Gezi direnişiyle hükümetin başlattığı cadı avı sürüyor. Milli Eğitim Bakanlığı direnişe katılan öğretmen ve öğrencilerin belirlenmesi için akılları zorlayan yöntemler deniyor.
Ankarada direnişin olduğu semtlerdeki okul müdürleri, milli eğitim müfettişleri tarafından çağrıldı. Polis görüntüleri ve fotoğraflar müdürlere gösterilerek, görüntülerdeki kişilerden hangilerinin kendi öğrencileri olduğu belirlenmeye çalışılıyor.
Cumhuriyet gazetesinden Sinan Tartanoğlunun haberine göre; Gezi Direnişine katıldığı iddiası ile öğrenci ve öğretmenler hakkında başlatılan incelemede bir sonuca ulaşılamaması nedeniyle il milli eğitim müffetişleri yeni bir yöntem denemeye girişti. Direnişin Ankaradaki odak noktalarından olan semtlerde seçilen okul müdürleri, müfettişler tarafından çağrıldı; Kızılayda çekilmiş polis görüntüleri ve fotoğraflarının müdürlere gösterildi, müdürlerden görüntülerdeki yüzlerin hangilerinin kendi öğrencileri olduğunu belirlemeleri istendi.
Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İstanbuldaki Gezi Parkı protestolarına Ankaradan verilen destek eylemlerine katıldığı belirlenen öğrenciler ve öğretmenler hakkında inceleme başlatmıştı. İncelemede, öğrencilerin hangi öğretmenlerle iletişim halinde olduğunu belirlemek amacıyla müfettişler, öğrencilerden kişisel Twitter hesaplarının şifrelerini istemişti. Öğretmenlerin Facebook ve Twitter hesapları da veli şikâyeti kapsamında incelemeye alınmıştı.
Operasyondan sonuç çıkmadı
Ancak edinilen bilgiye göre, bu geniş kapsamlı operasyondan bir sonuç çıkmadı. İncelemede, öğretmen ve öğrenciler hakkında soruşturmaya dönüştürülecek kadar bilgi ve belgeye ulaşılamadı. Sonuçsuzluk, yetkililerin tepkisine yol açınca, il müfettişleri operasyonu derinleştirdi.
Soruşturma derinleştirildi
Eğitim Senin verdiği bilgiye göre, il milli eğitim müfettişleri, Ankaradaki protestoların odağında olan ilçelerdeki bazı liselerin müdürlerini çağırdı. Müdürlere Sinevizyon gösterisi yapan müfettişler, gösteride Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Radyo TV ve Foto Film Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından Kızılayda çekilmiş görüntü ve fotoğrafları kullandı. Müdürlerden, fotoğraf ve görüntülerdeki şahısların yöneticisi olduğu okullda eğitim gören bir öğrenci olup olmadığını tespit etmeleri istendi.
İspiyonlamayana tehdit!
Eğitim Sen, böyle bir soruşturma yöntemini kabul etmeyen müdürlerin ise başka bir okula sürülmekle tehdit edildiğini, bakanlığın Gezi soruşturmasında mutlaka bir sonuca ulaşmak için her türlü yöntemi zorladığını aktardı.
Sözcü
*********************
Memleketimden ileri demokrasi örnekleri
Bu faşist fişlemeci il eğitim müfettişleri ile bunlara alet olan okul müdürleri Eğitim-Sen tarafından tek tek belirlenmelidir. Zamanı gelince bunlardan yaptıklarının hesabı sorulmalıdır.
Kendisi gibi düşünmeyen herkesi yok etmeye çalışan faşist bir anlayış var karşımızda. Bunun da tek çözümü Solun güçlenmesidir. Solun güçlü olduğu bir ülkede bunlar yaşanabilir miydi?
Kendisi gibi düşünmeyen herkesi yok etmeye çalışan faşist bir anlayış var karşımızda. Bunun da tek çözümü Solun güçlenmesidir. Solun güçlü olduğu bir ülkede bunlar yaşanabilir miydi?
Katılıyorum...
Kaldı ki, ülkemizde sosyalist solun gündem belirleyici bir potansiyeli olduğuna da inanıyorum. Ama öylesine savrulmalar yaşandı, hem siyasal ve hem de ideolojik olarak öylesine bölünmüşlük yaşıyoruz ki, sosyalist sol haketmediği bir güçsüzlük fotoğrafı gösteriyor.
Bu tablonun değişmesi gerek.
Değişmesi için de söylediğiniz gibi sosyalist solun güçlenmesi gerek.
Ama yanıt vermemiz gereken soru da, sosyalist solun nasıl güçleneceği ve güçlenmesi için neler yapılmasıdır?