Doğa Bilimleri
Teknoloji geliştiğinde elbette daha uzaklara daha net bir şekilde bakabilme ve oraları dinleyebilme imkanlarına sahip olacağız. Yine teknolojiye bağlı olarak gezegenler arası uçuşlar da yapabileceğiz? Ama evrendeki gök cisimleri arasında bulunan uzaklıkları düşünürsek, çok fazla da umutlu olmamak gerekiyor bu konuda.
bu görüşe katılmak kolay değil. bugün bize imkansız gelen ilerde değişemez mi. beş yüz yıl öncesinden bugünkü dünyayı hayal etmek bile mümkün müydü.
Bu konuya buralarda çok yanıt verildi. Evrende bazı değişmezler var. Bunlardan biri de ışık hızın bir sabit durumunda olmasıdır. Bunun anlamı ise, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin herhangi bir uzay gemisinin bu hızı geçemeyeceğidir. Evrensel bir sabit bu. Şimdi elinize kağıt kalemi alıp, uzaydaki gök cisimleri arasında bulunan uzaklıkların bu hızla ne kadarlık bir zaman içinde geçilebileceğini hesaplayın. O zaman konu çok daha iyi anlaşılacaktır. Çok basit bir örnek, samanyolu galaksisinde, yani içinde bulunduğumuz galakside, uzaklığı 30 ışık yılı olan bir sisteme gidiş ışık hızına ulaşabilen bir uzay gemisiyle 60 yılı geçecek demektir. 60 yıl, dile kolay!
Üstelik ışık hızına çıkabilecek bir teknoloji yaratacaksınız. ( Saniyede 300.000 kilometreden söz ediyoruz.)
Işık hızına çıktıkça zamanın izafi oluşundan ötürü, bu 60 yıl uzay için geçerli olacak, dünyaya dönüşte bu zaman 60 yılın çok ötesinde bir zamana tekabül etme olasılığı var. Yani uzaydaki 60 yıl, dünya için 100-150 yıl olabilir.
Kısaca sadece teknolojiye bel bağlayarak bu tür insanlı uzay uçuşları yapabilmek pek olası görünmüyor. ( Kurt-solucan delikleriyle belki ama o da başka bir konu, başka bir sorun)
çok umutsuz bir yorum bu. biz oralara gidemiyorsak, onlar da buralara gelemiyor demektir. ufo iddiaları tamamen yalan mı. hükümetler bile bu konuda açıklama yapıyorlar ve ne olduğu anlaşılamayan esrarengiz cisimlerden bahsediyorlar. bunlarda mı yalan. sizin yorumunuza göre uzayın bir köşesinde sıkışıp kaldı ve yüzlerce yıl sonra bile evrende canlı olup olmayacağını bilemeyeceğiz.
çok umutsuz bir yorum bu. biz oralara gidemiyorsak, onlar da buralara gelemiyor demektir. ufo iddiaları tamamen yalan mı. hükümetler bile bu konuda açıklama yapıyorlar ve ne olduğu anlaşılamayan esrarengiz cisimlerden bahsediyorlar. bunlarda mı yalan. sizin yorumunuza göre uzayın bir köşesinde sıkışıp kaldı ve yüzlerce yıl sonra bile evrende canlı olup olmayacağını bilemeyeceğiz.
Gerçek bu. Bilimi önemsiyorsak, bilimin her konuda yol göstericiliğini savunuyorsak, bilimden hiç bir şekilde şaşmamalıyız. Evet, bulunduğumuz yer -güneş sistemimiz- evrenin sıradan bir galaksisinde ve o galaksinin merkezinden 30 bin ışık yılı uzağındaki Orion kolunun sıradan bir bölgesinde bulunuyor. Güneşten sonra en yakın yıldız -Alfa Centari- bizden 4.5 ışık yılı ötemizde. 4.5'u 19 trilyon ile çarparsan çıkan sonuç astronomik bir rakam. 4.5x10 trilyon kilometre. Şu anda bildiğim kadarıyla uzay gemilerinin hızı saate 50 bin kilometre. Üstte çıkan rakamı bu rakama bölersen, o kadar yılda bu sisteme insanlı uçuş yapabiliriz demektir. Şu anda zaten mümkün değil. Işık hızına yakın bir hızda gitsen ( o teknolojiye ne zaman ulaşılır kim bilir) 10 11 yılda gidiş dönüş yapılır. Sistemimize en yakın yıldız için rakamlar bunlar. Sonraki mesafeler için ise, nerdeyse inmkansız diyoruz. Belki geriye dönüşü mümkün olmayan seyahatler olacak bunlar.
Gerçek bu. Bu gerçeğe aykırı kim, hangi nedenle ve ne söylerse söylesin, o gerçeği teorik olarak yanlışlaması gerek. Bu da şimdilik mümkün değil. O zaman da, filanca hükümet bunu dedi, şunu dedi gibi açıklamaların hiç bir önemi olmaması gerekir. Bu tür açıklamaların zihnimizi bulandırmasına izin verilmemeli.
NASA: İnsanlık evrende yalnız olmadığımızı 20 yıl içinde anlayacak
Gökbilimciler, evrende yaşam belirtilerini araştıracak bir uydunun da 2017'de fırlatılacağını duyurdu
Dünyanın da içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi'nde 100 milyon gezegen olduğunu belirten NASA, "İnsanlık evrende yalnız olmadığımızı 20 yıl içerisinde anlayacak" dedi. NASA'da görev yapan gökbilimciler dün ABD 'nin başkenti Washington'da bir basın toplantısı düzenledi. Uzayda yaşam olup olmadığını araştırmak için son teknoloji teleskoplardan faydalanılacağını belirten gökbilimciler, evrende yaşam belirtilerini araştıracak bir uydunun da 2017'de fırlatılacağını duyurdu.
NTV'nin haberine göre NASA yönetimi ve gökbilimciler, Hubble, Kepler ve Spitzer Uzay Teleskobunun da dahil olduğu kara ve uzayda konuşlandırılmış teknoloji sayesinde evrende, yaşamın en büyük kanıtı sayılan suyun varlığının kesin olarak tespit edileceğini iddia etti. NASA'ya göre, önümüzdeki 20 yıl içerisinde uzayda yaşam olduğunu insanlık öğrenecek.
Baltimore merkezli Uzay Teleskobu Bilim yöneticisi ve Webb Uzay Teleskobu bilim insanı Matt Mountain, "5 yıl önce etrafımızdaki yıldızların yüzde 10 ile 20lik kısmının Dünya büyüklüğünde ve yaşanılabilir olduğunu bilmiyorduk. Şimdi ise, dünyamızı sonsuza kadar değiştirebilecek bir fırsat avuçlarımızın içinde" dedi.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü Gezegen Bilim Profesörü Sara Seager da, "Çok yakın bir gelecekte insanlar, yıldızların Dünya gibi gezegenlerinin olduğunu söyleyecek. Astronotlar da, Samanyolu Galaksisindeki her bir yıldızın en az bir gezegeninin olduğu görüşünde" şeklinde konuştu.
Hep aynı şeyler söyleniyor: çok büyük bir olasılıkla uzayda yaşam var. Çok büyük bir olasılıkla uzayda zeki yaşam formları da var. Bu konuda pek çok ististiki araştırma, sadece bizim galaksimizde 75 binin üzerinde zeki yaşam formu olabileceğini ortaya koyuyor. Görünür evrende 200 milyarın üzerinde galaksi olduğunu düşündüğümüzde yaşam ve zeki yaşam bakımından umutsuz olunabilecek bir durumun söz konusu olmadığıdır. Ama burada önemli bir özellik var; evrende yaşam olduğunu nasıl anlayacağız? Bu konuda hangi bilimsel kanıtlar bize bir kesinlikten söz edecek? Sorun burada. Haberde 20 yıl gibi bir zaman diliminden söz edilmiş? Ne olacak bu 20 yıl içinde? Daha gelişmiş teknolojili teleskopları atmosfer dışına yerleştirmek yeterli mi? Hiç sanmıyorum. Umutsuzluksa tam da bu noktada ortaya çıkıyor!
Uzayda hayat var mı?
Uzun yıllar boyunca insanlığın merak ettiği en önemli sorulardan birisi de uzayda bizden başka hayat formlarının olup olmadığıdır. Bu konuya net bir cevap vermek oldukça zor. Şu ana kadar dünya dışında tespit edilmiş başka bir hayat bulunamadı. Ama bakabildiğimiz ve görebildiğimiz alan uzayın trilyonda biri bile değil. Sadece Samanyolu Galaksisi'nde 200 ila 400 milyar arasında yıldız bulunduğunu ve Samanyolu gibi milyarlarca galaksi bulunduğunu düşündüğümüzde oldukça küçük bir alanı görebildiğimiz anlaşılabilecektir.
Son yıllarda yapılan keşiflerle artık uzak galaksilerin içeriklerini anlaşılmaya başlandı, güneş sistemi dışında gezegen keşifleri de hız kazandı. Uzayın birçok köşesinde hayatın yeşermesi için gerekli koşulların varlığı saptandı. Yapılan tahminlere göre sadece Samanyolu'nda Dünya benzeri milyarlarca gezegen mevcut. Bunlar içinde gerekli koşulların oluşması halinde hayatın ortaya çıkması olağan sonuç. Belki asıl sorulacak soru, hayatın insan benzeri zeki ve etrafını algılayabilen medeni uygarlıklar şeklinde evrimleşip evrimleşmeyeceği. Eğer bu soruya evet cevabı verirsek bizden daha gelişmiş uygarlıkların da olabileceğini düşünebiliriz.
Bu düşünce bizi eğer bizden daha gelişmiş uygarlıklar varsa neden biz onları göremiyoruz ya da onlar bizi göremiyor veya gelip dünyamızı kolonileştirmeye çalışmıyorlar gibi sorulara götürür. Bu sorulara verilecek neredeyse sonsuz sayıda cevap var:
- Dünyamız gelişmiş uygarlıklardan çok uzakta olabilir.
- Bizi tespit edecek kadar gelişememiş olabilirler.
- Bizimle iletişime geçmek için herhangi bir sebepleri olmayabilir.
- Bizim algılayabileceğimiz seviyenin üstünde farklı boyutlarda yaşıyor olabilirler.
Bu cevapları artırmak mümkün.
Baştaki soruya dönersek, Uzayda hayat var mı? Çok büyük ihtimalle var ama henüz tespit edilemediği için kesinlikle var diyemeyiz olarak cevaplayabiliriz.
Bu konuda son sözü Carl Sagan'a bırakalım: "Kanıtın yokluğu yokluğun kanıtı değildir."
Uzayda hayat var; evrende yalnız değiliz, ama bu konuda tek bir bilimsel kanıta sahip değiliz. Görünür evrende 200 milyarın üzerinde galaksi var. Her bir galakside yine 200-250 milyar yıldız. Bizim galaksimizde de böyle. Her yıldız sisteminde üç beş, on gezegen var. Sadece bizim galaksimiz için 200 milyar x ortalama 5 gezegen desek, 1 trilyon gezegen eder. Sadece bizim galaksimizde bir trilyon gezegen. Bunu da 200 milyar ile çarptığınızda karşınıza çıkan rakam görünür evrendeki gezegen sayısı çıkar. Şunu söyleyebilir miyiz? ''Bu kadar gezegen içinde yaşam sadece bizim gezegenimiz dünyada başladı.'' Mümkün değil. İstatistiğe de, mantığa da, bilime de aykırı bir söylem olur. Bu yüzden uzayda hayat vat, evrende yalnız değiliz diyoruz! Ama kanıt? İşte o yok. Bu konuda hiç bir bilimsel kanıta sahip değiliz. Ama bu da anlaşılabilir bir şey. Daha kendi güneş sistemimizde bile sadece 384 bin kilometre ötede bulunan Ay'dan başka bir gök cismine ayak basamadık!
Bence güneş sistemindeki gök cisimlerinde bile hayat olma olasılığı yüksek; özellikle Europa'da!
Koca evrende yalnız ve çaresiz bir şekilde bekliyoruz. ve bilim evren konusunda belirli noktaya gelir mi? Onu da şuan kestirmek zor.