Sorun politik ve örgütseldir. Nasıl bir değer verdiğimizi parti yayınlarında, Eylül tezlerinde, Gelenek dergimizde ayrıntılarıyla irdelediğimiz Haziran direnişi manipülatif bir biçimde tartışmanın merkezine oturtulmaktadır. Buna göre, Türkiye'nin içine girdiği yeni dönemde partinin devrimcileşmesi gereği ortaya atılmakta, “yeterince devrimci olmadığımız” iddia edilmekte ve bu demagoji partimizin geleneklerine, temel perspektifine ve kolektif liderlik anlayışına karşı tasfiye harekatının gerekçesi olarak sunulmaktadır. Türkiye Komünist Partisi'nin yapabileceği tartışma, partimizin topluma daha etkili biçimde müdahale etmek yönünde kendisini nasıl geliştirmesi gerektiğinden ibarettir. Partinin ülke siyasetinde biricik olan sosyalist devrimci konumlanışını sorgulamaktan sadece tasfiyecilik çıkar. Bizim bu sistemsiz ve düzeysiz tezlere, bunun parçası olan kariyerist müdahalelere pabuç bırakmamız ise kesinlikle düşünülemez.
Partimizdeki kilitlenme Merkez Komitesini kapsamaktadır. 18 Mayıs ÖK toplantısında kürsüye yansıyan taraflaşma 19 Mayıs'ta MK'da tekrarlanmıştır. MK'nın yeniden toplanma olanağını yitirdiği ortaya çıkmış, bunun üzerine partiyi kongreye en yakın zamanda taşıyabilmek için arayışlar başlamış, MK yetkilerini de devralacak bir Kongre Hazırlık Komitesi oluşturulmuştur. Bu girişimde Arif Basa, Aydemir Güler, Emrah Akansu, Erhan Nalçacı, İbrahim Bulut, Kamil Tekerek, Kemal Okuyan, Kurtuluş Kılçer, Hüseyin Karabulut, Savaş Sarı, Süleyman Baba yer almıştır. Ancak partiyi bölmeye faaliyetlerin hızlandırılması bu komiteyi faaliyete geçmekten alıkoymuştur.
Yazının bu bölümü MK'da yaşananları ortaya koyuyor. Umarım bu ayrışma bir tasfiye ile sonuçlanmaz, ama olursa da dert değil. Parti ideolojik ve siyasal tutumunu sürdürdüğü sürece bir sorun oluşturacağını sanmıyorum.
Ayrışma Gezi Direnişi ve sonrasında partinin sürece yeterince müdahil olup olmadığı ekseninde gerçekleşmiş görülüyor. Çulhaoğlu yeterince müdahil olunmadığı yönünde bir eleştiride bulunuyorsa, bu eleştiriyi çok da haklı bulmuyorum. Ne yapılabilirdi ki?
TKP'de neler oluyor?
Görünen şu ki, TKP'de büyük tartışmalar yaşanıyor. 29 Mayıs tarihli soL Gazetesi'nde, Metin Çulhuoğlu'nun "İyi haber: 'TİP' geliyor!" isimli yazısı, soL Haber Portalı'nda yayınlanmasının ardından ilerleyen saatlerde yayından kaldırıldı.
Çulhaoğlu, 27 Mayıs tarihinde soL Portal'da yer alan "Provokasyondan korkmamak" isimli yazısında, 1.TİP döneminde parti dışı devrimci çevrelerin TİP eleştirilerini hatırlattı:
"Bilen bilir; birinci TİP (1961-71) parti dışı devrimci kesimler tarafından "provokasyon edebiyatı" yapmakla da eleştirilirdi. Bu eleştiriye göre TİP fazla legalist ve pasifistti. "Ya provokasyon olursa", "aman provokasyona gelmeyelim" ürkekliğiyle sokaktan, alanlardan ve eylemden gereğinden çok sakınırdı..."
Çulhaoğlu, 2.TİP döneminde, bu eleştirilerin daha da ciddiye alındığını ve günümüzde de 'verilecek mücadele aklın yanı sıra canlılığı, hareketi, eylemliliği gerektiriyorsa tutturulacak yolun belli olduğunu, bu yolun hala "Provokasyondan korkmamak" olduğunu yazdı.
Çulhuoğlu'nun "İyi haber: 'TİP' geliyor!" yazısı, TKP içinde yaşanan tartışmaların en üst düzeye çıktığını göstermiş oldu. 'Roman değil tarih yazmaya soyunduklarını' ifade eden Çulhaoğlu, "Sonra "tip" iyice ete kemiğe bürünsün ki biz de şu "68'liliği" bu yeni tipin içinde eritip onun bir parçası olalım..." diye yazmıştı.
Bu yazı, soL Haber Portalı'nda yayınlandı, sonradan ise hiçbir açıklama yapılmaksızın kaldırıldı.
Önemli kaynaklardan edindiğimiz bilgiye göre, Çulhuoğlu ve onun gibi düşünenler, TKP'nin 'yeterince devrimci olmadığını ve yeni dönemde partinin devrimcileşmesi gerektiğini' savunuyorlar. Bu fikrin karşısında yer alan Aydemir Güler ve Kemal Okuyan'ın başını çektiği kesim ise; "bu hamlelerin partiyi bölme amacı taşıdığını" düşünüyorlar. Çulhuoğlu'nun yazısının soL Portal'dan yayından kaldırılmasıyla, bu tartışmaların bir ayrışmaya dönüştüğü ifade ediliyor.
TKP, kimin elinde kalacak ve yeni dönemde nasıl bir siyaset yürütecek?
Hep beraber göreceğiz.
Ali Duran
Kemalistler.net
Partinin ideolojik duruşu konusunda bir tartışma yok anladığım kadarıyla. ''Çulhaoğlu ekibi'' partinin önderliğinde bir zaaf görüyor ve özellikle Haziran Direnişinden sonra ortaya çıkan koşullarda partinin daha da devrimci bir tutum alması gerektiğini söylüyor. İlk bildiride söylenen bu. Bilmediğimiz başka sorunlar var mı, onu da bilmiyoruz. Eğer sorun sadece buysa çözüm MK içinde tartışılabilir ve sonra bir karara varılabilirdi. Bu olmamış, ya da sonuç vermemiş. Parti MK'da bunu tartışmış ve bir karara bağlamışsa ve o karara karşı ortada hala bir ''direnç'' varsa bence problem orada. Zaten MK üyelerinin ikiye ayrılması gibi bir durum ortaya çıkmış ve MK'yı işgöremez, karar alamaz duruma getirmişse bunun çözümü de belli. Yeni bir MK oluşturmak için partinin en yetkili kurulunu çalıştırmak. Bu tür tartışmaların dışarı yansıması çok da hoş bir şey olmasa gerek.
Ülkemizde sosyalist mücadelenin 'en gelişkin ve en ileri mevzisini temsil eden bir parti MK'sının böyle bir sorunu sosyalist örgütlenme anlayışı içinde aşamaması elbette üzücü. Ama dünyanın sonu da değil. İdeolojik konumlanış konusunda belli ki, bir problem yok. Sorun şu ya da bu şekilde aşılacaktır.
TKP: Güçlenerek yolumuza devam edeceğiz
Türkiye Komünist Partisi, geçtiğimiz günlerde basına da yansıyan "parti içi sorunlar"a dair bir açıklama yaptı. Açıklamada kongre sürecine girildiği ve TKP'nin yolumuza güçlenerek devam edeceği vurgulandı.
(soL - Haber Merkezi) Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Merkez tarafından yapılan "Dostlarımızın içi rahat olsun: TKP güçlenerek yoluna devam edecek!" başlıklı açıklama şöyle:
"Partimizin bir iç sorun yaşadığı geçtiğimiz günlerde basına yansımış bulunuyor. Sorunun varlığını gizlemiyoruz, tersine kamuoyunda ve dostlarımızda oluşan algı ve kaygılara ilişkin bir açıklama yapma gereği duyuyoruz.
Türkiye Komünist Partisi her yıl politik ve örgütsel olarak yetkili konferans veya kongre toplamaktadır. 2014 yılı kongre sürecimiz de başlamış bulunmaktadır.
Kongremiz bütün parti üyelerini kapsamayı hedeflemektedir. Bu anlamda basına yansıyan haliyle partimizde gruplar veya öbekler arasında bir iktidar yarışı veya tasfiye gündemi yoktur. Kongre takvimimiz kısa süre içinde netleştirilecektir.
Partimiz bugüne kadar bütün konferans ve kongrelerinden sorunlarını gidermekle kalmayıp politik enerjisini tazeleyerek çıkmıştır. Bizim için bu kapsamdaki her toplantı bir atılım anıdır. Bu kez de böyle olacağından hiç kuşkumuz yoktur.
TKP ülkemiz sosyalist ve devrimci birikiminin en ileri hattını temsil etmektedir ve bu birikimi daha da ileriye taşıyacağımıza güveniyoruz.
Dostlarımızın içi rahat olsun, yolumuza güçlenerek devam edeceğiz."