abbas arkadaş, bu yazdıklarında bir sorun yok mu sence? Burjuva devrimini yapmış bir ülkede yeniden burjuva devrimi gerçekleştirmek ve sonra sosyalizme yönelmek realiteye uygun mu? Eğer sosyalizmi hedefliyorsanız, neden doğrudan sosyalizm değil de, burjuva devrimi? Sosyalist devrimin koşulları yok diyorsanız, hangi burjuva sınıfının önderliğinde burjuva devrimi yapacaksınız? Kime karşı? Burjuvazi zaten iktidarda değil mi?
Cumhuriyet kurulduğundan bu yana gelişen süreci benden çok daha iyi bildiğinizi sanıyorum. Kemalist devrim yukardan aşağı gelişen bir devrimdi. Böyle bir devrimin kısa sürede toplumun bütün kesimleri tarafından benimsenmesi söz konusu olamaz. Türkiye'de de böyle oldu. Devrimlere karşı çıkan bir kesim özellikle 50'lerden sonra giderek daha da güçlendi. AKP döneminde ise en güçlü dönemine girdi. Böyle bir ülkede bir defada sosyalist bir devrim gerçekleştirilemez. Sosyalist olmamakla birlikte aydınlanmadan ve cumhuriyetten yana olan önemli bir laik kesimi arkasına alarak toplumsal bir güç yaratılabilir ve o güce karılacak gen,ş halk byığınları ve TSK'nın anti-emperyalist kesimleri ile, rotasından şaşmış Cumhuriyet aydınlanması yeniden tesis edilebilir. Böyle bir süreç yaşanmadan sosyalist devrim mücadelesini çok gerçekçi bulmuyorum.
[size=2]Cumhuriyet kurulduğundan bu yana gelişen süreci benden çok daha iyi bildiğinizi sanıyorum. Kemalist devrim yukardan aşağı gelişen bir devrimdi. Böyle bir devrimin kısa sürede toplumun bütün kesimleri tarafından benimsenmesi söz konusu olamaz. Türkiye'de de böyle oldu. Devrimlere karşı çıkan bir kesim özellikle 50'lerden sonra giderek daha da güçlendi. AKP döneminde ise en güçlü dönemine girdi. Böyle bir ülkede bir defada sosyalist bir devrim gerçekleştirilemez. Sosyalist olmamakla birlikte aydınlanmadan ve cumhuriyetten yana olan önemli bir laik kesimi arkasına alarak toplumsal bir güç yaratılabilir ve o güce karılacak gen,ş halk byığınları ve TSK'nın anti-emperyalist kesimleri ile, rotasından şaşmış Cumhuriyet aydınlanması yeniden tesis edilebilir. Böyle bir süreç yaşanmadan sosyalist devrim mücadelesini çok gerçekçi bulmuyorum.
İşçi Partili dostlardan bu tür yorumları çok duyuyoruz. Bu tartışmalardan edindiğim duygu, sosyalist bir devrimin özellikle Türkiye'de çok zor, hatta imkansız olduğu şeklinde bir düşünce taşıdıkları yönünde. Aslında bu düşünce pek çoğumuzda mevcut. Bu gerekçenin ardına gizlenerek, CHP'de siyaset yapıyoruz, önceliği reformlara veriyoruz, ya da kuyrukçuluğa soyunuyoruz. Aslında hepsi aynı algıdan kaynaklanıyor. ''Türkiye'de sosyalist bir devrim zor, hatta imkansız!''
''Türkiye'de devrimci durum yok'' sözü de bu nedenle çok sık yineleniyor? İyi de neden yok diye kafa yoruyor muyuz? Yönetenler yönetebiliyor mu? 12-13 yıllık iktidara bakın, meşruiyetini bile yitirmiş durumda, öyle yönetmeye çalışıyor! Yönetilenler hayatından memnun mu? Kim bu soruya ''evet'' diyebilir? Dahası çok değil, bir yıl önce bu ülkede eşi benzeri görülmemiş bir ayaklanma, bir ay boyunca yaşanmadı mı? Dışımızdaki koşulların daha ne olmasını bekliyoruz? Bir eksiğimiz kitlelerle bağ kurabilmiş bir öncünün olmayışı değil mi? Bunu gerçekleştirebilmek ise, sadece solcuların, sosyalistlerin elinde değil mi?
Tek eksiğimiz güçlü ve etkili bir komünist partidir. Kitlelerle bağ kurabilmiş, kitleleri mobilize edebilen bir komünist parti bu ülkede birilerinin ballı-börekli sistemini alt üst edebilir. Yeter ki buna inanabilelim.Bunun gereğini yapabilelim. Buna inanmadığımız için ya ulusalcılığa savruluyoruz, ya da kuyrukçuluğa.
Bu ülkede sosyalist devrimin kolay olmadığını söyleyebilmek mümkün mü? Elbette değil. ''Sizler önce sosyalist devrim diyorsunuz, sonra kürtlerin sorununa bakarız'' diyen yanış algıyla donanmış kuyrukçu takımı da kendi kendine sorsun, bu ülkede sosyalist devrim mi zor, yoksa 'UKKTH bağlamında kürtlerin kendi ulusal devletlerini kurmaları mı?
Sosyalistsek önce sınıf mücadelesi! Başka yolu yöntemi yok bu işin. Ne CHP'nin reformist siyasetleriyle bunun yolu açılır, ne kürt siyasetinin sistemden beklentileriyle. Bir daha yineleyelim, ne ulusalcı bakış açısıyla olmayacak duaya amin diyerek, yeniden burjuva devrimi ile, ne de kürt ulusalcılığının ardına takılmış kuyrukçu anlayışlarla bir milim yol alabilmek mümkün.
Sosyalist mücadele, sınıf mücadesi; başka yolu yok!
Varmak istediğimiz yer aynı. İkimiz de sosyalizmi savunuyoruz, ikimizin de bu ülkede bir devrim hedefi var. Ama yollarımız farklı. Bizler sosyalist devrimin teorisini Türkiye pratiğine göre şekillendiriyoruz. Bunun adı Kemalizmdir. Kemalizmi bugünün koşullarında bir halk devrimi olarak görüyoruz. İktidarın emperyalist güçler karşıtı kesimler tarafından alınmasını ve aşamalı olarak sosyalist devrime geçilmesi gerektiğini söylüyoruz. Sizlerse çelişkinin emek sermaye arasında olduğunu işçi sınıfının öncülüğünde doğrudan ve aşamasız bir sosyalist devrimden yanasınız. Tarih bu iki görüşten birini yanlışlayacaktır. Şuna eminim ki, hangi süreç işlerse işlesin sonunda şimdi ayrıymış gibi görünen yollar günün birinde birleşecektir.