Ovacık: Ulaşım bedava, Su Ucuzlayacak! Kemal Göktaş Vatan
Türkiyede komünistlerin yıllardır özlediği devrimi sonunda Ovacık yaptı. Tuncelinin bu şirin ilçesinde TKPli aday seçimi kazanınca yola düştük. Komünist Başkan Maçoğlu ve ekibiyle kapitalist düzende komünist belediyecilik nasıl yapılırı konuştuk
30 Mart yerel seçimlerinin üzerinde en çok konuşulan konularından biri ilk defa adında komünist olan bir partinin, Türkiye Komünist Partisinin Tuncelinin Ovacık ilçesinde belediye başkanlığı seçimini kazanması oldu.
Tunceli varlığını siyaset ile ifade eden bir kent. Devletin Dersimi Tunceli yapmasından bu yana hep en sıkı güvenlik rejiminin muhatabı olan kent için siyaset, gündelik hayatın önemli bir parçası. İlk komünist belediye başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu, Tunceli ve sol siyaset ilişkisini Sol siyaset burada kültür haline gelmiş. Burada Alevi kimliği Alevilere yönelik ayrımcı uygulamalar yüzünden bazen öne çıkıyor. Ama burada yaşamın her yönü idelojidir, siyasallaşmadır sözleriyle anlatıyor.
MAOCU-TKP İTTİFAKI
Maçoğlu, DHF (Demokratik Haklar Federasyonu) ile TKPnin yaptığı ittifakla seçimi kazandı. DHF, TİKKOnun kurucusu İbrahim Kaypakkaya çizgisinde legal alanda siyaset yapan Maocu bir yapı ve Tuncelide hatırı sayılır bir güce sahip. Tuncelide çatışmada yaralı yakalanan ve işkenceyle öldürülen Kaypakkaya zaten kentte bir efsane. Her adımda kasketli fotoğrafının yer aldığı bir afiş, poster görmek mümkün. DHFnin adayları ilçelere göre farklı partilerin listelerinden aday gösterildi. ÖDP listesinden Mazgirtte belediye başkanlığını kazanan Tekin Türel de DHFnin adayı idi. TKP adayı seçimi kazanıp, ilk komünist belediye başkanı olarak ses getirince Ovacık bir süredir sosyalist solun ilçe belediyelerini kazandığı Tuncelide farklı bir yere oturdu.
KARADENİZ AŞIĞI BİR DERSİMLİ
İlçenin komünist belediye başkanı Maçoğlu, sürekli gülümseyen yüzü, sıcak ve samimi tavırlarıyla Ovacıkta sevilen bir isim. Sağlık memuru olarak Konya, Pertek ve son olarak Tuncelide çalışan Maçoğlu, kendisini şöyle anlatıyor:
25 yıl sağlık memurluğu yaptım. Tunceli Devlet Hastanesinde acil serviste çalışıyordum. Laborantlık ve 2 yıllık Veterinerlik bölümlerini de bitirdim. Sevilmemin bir nedeni de hastaların evine gidip ücret almadan iğne vuruyor, pansuman yapıyor ve serum takıyordum. Evliyim, 2 kızım var. Eşim ev çalışanı. Bir kızım İstanbulda hemşire, biri Fen Lisesinde okuyor. Doğada gezmeyi çok seviyorum. Balık tutmayı çok severdim ama Munzurda balık azaldığı için tutmama kararı aldık. Eski futbolcuyum. 3. Ligde Bingöl Gençsporda oynadım. Konyada ve Tuncelide amatör ligde oynadım. Atletizmde de Türkiye derecelerim var. Karadenize özel bir düşkünlüğüm var. En çok Karadeniz türkülerini severim. Kazım Koyuncuyu, Grup Munzur ve Grup Yorumu dinlerim. Özgün müzik yani daha çok
KOMÜNİZM ÖZGÜRLÜK UMUDU OLDU
Maçoğlunun sorularımıza verdiği yanıtlar da şöyle:
- Komünizm nedir sizce?
Ötekileştirmenin, ayrımcılığın olmadığı, sömürünün kaldırıldığı bir dünyadır komünizm. Ama çok ideolojiye boğmadan İnsanların ve bütün canlıların birlikte yaşabileceği, paylaşabileceği toplumsal bir yaşam biçimi olarak da tanımlayabiliriz.
- Sizi başkanlık koltuğuna hangi dinamikler taşıdı?
Demokratik Haklar Federasyonu ile TKPnin oluşturduğu ittifak, Ovacık Halk Dayanışması var. Halk Dayanışmasına farklı görüşteki arkadaşlarımız da katıldı.
- Size neden bu kadar ilgi gösterildi?
Türkiyede sosyalist, komünist kelimeleri geçmişte ucube gibi görünüyordu ama gelinen noktada baskıların, faşizan yapının güçlenmesi ile birlikte komünizm toplumun gözünde yine bir özgürlük umudu oldu.
- Seçildikten sonra gösterilen ilgiyi bekliyor muydunuz?
Ovacıkın ülkenin gündemine oturması bizi mutlu etti. İnsanların burayı tanımasına vesile olsun. Doğası çok güzel bir yer burası. Belki bu coğrafya birkaç yüz kilometre batıda olsaydı turizmin en canlı olduğu bölgelerden biri olurdu.
DAYANIŞMA MESAJLARI ÇIĞ GİBİ
- Destek ve dayanışma mesajları geliyor mu?
Ülkenin her yerinden, Karadenizden, Akdenizden, köylerden insanlar arıyor, mutluluğunu belirtiyor. Hatta bize iş düşerse gelip çalışacağına dair sözler veriyorlar. İstanbul Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç arayıp destek olacağını söyledi. Birkaç işadamı ile görüşmemiz oldu. Bu ilgiyi Ovacıka kanalize edebilirsek çok iyi olur. Buraya yüzünü dönenlerin Ovacıka gelmeleri, dayanışmalarını göstermeleri gerekir. Bu yapılmadığı sürece, biz evet özgücümüzle bir şeyler yapmaya çalışacağız ama hak edilen yerde olmayacağını düşünüyoruz. Birlikte bir yaşamın örülebileceği bir coğrafyada tarihsel bir örnek olarak çıktık.
BELEDİYEYİ DEVRİMCİ HALK MECLİSLERİ YÖNETECEK
- Komünist belediyenin farkı ne olacak?
En önemli iddiamız halkın kendini yönetmesi. Devrimci halk meclisleri, mahalle komiteleri, gençlik komisyonları ve kadın komisyonlarından oluşacak. Belediye başkanı burada bir koordinatör ya da bir memur olacak. Halk meclislerinde, muhtarlar , toplumun ileri gelenleri, dileyen kamu kuruluşları, partiler, dernekler vs yer alacak. 20-30 kişi arasında bir meclis oluşturulacak. Bunu ilk 6-7 ayda hayata geçirmemiz gerekiyor. Çünkü 3 yıl içinde bu sistem tam kurumsallaşmazsa halkın oyunu geri çekerek bizi belediye başkanlığından alma hakkına sahip olduğuna dair söz verdik.
- Projeniz var mıydı?
Biz hiçbir proje sözü vermedik. Zaten halkın da bize ne yapacağımızdan çok, ne yapmamamız gerektiği konusunda önerileri vardı. Yalan söylemeyin, adam kayırmayın, grupçuluk yapmayın, belediyenin bütçesini şeffaf olarak topluma açın dediler.
1 MİLYON BORÇ, 600 BİN LİRA BATIK ALACAK
- Sizden çözüm bekleyen sorunlar neler?
İşsizlik sorunu büyük. Belediyenin 1.2 milyon borcu, 600 bin lira alacağı var ama alacakların tahsil edilmesi çok zor. Borçlu genelde esnaf. İnsanlar burada 3 ay, 4 ay para kazanıyor. 200-300 liralık kirasını bile ödeyemiyor. İller Bankasından aylık 70 bin liranın geldiği bir ilçe burası. O da personele gidiyor. Başka geliri yok. Bizden önce Dünya Bankası, Avrupa Birliği ve SODES üzerinden projeler yaparak bir şeyler yapmaya çalışmışlar. Biz de bu projeleri takip edeceğiz, ayrıca dayanışma gösterecek dostlarımızın katkısıyla gelir elde etmeyi umuyoruz. Bu dayanışma olursa, özellikle turizm ve tarım üzerine çalışmayı önereceğiz halk meclislerine.
ÇADIRINIZI KAPIN, OVACIKA GELİN
- Halkçı belediye uygulamaları neler olacak?
Belediyenin tek bir ulaştırma hattı var. 1 liraya yolcu taşınıyordu artık ücretsiz olacak. Mevzuat engel olursa sembolik olarak 25 kuruş da diyebiliriz. Su zaten ucuz. Tonu 75 kuruş ama onu da düşüreceğiz. TKP Kübaya her yıl 3 öğrenciyi eğitim için gönderiyor. Bu öğrenciler artık Ovacıktan seçilecek. Buraya çok sayıda insan gelecek. Sıkıntımız yok. Vadilerde, dağların arasında kamplar kuralım diyoruz. İnsanlara Çadırınızı kapın gelin diye çağrı yapacağız. Bunun alt yapısını oluşturmamız lazım. Buraya yerleşmek isteyenler için de herkesin rahat rahat yaşabileceği yer burası. Alevilik kültürüne ilişkin araştırmalarımız hizmetlerimiz olacak. Cemevi bitme aşamasında, onu açacağız. İnsanımızın ana dili olan Zazaca konusunda kurs açacağız. Çünkü Zazaca bitmek üzere. Bizim kuşaktan sonra gelen gençler dillerini bilmiyor.
- Kadınlara özel bir politikanız olacak mı?
Biz cins ayrımı yapmıyoruz. Kadınların da erkeklerin de eşit olduğunu, bütün haklara sahip olmaları gerektiğini düşünüyoruz. Bu ülkede kadının durduğu yerden kaynaklı bir adım öne çıkma hakkı var. Kültür evleri tarzında şeyler yapabiliriz ama aslolan biz omuz omuzayız, birlikte hareket ediyoruz.
- Sizin başarınız bir modelin başarısı olacak. Ama başarısız olursanız da komünist belediyecelik yenilecek.
Bu ağır bir sorumluluk değil mi?
Biz haddimizi ve omzumuzdaki yükü biliyoruz. Asıl başarımız söz, yetki ve kararın halkta olmasıdır. Onu yapmadıktan sonra dışarıdan gelen kaynaklarla şehir değişse bile, psikolojik olarak toplumun algısı değişmeyecek ve bu çok anlamlı olmayacak.
FATSA ESİN KAYNAĞIMIZ
- Esinlendiğiniz bir örnek var mı?
Fatsada Dev-Yol deneyimi var. Fikri Sönmezin yapmaya çalıştıklarını devam ettireceğiz. DHFnin Hozatta ve Mazgirtteki deneyimi var. Oralarda halk meclisi tam hayata geçmedi ama halk toplantıları ile belediye yöneltildi.
MAKAM ARACI YATACAK
Belediyenin önündeki makam aracı yerine kendi özel aracını kullanmayı tercih eden ve zorunlu olmadıkça makam aracını kullanmayacağını söyleyen Maçoğlu, maaşının bir kısmını da öğrencilere burs verecek.
TKP İL BAŞKANI: KOMÜNİZMİ GETİREMEYİZ AMA
TKP Tunceli İl Başkanı Faysal Azamlı Ovacıkta TKPnin kazanmasının sosyalist belediyeciliğin gösterilmesi bakımından bir umut olduğunu belirterek Biz söz, yetki, karar halka sloganıyla seçime girdik ve şimdi bunu yapmak zorundayız. Ranta dayalı yerel yönetim algısını değiştireceğiz. Halkı yönetime katacağız. Taşeronlaştırma, özelleştirme olmayacak. Belediyenin kaynaklarını tamamen halka ayıracağız. Evlerinin damını tamir edeceğiz, öğrencilere burs sağlayacağız. Ulaşımı, suyu ücretsiz ya da sembolik bir ücret karşılığı sunacağız. Komünist ismiyle İlk defa bir belediye başkanın seçilmesi, sadece TKPlilerde değil, Türkiyenin her tarafında solcu, ilerici, demokrat insanlara umut oldu. İnsanlar olanakları ölçüsünde yardım etmek istiyor. Bunun için bizi arıyor. Maaşının yarısını vermek isteyen, iki evinden birini satıp parasını göndermek isteyenler var. Gelip karşılıksız çalışayım diyen var. Mimarlardan mühendislerden yoğun bir ilgi var. Belediye otobüsünün bir yıllık benzin parasını karşılayayım, ulaşımı ücretsiz yapın diyen oldu. Hali vakti yerinde olan, ama solcu insanlar var. Kübadan, Yunanistan Komünist Partisinden tebrikler geldi.
KAPİTALİZM KOŞULLARINDA KOMÜNİST BELEDİYE
Bu kadar ilgi görmemiz yüzünden gözler üzerimizde olacak. Bunun getirdiği sorumluluğun farkındayız. Ovacıkta halk meclisleri ile yönetim başarılı olursa bu yeni bir model olacak. Bu yükün altından kalkacağımızı düşünüyorum. Sonuçta Ovacık geliri çok az olan küçük bir ilçe. Kapitalizm koşullarında buraya sosyalizmi, komünizmi getiremeyiz. Ama halkın kendine ilişkin tüm kararları aldığı bir belediye yaratabiliriz.
TUNCELİ HEP OHALDE: KİMSİN Kİ FOTOĞRAF ÇEKİYORSUN? SORGUSU
Ovacık 5 bin nüfuslu küçük bir ilçe. Tunceliden Ovacıka giderken Munzur nehrini takip eden dar ve virajlı bir yolculuktan sonra adıyla uyumlu olarak küçük bir ova içinde kurulu ilçe sizi karşılıyor. Yoksulluğun, işsizliğin her adımda kendisini hissettirdiği ilçede, bir dönem yoğun yaşanan şiddet olaylarının çözüm süreci nedeniyle durması halka biraz olsun nefes aldırmış. Ama yine de devletin Tunceliye bakışındaki farklılık kentin içinde sürekli gezen Akrep aracıyla ve sıkı kontrollerle kendini göstermeye devam ediyor. Öyle ki, ilçede fotoğraf çekerken bir polis, kim olduğumu, neden fotoğraf çektiğimi, sorarak ayak üstü bir sorguya aldı. Gazeteciyim yanıtı ile tatmin olmayıp basın kartımı görmek isteyen polis sorgunun nedenini herhangi bir sakıncalı vatandaş da gelip fotoğraf çekebilir sonuçta diye açıklamaya çalıştı.
HALK KOMÜNİST İLGİDEN MEMNUN
OVACIK DEVRİM YAPTI
Ovacıkta özellikle DHFli gençlerin seçim kampanyasındaki enerjileri önemli bir rol oynamış. Gençler büyük ölçüde TKPye oy vermiş. Ovacıklılar, beklemedikleri ilgiden memnunlar ve bu ilginin sorunlarına çözüm getireceği umudunu taşıyor. Ovacık çarşısı kalabalık, çünkü işsizlik had safhada. 90′lı yıllarda boşaltılan köylere dönemiyorlar çünkü devletten aldıkları tazminatla ne artık harabe olmuş evlerini onarabilirler ne de geçinmelerini sağlayacak kadar hayvan alabilirler. Kahveler dolu. Halk, Belediyenin işsizliğe tamamen çözüm bulamayacağını, köye dönüşü sağlayamayacağının farkında ama bazı şeylerin değişmesi beklentisi de var: Ovacık halkı bir devrim yaptı. Bakalım bundan sonra ne yapacaklar?
LENİNİ DUYMAYAN, RUSYAYI HALA KOMÜNİST SANAN KOMÜNİST GENÇLER
Yaşlılar, devrimciliği, solculuğu çok duymuşlar ama komünizmi pek de bilmediklerini söylüyorlar. Gençler için komünizm İbrahim Kaypakkaya demek. İkiz kardeşler Savaş ve Özgür kardeşler üniversiteyi kazanmışlar ama Zonguldakta yurtta yer bulamadıkları için kayıtlarını dondurmuşlar. İkiz kardeşlerin komünizmle ilgili fikirleri şöyle: Komünizm fakirin, fukaranın yanında olmak demek. En büyük komünist İbrahim Kaypakkayadır. Dünyada da Che Guevera var. Marxı duydum ama bilmiyorum. Lenini pek duymadım. Komünist ülke olarak halen Küba ve Rusya var.
Başkan öyle bir anlatmış ki, insanın içine Tunceli'ye, Ovacık'a yerleşme duygusu geliyor. Hadi belki bu zor da, Munzur'u, Ovacık'ı ve komünist bir belediyeyi ve yörenin o güzel insanlarını görmek için birkaç günlüğüne de olsa gitmek gerekmez mi?
Gerekir gerekir de, oraları görmek için TKP'nin otobüs kaldırmasını beklemekten başka çaremiz yok
TKP'nin ve ÖDP'nin DHF ile ortaklaşa kazandığı belediyeler umarım bir Fatsa örneği yaşatırlar. Böyle bir örneğe sosyalistlerin ihtiyacı var.
Kurtuluş Kılçer yazdı: Belediyecilik, sosyalizm ve Ovacık
'Ovacıkta sosyalist pratik, bu yağma ve talan düzenine karşı, haramilerin iktidarına karşı halkın eşitlikçi ve dayanışmacı yönetimine dayanan karşı-tezi somutlayabilir. Sosyalist hareketin Ovacıkta bu açıdan yapacakları değer kazanıyor.'
Kurtuluş Kılçer* - soL
Çare Şirinler Köyü arayışında değil, halkın örgütlenmesinde...
Belediyecilik, sosyalizm ve Ovacık
Ovacıkta sol, ne kendi yaşam alanını oluşturuyor, ne Şirinler Köyü kuruyor, ne de sosyalist mücadelenin varlık yokluk tartışmasını yapıyor.
İktidar mücadelesi için belli bir somutlukta örnek oluşturmak, bu örnek üzerinden sol düşüncenin yaygınlık kazanmasını sağlamak için kolları sıvamalıyız.
Bir anda ilgi odağı oldu Ovacık. Ovacık belediye başkanlığını Türkiye Komünist Partisi (TKP) adayının kazanması sonrası, projektörler bu küçük ilçenin üzerine odaklandı. Bir de çiçeği burnunda belediye başkanı Fatih Maçoğlunun ezber bozan açıklamaları daha da ilgi çekici kıldı Ovacıkı. Yıllardır komünist isminin yasak olduğu bir ülkede komünist bir belediye başkanı seçilmesi ezberleri başlı başına bozan şeydi.
Çünkü belediye denilince rant, ihalede fesat, taşeronluk ve rüşvet gibi bir dizi sermaye düzeninin çürümüşlüğünün akla geldiği ülkemizde makam arabasını satacağım diyen komünist bir zihniyet hiç de normal değil. Ulaşımdan barınmaya kadar bütün insani hakların parayla alınıp satıldığı bir piyasa düzeninde komünist bir başkanın suyu, ulaşımı ücretsiz yapacağım demesi, 5 yıl zam yok açıklaması başlı başına aykırı bir durum.
MAKUS TALİHİ KIRMAK İÇİN
Bu açıdan Ovacıkta sosyalist belediyecilik konusunda atılacak her adım, bu sermaye ve yağma düzenine karşı verilen mücadelede örnek olacak. Sermayenin yağmacı ve rantçı gerçeği dışında başka anlayışın ve politikanın mümkün olduğunu göstermesi açısından önemli. Birilerinin canını sıkacak bir durumdur bu. Bu yüzden önemli ve tartışmaya değer bir somut gerçek var karşımızda; birincisi bu.
İkinci olarak ise, makus talihini uzun süredir kıramayan sosyalist hareket açısından bir sıçrama tahtası görevi görebilir mi Ovacıkta yapılacaklar? Sosyalist hareketin toplumsallaşması, anti-komünist toplumsal algının kırılması, sosyalist ideolojinin toplumda yeniden etkili kılınması için bir fırsat olabilir mi, gibi sorular akla geliyor. Doğru ama hayal bunlar denilen sosyalizmin kendini göstermesi için bir fırsat olabilir mi? Ovacıkın sosyalist bir belediye başkanı seçmesi, bir de bu açıdan, sosyalist hareketin bütünü açısından önemli.
1980 öncesi yaşanan Terzi Fikri örneğine benzer bir durum elbette yok. Ancak Ovacıkta sosyalist belediyecilik, ideolojik anlamda önemli mevziler kazandırabilir.
Halk örgütlenmesi ve dayanışma
Tek başına Ovacık değil, Mazgirt başta olmak üzere başka sosyalist başkanların ya da yönetimlerin olduğu belde ve ilçeler de elbette var. Ancak TKP ismi sanırız ülkede farklı bir etkiye sahip. TKPyi sevip sevmemek başka ancak bu gerçeğin altını çizmek aşırı bir saptama olarak değerlendirilmemeli. Söz konusu Ovacık olduğunda durum daha özel. Ovacık adayı, TKP ve Demokratik Haklar Federasyonu (DHF) tarafından desteklenen Ovacık Halk Dayanışmasının adayı olarak TKP listesinden seçildi. Bu özel durumu belirterek, Ovacık deneyimini Türkiye sosyalist hareketinin ortak paydası olarak değerlendirmek en sağlıklısı ve en doğrusu olacaktır. O yüzden, buradan sosyalist hareketin bütün bölmelerine sorumluluk düşüyor.
Sosyalist hareket açısından, yerelliklerde iktidar olmanın zorlukları var. Eğer belli başlı bir halk gücüne dayanmıyorsan bu durum daha zor ve tehlikeli. Nedeni çok açık. Piyasanın vahşi kurallarına tabisiniz, kapitalist bir düzende sosyalist belediyecilik gibi gayri-nizami bir oyunun parçası olmak durumundasınız. Bunun iki boyutu var.
Şöyle ki: İyi belediyecilik gerekçesiyle elinizi verip kolunuzu kaptırabilirsiniz kapitalizme. Sosyalist belediyeciliğin temel ilkeleriyle davranmak ile somut ve sonuç alıcı adımlar atmak isterken yaşanan gerilimdir bu. Bu gerilimde sarkacın sağa kayma ve hatta kopma tehlikesi bulunuyor. Buna dikkat etmek lazım.
Ayrıca, kapitalist bir düzende teknik ve mali anlamda zayıf belediyelerin olağanüstü bir örnek oluşturması, ne yazık ki piyasa kurallarına bağlı. Daha doğru bir ifadeyle sermayenin dört bir yanı sardığı bir zeminde dans etmek zorundasınız.
Bu her iki durumu ortadan kaldıracak, her iki duruma panzehir olacak şey ise halk örgütlülüğü ve dayanışma gerçeğidir. Bunlar olmadan, piyasanın kollarında kendini bulmak ya da başka bir deyişle kötü yola düşmek işten bile değil.
Yerel yönetimler söz konusu 
olunca sosyalist hareket açısından altı çizilmesi gereken ikinci nokta ise, merkezi bir iktidar mücadelesi veren siyasal hattın ve örgütsel yapının yerellik üzerinden yapacaklarının sınırı. Bu açıdan bütün gücü, umudu, olanağı, teoriyi buraya sıkıştıramazsınız. Yaparsanız hata olur. Sosyalist hareket, yerel belediyeciliğe aynı zamanda merkezi iktidar mücadelesinin bir parçası olarak bakmalı. Bu durumu amaçlaştırmak başlı başına başka bir sapmaya neden olur. O yüzden de, Ovacıkta sosyalist belediyecilik kendi yaşam alanımızı kuracağımız bir yer değil, buradan ülkenin bütününe etki edecek siyasal sonuçları dikkate almamız lazım.
Yine bu durumda da merkeze konulması gereken şey halk örgütlenmesidir. Bu örgütlenmenin önü açılmazsa, bu örgütlenmenin bir parçası olmayan yerel iktidar deneyimlerinin tersten zayıflatıcı yanları olacaktır. Bugün Ovacık örneği dışında yakın geçmişte sosyalist belediyecilik örnekleri ya da iddiaları yaşandı ancak bu örnekler ne yazık ki sosyalist hareketin ileriye taşınması açısından değerlendirilemedi. Akla ilk gelen güncel örnekler olarak Hopa, Samandağ ve Dikili var. Geçmiş seçimlerde buralarda elde edilen başarılar, bugün Ovacıka yüklenen misyon düşünüldüğünde, sosyalizm açısından örnek teşkil edemediler. Hopa bugün AKPde, Dikilide ise sosyalizan bir halk örgütlenmesi ne yazık ki sağlanamadı. Kürt illerinde BDPli belediyeler ise başka bir yazının konusu ve sosyalizm perspektifi açısından buralara ayrıca bakmak gerekecek. Fatsada Terzi Fikri deneyimi ise başka bir bağlama oturtulmalı. Siyasi bir halk örgütlenmesinin başarısı olarak görülmeli her şeyden önce.
Solu CHPnin temsil etmediğini göstermek için...
Sol denilince akla CHPnin geldiği ülkemizde, Gezi olayları sonrası sol bir açılım yapacağı beklenen ancak tersinden sağ bir açılım yapan CHPnin başarılı olamadığı açık. Sağcılaşan bir CHPnin de merhem olmadığı bir tablo var karşımızda. Bugün ülkemizde bu yağma düzeni ve harami iktidarına karşı merkez bir pozisyonla çıkılamaz. Kutuplaşan siyasi tabloda AKPnin karşısına, bu cephenin anti-tezinin örgütleneceği başka bir kutbun çıkması gerekiyor. Yasallık böyle
Kendini var etmeden, kendini tanımlamadan olmuyor.
CHP, bir düzen partisi olarak, ülkenin sol kutbuna oynamaktan müthiş korkuyor. Bu korku, CHP açısından normal karşılanmalı. Her türlü şaibe, zorbalık, hukuksuzluk üzerine kurulu bir burjuva iktidarının meşruiyetini sorgulamak, düzeni sorgulamak anlamına geliyor çünkü. Bugün başta AKP iktidarı olmak üzere, bu yerel seçimleri, hatta Meclisi ve seçim kurullarını şaibeden, zorbalıktan, hukuksuzluktan muaf tutabilir misiniz? Böyle bir tabloda sağcılaşan bir CHPnin hiç şansı yok.
Ülke siyasetindeki bu saptamamızın Ovacık ile bağı tam da burada. Sol denince CHPnin anlaşıldığı ülkemizde başka bir solun var olduğunu göstermek açısından Ovacık iyi değerlendirilmelidir. CHPyi biliyoruz ama başka alternatif yok diyen milyonlarca insana sosyalizmin afaki ve ülke koşullarına uymaz olduğu tezini yırtıp atabilecek bir örnek Ovacıktan çıkabilir. Ovacık için yapılacak dayanışma bu açıdan tek başına vicdani değil bizzat siyasi bir etkinliktir. Sosyalist mücadele açısından bütün umudu buraya bağlamadan ama
Ovacıkta sözümüz olmalı!
Ovacıkta sosyalist bir yerel yönetim pratiği, bu küçük ilçenin sınırlarını aşan bir etkiye sahip olabilir. Ovacıkta sosyalist belediyeciliğin başarısı ve etkisi, sosyalist siyasetin toplumsallaşması için değerlendirilmelidir. Ancak daha fazla anlam yüklenmemelidir.
Sol, ne kendi yaşam alanını oluşturuyor, ne Şirinler Köyü kuruyor, ne de sosyalist mücadelenin varlık yokluk tartışmasını yapıyor. Sol, iktidar mücadelesi için belli bir somutlukta örnek oluşturmak, bu örnek üzerinden sol düşüncenin yaygınlık kazanmasını sağlamak için kolları sıvamalı.
Bu açıdan sosyalizm ilkelerine bağlı, piyasanın azgın kurallarına kendini kaptırmamış bir pratiği örgütlemek durumunda. Sosyalist belediyecilik denince akla gelen belli başlı ilkelerin etrafında yapılacak var.
En başta, halkın örgütlenmesi ve halkın yönetime katılım mekanizmalarının geliştirilmesi. Kurulacak halk meclisi böyle bir örgütlenme için örnek olabilir.
İkinci olarak, sosyalist belediyecilik açısından önemli sayılacak, temel hakların mümkün olduğunca ve olanaklar ölçüsünde bedelsiz, eşit ve ulaşılabilir kılınmasını sağlamak. Su, barınma, ulaşım, haberleşme, altyapı belli başlı noktalar.
Bir başka nokta ise, rant ve taşeronluk gibi iki kapitalist kavram ve olguların mutlak reddiyesi
Bu konuda da halkçı bir anlayış ve kamu yararı ilkeleri ortaya çıkarılmalı.
Ve bir de planlama.
Ovacıkı bugün popüler kılan komünist bir belediyenin kazanmış olması, yukarıda ifade ettiğimiz sınırlar ile birlikte sosyalizmin toplumsallaşması için fırsat olarak görülmelidir. Ovacıkta sosyalist pratik, bu yağma ve talan düzenine karşı, haramilerin iktidarına karşı halkın eşitlikçi ve dayanışmacı yönetimine dayanan karşı-tezi somutlayabilir. Sosyalist hareketin Ovacıkta bu açıdan yapacakları değer kazanıyor. Sosyalizmin Ovacıkta sözü olmalı. Hem yapacakları hem iddiaları hem de halka verdiği sözler açısından.
*TKP Merkez Komite üyesi
Komünist başkanın ilk 15 günü
Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından Dersim'in Ovacık ilçesinin komünistler tarafından yönetilecek olması kamuoyunda büyük bir heyacan yarattı. Maçoğlu'nun seçilmesinden bugüne geçen 15 günde komünistler Ovacık'ta nasıl bir belediyecilik pratiği sergileyeceklerine ilişkin önemli ipuçları verdi.
(soL- Haber Merkezi) 30 Mart'ta DHF ve TKP işbirliğiyle Dersim'in Ovacık ilçesinde belediye başkanlığını TKP listesinden seçime giren Mehmet Fatih Maçoğlu'nun kazanması büyük yankı uyandırdı. Komünistlerin yerel yönetimlerde nasıl bir pratik örgütleyeceği de kamuoyunda tartışılmaya başladı. İşte Ovacık'ın komünist başkanının 15 günlük performansı:
DHF-TKP ittifakıyla belediye başkanı seçilen Mehmet Fatih Maçoğlu, 2 Nisan 2014'te halkın yoğun ilgisiyle birlikte mazbatasını aldı.
İlçe belediyesinin kazanılmasıyla basının yoğun ilgi gösterdiği Ovacık Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu, Vatan gazetesinden Kemal Göktaş'a verdiği röportajda ulaşımın ücretsiz olacağını ve suyun ucuzlayacağını söyledi.
Belediye Başkanı Maçoğlu aynı röportajda halkın kendi sözünü söyleyeceği devrimci halk meclislerinin kurulacağını ve bu meclislerin; mahalle komiteleri, gençlik komisyonları ve kadın komisyonlarından oluşacağını belirtti.
Sonuçların açıklanmasının ardından, Türkiye Komünist Partisi heyeti Ovacık Belediyesi'ni ziyaret etti.
Belediyenin makam aracı yerine kendi özel aracını kullanmayı tercih eden ve zorunlu olmadıkça makam aracını kullanmayacağını söyleyen Maçoğlu, maaşının bir kısmını da öğrencilere burs olarak verecek.
"Asıl başarımız söz, yetki ve kararın halkta olmasıdır. Onu yapmadıktan sonra dışarıdan gelen kaynaklarla şehir değişse bile, psikolojik olarak toplumun algısı değişmeyecek ve bu çok anlamlı olmayacak" diyen Maçoğlu, bölgede ana dil olan Zazacanın unutulmaması için de kurslar açılacağını söyledi.