Öcalan'dan İslam kongresine mesaj
Abdullah Öcalan, kendi önerisiyle toplanan Demokratik İslam Kongresi'ne gönderdiği 'Mümin kardeşlerim' diye başlayan mesajda dikkat çekici ifadeler kullandı.
DHA'nın haberine göre, "Demokratik İslam Kongresi" Diyarbakır'da yurt içi ve yurt dışından 340'ı aşkın kişinin katılımıyla başladı.
HDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Mardin Artuklu Üniversitesi'nden Prof. Dr. Kadri Yıldırım, 1925 Kürt isyanının lideri Şeyh Said'in torunu Kasım Fırat, Suriye 'de Kürtlerin denetiminde bulunan Rojava bölgesinin Cizire kantonu Din İşleri Bakanı Şeyh Mihemed El-Kadiri, Kürdistan İslam Partisi Genel Başkanı Hikmet Serbilind'inde katıldığı kongreye Abdullah Öcalan mesaj gönderdi.
Molla İsa Deniz'in Kuran'ı Kerim'i okuması ile başlayan kongrede Demokratik İslam Kongresi Çalışma Komitesi sözcüsü Prof. Kadri Yıldırım, 'Kürtler ve İslamiyet ile Kürt sorunu ve İslam'ın hakemliği' konulu Kürtçe konuşmasında Medine sözleşmesinin önemine değindi. Kürt ve Kürdistan isminin tarihi üzerinde duran Yıldırım, Kürtlerin kitlesel olarak Hz. Ömer döneminde Müslüman olduğunu dile getirdi. Kürtlerin Müslüman olmalarının ardından kendilerini İslam'a feda ettiğini belirten Yıldırım, Kuran-ı Kerim'de ve Peygamberin sünnetinde 'tek kimlik, tek dil ve tek renk' yerine çok kimliklilik, çok dillilik ve çok renkliliğin benimsendiğini ve bu farklılıkların tanınmasının istendiğini söyledi.
Suriye'de Kürtlerin denetiminde bulunan Rojava bölgesinin Cizire Kantonu temsilcisi Nureddin Şakir ise yaptığı konuşmada bölgede yaşanılan acıları anlatırken başta Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak olmak üzere salonda bazı kişiler ağladı.
Rojava sınırlarına örülen duvarları ve hendeklerle Rojava devriminin boğdurulmaya çalışıldığını belirten Şakir, "Rojava'da insanların kafaları kesiliyor. Rojava Kürdistan'ının bu birliğe ihtiyacı var. Rojava devrimi Kürdistanı özgürleştirecek. Rojava devriminin başarısı Kürdistan'ın başarısıdır. Bu nedenle önder Apo'nun çağrısıyla başlayan kongrenin anlamı büyüktür" dedi.
Öcalan'dan mesaj
HDP Grup Başkan Vekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken ise Abdullah Öcalan'ın kongreye gönderdiği 'Mümin kardeşlerim' diye başlayan mesajını okudu. İslami ümmet anlayışının öz itibariyle ulus devletçilikle bağdaşmadığını belirten Öcalan'ın mesajı şöyle:
"Zaten İngiliz İmparatorluğu İslam ümmetini parçalamak için ulus devletçiliği onun başat ideolojisi milliyetçiliği çok bilinçli olarak İslam ümmetinin bağrına beynine ve rahmine yerleştirmiştir. Son 200 yıllık tarih bir nevi İslamın mekanlarında ve halklarında İslamın bütün değerlerini neredeyse onulmaz bir biçimde tahrip etmiştir. İslam gerçekten din adına söylenebilecek en son evrenselliği temsil etmektedir. Hem dili hem de felsefesi sayesinde önemli bir evrensellik kazanmıştır. Bundan kuşku yok. Genelde tüm canlılara özelde insana özgü topluluklara İslam evrenselliğinin özünde yatan adil ve özgürce yaklaşımları uygulamalıyız. Kul hakkı yememek ve karıncayı ezmemekle dile getirilen budur.
Hizbullah ve El Kaide
Hizbullah ve El Kaide bozguncuları esasında kapitalist hiçleştirmenin İslam ümmetinin başına bela ettikleri güncel faşizmi temsil etmektedirler. İdam sehpaları kelle koparmalarıyla korkunç faşizmi başta Kürdistan halkı olmak üzere tüm İslam olan ve olmayan halklara insanlara karşı uygulamaktadırlar. Otoriter laikçi ve milliyetçi faşizmin dünün ve bugünün halen acımasızca uygulanan devletçi faşizmi iken sözde daha güncel ve radikal dinciliğin faşizmi de bu adı geçen akım ve partiler eliyle olmaktadır. Kürdistan'daki özgürlük hareketi asla ne bu otoriter laikçi milliyetçi ne de radikal dinci geçinen iki ana merkezli sapkınlığa düşmeyecek ve fırsat tanımayacaktır.
'Tek millet, tek devlet, tek bayrak zırvadır'
Çağdaş İslami ümmet 'millet birliğini' anlamlı bulur. Ama bu asla 'tek devlet, tek millet, tek bayrak' zırvalamaları anlamına gelmemektedir. Tersine ilgili ayetteki 'birbirinizi tanıyasınız diye sizi farklı kavimler halinde yarattık' hükmü gereğince çoğulcu, demokratik, eşit ve özgür bir İslami ve birliğinde olan diğer kavimlerin 'milletler birliğini' ifade etmektedir. Hareketimizin batının ideolojik hegemonyasının bir sonucu olan dini-laik ikilemine boğmamak esastır. İslamın kendisini dini laik bağlamına sıkıştırmakta bence yanlıştır. İslamdaki yaşam bütünlüğünü bozmaktır. Ayrıca sanki modaymışcasına İslami kriterleri kılık kıyafetler üzerine tanımlama dar pozitivist yaklaşımlardan öte bir anlam ifade etmez."
'Ateist, komünist, materyalist gibi batılı kavramlar...'
Bazılarının hareketlerini ateist, komünist, materyalist gibi batılı kavramlarla tanımlamak istediğini dile getiren Öcalan'ın mesajında bu konuda şu ifadeler yer aldı:
"Bunlara, 'kavram kölesi' demek daha uygun düşer. Yalnız şu kadarını söylemeliyim ki, eğer İslami toplum doğası bir gerçekse, İslam'ın dindarı ve ateisti olmaz. Bunlar kavramsallaştırmalardır. En zor koşullarda, tüm küresel kapitalist zorbaların kuşatması altında en gelişmiş savaş teknikleriyle, saldırı altında bulunan, her şeyi sömürülen bir halkın, Kürt halkının, sahte İslam'ın zulmüne, sömürüsüne en çok maruz kalmış bir toplumun savaşçılarına ancak Hz. Ali timsalinde kahramanlık yakıştırılabilir, eş kılınabilir. İslamın (mazlumlar tarihinin) en adil, özgür ve demokratik geleneğini temsil ettiğimize dair en ufak bir şüphem yoktur. Bu gerçekliği dünyanın diğer tüm mazlum halklarıyla güncel olarak paylaşan öncülüğe layık olmak kadar, günün ve geleceğin gerekli kıldığı yeniliğe ilişkin olarak da en ideal hareketi olduğumuza dair kuşkum yoktur. Çağdaş bir Hüseyni, çağdaş bir Selahaddini hareketin sentezi olmak, en önemli mutluluk, dolayısıyla iman kaynağımdır. Hepinizi paylaşamaya, iradeleşmeye, eyleme çağırıyorum. Toplumsal esinin adil, özgür adı olan Allan'ın birliğine davetle birlikte güven olmanızı diliyor ve kongreyi selamlıyorum."
sol
Öcalan mümin kardeşlerine gönderdiği mesajla yine islami ümmet birliğini öne çıkarmış. Yakında ortadoğu, Türkiye ve dünyayı İslam birliği kurtaracak derse şaşırmam.
Kürt-İslam sentezi
Abdullah Öcalanın 8 ay önce yapılmasını istediği Demokratik İslam Kongresi, Diyarbakırda toplandı. Dün başlayan ve iki gün sürecek olan Kongreye 300 din alimi, seyda, mele, ilahiyatçı ve akademisyen katılıyor.
Biz, izleyemediğimiz bu kongreyle ilgili asıl değerlendirmemizi, kongre bittikten ve ortaya bir sonuç bildirgesi çıktıktan sonra yapacağız. Ama şimdilik, çağrıcıların açıklamalarına ve kongrenin programına bakarak bir ön değerlendirme yapacağız.
Öcalanın sarıldığı maske: demokrasi
Öncelikle Öcalanın İslam Kongresinin önüne taktığı demokratik kavramına değinelim. Bu kavram PKKde, tıpkı ABDde olduğu gibi bir maskeye işaret etmektedir.
ABD nasıl demokrasi getireceğiz diyerek bir ülkeyi işgal ediyorsa, PKK de her türlü bölücü ve ayrımcı hamlesinin önüne demokratik kavramını ekleyerek onu perdeliyor. Demokratik Ortadoğu, demokratik konfederalizm ve demokratik özerklik derken, şimdi de demokratik İslam kavramıyla karşı karşıyayız.
Burjuva demokratik devrimler çağının demokrasi kavramı ile bu devrimlerin yıktığı feodalizmin ideolojilerinin cümle içinde bile yan yana gelemeyeceği bir gerçekliktir. Eski yazılarına bakılırsa, Öcalan da bu gerçeği bilmektedir. Ancak Öcalan, günün ihtiyaçları açısından demokratik İslam diyebilmektedir.
PKK, dört kuvvete karşı
Peki, günün ihtiyaçları nedir? Öcalan bu kongreye neden ihtiyaç duymuştur?
Yanıtımızı anlayabilmek için PKKnin egemenlik kurmak istediği bölgedeki kuvvetler skalasına bir göz atalım. Bölgede PKKden başka, etkinlik ve büyüklüğüne göre şu kuvvetler yer almaktadır: AKP, Gülen Cemaati, Barzani ve Hizbullah...
Bu arada belirtelim, Gülen Cemaati bölgede güç kaybediyor fakat 30 Mart seçimlerinde de görüldüğü gibi HÜDAPAR ile seçimlere giren Hizbullahın beklenenden büyük bir etkisi var.
Bir diğer önemli gerçek de, Cemaat ile Barzaninin hem Kuzey Irakta hem de Güneydoğu Anadoluda Öcalan karşıtlığı üzerinden müttefik olduğudur; tabi şimdilik...
PKK dışındaki dört kuvvetin de İslam paydasına sahip olduğunu söyleyebiliriz. Hatta Barzaninin partisi KDPnin geçmiş yıllarda PKKyi seküler olmakla suçladığını da anımsamalıyız.
İşte PKK, demokratik özerklik ilan etmek istediği bölgede daha etkin olabilmek ve bu dört rakibinin toplamından daha büyük olabilmek için İslama sarılmıştır!
Öcalanın geçmişte söylediklerini reddederek Şeyh Saite ve Said-i Nursiye sarılması, hatta Sırrı Süreyya Önder üzerinden Fethullah Gülene selamlarını iletmesi, bu nedenledir.
30 Mart seçimlerinden sonra BDP milletvekili Altan Tanın dikkat çektiği şu gerçek PKK açısından önemlidir: 12 ilde bizim oyumuz 1 milyon 830 bin, AKPnin oyu ise 1 milyon 845 bin. Bu rakamlarla özerklik olmaz.
Evet, olmaz. Gerçi o rakamların toplamı da PKK hanesine yazılsa, özerklik yine olmaz, o ayrı...
İslamla özerkliğe
PKK, özerklik ilan etmek istediği coğrafyadaki 12 ilde toplam oyunu artırmayı hedeflemektedir. Bunun yolu da İslam ortak paydasına sahip dört kuvvetle yarışmaktır.
PKK, İslamı da kendisine bir araç haline getirerek, hatta ağalık rejimi üzerinden feodalizmin hâlâ bir ölçüde sürdüğü bu topraklarda Kürt-İslam sentezi yaparak özerkliğe koşmak istiyor.
Nitekim Öcalanın Demokratik İslam Kongresinin toplanmasını isterken işaret ettiği Hz. Muhammedin Medine Şura çalışmalarını esas alın çağrısı da doğrudan özerklikle ilgilidir.
Zaten mesajı alan HDP MYK üyesi Hüda Kaya da, Medine Şurasını hemen şu sözlerle anlatmaya başladı: Çok hukuklu, çok dilli, yani herkes için kendi iç şeriati ile yargılama ve yönetme öngören bir yapı var Şurada. Bir nevi Peygamber efendimizin üst merci olduğu bir yapıda aslında, kanton, özerk yapı, yerinden yönetim gibi farklı isimlerle isimlendirebileceğimiz benzer bir yapı çıktı ortaya.
PKKnin asıl hedefi görüldüğü gibi özerkliktir; çağrıcıların ifadesiyle, Demokratik İslam Kongresinin hedefi, İslamın özünü ortaya çıkarmaktır sözleri palavradan ibarettir. O öz 1500 yıldır çıkarılamamış da, iş Öcalan ve PKKye mi kalmış!
Suriyede özerklik hedefi
Öte yandan Demokratik İslam Kongresi çağrısının bir diğer hedefi de Suriyedir, Suriyedeki özerkliktir.
Nitekim 21 Ekim 2013te BBCye konuşan Sabahat Tuncel, Öcalanın Demokratik İslam Kongresi toplanmasını istemesinin Suriyedeki gelişmelerle ilgili olduğunu açıklamıştı.
Çünkü PKKnin Suriyede özerklik için de İslamcı örgütlerle yarışması gerekmektedir!
Mehmet Ali Güller
ulusalkanal.com.tr
PKKda İslam Konferansı çatlağı
Öcalanın ulus-devlete karşı ümmet çağrısına örgüt içindeki alevi kökenliler tepkili
Öcalanın talimatıyla toplanan İslam Kongresine PKK/BDPnin öndegelen isimlerinin katılmaması dikkat çekti. Kongrede Aysel Tuğluk ve Selahattin Demirtaş gibi ağır toplar yer almadı
Abdullah Öcalanın talimatıyla Demokratik Toplum Kongresinin Diyarbakırda düzenlediği Demokratik İslam Kongresi dün sona erdi. Kongreye Kuzey Iraktan, Suriyenin kuzeyinden ve Türkiyeden toplam 349 delege katıldı. Kürt sorunu çerçevesinde Ortadoğudaki gelişmelerin konuşulduğu kongrede BDP/HDPnin laik, sol ve alevi kanadının toplantıya yok denecek kadar az katılması gözlerden kaçmadı. Kesin olmayan bilgiye göre kongreye sadece üç alevi delege katıldı. Kongreyi DTKnın düzenlemesine rağmen DTKnın eşbaşkanlarından olan Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk da toplantıya katılmadı. Kongrenin önemli çağrıcılarından olan bir kişi Örgüt içinde Alevi kökenliler bu yöndeki açılıma karşı çıkıyorlar. Aysel Tuğluk da o yüzden buraya gelmedi. ifadesini kullandı.
Milletvekilleri yoktu
Toplantıya BDPnin esas olarak İslami duyarlılığı yüksek kesimi katıldı. BDPden HDPye geçen milletvekilleri de kongrede yoktu. Kongrede sadece Öcalanın mesajını okuyan HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken bulundu. Abdullah Öcalanın çok önemsediği bu kongreye BDP Diyarbakır İl Başkanın da katılmaması dikkat çekti. BDP-HDP birleşmesine başından beri karşı olduğu bilinen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da kongreye katılmayan isimlerdendi. Kongre katılımcılarından ve Demirtaşı da yakından tanıyan bir isim Selahattin Demirtaş sadece BDP-HDP birleşmesine değil, bu İslam açılımına da karşı çıkıyor. Karşı çıktığı için de gelmedi dedi. İslam Kongresine sözkonusu isimlerin katılmamasına Demokratik Toplum Kongresi yetkilileriyse şöyle açıklama getirdi:
Kongreye hiçbir siyasetçi çağırılmadı çünkü Kongreye siyaset karıştırmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Ahmet Türk ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanlarının katılımıyla ilgili olaraksa Fırat Anlı ve Gültan Kışanak ev sahibi olduğu için geldiler. Ahmet Türk de bu toplumda çok sevilen birisi olduğu için çağrıldı.
Türk-İslam sentezine eleştiri yok
Öcalanın, İmralı adasından milletvekilleri aracılığıyla kongreye gönderdiği mesajda iki İslami akım; Şia ve Sünni selefi anlayışa eleştiriler getirip, Türk-İslam anlayışını eleştirmemesi bazı katılımcıların dikkatini çekti.
BDP dışından katılan bazı gruplardan gençler Burada Türk-İslam anlayışını eleştirmemesi, AKP ile kurduğu ittifakın bir yansıması, AKP konseptine göre bir metin hazırlamış diye konuştu. Öcalanın mesajını olumlu bulanlar ise Bu metnin temelinde Türk-İslam anlayışı da eleştiriliyor diyerek diğer grupların yaptığı eleştirilere katılmadıklarını dile getirdi.
HDPde Kürkçü rahatsızlığı
Kongre sürerken kulislerde BDPnin HDPye katılımı tartışıldı. Özellikle Kongreye katılan dindar kesim HDP kararına tepki gösterdi. Kongre kulislerinde BDPliler, üst düzey bir yöneticiye HDP birleşmesinin yanlış olduğunu en çok da Ertuğrul Kürkçünün başkanlığına karşı çıktıklarını açık bir dille ifade ediyordu. Karşılarındaki yönetici ise tepki gösterenleri HDP projesine ikna etme çabasındaydı.
Ulus-devlet çözüm değil
Demokratik İslam Kongresinin düzenlenmesinde önayak olan isimlerinden olan Mardin Artuklu Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kadri Yıldırım, BDPnin bölge halkının dini hassasiyetlerine sessiz kalamayacağını belirterek Bugün halkta 1990lara göre İslami eğilimler daha da artmış durumda. Kürt halkının İslami duyarlılığına sessiz kalan bir yapı burada tutunamaz dedi. Toplantının ana gündemlerinden birini oluşturan ve Öcalanın da mesajında sözünü ettiği Medine Sözleşmesine de değinen Yıldırım Biz de burada Medine Sözleşmesi merkezli hem Kürt sorununa hem de Ortadoğuda yaşanan vahşette çözüm arıyoruz. Modern ulus devletlerin çözüm olamayacağı ortada şeklinde konuştu.
Masum Gök
Aydınlık