Sevgili yoldaşlar;
TKP'nin Haziran süreci boyunca yeterince devrimci davranmadı. Bütün halkı kucaklayacağına; Kemal Okuyan - Aydemir Güler kliği yüzünden Kemalist bir çizgiye yöneldi. Kemal Okuyan'ın yazıp çizdikleri hepsi havada kaldı. Yerel seçimlerde aday olan Aydemir Güler "CHP'nin solculaşmasını için çalışıyoruz" dedi. Bu kafa yapısı ile devam edilemez. Kemal Okuyan-Aydemir Güler kadroları tamamen fesh edilmeli, partinin ismini kullanmaktan vazgeçmeliler.
Sol gazetesini bile yönetemeyen, manşetleri birbirinden saçma koyan Kemal Okuyanlar hesap vermelidir. Partiyi yıllardır işgal ettikleri YETER.
TKP'nin bölünmesinin en büyük sorumluları Kemal Okuyan-Aydemir Güler artık siyasetten çekilmelidir.
Türkiye Komünist Partisi, Haziran Direnişinde elinde geldiği müddetçe aktif şekilde alanlar da yer aldı. Beklentileri karşılayamadığı çıkarımı gelişi güzel ortaya atılmıştır. Laf olsun, torba olsun. Siyaset bu olmasa gerek. Hele hele komünistler adına bu denli sığlıkta işlemezler siyasetini. Küçük dünyamız olduğundan değil, ayaklarımız yere bastığından. İsteyen çarpıtabilir tabi ki.
Haziran Direnişinde, sola alan açıldığı çıkarımı ortaya atılıyor. Bunun doğruluğundan şüphemiz yok. SoL gazetesinde, Gelenek Dergisinde, Komünist Dergisinde sıklıkla işlendi bu konu. Tekrar etmeye gerek. Şimdi mesele şu. Bunun ötesine geçilerek, Haziran Direnişinin devrimci dinamikler taşıdığını, bu kuvvetleri parti etrafına toplayabilmenin gerektiği anlatılmakta. Atlanılan nokta ise şu. Partinin sivil toplum örgütü olmadığı, sınıf partisi olduğu. İlle de sınıf, ille de sınıf. Direteceğiz; çünkü doğru olan bu. Parti kendini Haziran'a yapılandırmalıymış. Bak sen şu işe. Doğrusu bizim gibi stalinistler pek sıkıcı, ön yargılı, despot olurlar. Yenilikçilere kucak açamıyoruz; çünkü komünist siyasetin tarihinde yenilikçi düşünceler diye ortaya atılan tezler, marksizm-leninizm rotasını bozmaya yönelikti. Somut örnekleri ortada. Anlaşılan bizlerde de Gorbaçov hayranları varmış. Mesele araçsal olarak kitlelere nasıl nüfuz ederiz değilmiş. Bunla kalsa iyi. Çok daha derinmiş meğerse. Marksizm- Leninizm ne olduğunu kavrayamamışlar sağa sola sataşıp, güya Türkiye Komünist Partisinin diktatörü Kemal Okuyan' ın gelişmeleri okuyamadığı varsayımını öne sürüyor. Bilmiyorum farkında mısınız, ama mesele eskiye dayanıyor. Gözüken bu. Gelenek çizgisinden yola çıkılarak bir bütün olarak sorgulamaya tutuluyor. Eleştiriler yağmur gibi yayıyor.İşin garibi şu. Tüm bunlar Haziran Direnişinden önce de ortada değil miydi ? O zamanlar neredeydiniz ? Parti Kemal Okuyan- Aydemir Güler kliği etrafında şekillenirken, başarısız neticeler karşısında neden çıkış yapamadınız. Kemal Okuyan- Aydemir Güler dün iyiydi de bugün kötü mü ? Yoksa elden ayaktan mı düştüler. Çöpe atılma vakti mi geldi ? Yeni yetmeler, parti tarihinden ne kadar da habersiz ? Gelenek dergisinden bugünümüze Türkiye Komünist Partisi geldiyse eğer, o sataştığınız insanların emekleri sayesinde. Tırnaklarıyla, tırnaklarımızla kaza kaza geldik buralara. Zor bela birikim yaptık derken, Hizipçilere gene meydana atıldılar.
Sınıfını bilmeyenler, haddini de bilmiyorlar. Erkan Baş' tan alıntı yapalım. " Bu sefer de şansımızı yoksullar deneyeceğiz. " Durumun da özeti bu. Partinin köküne darbe indirilmek isteniyor, tıpkı Sovyetler Birliği Komünist Partisinde olduğu gibi. Türkiye Komünist Partisine sinsice çeki düzen verilmek isteniyor. Hizipçiler, Gelenek çizgisini yıpratıcı durmak bilmeyen saldırıları yeni boyutlara ulaştı.
Yenilikçi tayfayla, öteden beri Türkiye Komünist Partisine düşmanlık besleyen grup birleşmiş oldu. Baksanıza iddialara. Hangisine cevap versem. Pes doğrusu .Parti Kemalizme yönelmiş. Ağzınızdan çıkanı kulaklarınız duymuyor mu ? Bunlar tanıdık geliyor bir yerlerden tabi ki bize. Aferin sizlere. Parti düşmanlarıyla dost olmayı da başardınız. Oldu olacak hep birlikte el ele tutuşup birlik pozları da verirsiniz. Hata da yok değil. Türkiye Komünist Partisinde ki militanlarına yeteri kadar eğitim vermemiş. Sizlerin alamadığı dersi bizler vereceğiz size. Çok mu sert oldu. Hiçte bile. Daha neler var neler. Amacımız dedikodu olmamalı.
Gelenek çizgisi dimdik ayakta. Partiyi kurda kuşa yem etmeye hiç niyetimiz yok.
Anlamadığım bir konu da şu Kemalist çizginin ne olduğu. Kemalist olmamak için dürekli olarak Kemalizm düşmanlığı mı yapmak gerekiyor. Şu Kemalist düşmanı solcuların AKP'yi bırakıp, devletten tamamen dışlanmış Kemalizm düşmanlıklarını gerçekten anlayamıyorum. Bu düşmanlığın AKP'nin işine geldiğini mi bilmiyorlar, yoksa bilerek mi böyle bir tavır sergiliyorlar?
Sn.Lora;
Sizin TKP'li olduğunuza inanmıyorum. Sizin şu eleştirilerinizin de samimi bulmuyorum. Konu yine kürt hareketi bağlamında değerlendirilmek istendiği için bu şekilde bir yorum yapılıyor. Sanılıyor ki, TKP'nin izlediği kürt politikası Aydemir Güler ve Kemal Okuyan tarafından biçimleniyor, bu politikaya ise Çulhaoğlu ve E.Baş karşı. Öyle mi? Öyle değil. Partide ideolojik bir ayrışma olmadığı gibi, kürt sorunu konusunda da en ufak bir farklılık yok.