Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış
Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış
Eğer bir ülkede kapitalizm geliştiyse kaldıki bugün türkiye orta derecede gelişmiş bir kapitalist ülkedir,o zaman o ülkedeki hakim çelişki emek-sermaye çelişkisidir,o ülkenin önündeki rota da sosyalist devrimdir.Sosyalist devrim,burjuvazinin tamamlayamadığı demokratik görevleri de tamamlamakla yükümlüdür ama demokratik görevlerin tamamlanması yükümlülüğü o devrimi demokratik devrim yapmaz,demokratik görevlerle yüklü sosyalist devrim yapar.
Bugün türkiye de burjuvaziyle işbirliği yaparak demokratik görevlerin tamamlanması gibi düşünceler menşevikçe düşünceler olduğu kadar,türkiye burjuvazisinin gericiliğini ve emperyalizm işbirlikçiliğini gözden kaçırmak demektir.Sistem içinde kalınarak yarım kalmış demokratik görevler tamamlanamaz,proleteryanın önderliğinde tüm ezilmiş kesimleri de içine alarak gerçekleştirilecek bir sosyalist devrimle bugün türkiye ileriye gidebilir.
Türkiye'de kapitalizm yukardan aşağı inşa edildiği gibi çarpık bir gelişme seyri izlemiştir. Kemalist devrimin Avrupa'daki devrimlere göre geç gerçekleşmesi ve kuruluşta tabanda fazla desteğinin bulunmaması süreç içinde sermayenin gerici kanatlarının iktidara yerleşmesine neden olduğu gibi, 12 eylül sonrasında dincilerinin önünün açılması ve 12 yıldır sermayenin en gerici kanadının işbaşına gelmesiyle tüm demokratik hakların ortadan kaldırılması Türkiye'yi diğer kapitalist ülkelerden ayırıyor. 75 milyonluk ülkede sendikalı işçi sayısı bu gelişmenin tipik bir sonucu. Sendikalı işçilerin çoğunun da gerici sendikalarda örgütlendiğini hesaba katarsak işçi sınıfının devrimde öncülük üstlenebilmesi ancak Kemalist bir devrimle mümkün hale gelebilir. Kemalist devrimin önemsenmesinin nedeni budur. Kemalist devrim Türkiye'li bir devrimdir ve Türkiye koşullarına uygun bir devrim anlayışıdır.
Ben türkiye de sermayenin gerici kanatları var,ilerici kanatları var gibi ayrımları kabul etmiyorum.Türkiye sermayesi varolmak,gelişmek,güçlenebilmek,yaşayabilmek için gerici olmuştur ve sermayeden bundan sonra da ilerici olması beklenemez.
Burjuvazinin içindeki örgütlü ve ilerici bir güç olarak ordunun görülmesi ve işçi sınıfının bilinçsiz olması nedeniyle ordunun yada asker-sivil küçük burjuva aydınlarının burjuva demokratik devrim gerçekleştirip,işçi sınıfının önünü açması düşüncesi ise menşevikçe bir düşünce olmasının yanında türk ordusunun yapısını da gözden kaçırmak demektir.Türkiye ordusu natoya üye olunmasının ardından yavaş yavaş emperyalizmin denetimine girmeye başladığı gibi,12 mart ve 12 eylül darbelerinin ardından içindeki ilericiler de tasfiye edilmiştir.Gelinen süreçte ise bugün ergenekon,askeri casusluk,balyoz gibi siyasi operasyonlarla da laiklik konusunda itirazı olanlar yada amerikancı politikalara itirazı olanlar tasfiye edilmiştir.Ordu üzerinden birbirine benzer gözüken ama farklı hedeflerle bir toplumsal değişim hedefleyen doğan avcıoğlu ve mihri belli de yaşarlarken ordudaki bu dönüşümün ve ordu üzerinden ilerici bir atılımın yapılamayacağı gerçeğinin farkına varmışlardı.Bugün kendine zaman zaman ''orducu sosyalist'' diyen yalçın küçük de bunları ifade ediyor.
Bugün türkiyedeki en ilerici kesim işçi sınıfıdır.Sosyalistlerin görevi işçi sınıfı bilinçsiz deyip evde oturmak değil yada gerçekten kopuk bir şekilde ordudan bir şeyler beklemek değildir(Doğu Perinçek ve İP bu hata içinde).Sosyalistlerin görevi işçiyi bilinçlendirmek,işçi sınıfı ideolojisini yaymaktır.
Devrim en ilerici kesim olan işçi sınıfının öncülüğünde,tüm ezilen katmanların birleşimiyle gerçekleşecektir.İşçi sınıfı hegemonyasını taşıyan bu devrim de sosyalist devrim olacaktır.Ordu da türkiye ancak böyle bir devrim sürecinin içine girerse içindeki bazı subaylarla buna dahil olabilir ama önder olarak değil,bir parça olarak.