Sola düşen Sosyalist Cumhuriyeti kurmaktır
Halkların Demoktarik Partisi (HDP) öncülüğünde bir dizi sol parti, sendika ve kitle örgütü dün bir araya geldiklerini açıkladı. Amaç, Cumhurbaşkanı adayını belirlemek ve ortak bir seçim politikası belirlemek.
Henüz görüşmeler tamamlanmamış olsa da bu süreci kaygıyla izliyoruz. Meşruiyeti kalmamış bir iktidarın, milyonların önce hesap ver çağrısına yanıt vermek yerine ülkeyi Cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlemeye çalışması kabul edilmemelidir. Milyonların hükümet istifa haykırışına, Sol Cephenin öncülüğünde yüzlerce aydının milletvekillerine yaptığı Meclisi boşaltın çağrısına kulaklarını tıkayıp Meclisi boşaltmayan, AKP iktidarını boşa ve açığa düşürmeyen Meclisin kendi meşruiyeti de tartışmalıdır.
İflas eden İkinci Cumhuriyet rejiminin bir parçası olduğunu, gösterdiği Cumhurbaşkanı adayıyla ilan eden CHPnin tutumu, Cumhurbaşkanlığı seçiminin işlevini yeterince açık biçimde göstermektedir. Niyet, İkinci Cumhuriyeti, onu açıkça reddeden halka bir kez daha dayatmaktır. Bu dayatma reddedilmelidir.
AKPnin 1 Temmuzda kimi aday göstereceğinden bağımsız olarak, Tayyip Erdoğanın adının Cumhurbaşkanlığı, hatta Başkanlık tartışmaları ile anılması, diktatörün siyasi ömrünü biraz daha uzatmayı amaçlamaktır. Bu oyuna katılmak, her durumda Tayyip Erdoğanın bir seçime katılabilecek ehliyete sahip olduğunun kabul edilmesi anlamına gelir.
İlerici güçlerin bu oyuna dahil olması, bu oyunun ve AKP iktidarının dayatmalarının kabul edilmesi anlamına gelir. Sol, AKP iktidarının ömrünü biraz daha uzatmak dışında bir amacı olmayan bu seçimlerin hiçbir meşruiyeti olmadığı gerçeğini temel almak zorundadır. Sol, halkın aydınlanmacı, laik, yurtsever, özgürlükçü ve eşitlikçi taleplerinin gerçek karşılıklarını bulduğu Sosyalist Cumhuriyeti kurma iradesini güçlendirmelidir.
Bu koşullarda sola düşen, Cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerinden oynanan oyunu toptan reddetmektir. Solun karşı karşıya olduğu görev, İkinci Cumhuriyetin meşruiyet krizini hafifletmek üzere kurduğu sahnede ufak da olsa bir rol kapmaya çalışmak değil, Sosyalist Cumhuriyeti kuracak örgütlü halk hareketini güçlendirmektir.
Türkiye Komünist Partisi
Atılım Kongresi
Kongre Rapor Komitesi başlığı altındaki isimlerden bu bülteni hazırlayanların Aydemir Güler ekibi olduğu anlaşılıyor ama, komitede neden Aydemir Güler'in adı geçmiyor?