Erdoğan Soma'da bir yurttaşı yumrukladı
Soma'da yaşanan katliamın ardından bölgeye giden Tayyip Erdoğan kendisini protesto eden yurttaşlardan birini yumrukladı
Soma'da yaşanan katliamın ardından bölgeye giden Tayyip Erdoğan yurttaşların 'Hükümet istifa' sloganları üzerine markete sığınmak zorunda kaldı. Markete girişi sırasında çıkan arbadede bir yurttaşa yumruk attığı an görüntülere yansıdı.
Birgün
Babamın katilinin burada işi ne diye bağırdı, Erdoğan yumrukladı!
Tayyip Erdoğanın, dün (14 Mayıs) Somada protestolar karşısında sığındığı markette bir kişiyi yumrukladığı olaya ilişkin tanıklıklar var: 15-16 yaşlarında bir kız çocuğu, Babamın katilinin burada işi ne diye bağırdı. Başbakanın kızın başını koltuğunun altına alarak yumruklarıyla defalarca vurdu!
Olayın tanığı olduklarını söyleyen iki Somalı esnaf kadınla konuştuklarını belirten Evrenselden Fatih Polat ve Özer Akdemirin haberi şöyle:
İki kadın, Başbakan Erdoğanın halkın tepkisi sonrası girdiği bir markette, kendisine Babamın katilinin burada ne işi var diyen 15-16 yaşındaki bir kız çocuğunu yumrukladığına tanık olduklarını söylediler.
Yaşadıkları şaşkınlık ve korkunun etkisi geçmemiş olan kadınlar isimlerini vermek istemediler. Üniversitede öğrenci olduğunu ve devlet görevlisi olan nişanlısının başına geleceklerden endişe ettiği için adını vermek istemediğini belirten G.K adlı genç kadın, yaşadıklarını şöyle anlattı. Yeşil Portakal adlı marketin önündeydik babamla. Başbakana yoğun bir tepki vardı. Korumalar, polisler o arbede, protesto sırasında bizim bulunduğumuz yere doğru yöneldiler. Başbakan da ortalarındaydı. Biz bunun üzerine babamla ve aynı işyerinde çalıştığımız ablayla marketin içine girdik. Başbakan manav reyonun olduğu yere geldiğinde genç bir kız, 15-16 yaşlarında, babamın katilinin burada işi ne diye bağırdı. Bunun üzerine Başbakanın kızın başını koltuğunun altına alarak yumruklarıyla defalarca vurduğunu gördüm. Kız yapma Abi diyordu. Ben böyle bir şey görmedim. Dehşet içinde kaldım. Bir Başbakan nasıl böyle bir şey yapabilir, bu neyin kini diye. O gün ve tüm gece bu gördüklerimin şokunu atlatamadım. Bu olaylar olurken babam da yanımdaydı. Size bunu anlatırken hâlâ titriyorum ve çok korkuyorum. Nişanlımın, benim başıma bir şeyler gelmesinden korkuyorum.
Genç kadın olayları, Başbakanın kız çocuğuna vurmasını Yeşil Portakal adlı market çalışanlarının da gördüğünü söyledi.
Bu olaylarla ilgili görüşmeye gittiğimiz market çalışanları ise tanık oldukları şeyleri anlatmak istemediler. Birisi ben görmedim, yoktum burada derken, bir diğeri ben içerideydim demeyi tercih etti. Manav reyonunun hemen önündeki kamera görüntülerini görmek istediğimizi söylediğimizde ise görüntülerin olmadığını ileri sürdüler. Görüntüleri aldılar mı sorumuza net yanıt vermekten kaçınan market çalışanları, ısrarlı sorumuz üzerine Bazı devlet görevlileri, dedektif tipli kişiler geldiler, caddede görüntüleri topladılar. Ama halktan çok sayıda çeken oldu dediler.
Birgün
Önce Erdoğan'ın sonra korumalarının yumruklayıp dövdüğü görüntüler sol haberin videosunda görülüyor.
http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/basbakanin-yumruklu-saldirisindan-yeni-goruntuler-haberi-92500
Erdoğan'ın yumrukladığı genç konuşmuş: ''Yumruk atmadı tokatladı'' demiş. ''Gerisini korumaları devam ettirdi.'' Belli ki korkuyor.
Bir başbakan kendini bu kadar kaybedebilir mi? İnanılacak şeyler değil bunlar? Nasıl bir halk düşmanlığıdır, nasıl bir nefrettir, nasıl bir şişkin egodur bu? Nasıl bir ruh halidir, nasıl bir psikolojidir?
Bu kadar mı korkuyor? Korkusu kendinden olmayan olarak gördüğü insana nefreti böylesi bir noktaya mı getiriyor?
Bir zamanlar Ecevit için ''devleti yönetecek yeterliliğe sahip değil'' söylentileri çıkmıştı. Aynı noktaya mı geldi başbakan?
Olana bitene bakıldığında bu konu üzerinde uzmanların artık ciddi bir şekilde düşünmesi gerekmiyor mu?
"Şimdi bu düzen lime lime dökülmektedir. Emekçinin kanı ve canı üzerinden semirdikleri bu düzenin, yine emekçilerin uyanışıyla yıkılacağını bildikleri için, korkuyorlar. O yüzden daha acısı taptaze olan halka saldırıyorlar, tokat atıyor, tekmeliyorlar. Ama unutmasınlar ki, o tokadın, o tekmenin hesabı er geç bir gün sorulacaktır. Emekçilerin nasırlı yumruğu, bu yolsuzluğa batmış, çürümüş iktidarın tepesinde, balyoz gibi patlayacaktır."
Sabri Kırdar
Muhalefet
Şarabın gazabından kork
çünkü fena kırmızıdır
kan tutar / tutan ölür
sokaklar kuşatılmış
karakollar taranır
yağmurda bir militan ölür
an gelir
ömrünün hırsızıdır
her ölen pişman ölür
hep yanlış anlaşılmıştır
hayalleri yasaklanmış
an gelir şimşek yalar
masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
direkler çatırdar yalnızlıktan
sehpada pir sultan ölür
Polis tekmesi yine sahnede
Polisin yere düşen eylemciye tekme attığı anı gösteren görüntüler saldırganlığın münferit olmadığını bir kez daha gösterdi.
Soma Katliamında ölen işçiler için Taksim Heykeline kömür bırakmak isteyen Halk Cephesi üyelerine polis azgınca saldırdı. Polis saldırısının ardından geri çekilen eylemciler ara sokakta toplandıklarında ikinci bir saldırıyla karşılaştılar. Polis yere düşen bir kadın eylemcinin kafasına tekme attı.
Haziran Direnişinde uyguladığı terörle insanları katleden polisin münferit denen saldırısının aslında genel uygulama olduğu bir kez daha görüldü. Ali İsmailin katledilmesinde kafasına atılan tekmenin rolü belgelenmişken polis saldırılarında öldürücü bölgelere vurmaya devam ediyor. Keza aynı saldırganlık 10 Nisan günü Greif işgal fabrikasında da Kızıl Bayrak muhabirin ve BDSP temsilcinin darp edilmesinde yansımıştı.
Görüntülerde polisin kafaya tekme attığı açıkça görülüyor. Polis saldırı boyunca işkence uyguluyor. Tek tek eylemcilerin yüzlerine el tüpüyle biber gazı sıkıyor. Daha Mehmet İstifin hayatını kaybetmesinin üzerinden bir hafta geçmemişken polis aynı şiddet sistematiğini eylemlerde uygulamaya devam ediyor.
Polis saldırılarının ardından münferit açıklamaları yapılırken açılan soruşturmalardaysa görüntülere rağmen polisler cezasız bırakılıyor. Daha önceki saldırılarda polislere ceza verilmemesi, bugün yeni saldırıların yapılmasını teşvik ediyor.
Taksimdeki tekme görüntüsü için de soruşturma açıldığında kasksız olması nedeniyle diğer örneklerde sıkça öne sürülen mazeretle kimlik tespit sorunu yaşanacağı şimdiden tahmin edilebilir. Fakat polislerin cezasız kalmasını sağlayan kimliklerinin belli olup olmaması değil, polis terörünü meşrulaştıran devletin desteğidir.
Yandaş medya ve onun tescilli yazarları Erdoğan'ın bir vatandaşa yumruk attığını ısrarla reddediyorlar. Görüntülerde Erdoğan'ın vatandaşın boynuna sarıldığını, sonra yumruk, tokat attığı ortadayken kabul etmiyorlar.Görüntülerde olmamasına rağmen, yalan olduğu açıkça belliyken aylarca Beşiktaş'ta türbanlı kadın dövüldü diyenler, görüntüde olmasına rağmen Erdoğan'ın yumruğunu kabul etmiyorlar. Yandaş olmak, Erdoğan ve AKP'ye yalakalık yapmak böyle bir şey.