Cumhurbaşkanlığında Ortak Aday Başka Bahara!

Emek ve Demokrasi güçlerinin Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair ikinci toplantısı gerçekleşti. ÖDP’nin Ortak Meclis önerisi yinelendi.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı için son müracaat günü olan 3 Temmuz yaklaştıkça çalışmalar da hızlandı. HDP’nin çağrısı ile ikinci kez yan yana gelen emek ve demokrasi güçleri ilke ve yöntem üzerine konuştu.
 
HDP DEMİRTAŞ DİYOR
HDP ikinci toplantıda Genel Başkan Selahattin Demirtaş ismini daha belirgin olarak sundu ve katılımcılardan değerlendirme ve varsa farklı öneriler istedi.
ÖDP ilk toplantıda ifade ettiği görüşlere paralel bir nokta da durdu. ÖDP, sürecin gerçek anlamda bir ortaklaşmaya doğru gelişmesinin ön koşulunun adayın belirlenmesinden ilke-program oluşturulmasına kadar tüm yönleriyle sürecin ilerlemesinden geçtiğini açıkladı. HDP Komisyonu’nun öneri toplamakla sınırlı kaldığına dikkat çeken ÖDP, “Kendi karar süreçlerinin dışına çıkılmadığı sürece ortaya çıkacak adayın da ortak bir aday değil HDP adayı olur” dedi.
 
HERKESİMİN ADAYI OLMALI
İki toplantıya da büyük bir ciddiyetle katılan Alevi örgütleri söz alarak birlik çabasını çok anlamlı bulduklarını ifade etti. Alevi örgütü temsilcileri adayın ortak belirlenmesi noktasındaki eksiklikleri ifade ederken, “Aday bir siyasi parti ya da çevrenin adayı olmamalı. Herkesin adayı olmalı. Bu anlamı ile Demirtaş’ın adaylığı da bizi ifade etmekte yeterli olmayacaktır. Bir siyasal oluşumla özdeşleşen isimlerden uzak durmalıyız” diyerek görüş bildirdi.

İlk toplantıya katılan Halkevleri ve KESK ise ikinci toplantıya katılmadı. Halkevleri Genel Sekreteri Samut Karabulut yaptığı açıklamada görüşmelerin Cumhurbaşkanlığı adaylık görüşmesi olmadığının altını çizerek ve HDP’nin adayının netleştiğini belirterek, aday ismi açıklandıktan sonra tutum belirleyeceklerini söyledi.
 
İki toplantıda notlar alan ve önerileri sıralayan HDP heyeti de nihai kararın Parti Meclisi’nde verileceğinin altını çizdi. Emek ve demokrasi güçleri ile yapılan iki tur görüşmede ortaya çıkan somut bir adım yok. Hafta sonu açıklanması planlanan HDP adayı hafta başına kalabilir.

Kürt siyasetinin birlik, dayanışma, ortak adaydan anladığının ''bizi destekleyin'' olduğu bir türlü anlaşılamadı. ÖDP yanlış sularda dolaşıyor.

Denemek yanlış değildir. Kürt siyaseti yalnız başına bırakılmamalı, onu sola çekecek siyasetlerle buluşturulmalıdır. Bu tavır doğru ve gerekli bir tavırdır.

Zaman israfından başka bir şey değil. Kürt siyaseti silahı bırakmalıdır, tavır alınacaksa, kürt siyasetine bir siyasetle gidilecekse öncelikle bu konu ortaya konulmalı, gündeme taşınmalıdır. Bunun dışındaki her yaklaşım, kürt siyasetinin ekmeğine yağ sürer.

Ankara Belediye Başkanlığı seçiminde sosyalistler Kaya güvenç'i aday göstermişlerdi. Kürt siyaseti bu adayı desteklemediği gibi, yetmez ama evetçi birini Ankara'dan aday gösterdi. Bu sadece bir örnek. Kürt siyasetçilerinin sol ile ilişkisi kendi ulusalcı stratejilerinin kabulü noktasında anlam kazanıyor. abbas'ın vurgusuna katılıyorum. Kürt siyasetinin birlik, dayanışma anlayışı kuyrukçulukla eş anlamlı. Sol ile kurulmak istenen birliğin temeli de bu. Biat ediyorsan, kuyrukçuluğa razıysan gel beraber olalım diyor. Bu konuda hiç bir zaman farklı bir tutum almadı. Cumhurbaşkanlığı konusundaki ortak aday çalışması bu davranışın tipik bir örneği. ''Biz bunu aday gösterdik, ortaklaşalım,gelin destekleyin''. İlk toplantıdan sonra Halkevleri ve KESK'in gösterdiği tepkiyi olumlu buluyorum. ÖDP ikinci toplantıya boşuna katılmış oldu.

Kürt önderliğinin kendi gücünü kaybetmeme stratejisini anlayışla karşılamak gerekir. Beraberlik arayışlarında ortaya çıkan tutum bu yüzden ortaya çıkıyor. Diğerlerine nazaran en kalabalık kitleye sahip olan bir hareketin belirleyici olmaya çalışmasında bir anormallik olamaz. Böyle bir tutum neden eleştirilir ki! Sol daha fazla kitleye sahip olsa belirleyici o olurdu.

Türkiye sosyalist solun gücü yüzde birlerle ölçülürken, bireysel bazda her fırsatta CHP desteklenirken, mücadele bazında nereyse bir hiçken, Gezi dahi kendiliğinden başladı ama sonunda bunlar kendi aralarında sahiplenmekte bile anlaşamadılar, her fraksiyon "gezi benim" demeye getiren açıklamalarda bulunuyor, bunların kalkıpta Kürt hareketini kendi siyasetlerine çekmek istemeleri, onlara yön göstermek istemeleri ve bu bağlamda da afay gösteriminde dahi belirleyici rol üstlenmek istemeleri gerçekten gülünç bir tutum. Şundan eminim, geçmiş deneyimlerden söylüyorum, Kürtlerle Türkiye sosyalistlerinin   ortak adayı Türkiye sosyalistleri tarafından belirlenmiş olsa bile genede kendi seçmenleri gider CHP adayına oy verir. Yıllardan beri izlediğim bu. " nasılolsa seçilemiyecekler, oylarımız boşuna gidecek" mantığıyla hareket eden seçmenden ne beklenir. Türkiye sosyalist solu önce kendi seçmenine hakim olmalı.

Siyaseti kelle sayısıyla ölçüyorsan,kürtlerin solcu ortak arayışını nasıl yorumluyorsun? Neden Saadet, BBP'ye hatta İP'e gitmiyorlar da sosyalistlerle birlik olmaya çalışıyorlar? Kürt hareketi etnik siyasetini solcularla ortaklaşmaya çalışarak örtmeye çalışıyor. Sol bu oyuna gelmiyor. Ortaklaşma ise ortak ilkeler üzerinden yapılır. Gel beni destekle, ne yaparsam onayla diyerek ilkesel beraberlik kurulmaz. Solun buna anlayış göstermesi kendi kendini inkar olur. Problem daha fazla kitleye sahip olmak değil.

Oy potansiyelleri kat kat fazlada o yüzden onlara gidiyorlar. Allahim herkes kendisini bir nimet zannediyor. Kedi erisemedigi ete mindar dermis, sizinkiside o misal, mücadele edenlere sadece kulp takarsiniz baska bir basarinizda yok zaten. Neyse siz gidin madem HDP ile ortak aday göstermek istemiyorsunuz CHP+MHP ortak adayina sahip cikin. Zaten oylarinizin rengi belli.