncekinin bağrında gelişmiş olan yeni bir Toplumsal Formasyona geçişin tamamlanması ise ancak yukarda belirttiğimiz gibi,bir dünya sistemi olan kapitalizmin dünyasal planda yıkılmasıyla olasıdır.
Bunun için ise TÜM ÜLKELERİN İŞÇİLERİNİN ORTAK ETKİNLİĞİ GEREKİR.
Yani ENTERNASYONAL ÖRGÜTLENME!
Umarım bu aklı firari bu yazdıklarımız sonrası belki utanırda çarpıtmalarına devam etmez."
Yazdıklarını defalarca yorumladık; bu kişinin enternasyonalist solculuğunun" Kürt ulusal hareketine kuyrukçuluktan ve dolayısıyla "gizli AKP'cilik"ten öteye geçmediğini, bu savrulmayı örtbas etmek için ordan burdan aldığı Marksist Ustalar alıntılarını ve üstelik devrimci özünü de hiç anlayamadan forumuna aktardığını ve bu tür alıntılarla kendisine "keskin devrimci" süsü vermeye çalıştığını, ve bu konumlanışıyla kendisi gibi anti-ML bir savrulma yaşamayanlara sadece "ulusalcı", "sosyal şoven" vb gibi yaftalamalarda bulunduğunu ve bu haliyle artık bu kişinin ve benzerlerinin hiç bir inandırıcılıklarının da kalmadığını...-evet, defalarca yazdık.
Şimdi kendini savunma ihtiyacı duymuş, ama yine ezberlerini sıralamış ve yine saçmalamış. Orada, kendi forumunda, saçmaladıklarına yanıt verip tartışacak biri olmadığı ve yazanların da, saçmaladıklarını saçmayanlar olduğu için, yanlışlarını anlama imkanı da yok. Marksist ustaların alıntıladıkları bir yana( onların da devrimci özünü anlamadığını sürekli yineliyorum), yaptığı yorumların bir tekinde bile yok. Zaten bu yüzden, sosyalist mücadeleyi kendisi gibi KUH kuyrukçuluğu ve gizli AKP'cilik olarak algılamayan hemen herkesi ve her örgütü ulusalcı, sosyal şoven vb. gibi yaftalamakta ve olmadı, gerekçeler üreterek banlayabilmektedir. Çünkü teorik yetersizliği farklı bir sese tahammülü mümkün kılmamaktadır.
Yukardaki alıntısına Marks-Manifesto karıştırarak aklınca teorik bir genişlik vermeye çalışan bu gizli AKP'ci arkadaş, bilimsel sosyalizmi içinde bulunduğu savrulmaya bir kılıf uydurmaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyor aslında.
Orda da söyledim, burda da ( yazıyazforum'da da)...Bir kişi ya da örgüt-parti vb. "ben (biz) komünistiz" diyorsa, burdan anlaşılması gereken sınıfsal mücadeledir, siyasal devrimdir, proleter diktatörlüktür ve enternasyonal düzeyde sınıflı toplumdur. Savunulan budur. ML anlamda ve bir ideoloji olarak sosyalist-komünist kavramları bu bütünlüğü ifade eder.Bu çıktıların herhangi birinin dışlanması, ötelenmesi, yok sayılması aynı zamanda bu bütünlüğün de bozulması anlamına gelir. Başlıkla ilişkilendireceksek, ayrıca enternasyonalist sol gibi bir kavrama da gerek olmadığını, ve bu kavramı bu kadar öne çıkartanların gerçekte sosyalist ideolojinin bütünlüğünü de bozduklarını, yeni bir şey söyleyeyim, bu arkadaşların bu kavramı bu yüzden ve özellikle kullandıklarını, bilimsel sosyalizmi anlayamamaları bir yana, ötelenmiş ve yok sayılmış bir siyasal devrim perspektifiyle gerçekte KUH'a yedeklenmenin bir kılıfını (gerekçesini) yarattıklarını söyleyebilirim. Bunu söylüyorum çünkü, sanal bir ortamda bir insanın samimiyetini anlayabilmek pek de mümkün olmuyor. Bu arkadaşların ısrarla yineledikleri saçmalıkları gerçekte teorik bir yetersizlik sonucu mudur, yoksa gerçekten de samimiyetsizliklerinden ve KUH'a yedeklenme ve bu yedeklenme sonucu ortaya çıkan gizli AKP'cilik'ten mi; orası da ayrı bir konu. Ama bu kadar basit bir konuda bile bu kadar yetersizlik sergilemeleri de gerçekten şaşırtıcı!
Oysa siyasal devrim konusu Lenin'de çok açık. Halk eskisi gibi yönetilmeme iradesi gösterecek, burjuvazi eskisi gibi yönetemez hale gelecek... Kitlelerin güvenini kazanmış ve kitleleri mobilize edebilen bir öncü partinin yönetiminde ve uygun-doğru strateji ve taktiklerle siyasi iktidarın alınması süreci gerçekleşecek.. Ve bu süreç te, emperyalizmin en zayıf halkalarında ( kapitalizmin çelişikileri buralarda yoğunlaştığı için) gerçekleşecek. Şimdi bizim siyasal devrim dediğimiz süreç bu tür bir gelişmeler sonucu gerçeklik kazanacak. Dolayısıyla böyle bir perspektifi dışlayarak, yok sayarak, hadi hafifletelim, önemsizleştirerek "enternasyonal solcuyum" ayaklarına yatmanın bir anlamı yoktur. (İma edilen anlamda bir anlamı yoktur.)
Çünkü her ülkedeki siyasal devrim için de bu koşullar gereklidir. Türkiye'de devrim bu süreçle gerçekleşecektir. Yunanistan'da da..Madagaskar'da da...Kolombiya'da...Aklınıza gelen her yerde devrim, o ülkenin nesnel koşullarına uygun bir ulusal ölçek içinde gerçekleşecektir. Ve enternasyonalist toplum, bu ulusal ölçeklerde gerçekleşmiş sosyalist devrimlerin uygun koşullarda birbirlerine eklemlenmesiyle ortaya çıkacaktır. Çok farklı bir dönemden sözediyoruz ama enternasyonalist toplum için bugünden söylenebilecekler aşağı yukarı bundan öteye de geçmez.
Şimdi bu sürecin böyle işleyecek olması "enternasyonal bir sosyalist örgütün" kurulmasının yararlı olmayacağı veya böyle bir girişimin dışlanacağı anlamına gelir mi? Mümkün mü böyle bir şey! Ama forumunda da yazmıştım, bu kişi kendi kendisiyle kavga etmeyi bir alışkanlık haline getirmiş. Kendisi bir şeyler söylüyor ve sonra da kendisi yanıtlıyor. Anlayamadığı için, konumlandığı yer öyle gerektirdiği için de yazdıkları bir saçmalık olmanın ötesinde anlam kazanmıyor.
Yazısını şöyle bitirmiş:"Bu Devrimler aynı zamanda içkin olduğu ,tıkanan Toplumsal Devrimlerinde önünü açar.
Önü açılan Toplumsal Devrim,yani bir önceki toplumsal formasyondan,bir öncekinin bağrında gelişmiş olan yeni bir Toplumsal Formasyona geçişin tamamlanması ise ancak yukarda belirttiğimiz gibi,bir dünya sistemi olan kapitalizmin dünyasal planda yıkılmasıyla olasıdır.
Bunun için ise TÜM ÜLKELERİN İŞÇİLERİNİN ORTAK ETKİNLİĞİ GEREKİR.
Yani ENTERNASYONAL ÖRGÜTLENME!"
Saçmalıyor diyorum, çünkü bu arkadaş konusu türev olan bir problemde hala 2x2'nin dört ettiğini anlatmaya çalışıyor. Bunu yapmaya çalışırken bile, hala düşünceleri net değil ve hala ne dediğinin farkında değil.
SAnki bilimsel sosyalizmi savunmak, enternasyonal bir birliğin oluşmasına engelmiş gibi. Sanki enternasyonal bir örgütlenmenin yeteri ölçülerde bulunmaması siyasal devrimi ötelermiş gibi, sanki enternasyonal birliğin bulunmaması siyasal devrim perspektifinden ve sorunlara sınıfsal mücadele ekseninden bakılmasını gerektirmiyormuş gibi...
Laf ola, beri gele!
Şunu da eklemekte yarar var: Ben orda yazamaz hale geldim, ama o burada yazabilir. Biraz olsun düşüncelerinin doğruluğuna inanıyorsa, hiç bir engelle karşılaşmadan burada yanıt verebilir. Ne özel iletiyle kendisine "doğru yaz, yoksa gönderilirsin" mealinde mesajlar gönderilir, ne de gerekçeler yaratılarak gönderilir. Kendi forumunda dillendirdiklerine burda yapılan eleştirilere yanıt verebilir. "Amacımız" bölümünde de açıkladığımız gibi dünyaya soldan bakan kişiler için sekter bir tutum takınılmayacaktır. Ama sosyalizm adına gerçekleştirilen her türlü saçmalığa da en sert yanıtlarımız her zaman olacaktır.
Enternasyonal birlik tamamlanmadan sosyalist kuruculuk sonuna kadar götürülemez. Siyasal devrimini yapmış bir ülkede sosyalizm varabileceği yere kadar ilerleyecektir. Böyle bir ülkeye dünya devrimi yardımı gelmezse, o ülkede sosyalizmin kurulamayacağı, sömürünün ortadan kaldırılamayacağı anlamına gelmiyor. Buna karşı gelmek sosyalist ideolojiyi savunmamaktır. Sosyalizmi reddetmek demektir.