CHPden çözüm için yasa teklifi
Hükümetin çözüm süreciyle ilgili yasa tasarısının ardından CHP de TBMMye, Toplumsal Mutabakat Komisyonu kurulmasını önerdi
Hükümetin çözüm süreciyle ilgili genel yetki aldıktan sonra TBMMyi devre dışı bırakmaya yönelik yasa tasarısının hemen ardından CHP de TBMMye bir yasa önerisi verdi. Teklif, TBMMde 4 siyasi partinin temsil edildiği bir Toplumsal Mutabakat Komisyonu ve TBMM ile koordineli çalışacak Ortak Akıl Heyeti oluşturulmasını öngörüyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu imzasıyla TBMM Başkanlığına verilen yasa önerisinin gerekçesinde, Kürt sorununun sadece güvenlik eksenli politikalarla çözümlenemediğinin acı deneyimlerle açıklık kazandığı belirtildi. Gerekçede, Kürt sorununun çözümünün ulusal mutabakat gerektirdiğine işaret edilerek, bu mutabakatın oluşturulacağı yerin de TBMM olduğuna vurgu yapıldı. Gerekçede, Kürt meselesinde TBMM denetiminde bir süreç ve mekanizma oluşturulması ertelenemez bir aşamaya gelmiştir. Teklifimizin amacı siyasi partiler arasında doğrudan ve sürekli bir diyalog imkanı yaratmaya, görüş ve yaklaşım farklılıklarını asgari düzeye indirmeye vesayetin dilini uzlaşma ve demokratik çözüm temeline oturtmaya çalışmaktır denildi.
EŞİT KATILIMLA KOMİSYON
CHPnin yasa önerisine göre, Toplumsal Mutabakat Komisyonu, TBMMde grubu bulunan siyasi partilerin eşit katılımıyla toplam 8 üyeden oluşacak. Komisyon çalışmalarına yardımcı olacak Ortak Akıl Heyetinde ise yine siyasi partilerin eşit sayıda önerecekleri toplam 12 üye görev yapacak. Teklife göre, Toplumsal Mutabakat Komisyonu, hükümetin konuyla ilgili önerilerini değerlendirecek. Komisyon, çalışmalarını bir yılda bitirerek hazırlayacağı raporu TBMM Genel Kuruluna sunacak. Genel Kurulda yapılacak değerlendirmelerin ardından mutabık kalınan ve ortak aklı yansıtan öneriler hükümete iletilecek.
Ortak Akıl Heyeti de TBMMde temsil edilmeyen siyasi partilerin görüşlerini alacak. Bu arada kendisi de düşünce ve öneri üretecek olan heyet, Toplumsal Mutabakat Komisyonunun vereceği görevleri de yerine getirecek. Sivil toplum kuruluşları, sendikalar, meslek odaları ve vatandaşlar sürece katkılarını Ortak Akıl Heyeti üzerinden yapacak.
Birgün
DOĞU PERİNÇEK/ AKP-PKK-CHP koalisyonu
Bakanlar Kurulu'nun Meclise sunduğu Yeni Açılım Paketiyle PKK yasallaştırılıyor. Abdullah Gül, 2 Nisan 2003 günü ABD Dışişleri Bakanı Powell ile imzaladığı "2 sayfa 9 maddelik Gizli Anlaşma"da PKK'nın yasallaşmasını kabul etmişti. O Gizli Anlaşmanın hükümlerinin adım adım uygulanmasında şimdi yeni bir aşamaya geçilmektedir.
PKK'YA SİLAHLI YASALLIK SAĞLAYAN KOALİSYON
CHP de o Gizli Anlaşmanın ortağı haline getirilmiştir. Böylece Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin eşiğinde AKP-PKK-CHP arasında işbirliği oluşturulmuş bulunuyor.
Abdullah Öcalan, Yeni Açılım Yasasını "tarihî gelişme" diye değerlendirdi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, AKP hükümetinin tasarısına "gerekli katkıyı vereceklerini" açıkladı. Böylece PKK'ya elinde silahla yasallık sağlanmasında üç parti birleşti.
MHP DE REJİMİN ORTAĞI
Cumhurbaşkanı seçiminde kurulan rejim ortaklığı, böylece rejimin PKK'yı yasallaştırma programında ortaklık olarak pekişmektedir.
Türkiye'nin Tayyip Erdoğan ile Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylıklarına mahkûm edilmesi, Mafya-Tarikat rejiminin çerçevesini açıklıyordu. AKP-PKK-CHP ve MHP, o çerçevenin içindeki rolleri paylaştılar ve rejimin ortakları olarak sahne aldılar. Aynı rejim, şimdi Kürt Sorununun çözümünde en can alıcı hamleye kalkışmaktadır.
MHP, rejimin PKK'yı yasallaştırması girişiminde ortak gözükmekten kaçınıyor. Ancak aynı MHP, Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday göstererek oyunun içindedir. Rejimin içinde, fakat iktidar koalisyonunun kenarında diyelim. MHP'nin bu konumda olması rejimin selameti açısından en uygun çözüm oluyor. Milliyetçilik bu yöntemle etkisizleştiriliyor.
CHP YÖNETİMİ İKTİDARIN GİZLİ ORTAĞI
CHP ise, artık Mafya-Tarikat rejiminin iktidar koalisyonunun ortağıdır. Gizli Ortak!
CHP yönetimi, Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday gösterdikten sonra bir kez daha AKP'ye teslim bayrağı açmıştır. Kılıçdaroğlu ekibi, Cumhuriyetin bir karşıdevrimle yıkılmasının hemen her adımında Tayyip Erdoğan ile birlikte hareket ediyor.
AKP'ye teslimiyet, karşılıklı atışma ve sövüşmeyle perdeleniyor. Muhalefeti, CHP değil, AKP'nin karşıdevrimci programına karşı mücadele edenler yürütüyor. Bu mücadelenin kuşkusuz bir programı var. O da, Kemalist Devrimi tamamlamaktır.
CHP YÖNETİMİNE KUYRUKÇULUĞUN ANLAMI
AKP ile rejim ortaklığının ötesinde iktidar ortaklığı kurmakta olanlar, CHP yönetiminin kuyruğuna takılmayanları sürekli AKP ile işbirliği yapmakla eleştiriyorlar. Bu eleştirilere teslim olmak, artık açıkça görülmektedir ki, karşıdevrime teslim olmaktır.
Türkiye, artık bir rejim mücadelesinin içine girmektedir. Bunu devrim ile karşıdevrim arasındaki mücadele olarak da niteleyebiliriz.
Cumhurbaşkanı seçimi ile PKK'nın yasallaştırılması olayı artık aynı paket içindedir. Ve o paketin sorumluluğunu paylaşanların arasında CHP yönetimi de bulunuyor. Atlantik emperyalistleri, AKP-CHP ve PKK'yı paketlemişlerdir.
YİRMİ MİLLETVEKİLİ ÖN CEPHEDE
Bugün Çankaya Savaşı, aynı zamanda vatanın bütünlüğü için savaştır.
Tayyip Erdoğan ve Ekmeleddin İhsanoğlu, Türkiye'yi bölen rejimin adaylarıdır.
Tayyip Erdoğan asıl adaydır.
Ekmeleddin İhsanoğlu ise, rejimin Tayyip Erdoğan'ı Çankaya'ya çıkartma planında kendisine verilen rolü üstlenmiştir.
Yirmi milletvekili, şu anda yalnız Cumhuriyet için değil, aynı zamanda Vatan için mücadelenin ön cephesindedirler.
AKP uzun zamandır PKK'ye yasallık verme konusunda zorlanıyordu, sağolsun CHP AKP'nin imdadına yetişti ve AKP'yi içinde bulunduğu zor durumda yalnız bırakmadı. Şimdi AKP, CHP ve PKK Türkiye'yi bölme konusunda aynı çizgiye gelmişlerdir. Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP'nin liberal sağ bir çizgiye oturduğunu söylüyorduk. Kılıçdaroğlu CHP'si bizleri hiç yanıltmıyor. İhsanoğlu örneği bunun en ileri noktası sanıyorduk, şimdi de PKK'ye yasallık kazandırma konusunda o noktanın da ilerisine geçti.