5 soruda İhsanoğlu ve Erdoğan karşılaştırması
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışacağı açıklanan ilk aday Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu oldu. İşte 5 soruda İhsanoğlu ve Erdoğan karşılaştırması.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışacağı açıklanan ilk aday Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu oldu. İşte 5 soruda İhsanoğlu ve Erdoğan karşılaştırması.
10 Ağustosta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışacağı açıklanan ilk aday Prof. Dr. Ekmelettin İhsanoğlu oldu. Türkiye kamuoyu, iki muhalefet partisinin ortak adayı olarak seçimlere gireceği açıklanan İhsanoğlunu 2005-2014 yılları arasında üstlendiği İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) genel sekreterliği görevinden hatırlıyor.
Bilimsel çalışmaları ve akademik kimliği ile uluslararası planda Türkiyeden daha çok tanınan ve saygı gören İhsanoğlu ilehenüz adaylığını açıklamasa da- son 12 yılın tartışmasız en önemli siyasi figürü, her seçimden başarıyla çıkmış Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasındaki yarışı kim kazanır?
Rakamsal avantaj kimde?
İlk kez halkın doğrudan seçeceği Türkiyenin 12. Cumhurbaşkanı, kullanılan oyların yüzde 50+1ini kazanmak zorunda. Eğer ikinci tura kalırsa da, geçerli oyların en fazlasını alan aday cumhurbaşkanı olarak seçilecek. Rakamsal açıdan bakıldığında, 30 Mart yerel seçimleri yapılacak değerlendirmeler için en geçerli baz olarak alınabilir.
Başbakan Erdoğanın liderliğindeki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Anadolu Ajansı verilerine göre 30 Mart yerel seçimlerinde yüzde 45,6 oranında oy almıştı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) aynı seçimlerde yüzde 27,8; Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ise yüzde 15,2 oranında oy almıştı.
CHP ve MHP toplam oylarının yüzde 43 oranında olduğu hesap edilirse, AKP ve muhalefet partilerinin adaylarının başa baş bir yarış içinde olacağı öngörülebilir.
Kilit Kürt oyları kime gider?
Son seçimlerde, cumhurbaşkanlığı yarışında kilit rol oynayacakları kaydedilen Kürt siyasi partileri de yüzde 6,1 oranında oy almışlardı. Saadet Partisi de aynı seçimlerde aldığı yüzde 2lik oy oranıyla cumhurbaşkanlığı seçimlerinde önemli rol oynayacak bir parti olarak görülüyor.
Bu durumda Kürt partilerinin kendi adaylarını gösterip göstermeyecekleri, göstermemeleri durumunda hangi adayı destekleyecekleri büyük önem taşıyor.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş geçen hafta yaptığı açıklamalarda, Kürt çözüm sürecinde yaşanan gelişmelerden rahatsızlığını aktarırken, "Erdoğanın, Kürtlere karşı kullandığı dil ve yaklaşımlara yanıtı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde alacağı" değerlendirmesinde bulunmuştu.
Kürt liderler, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile geçen hafta yaptıkları istişare toplantısında da muhalefet adayına ikinci turda destek verebileceklerini ancak önerilen kişinin "Demokrasi, özgürlükler, Kürt sorunu gibi başlıklarda güven veren bir isim olması" koşulunu dile getirmişlerdi.
Her ne kadar İhsanoğlunun, Kürt sorunu konusunda bilindik bir tavrı olmasa da, genel olarak insan hakları ve özgürlükler konusundaki yaklaşımı açısından Kürt gruplarının hemen karşı çıkacağı bir isim olmayacağı değerlendiriliyor.
İhsanoğlunun elini kuvvetlendirebilecek durum ise Erdoğanın giderek çözüm sürecinden uzaklaşıyor olması. Ama hem Erdoğanın, hem de Kürt siyasi partilerinin pragmatik siyaset anlayışları göz önünde tutulursa, uzakmış gibi görünen Kürt oylarının AKP adayına akmasına yol açabilecek gelişmelere de hazırlıklı olunmalı.
Ortadoğudaki gelişmeler kime yarar?
Bir sonraki cumhurbaşkanının kim olacağına rakamsal veriler kadar, iç ve dış politika gündeminin seçimlere nasıl yansıyacağı da etki edecek. Özellikle dünya ve Türkiye gündemini meşgul eden, Ortadoğu ve bölgede giderek artan aşırı İslamcı terör varlığı belki de bu seçimlerde üzerinde en çok durulacak gelişmeler olacak.
Sorunların diyalog yoluyla, uluslararası hukuk çerçevesinde çözülmesi gibi temel anlayışları dile getiren İhsanoğlu, özellikle Mısırda yaşanan darbe nedeniyle Erdoğan hükümeti ile geçen sene ters düşmüştü.
Hükümet yanlısı gazetelerin yaylım ateşiyle başlayan kampanya neticesinde o zaman Başbakan Yardımcısı görevinde olan Bekir Bozdağ, görev süresi dolmasına sadece aylar kalan İhsanoğlunu istifaya davet etmişti. O zaman yapılan yorumlarda, AKPnin olası cumhurbaşkanı adayı olarak görülen İhsanoğlunu yıpratmayı amaçladığı da iddia edilmişti.
Ortadoğuyu dışardan değil içerden bilen bir kişi olarak İhsanoğluna adaylık götüren muhalefet partileri, son dönemde işledikleri "Ortadoğunun bataklığına sürüklendik", "Erdoğan hükümeti sayesinde cihadçı terör örgütleriyle anılır olduk" söylemlerini sıkça kullanacaklar gibi görünüyor.
İhsanoğlunun kimliği nasil etkiler?
Muhalefet partilerinin Erdoğana karşı kullanacakları önemli bir unsur da İhsanoğlunun uluslararası saygın kimliği ve örnek bir çağdaş-muhazakar duruşu olacak gibi görünüyor.
İİT Genel-Sekreteri olmasının yanı sıra İslam, İslam tarihi, kültürler arası etkileşim ve bilim tarihi gibi alanlarda tanınan ve dört yabancı dil konuşan İhsanoğlunu ön plana süren muhalefet partileri böylece Erdoğana karşı "uluslararası imaj" üstünlüğünü de ele geçirmiş oldular.
Tarafsız bir cumhurbaşkanı adayıyla, halkın tamamını kucaklamayı amaçlayan muhalefet partileri, Erdoğan ve yakın çevresinin son dönemde çizmiş olduğu kendi vatandaşını tokatlayan, tekmeleyen otoriter portresine de İhsanoğlunun "yumuşak ve nazik" portresiyle yanıt vermeyi hedefliyor.
İhsanoğlunun dezavantajı nedir?
İhsanoğlunun en büyük dezavantajı ise Erdoğan gibi Türkiyenin tartışmasız en önemli ve başarılı siyasetçisine karşı yarışacak olması. Siyasi bir kimliği olmaması, günlük siyasi dilden uzak olması nedeniyle seçim kampanyası sürecinde Erdoğanın gerisinde kalması muhtemel olan İhsanoğlunun halkın geniş kesimlerince tanınmıyor olması da olumsuzluk olarak görülüyor.
Erdoğanın arkasındaki kuvvetli AKP desteği ve organizasyon yeteneği ile propaganda sürecini domine ederken, İhsanoğlunun bu süreci CHP-MHP arasında sağlanacak bir eşgüdümle yürütmesi ancak bu süreçte de ciddi sorunların olabileceği öngörülüyor.
Serkan Demirtaş | BBC Türkçe
Editör : Birgün