UKKTH bir taktik değil, prensiptir ve devrimcilerin prensipte bükülmesi doğru değildir. Dolayısıyla kendine her Marksist-Leninistim diyen, üçüncü enternasyonal çizgisini takip eden hareket, UKKTH'yi sahiplenmelidir.
Burada asıl sorulması gereken UKKTH nedir? Bunu hep "ezilen ulusun, ezen ulustan ayrılma hakkı" olarak tanımlıyorlar. Ancak UKKTH çok daha geniş bir prensiptir. Ezilen ulusun kendi siyasi örgütlenme ve iş yapma hakkıdır. Buna göre ezilen ulusun mevcut durumu korumak istemesi de, değiştirmek istemesi de kendi iradesi ile yapacağı bir iş olmalıdır, bunu eleştirmek başka bir konu. Taktikler her zaman değişebilir, esneyebilir ve tabii ki eleştirilebilir. Ancak prensibi reddetmek kabul edilmezdir.
Bugün Kürt ulusal hareketinin ve onun peşine takılmış HDP bileşenlerinin taktikleri, hatta prensipleri eleştirilebilir. Çünkü emperyalizmin gücünü küçümseyip, Kürt halkının geleceğini tehlikeye atan bir noktaya gitmektedirler. Ancak buna bakıp da UKKTH'yi günümüzde reddetmeyi söylemek doğru olmaz fikrimce. Burada gerçek prensip, Kürt devrimci hareketinin seksiyonunu kurmak, bunu bağımsızlaştırmak, Türkiye finans-kapitalini ve onun acentası Kürt burjuva hareketini yenmek için teorik-pratik çalışma yapmaktır.
Kürtlerin kendi gelecekleri için örgütlenmelerine ve siyaset belirlemelerine karşı çıkış olduğunu sanmıyorum. Solcular bun karşı çıkmazlar. Karşı çıkış veya destek kürt hareketinin izlediği siyasetedir. Bunu da yanlış bulmuyorum. Hareketin izlediği siyaset sola yakınsa destek alır, uzaksa karşı çıkılır ve eleştirilir.