Ulusal bayrak koalisyonu Mustafa Özcan
Sol siyaset, duygu ya da hissetme değil, kavramsal belirleme alanıdır. Sol, siyasi alana yönelik duyguyu bilince çıkartırken, siyasi alana yönelik uzun vadeli ve güncel yönelişleri belirleyecek bir kavramsal çerçeveye de sahip olmak durumundadır. Bu algı kimlik siyasetleri ve sol alanda oluşturulacak kavramsal alanın hem sınırını çizer hem de mevcut siyaset algısından farklılığını ortaya koyar. Çok konuşulmuş olabilir ama özü şudur; sosyalist siyaset, sınıfsal temeli olmayan, her türlü -kimlikler de dahil- alanın dışından seslenir. Dümeni sınıf mücadeleleri alanına kırdığı için siyaset algısı dönemsel değil, evrenseldir.
Bayrak halleri
Türk bayrağını indirmeye çalışan Rum, askerler tarafından vuruldu. Tarih 14 Ağustos 1996. KKTCnin uluslararası alanda tanınması için yırtınan TC, bağımsız bir ulusun bayrağını kendi bayrağı yapma uyanıklığını gösterip yerinde infazı mazur göstermeye çalışıyor.
Devletin o momentte siyasi yöneticisi olan AKPye yönelik eylem. Devletin simgesi bayrak, siyasi iktidara karşı devrimci duruşun ve mücadelenin sembolü görünümünde.
Devlet ve iktidar, Somada işçilerini kaybetmiş. Acı ile ulusal yas ilan edilmiş. Bayrak Rahman ve Rahim olan Tanrı şefkatinde.
Proletarya önce siyasi hakimiyeti ele geçirmek, ulusal sınıf durumuna yükselmek, kendini ulus olarak kurmak zorunda olduğu ölçüde kendisi de hala ulusaldır, ama asla sözcüğün burjuva anlamında değil.* Bu söz Marx ve Engelse ait. Komünist Manifesto. Yıl 1848.
Çok eski derseniz, 1996 yılında Eric Hobsbawma ait olan da var. Daha kısa üstelik. Çoğunlukları kazanmakla, azınlıkları üst üste koyup toplamak aynı şey değildir.** Ezilenlerin itirazı devletin toplumsal hegemonyasının en önemli tutkalı olan sembolleri hedef alarak yapılamıyor. Yazının başında belirtildi. Siyaset kavramlarla ve onun sınırları içinde ama esneyerek yapılır. Sınıf mücadeleleri dışında diğer tüm toplumsal hareketler bayrağa ihtiyaç duyabilir. Bizim işimiz proletaryayı ulusal sınıf durumuna yükseltmek. Bu mücadelede bayrağın ay-yıldızlı olmasında şimdilik hiçbir sakınca yok.
*Since the proletariat must first of all acquire political supremacy, must raise itself to be the national class, must constitute itself the nation, it is itself still national, though not in the bourgeois sense. Karl Marx and Frederick Engels, The Communist Manifesto, 1848, part ii. The original (German) edition has the national class; the English translation of 1888 gives this as the leading class of the nation.
**Identity Politics and the Left
Sendika.org
Ulusal bayraklar bir simge özelliğini taşır. Kimi zaman faşizmin, kimi zaman devrimciliğin mücadelesi. Bayrakları salt burjuvazinin simgesi olarak görmek doğru değildir, tarihsel anlamda da yanlıştır. Aynı sorun, yurt kavramı için de geçerlidir. Sosyalist olmak, ulusal bayraklara düşmanlık etmek anlamı taşımaz. Başlık yazısında bunun örnekleri verilmiş. Ulusal bayrak Denizlerin elinde ilericiliğin ve yurtseverliğin semboluydü. 12 Eylül faşistlerin elinde faşizmin sembolü. Gezi'de tekrar AKP faşizmi karşıtlığında buluşmanın sembolü haline geldi. Küba devrimi de incelenirse, orada da benzer durum vardır. Kübalı devrimciler Küba bayrağını Batista rejiminin faşist simgesi olarak görmediler, kendi ellerine almanın ötesinde çoğu, kollarının bir yanına iliştirdiler o bayrağı. Ve o bayrak, Küba devrimi sürecinde devrimin ve devrimci mücadelenin bir simgesi haline geldi.
Mesele, sosyalist mücadeleye alan açmak ve onu sıkışmışlıktan kurtarmaksa, bayrak düşmanlığı yapılarak böyle bir amaç gerçekleştirilemez.
solcuların sosyalistlerin bayrak düşmanlığını hiç anlayamıyorum. bana çok yanlış geliyor.