Güncel Tartışma Konuları
Bir gün mutlaka
Milliyet talimatı aldı: Ses kaydını yayımlamak 'vatana ihanet'!
Milliyet gazetesi, bugün internet üzerinden yayımlanan ve AKP'nin savaş suçlarını gözler önüne seren ses kayıtlarını, uzun süre haber yapmadı. Yaptığında ise, "Bunun adı vatana ihanet" manşeti attı. Milliyet'in sahibi Erdoğan Demirören, Erdoğan'ın azarları karşısında telefonda ağlamıştı.
(soL - Haber Merkezi) İnternet üzerinden AKP'nin Suriye'ye yönelik saldırı planını deşifre eden ses kayıtlarının yayımlanması ile birlikte, AKP yandaşı basın hemen "vatana ihanet" suçlamalarına başlarken, Milliyet de bu koroya katıldı.
Ses kayıtlarını haber yapmayan, yaptığı zaman da "Bu ses kaydını yayınlamak vatan hainliği!" diyen Milliyet'in "talimat" alıp almadığı bilinmiyor. Milliyet'in yayımladığı haber metni şöyle:
"İnternette yayınlanan son ses kaydı gündeme bomba gibi düştü. Kasetin içeriği Türkiye'nin gizli sırlarını ifşa eder nitelikte...
Görüşme çok yakın bir zamanda kayda alınmış. Son 10 günlük bir periyodu gösteriyor. Dinlenenler ise bu ülkenin güvenliğinden sorumlu bir numaralı isimler.
Gizli görüşme internette yayınlandı, devlet sırları ifşa edildi
Türkiye komşusu Suriye'de meydana gelen gelişmelere karşılık A, B ve C planlarını masaya yatırdı. Devletin üst düzey görevlileri bu planlar için fikirlerini ve olasılıkları ortaya koydu.
Ses kaydında gizli toplantının baştan sona dinlenip kayda alındığı anlaşılıyor. Kayıdın bu kez telefon dinlemesi değil, devletin çok özel sırlarının konuşulduğu odanın tümüyle dinlenmesiyle yapıldığı görülüyor.
Konuşmanın yayınlanması ise büyük bir olay yarattı. Çünkü böyle bir konuşmayı dinleyip internet üzerinden servis etmek ülkeye ihanet olarak nitelendiriliyor.
Erdoğan daha bir kaç gün önce şu konuşmayı yapmıştı.
-"Bu yapı kendi ülkesinin en gizli, en stratejik, en mahrem bilgilerini ele geçirecek, bunları servis edecek kadar alçalan bir tavır, ihanet içerisinde. Temiz, saf, ihlaslı kardeşlerimin artık bu yapıyı sorgulamalarını istiyorum."
MİT teyakkuzda, dışişleri didik didik aranıyor
Öte yandan ses kaydının ortaya çıkmasıyla birlikte Dışişleri Bakanlığı'nda teyakkuza geçildi. Bakanlık binasında deyim yerinde ise didik didik arama başlatıldı."
Milliyet ve Vatan gazetelerinin sahibi Erdoğan Demirören ile Başbakan Erdoğan arasında geçen bir telefon görüşmesi daha önce sızdırılmıştı. Bu kayıtta Erdoğan, Demirören'i "İmralı tutanakları"nın sızdırılması nedeniyle azarlıyor, Demirören konuşmanın sonunda ağlamaya başlıyordu.
Bu kadar kirli, bu kadar maceracı ve bu kadar halklara düşman bir hükümet görmemişti Türkiye. Ülkeyi savaşa sokmak için her türlü pisliği yapmaya hazır oldukları da görülüyor. Peki savaşa niye sokacaklar? Onu bile bilmiyorlar. Konuşmalarında ne bir strateji var, ne de bir derinlik. Kimin adına girecekler, niçin girecekler, girince ne olacak? Biri dışişleri bakanı, öteki müsteşarı, biri ikinci en üst general, öteki MİT müsteşarı. Konuşmaları, yaklaşımları o denli zayıf, o denli zavallı ki, insan ağlasa mı gülse mi ne yapacağını şaşırıyor. Ve bunlar Türkiye'yi yöneten kadro, hem de savaşa sokacak kadro.
Adam da tutuyor hemen Youtube'u kapattırıyor. Yahu sen kendi Dışişleri Bakanı'nın makamının dinlenmesini önlemekten acizsen, üstelik bunu önlemesi gereken MİT başkanının da bulunduğu ortamda konuşulanlar sızdıysa, sen önce kendini "kapat". Bu kadar aciz, bu kadar zavallı bir devlet yönetimi mi olur? Youtube mu dinledi bunları? Kimbilir kim dinledi? Cemaat olduğu ne malum? Amerika, Suriye filan mı dinledi? PKK mi dinledi? Belki bunlar dinledi, sizin Suriye'yi işgal etmenizi önlemek için medyaya verdi. Casusulukmuş. Ne casusuluğu? Bu dinleme casusluk ise, senin dışişleri bakanın, MİT müsteşarın da casusa yardım ve yataklık yapmış demektir. Bunları görevi ihmalden mahkemeye ver sen önce. Siz bu acizlikle, bu zavallılıkla bir de savaşa mı gireceksiniz? Tabii savaşacak siz değilsiniz, gariban halk çocukları. Onlar ölecek, yok yere ölecek, sizin çıkarlarınız, sizin kompleksleriniz için.
RTÜK'ten yayın yasağı
RTÜK Yasası'nın 7'inci maddesi gereği güvenlik toplantısının tapelerine ilişkin haberler konusunda yayın yasağı getirildi.
İşte RTÜK'ten gelen açıklama:
Başbakanlığın ses kaydıyla ilgili geçici yayın yasağı
Bilindiği üzere 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanununun ''...millî güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hâllerde yahut kamu düzeninin ciddî şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda, Başbakan veya görevlendireceği bakan geçici yayın yasağı getirebilir'' hükmü yer almaktadır.
Söz konusu kanun hükmü kapsamında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç imzasıyla 27 Mart 2014 tarihinde Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanlığına gönderilen 31853594-1714 sayılı yazı ile sosyal medyada yer alan Dışişleri Bakanı, MİT Müsteşarı ve askeri yetkili kişilerin konuşması olarak iddia edilen ses kaydıyla ilgili olarak geçici yayın yasağı getirilmesinin uygun görüldüğü bildirilmiştir.
Medya hizmet sağlayıcılarının dikkatine sunulur. (18:30)
Bu kadar kirli, bu kadar maceracı ve bu kadar halklara düşman bir hükümet görmemişti Türkiye. Ülkeyi savaşa sokmak için her türlü pisliği yapmaya hazır oldukları da görülüyor. Peki savaşa niye sokacaklar? Onu bile bilmiyorlar. Konuşmalarında ne bir strateji var, ne de bir derinlik. Kimin adına girecekler, niçin girecekler, girince ne olacak? Biri dışişleri bakanı, öteki müsteşarı, biri ikinci en üst general, öteki MİT müsteşarı. Konuşmaları, yaklaşımları o denli zayıf, o denli zavallı ki, insan ağlasa mı gülse mi ne yapacağını şaşırıyor. Ve bunlar Türkiye'yi yöneten kadro, hem de savaşa sokacak kadro.
Adam da tutuyor hemen Youtube'u kapattırıyor. Yahu sen kendi Dışişleri Bakanı'nın makamının dinlenmesini önlemekten acizsen, üstelik bunu önlemesi gereken MİT başkanının da bulunduğu ortamda konuşulanlar sızdıysa, sen önce kendini "kapat". Bu kadar aciz, bu kadar zavallı bir devlet yönetimi mi olur? Youtube mu dinledi bunları? Kimbilir kim dinledi? Cemaat olduğu ne malum? Amerika, Suriye filan mı dinledi? PKK mi dinledi? Belki bunlar dinledi, sizin Suriye'yi işgal etmenizi önlemek için medyaya verdi. Casusulukmuş. Ne casusuluğu? Bu dinleme casusluk ise, senin dışişleri bakanın, MİT müsteşarın da casusa yardım ve yataklık yapmış demektir. Bunları görevi ihmalden mahkemeye ver sen önce. Siz bu acizlikle, bu zavallılıkla bir de savaşa mı gireceksiniz? Tabii savaşacak siz değilsiniz, gariban halk çocukları. Onlar ölecek, yok yere ölecek, sizin çıkarlarınız, sizin kompleksleriniz için.
Türkiye muz Cumhuriyetlerini geçtik, bir kabile toplumu gibi yönetiliyor. Yönetiliyor demek bile zor. Bir ülke yöneticileri bu kadar gizli bir olayı hiç bir önlem alamadan konuşabilir mi? İnanılır gibi değil. Bakkal dükkanı bile yönetemeyecek insanlar maalesef yıllardır Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetiyor.
Konuştukları konu ise bir başka facia. Suriye'ye girip savaş çıkarmak istiyorlar. Bunun için her türlü provokasyonu yapmaya da hazırlar. İnsanın aklı almıyor. Eğer bütün bu rüşvet ve yolsuzluk olaylarından sonra bir de savaş suçlusu durumuna düşüyorlarsa, bu halk iki üç gün sonraki seçimlerde hala bunlara oy mu verecek?
Zıvanadan çıktı bu hükümet. Yüzleri de kızarmıyor. Ne oluyorsa, hangi kirli ilişkileri ortaya dökülüyorsa, söylediği tek şey cemaat. Şimdi de cemaat casusluk yapıyor diyor. İyi de kardeşim, hani dünya lideri olmuştuk, hani ortadoğuda siyaseti artık biz belirliyorduk? Bu kadar mı hayaller içindesiniz? Kendinizi neden dinletiyorsunuz? Kapıları, pencereleri ardına kadar açıyorsunuz, sonra içeri girenleri suçluyorsunuz!
Ya konuşulanlara ne demeli! MİT müsteşarı açıkça tırlar dolusu silah ve mühimmat gönderdiklerini söylüyor. Silah ve mühimmat gönderme yetmemiş, doğrudan Suriye'ye müdahale etmenin koşullarını konuşuyorlar. Oraya bomba atarız, adamlarımızı sokarız, Türkiye'ye füze göndeririz, sonra da bu gerekçelerle Suriye'ye gireriz! Gerici çeteler aracılığıyla Suriye'ye diz çöktüremediler, bu kez doğrudan müdahale ile bunun yolunu arıyorlar! Kardeşim, düşün şu milletin yakasından ya!
Kılıçdaroğlu bir kaç gündür Suriye konusunda provokasyonlar yapılabileceğini söylüyordu. Belki de bir duyumu vardı. Gerçekmiş. İyi ki medyaya sızdı. Bundan sonra bu kirli plan herhalde uygulamaya sokulmaz. Tek tek çocukları öldürmeleri yetmedi, şimdi de toplu öldürme planları yapılıyor.
Davutoğlu'ndan tape açıklaması: Bu savaş ilanıdır
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, internete düşen ortam dinlemesiyle ilgili 'bu Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı savaş ilanıdır' dedi.
(soL-Haber Merkezi) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ortam dinlemesi yöntemiyle Dışişleri Bakanlığında yapılan Suriye toplantısının internette yayınlanan ses kayıtları ile ilgili açıklama yaptı.
Davutoğlu, güvenlik toplantısının dinlenmesinin, son derece vahim bir gelişme olduğunu ve böyle bir müdahalede bulunulmasının açık bir siber saldırı teşkil ettiğini söyleyerek "Burada amaç Türkiyeyi zaaf içinde göstermektir. Bu Türkiye CUmhuriyeti'ne karşı savaş ilanıdır. Bu saldırı için gerekli tedbirler alınarak saldırıyı yapanlar en net tavrı göreceklerdir. Milletin istikbalini kimseye çiğnetmeyeceğiz. Bu saldırıyı yapanlar en şiddetli biçimde cezalandırılacak." dedi.
Yayınlanan ses kayıtlarında, hükümetin Suriye'ye yönelik savaş tezgahına ilişkin, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun da yer aldığı son derece önemli görüşmeler yer alıyor.
sol