AKP-Siyonist İsrail işbirliği
AKP iktidarının vahşi İsrail saldırısını sessizlikle karşılaması hiç şaşırtıcı değil. Sefil çıkarları gerektirdiğinde Filistin halkının acılarını istismar eden dinci-gerici iktidar, buna gerek kalmayınca, bu halkın acılarına tümüyle ilgisiz kalmakta biran bile tereddüt etmedi. Bu tutum tiksinti verici olmakla birlikte, şaşırtıcı değil...
Irkçı-Siyonist İsrail devletinin Gazze şeridinde yaşayan Filistin halkına karşı giriştiği vahşi saldırı, 10. Gününe girdi. Bu saldırı ile siyonist rejim, bir kez daha tüm yasa ve kuralları ayaklar altına aldı. F16 savaş uçaklarıyla halkın üzerine bomba yağdıran İsrail, kapitalist/emperyalist sistemin efendileri tarafından açıkça desteklenirken, Filistin halkının acılarını bir dönem siyasi rant aracı olarak kullanan AKP iktidarı ise, bu defa pek sesini çıkarmadı. Saldırı başladığında hükümet adına yapılan açıklama ise, utanç vericidir. Zira AKP şefleri, saldırgan İsrail ile Filistinli direnişçileri aynı kefeye koyarak, taraflara şiddete son verme çağrısında bulunmuştu.
Dinci-gericiliğin tavrı tesadüf değil
AKP şefi, Ortadoğunun sultanı benim havalarına büründüğü günlerde, Filistin halkının acılarını istismar etmekte usta olduğunu kanıtlamıştı. İsrail karşıtı keskin açıklamalar, one munit çıkışı, Gazze kuşatmasını yarmak söylemi ile filo oluşturmak vb.. Tüm bunlar, Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, AKP şeflerinin Filistin dostu görünmeye çalıştıkları günlerin icraatlarıydı. Son saldırı karşısında dut yemiş bülbül misali susan AKP şeflerinin, Filistin sorununda ne kadar riyakar oldukları, bir kez daha gözler önüne serildi.
Burjuva akımların en gerici temsilcileri tarafından sergilenen bu kaba riyakarlık, tesadüf değil. Zira Filistin halkının acıları, hiçbir zaman böylelerinin umurunda olmadı. Onları ilgilendiren şey ise, Filistin halkının acılarını siyasi rant kaynağı olarak kullanmaktı. Koşullar değişince, Konya ovasında eğitim gören İsrailli pilotların Filistinli çocukların başına bomba yağdırmaları, dinci gerici iktidarın ilgi alanının dışında kaldı. Gazzeye bomba yağdıran İsrail savaş uçaklarının yakıtının Barzani-AKP işbirliği ile sağlanıyor olması ise, suskunluğun da ötesinde, orta bir suç ortaklığı olduğunu gösteriyor.
Siyonist İsraille çok yönlü işbirliği
AKP ile siyonist lobi arasındaki işbirliği, dinci-gerici iktidar işbaşına gelmeden önce başlamıştı. O dönem Beyaz Sarayın efendileri olan neo-con (neo-faşist) çete, onun şefi Geroge Bush ve Yahudi Lobisi, AKPyi iktidara taşımak için özel bir çaba harcıyorlar. Öte yandan AKP şefi Tayyip Erdoğan, her ABDye gittiğinde, ilk iş olarak Yahudi Lobisinin huzuruna çıkıyor, onlara kendini anlatıyor ve yoğun bir destek alıyordu.
Dinci-gerici şefler, emperyalist/siyonist güçlere hizmette kusur etmemek için, ellerinden geleni yaptılar. AKP iktidarı ile siyonist rejim arasındaki işbirliği öyle bir noktaya geldi ki, Tayyip Erdoğan ile Ariel Şaron (nam-ı diğer Beyrut kasabı) arasında, kırmızı telefon hattı oluşturuldu. 2005 yılının Mayıs ayında Tel Avive giden Tayyip Erdoğan, Şarona, en kısa sürede sizi Ankarada ağırlamak isterim diyordu.
AKP iktidarı döneminde Türk devleti ile siyonist rejim arasındaki mali, ticari, askeri, siyasi, diplomatik, istihbarat ve diğer alanlardaki işbirliği, büyük bir ivme kazandı. İsrail şirketlerine toprak satışı, Akdenizden İsraile petrol, doğalgaz, fiberoptik ve su taşıyacak boru hatları projesi, askeri ihalelerin İsrail şirketlerine verilmesi, Lübnan ve Suriyeye karşı suç ortaklığı, ABD-İsrail-Türkiye üçlü şer ekseni oluşturulması gibi gerici işbirliği projelerinin altında da AKP hükümetinin imzası var.
Tayyip Erdoğana cesaret madalyası
2004te ABDyi ziyaret eden Tayyip Erdoğan, Amerikan Yahudi Komitesinden (AJC) cesaret madalyası almaya muvaffak oldu. Resmi ismi Davut Boynuzu olan bu madalya, dünyada ilk kez Yahudi olmayan birine, dahası dinci-gerici bir şefe verildi!
İsraildeki siyonist rejimin en büyük destekçisi olan AJC tarafından Davut Boynuzu madalyasıyla taltif edilen AKP şefi, belli ki, Mossaddan tam not almayı da başarmıştı
Siyonist rejimin soluk borusu
AKP hükümetinin işbaşına geldiği 2002den sonra İsraille imzalanan anlaşmalar listesine şöyle bir göz atıldığında bile, Ankaradaki dinci-gerici iktidarın Siyonistler için bir soluk borusu haline geldiği görülür.
* 30 Ağustos 2004te AKP şeflerinden Ömer Çelik, Egemen Bağış ve Mevlüt Çavuşoğlu üçlüsü, siyonist rejimle kapsamlı görüşmelerde bulunmak ve yeni anlaşmalara imza atmak için İsraili ziyaret ederler. Ömer Çelik-Egemen Bağış ikilisi, bu ziyaretten önce, ABDye gidip Yahudi kurumlarıyla özel görüşmeler gerçekleştirirler.
İsrail ziyareti öncesi TBMMde konuşan Ömer Çelik, Filistinlilerin yaptığını terör, İsrailin yaptığını ise şiddet olarak nitelendirir. ..
* 15 Temmuz 2004de Ankarada, İsrailli şeflerle bir mutabakat zaptı imzalayan AKP iktidarı, Serbest Ticaret Anlaşması kapsamında temel ve işlenmiş tarım ürünleri ticaretindeki tavizlerin karşılıklı genişletilmesini müzakere etme konusunda anlaşmaya varır.
* AKP iktidarı, İsraile, Siyonizmin kurucusu Theodor Herzi, başkent Ankarada anma izni verir. 6 Aralık 2004 günü İsrailin Ankara Büyükelçiliği, Milli Kütüphane Konferans Salonunda Siyonizm anması gerçekleştirdi!
* Bir dönem AKPnin Enerji Bakanı olan Hilmi Güler, İsrail Ulusal Altyapı Bakanı Binyamin Ben-Elizer ile boru hattı anlaşması imzaladı. Türkiyeden İsraile uzanacak boru hattından petrol, doğalgaz, elektrik, su ve fiberoptik geçmesi planlandı.
* Tayyip Erdoğan, çok önemsediği Heronlarla ilgili anlaşmayı, 1 Mayıs 2005 tarihli İsrail ziyareti sırasında, kendi eliyle imzaladı. Ziyarette, 200 milyon dolarlık bu anlaşma ile yetinmeyen AKP şefi, M60 tanklarının modernizasyonu için de yeni protokol imzaladı ve 17 ayrı askeri projeye dair görüşmelerde bulundu.
* AKP şefleri, Mavi Marmara saldırısının ardından bile, TBMM adına yayımlayacak deklarasyonda, TBMM, Türk hükümetinden İsraille siyasi, askeri ve ekonomik ilişkileri gözden geçirmesini bekliyor ifadesine itiraz etti. Dönemin AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç metne bu haliyle imza atamayacaklarını belirtti.
* Davosta, görünürde one-minute krizi yaşanırken bile, TBMMde Türkiye-İsrail Dostluk Grubu üyesi 361, Türkiye-Filistin Dostluk Grubu iyesi ise, sadece 60 milletvekili bulunuyordu! AKP milletvekillerinin çoğunluğu İsrail Dostluk Grubuna doluşmuştu.
* Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 13 Şubat 2009 tarihinde, okullarda İsrail mallarının boykot edilmemesi için genelge yayımladı!
* Urfadaki mayınlı arazilerin İsraile peşkeş çekilmesinin önünü açmak için yasa çıkaran AKP iktidarı, Eylül 2007de Suriyedeki bir askeri tesisi bombalayan İsrail savaş uçaklarına hava sahasını açarak, Siyonistlerle suç ortaklığı yaptı.
Bu arada bir dönem İsraille gerilim yaşayan AKP iktidarı, gerilimli dönemde hiçbir anlaşmayı iptal etmedi. Son aylarda siyonist rejimle anlaşmanın yolunu arayan dinci-gerici şefler, ABDye uşak olanların İsraille de anlaşmak zorunda olduğunu gösterdiler.
Burada sadece bir kısmına değindiğimiz bu icraatlar, AKP iktidarı ile ırkçı-siyonist rejim arasındaki işbirliğinin kasamı hakkında fikir veriyor. Dinci-gericiliğin bu hizmetinden pek memnun olan siyonist şefler, AKPyi Türk lokumu olarak görmeye başladılar. Siyonist şeflerden Şimon Peres, kendisine, size Türk lokumu getirdik diye hediye sunan Egemen Bağışa, Ne gerek vardı, zaten sizin partiniz Türk lokumu karşılığını veriyordu.
Bu çeteleye bakıldığında, AKP iktidarının vahşi İsrail saldırısını sessizlikle karşılaması hiç şaşırtıcı değil. Sefil çıkarları gerektirdiğinde Filistin halkının acılarını istismar eden dinci-gerici iktidar, buna gerek kalmayınca, bu halkın acılarına tümüyle ilgisiz kalmakta biran bile tereddüt etmedi. Bu tutum tiksinti verici olmakla birlikte, şaşırtıcı değil...
Kızıl Bayrak
AKP ve BOP eşbaşkanı Tayyip İsrail saldırısının suç ortağıdır. Ama boş laflarla halkı uyutmayı beceriyorlar. Önce öldür sonra yas ilan et.