HALK CEPHESİ: Devrimcilere Saldırı, AKP Hükümetine, Emperyalizme, Faşizme Hizmettir
Oligarşiyle Uzlaşanlar Devrimcilere Saldırıyor
Devrimcilere Saldırı, AKP Hükümetine, Emperyalizme, Faşizme Hizmettir
Oligarşiyle Barışan Kürt Milliyetçi Hareket, Devrimcilere Savaş Açtı!...
Çayan Mahallesinde derneklerimize saldırdılar...
Okmeydanında Sibel Yalçın Parkının Çay Ocağını molotoflarla yaktılar...
Gazide Yürüyüş Dergisine yüz kişilik kitle sloganlarla saldırdı
Sarıgazide Derneğimizi Saldırıp Camlarını Kırdılar...
AKPnin Polisi Bir Yandan TOMAlarla, Akrepelerle, Katil polisleriyle... Kürt Milliyetçileri ve yardakçıları diğer taraftan molotoflarla, ses bombalarıyla, otomatik silahlarla saldırmaya devam ediyor!
Ne Faşizmin TOMAlarına, ne de Kürt Milliyetçilerinin Bombalarına, Yakıp Yıkmalarına Boyun Eğmeyiz!
Düzenle barış yolunda hızla ilerleyen Kürt milliyetçileri oligarşiye rüştünü ispatlamak için devrimcilere saldırmaya devam ediyor. 29 Temmuz günü, Çayan, Okmeydanı, Gazi başta olmak üzere, İstanbulun birçok mahallesinde Halk Cephelilere saldırdılar. Sola, devrimcilere saldırma geleneklerine bir yeni halka daha eklediler. Bu saldırı ilk olmadığı gibi gidişattan son olmayacağının da işaretlerini veriyor. Kürt milliyetçi hareketi, devrimcilere saldırmaya ve yalan söylemeye devam ediyor.
İçlerinde, Halk Cephelilerin cezalandırdığı torbacıların ve çetelerin de olduğu kalabalık bir güruhla yapılan bu saldırılarda pompalı tüfek, tabanca, demir çubuk, molotof, taş, sopa, balta, bıçak ve ses bombaları kullandılar. Bu saldırılarda bir Cephelinin ölmemesi sadece bir tesadüftür. Kitle katliamına dönüşmemesi ise tamamen Halk Cephelilerin sol içi şiddete karşı olan devrimci sorumluluklarıdır.
Ellerinde silahlarla sağa sola saldıran güruh kendilerine tepki gösteren halkımızın evlerini kurşunladılar. Esnafların dükkanlarını yaktılar.
Kürt milliyetçilerinin saldırısında 10a yakın insanımız yaralandı.
-Bir kişinin iki gözüne de saçma gelmiş %50 görme kaybı ihtimali var.
-Bir kişinin sırtına 14 tane saçma isabet etmiş. İç kanama geçirme ihtimali var.
-Bir kişinin burnu ve eli çatladı.
-Bir kişinin kolu kırıldı.
-Bir kişi bacağı kırıldı.
-Bir kişinin yanağına saçma isabet etti.
-Bir kişi böbreğinin üst tarafından ve kolundan bıçaklandı.
Cephe Çizgisi ile Kürt Milliyetçilerinin Çizgisi; Gece ve Gündüz Gibidir
Yurtsever Demokratik Gençlik Hareketi (YDG-H)nin Twitter hesabında yer alan aşağıdaki alıntılar Kürt milliyetçilerinin, saldırılarını doğruluyor. Düşmana saldırır gibi saldırmayı öğretmişler.
AKPye Koltuk Değnekliği Yapanlar Devrimcilere Böyle Saldırıyor
4 saat boyunca yaşanan çatışmalarda cephelilere ait bir kahvede imha edildi daha sonra birimlerimiz güvenli bir şekilde geri çekildi
Kanarya birimlerimiz nurtepede öz savunmaya geçerek cephelilerin silahlı saldırısına silahlarla karşılık verdi en az iki kişi yaralandı
dunku nurtepe saldırısının duyulmasıyla kanarya birimlerimizle birlikte 100 aşkın genç nurtepeye gitti...kanarya ydg-h
okmeydanı hareketimiz ırkçılara ait bir derneğin yanı sıra, ırkçıların kontrolünde olan bir çay ocağına da silahlı eylem gerçekleştirdi
İşte Cephe çizgisi ile milliyetçi çizgi arasındaki fark budur. Cephe, sol içi çelişkiler ideolojik mücadeleyle çözülür ve Silah sadece düşmana çevrilir diyerek silah kullanmayı yasakladı. Milliyetçi çizgi Senden olmayanı vur, kır, parçala
. Senden güçlü olanın önünde eğil
der.
Kimse Yalana, Demagojiye, Bahaneye Sarılmasın!
Halk Cephelilere Saldırı, Oligarşiye Güven
Vermek İçin Planlanmış Bir Saldırıdır!
Kürt milliyetçileri, Çayandan sonra, gece saat 22.30 sıralarında, Okmeydanına saldırdılar. Okmeydanı Cepheye Mezar Olacak!, Cephe Şaşırma Sabrımızı Taşırma, Biji serok Apo sloganlarıyla Haklar ve Özgürlükler Derneği ve Gençlik Federasyonunun önüne gelerek Cephe Dışarı sözleriyle provokasyon yaratmaya çalıştılar.
Aynı sloganlarla Sibel Yalçın Parkına doğru yürüdüler. Sehidimizin adıyla anılan parktaki çay ocağının yaktılar, camları kırıp, molotof attılar.
Gazide dergimizin olduğu apartmanın giriş kapısına Molotof attılar, camlarını taşladılar.
Kürt milliyetçi hareketi, bu saldırıların sorumluluğunu üstlenmek, halka ve devrimcilere hesabını vermek zorundadır. Geldikleri nokta çok tehlikelidir, Kürt milliyetçileri bu yoldan vazgeçmelidir. Kürt milliyetçi hareketi, kitlesini Cephelilere karşı nefretle doldurmaktan vazgeçmelidir. Cephe hakkında yalan ve spekülasyon üretmekten vazgeçmelidir.
Bu saldırılar anlık gelişen bir tartışmanın ardından gelişen bir saldırı değil, önceden merkezi olarak planlanmış saldırılardır. HDPlilerin seçim çalışması için Çayan Mahallesini seçmeleri masum değildir. Kürt milliyetçileri çok iyi bilirler ki; Çayan Mahallesi, Cephelilerin kan ve can bedeli kurduğu örgütlü bir mahalledir. İstanbulda; milyonlarca örgütsüz, yoksul, emekçi halkın yaşadığı 39 ilçe 876 mahalle varken, politik yapısı biline biline Çayan Mahallesinin seçilmesi provokasyon amaçlıdır. Siyaset yasağı koymak burjuvaziye aittir. Devrimci örgütler siyaset yasağı koymazlar. Siyaset yapma yasağı ülkemiz solunun gündemine Kürt milliyetçi hareketle girmiştir. Kuruldukları günden bu yana Türkiye devrimci hareketlerine Türk solu diyerek başlamış ve Kürdistana izinsiz giremeyeceklerini ilan etmiştir. Dersimde 4 TDKPliyi bu nedenle katletmiştir.
Cephe hiçbir örgüte, hiçbir mahallede yasak koymamıştır. Ama yarattığı siyasi, kültürel değer üzerinde devrimci çizgiden uzaklaşan anlayışların tepinmesine de müsaade etmemiştir. İstanbulun bütün mahalleleri tüm devrimcilerin örgütlenme alanlarıdır. Hatta devrimciliğin zorunluluğudur buraları örgütlemek. Yüzlerce mahallede, binlerce sokakta yoksul halkımız yaşıyor. Bütün örgütler buralarda örgütlenme yapabilir, yapmalıdır. Bunları yapmak devrimci emek gerektirir. Düşmanın saldırılarını göğüslemek, bedel ödemeyi göze almak gerektirir. Çayanda bu bedeli Cephenin şehitleri ödemiştir. Cephenin örgütlü olduğu bir mahallede hiç bir emek vermeden, bedel ödemeden, ödenen bedeller üzerinden siyaset yapmaya kalkmak devrimcilik değildir. Eğer başka bir niyet taşımıyorsa emek hırsızlığıdır. Emeğe saygısızlıktır. Polis mahalleyi abluka altına aldığında, halka ve devrimcilere saldırdığında burnunu dışarı çıkarmayan oportünizm ve Kürt milliyetçilerinin yaptığı tam da budur.
Saldırıları durdurun! Bu yöntem çıkmazdır!
Bu Yöntem Burjuvazinin Yöntemidir!
Saldırılarınız Düşüncelerimizi ve Devrimci Duruşumuzu Değiştiremez
Devrimcilere yönelik tehdit, saldırı, yakıp, yıkma, yaralama, öldürme Kürt milliyetçi çizginin 35 yıldan fazladır uyguladığı herkesi kendi çizgisine, yani hizaya getirme politikasıdır. Kürt milliyetçi hareket, düşmanı sevindiren, halkların mücadelesine, devrimci dayanışmaya zarar veren, devrimcilere karşı güveni sarsan bu tavrından hiç vazgeçmemiştir.
Kürt milliyetçileri, AKP faşizmi ve emperyalizmin gözüne girmek için devrimcilere saldırıyor. Kürt milliyetçi hareketin Cepheye saldırılarının temelinde yatan sebep; Marksist-Leninistlerin devrimci çizgisi ve milliyetçi-uzlaşmacı çizgiyi deşifre eden devrimci eleştirileridir. Kürt milliyetçi hareket oligarşiyle uzlaşırken zafer kazanmış gibi Kürt halkını kandırıyor. Halkı aldatıyor. Eleştirilerimiz bu aldatmanın önündeki engeldir. Politikalarımız Kürt milliyetçi hareketin düzenle uzlaşmasının önünde engeldir. Saldırılar AKP patentlidir. Düzene kendini kanıtlamak için saldırmaktadır. HDP ile oportünizmi, reformizmi peşine takıp düzenin içine çekiyor. İki ay önce ÖDPyi aynı şekilde tehdit ettiler. Şimdi devrimci harekete saldırıyorlar.
Kürt milliyetçi hareketin saldırdığı mahallelere bakın. Çayan Mahallesi, Gazi Mahallesi, Okmeydanı, Sancaktepe... Bu mahallelerin hepsinde de AKPnin polisleri mahallerimize eleni kolunu sallayarak giremiyor. AKP örgütlü olduğumuz mahallelerde uyuşturucuyu, fuhuşu, ve benzeri yozlaştırma politikalarını hayata geçiremiyor. Önlerinde Cephe engeli var. AKP, şimdi Cephenin karşısına Kürt milliyetçi hareketini çıkartıyor. Evet bütün mesele budur.
Düzene yanaştıkça, burjuvazinin sol içindeki kolu olacaklar. Ve bu yönlü aldıkları görevler gereği devrimcilere saldıracaklar. Saldırdıkça oligarşinin güvenini kazanacaklardır.
Çayan Mahallesindeki saldırının asıl nedeni budur. Bu hesap yanlış hesaptır! Cephenin baskılarla, saldırılarla, tehditlerle sinmeyeceğini düşman öğrendi siz de öğreneceksiniz. Çayan, Okmeydanı, Gazi saldırıları, daha önceden planlanmış provokasyon amaçlı saldırılardır. Niyetlerinin provokasyon olduğu, çatışmaya hazırlıklı gelmelerinden bellidir. Halk Cepheliler, HPDlilerle konuşmaya başlar başlamaz 20 kişi demir çubuklarla saldırıyor. Cepheliler, saldırıyı yapanları mahallenin dışına çıkarıyorlar ancak bir süre sonra, 100 kişiyi aşkın bir grup ile gelip tekrar saldırıyor. Yine mahalle dışına çıkarılıyorlar. Üçüncü kez, daha kalabalık geliyorlar ve silah, molotof, bıçak ve baltalarla saldırıya geçiyorlar.
Halk Cepheliler, olayın daha fazla büyümemesini ve devrimci kanı dökülmesini engellemek için Kürt milliyetçilerinden bir yetkili arıyorlar. Sabahat Tuncele ulaşıp, devrimcilere ve halka yönelik bu saldırıyı durdurulmasını istiyorlar. Sorumsuzluğa ve duyarsızlığa bakın ki; Silahlı bir güruhun her an ölümlere neden olacak saldırısı sürerken, Sabahat Tuncel konuyu konuşmak bile istemiyor. Başından savmak için bir İlçe Başkanına yönlendiriyor.
Yalanla Siyaset Yapılmaz! Yapanlar Burjuvazinin Ahlakını Taşıyanlardır
İlçe Başkanını buluyor Halk Cepheliler. İlçe Başkanı, konuşmaya yanında korumalarıyla geliyor. Aynı anda geride kalan grup birden bire Biji Serok Apo sloganını atmaya başlıyor. İlçe Başkanının daha ağzını açar açmaz yüksek perdeden Masamıza saldırdınız, bize çalışma yasağı koydunuz
Mahalle bizim diyorsunuz, böyle çözülemez diyerek suç bastırmaya çalıyor. Halk Cepheliler; Asıl saldıranın kendileri olduğunu, HDPnin seçim masasını açanlarla daha konuşmaya başlar başlamaz demir çubukların çıkarıldığını, bunun hiç masum olmadığını, Çayana saldırmak niyetiyle geldiklerinin bir kanıtı olduğu anlatmaya çalışıyorlar.
Günlerdir birçok yerde saldırıya uğradınız, dört parsellik Çayan Mahallesinde bu öfkeniz niye bunu açıklayın! Öğrenmek istiyoruz, bu saldırılardan hangisine bu kadar örgütlü cevap verdiniz? Niye buraya bu kadar insan yığdınız bunu söyleyin! Halk Cephelilere, mahalle halkına neden silah sıkıyorsunuz bu açıklayın diyorlar.
Cevap, saldırtan anlayışın da, saldıranların da, sorunları konuşmak için seçilen insanların da olayları kavrayış tarzını ortaya koyuyor. Bir sokak kabadayısı edasıyla, ellerini-kollarını sallayarak biz devletin anasını ağlattık diye bağırıyor. Halk Cepheliler terbiyeyi ve haddini hatırlatıp tutup indiriyor bu küstah eli. Korumalar diğer HPDliler Cephelilerin üstüne yürüyor. Ne tesadüftür ki; aynı anda yine silah, taş ve havai fişeklerle Kürt milliyetçilerinin mahalleye saldırısı başlıyor.
Devrimcilere Kurşun Sıkanlar, Polise Taş Bile Atmadılar.
Polisler Bir Taraftan, Kürt Milliyetçileri Diğer Taraftan Saldırıyor
TOMAlarla, Akreplerle, gaz bombaları, plastik mermilerle polis saldırıya başladığında devrimcilere kurşun sıkıp yaralayan Kürt milliyetçileri, polise tek bir taş bile atmadan geri çekiliyorlar. Polis püskürtülüyor ardından Kürt milliyetçileri tekrar saldırıyor. Sırasıyla her iki tarafta Cephelilere saldırıyor. Kürt milliyetçilerinin tarihleri boyunca, dost ve düşman tanımında pragmatizm hakim olmuştur. Bu tabloda düşman Cephe, polis de dosttur.
AKPnin bakanlarından Beşir Atalay, çözüm süreci ile ilgili yasanın meclisten geçmesinden ardından Süreç bundan böyle daha hızlı ilerleyecek. Taraflar arasında karşılıklı güven oluştu diyordu. Kürt milliyetçileri bu güveni perçinlemek için devrimcilere saldırıyor. Ne kadar çok devrimcilere saldırırsa, Farklarını koyarlarsa o kadar emperyalizmin ve AKP faşizminin gözüne giriyorlar. Kürt milliyetçilerinin Cepheye saldırılarının temelinde bu vardır.
Sol İçi Şiddetin Kaynağı, Küçük Burjuvazinin Mülkiyetçi Anlayışıdır
Milliyetçilik burjuva ideolojisidir; Kürt milliyetçi hareket, gerek Kürt halkının mücadelesinde gerek sol ile ilişkilerinde burjuva yöntemlerden vazgeçmelidir. Bu yol bataktır. Burjuvazinin yöntemlerini kullanarak yürütülecek bir savaşın kazanma şansı yoktur. Burjuva yöntemler dostluğu ve dayanışmayı değil düşmanlığı örgütler.
Burjuvaziyi dize getirebilecek tek yöntem bedelleri ne kadar ağır olursa olsun, yol ne kadar uzarsa uzasın devrimci saflıktan, devrimci adalet çizgisinden uzaklaşmamaktan, halkın güvenini kazanabilmekten geçer.
Milliyetçilik özel mülkiyetçiliktir; Sol içi şiddettin en önemli kaynaklarından biri, küçük burjuvazinin mülkiyetçi anlayışıdır. Milliyetçilik ise zaten doğal olarak mülkiyetçiliği içinde barındırır. Özel mülkiyetçilik kişiyi de örgütü de bencil yapar. Ben merkezci yapar, pragmatist yapar. Kürt milliyetçilerinin bu günkü tablosu tam da budur.
Milliyetçilik çıkmazdır; Milliyetçilik gözleri kör etmiştir. Milliyetçilik sorgulanmadıkça, yapılan yanlışların muhasebesi yapılmadıkça açmaz derinleşerek sürmektedir.
Milliyetçilik Tutarsızlıktır; Kürt Milliyetçi Hareketi hiçbir zaman tutarlı bir politik çizgiye sahip olamamıştır. Çünkü ideolojik tutarlılığı yoktur ve milliyetçilik politikada savrulmayı beraberinde getirmektedir.
Milliyetçilik kendi gücüne, ideolojisine güvensizliktir; Kendine ve halkların gücüne olan güvensizlik milliyetçi düşünceyi oradan oraya savurmakta, hangi limanda demir atacağı belirsizleşmektedir. Kürt milliyetçi harekette olduğu gibi; Bir gün düşman ilan edilenler ertesi gün dost ilan edilmiş, dost ilan edilenler düşman ilan edilmiştir.
Bir bakmışsınız Silah Kürtlerin garantisidir denmiş, bir bakmışsınız Silahlı mücadelede ısrar yanlıştır denmiştir. Düşüncede ve pratikte bir tutarlılığı yoktur. M-L olunmadan da, Marksist bilime sahip olunmadan da doğru bir bakış, doğru bir politika mümkün olamaz.
Milliyetçilik düşmanla uzlaşmaya götürür; Bugün Kürt milliyetçilerini devrimcilerden uzaklaştıran, hatta devrimcilere kurşun sıkacak kadar düşmanlaştıran milliyetçi çizgileridir. Düzenle uzlaşanların hedefi devrimcilerdir. Bu bütün tarih boyunca böyle olmuştur. Devrimcilere saldırılmadan düzenle uzlaşılamaz. Bunun için devrimcilere saldırıyorlar.
Milliyetçilik, nihai olarak düşmanla barışmaya, anlaşmaya götürür. Kurtuluşu kendi dışında aramaya götürür. Bugün Kürt milliyetçilerinin içine düştükleri kuyu budur. Kürt milliyetçi hareket Kürt halkının kaderini Amerikalarda aramaktan vazgeçmelidir. Kürt halkının kurtuluşu anti emperyalist, anti oligarşik halk savaşındadır. Demokratik halk devrimindedir.
Milliyetçilik, yalanla siyaset yapmaktır; İnkarcılıktır. Kürt milliyetçiliğinde kendisini en somut ifade eden yanlardan biri de budur.
Milliyetçilik pragmatizmdir; Kürt milliyetçileri gerek solla ilişkilerinde gerek dünyadaki başka örgüt ve devletlerle ilişkilerinde politika belirlerken kendi çıkarlarını merkeze koymuştur. Suriyede Esad ile mi emperyalizmin beslemesi muhalefetle mi ittifak yapacaklarını belirlemenin ölçüsü, haklılık, haksızlık değil hangisi taleplerinizi kabul ederse olmuştur.
Kürt Milliyetçi Hareketinin Devrimcilere Saldırılarına Karşı Çıkmayan Hiçbir Kişi Veya Örgüt,
Sol İçi Şiddete Karşı Olduğunu Söyleyemez!
Kürt milliyetçi hareketin devrimcilere karşı saldırısı adeta kesintisiz bir şekilde sürmekte ve giderek hem daha geniş kesimlere yönelmekte, hem de boyutları yükselmektedir. Kürt milliyetçi hareketinin ittifakı olmayı, kendi siyasi kimliklerinin de önüne koyan kimi sol gruplar, Cephelilere yöneltilen saldırılar karşısında son derece tehlikeli bir suskunluk içindedirler. ESP gibi kendi kimliğini yitirmiş yardakçılar ise Kürt milliyetçi hareket ile birlikte saldırmaktadır.
Kürt milliyetçilerinin bütün saldırılarında, tahriklere rağmen, Cepheliler ilkesel tavırları gereği, asla aynı şekilde cevap vermemiş, silah kullanmamıştır. Kürt milliyetçileri bir değil onlarca kez saldırdı. Silahla, molotofla saldırdılar. Dernekleri yaktılar, içinde devrimcilerle yakmaya çalıştılar. Cepheliler devrimci çizgiden bir milim sapmadılar. Sapmak milliyetçi çizgiyle aynılaşmaktır.
Cepheliler, asla ideolojik mücadeleden, eleştirmekten, uyarmaktan, düşüncelerini yazmaktan vazgeçmemiştir. Cephe, bütün insanlarına sol, ilerici, devrimci örgütlerden insanların ölümüne sebep olmaları durumunda örgütten atılacağını öğretecek kadar kendine güvenlidir. Bize veya herhangi bir sol örgüte yapılan bu tür saldırılara karşı her zaman sorumlu davranmışızdır. Tarihimiz, bu konuda temiz ve olumsuz davranışlar karşısında aldığımız tavırlarla örnektir. Haklı olduğumuz noktada haklılığımızı son soluğumuza kadar savunuruz; yanlış veya eksik davrandığımız yerde olgun bir devrimci tavırla devrimci değerler ölçüsünde özeleştirimizi veririz. Gerek halka, gerekse de devrimci kamuoyuna karşı her zaman sorumluluğumuzun bilincinde olmuşuzdur.
Biz Marksist-Leninistiz, biz devrimciyiz, devrimci sorumluluk sahibiyiz. Kürt milliyetçi çizginin bize yaptıklarına aynı şekilde cevap vermememiz, halkımıza ve devrimci örgütlere karşı sorumluluğumuzdan kaynaklıdır.
Kürt Milliyetçileri Gazi, Çayan, Okmeydanı Halkından, Soldan Özür Dilemelidir
Basılan, yakılan dernekler, kafası gözü patlatılan, kurşunla yaralanan, sakatlanan devrimciler ortadayken, ve bu saldırılar kaçıncı kez tekrarlanmışken, kimse, tehditlerle, manevralarla kurtulamamalı bu suçtan.
Kürt Milliyetçilerinin, halka ve sola saldırılar mahkum edilmelidir! Kürt milliyetçi hareketi, sola ve halka saldırıları koşulsuz durdurmalıdır.
Kürt Milliyetçileri başta Gazi, Çayan, Okmeydanı olmak üzere halktan, soldan özür dilemelidir. Saldırı ortadadır. Saldırganlar ortadadır. Saldıranların, yanlarına torbacıları, çeteleri, gericileri alan, Kürt milliyetçileri olduğu açıktır, belgeli, tanıklıdır. Oligarşi linç saldırılarını hep vatandaş hassasiyeti diye meşrulaştırmaya çalıştı. Kürt milliyetçileri de Kürt halkının hassasiyeti diyerek devrimcilere saldırını meşrulaştırmaya çalıştı. Bunu kabul etmeyeceğiz! Buna izin vermeyeceğiz.
Bir kez daha yineliyoruz; Kürt milliyetçileri, AKP faşizmi ve emperyalizmin gözüne girmek için devrimcilere saldırıyor. Kürt milliyetçi hareketin Cepheye saldırılarının temelinde yatan sebep; Marksist-Leninistlerin devrimci çizgisi ve milliyetçi-uzlaşmacı çizgiyi deşifre eden devrimci eleştirileridir. Bütün mesele, devrimcilerin düşüncelerini değiştirmek, kendilerine tabi kılmaktır.
Düzene yanaştıkça, burjuvazinin sol içindeki kolu olacaklar. Ve bu yönlü aldıkları görevler gereği devrimcilere saldıracaklar. Saldırdıkça oligarşinin güvenini kazanacaklardır.
Kahinlik yapmıyoruz. Tarihin ve bilimin yasaları böyle söylüyor. Cephelileri sindirirsek, tüm solu sindirir, kendimize tabi kılarız hesabı yapıyorlar.
Biz, ideolojimize güveniyoruz. Bunun için korkmuyoruz. Halkların katili ve baş düşmanı emperyalizmle ve işbirlikçisi oligarşilerle asla uzlaşmayacak, asla barışmayacağız!
Cephenin baskılarla, saldırılarla, tehditlerle sinmeyeceğini düşman öğrendi. Bir siz değişmediniz! diyor. Kürt Milliyetçileri de öğrenecek!
31 Temmuz 2014
Halk Cephesi
Halk Cephesi: KÜRT MİLLİYETÇİLERİ YALAN VE DEMAGOJİYLE SALDIRIYOR
KÜRT MİLLİYETÇİLERİ YALAN VE DEMAGOJİYLE SALDIRIYOR
KÜRT MİLLİYETÇİ HAREKETİNİN YAPTIĞI FIRSAT KOLLAMAKTIR!
DEVRİMCİLER DEĞERLERİNİ KORUYOR!
BUGÜN BU DEĞERLERİ KORUMAYAN SOL, YARIN KENDİ DEĞERLERİNE SALDIRILDIĞINDA KENDİLERİNİ DE KORUYAMAYACAKLARDIR!
Biz bu yolu biliyoruz. BU DÜZENE DÖNÜŞ YOLUDUR.
Kürt milliyetçi hareket düzene dönüş yolundadır.
Düzene dönüş yolunda uğradıkları İLK DURAĞI BİLİYORUZ. Bu durak her zaman devrimcilere saldırmak olmuştur.
Kendisini oligarşiye ispat etmeden dönüş yolunu açamazlar çünkü...
Cumhurbaşkanlığı seçimi bahanedir. Devrimcilerin yarattığı değerler üzerinde tepinmek istiyorlar
Oligarşinin adına saldırıyorlar
Bu mahalleler devrimcilerin kanıyla kuruldu. Düzene Cumhurbaşkanı seçeceğiz diye fırsat kollayıp devrimcilere saldırıyorlar. Faşizmle girdikleri Cumhurbaşkanlığı yarışında değerlerimizi ayaklar altına almak istiyorlar. Çayanda yaratılan değerler Türkiye devriminin değerleridir. Oligarşiyle dişe diş verilen savaşta yaratılmıştır bu değerler.
Kürt milliyetçilerinin yalanlarını, her saldırı için yarattıkları BAHANELERİ BİLİYORUZ.
Bahaneleri Halk Cephesinin saldırısı, kendi faaliyetlerini engellemesi ya da Abdullah Öcalana hakaret etmesi... vb olabilir.
Kürt milliyetçileri için saldırı bahanesi yaratmak kolay; yalan söylemek sıradandır.
Emperyalizme yaranma, oligarşiyle uzlaşma kararlılığını başka hiçbir işte göstermeyenlerin önce devrimcileri yok etmek istemeleri tarihsel zorunluluklarıdır.
Uzlaşma yolundaki saflaşmada kürt milliyetçileri kendirollerine bahane; suçlarına kılıf aramaya devam ediyorlar.
HİÇ BİR BAHANE-YALANIN GÜCÜ DEVRİMCİ KANI DÖKMEYİ MEŞRULAŞTIRMAYA YETMEZ.
KÜRT MİLLİYETÇİLERİ, HALK CEPHESİNİN HDP STANDINA SALDIRDIĞINI SÖYLÜYORLAR. YALANDIR.
HALK CEPHESİ TARAFINDAN, ÇAYANDAKİ ÇALIŞMALARININ ENGELLENDİĞİNİ SÖYLÜYORLAR. YALANDIR.
HALK CEPHELİLER, HDPlilerinmasalarına konuşmaya gider gitmez demir sopalarla saldırıya uğramışlardır.
HDP liler saldırı hazırlığı yaparak Çayana gitmişlerdir. Saldırı planlıdır.
Halk Cephesi olayın başından itibaren HDPlilerle konuşmaya, sorunu çözmeye çalışmıştır.
HDPliler masayı Çayan mahallesine açmakta ısrar ederek önce saldırılarına zemin yaratmışlar; sonra da kendileriyle konuşmaya giden Halk Cephelilere daha ilk anlardan itibaren saldırmışlardır.
HDPliler, demagojilerle, yalanlarla saldırılarına gerekçe yaratamazlar.
Devrimci kanı dökmenin, emperyalizme ve oligarşiye karşı savaşanlara saldırmanın hiçbir gerekçesi olamaz. Kaldı ki HDPlilerin çalışmalarına saldırmak gibi bir durum da yoktur.
Halk Cephesinin tarihi ve devrimci ilkelere olan bağlılığı ortadadır.
Çayan örgütlü bir mahalledir. İlk kazmanın vurulduğu süreçten günümüze kadar devrimci hareketin kurallarının geçerli olduğu bir işleyişi vardır.
HİÇ KİMSE BU TARİHİ YOK SAYAMAZ.Ucuz demagojileri kendisine saldırı bahanesi yapamaz.
Dost-düşman herkes bilir ki ARMUTLU VE ÇAYAN demek devrimci hareket demektir.
Örgütlülük demektir.
Hiç kimse, hiçbir demagojiyle ARMUTLU VE ÇAYANI sıradanlaştıramaz, herhangi bir mahalle gibi tavır almamızı bekleyemez.
İstanbulda 39 ilçe 876 mahalle varken, buralardaki halkımız örgütsüzken HDPliler neden çalışma yapmak için Çayanı tercih ederler?...
Neden kendileriyle konuşmaya gelen Halk Cephelilere ilk andan itibaren saldırmışlardır?
Hedefledikleri sadece masa açmaksa yanlarında demir sopalar ne arıyor?...
Dahası neden günlerdir Çayana, Okmeydanına, Gazi mahallesine saldırıyor, devrimci kanı döküyor?...
Neden silahlarla saldırıyor, hedef gözeterek ateş ediyor?...
Soruların cevaplarını HDPlilerin düzenden yana olan tercihlerinde; milliyetçiliğin yarattığı sonu gelmez mülkiyetçilik bataklığında aramak gerekiyor.
Bunları görmek için Kürt milliyetçi hareketin tarihineg özatmak dahi yeterlidir.
Kürt milliyetçi hareket yıllardır Kürdistanı kendi tekelinde görür. Devrimci örgütlerin çalışmalarını engellemiş, devrimci kanı dökmüşlerdir.
Öldürdükleri dört tane TDKP gerillasının hesabını asla vermemişlerdir.
2006 yılında Diyarbakır Dicle Üniversitesinde BAGEHliler, imza toplayan DEV-GENÇlilere saldırmışlar, imza kağıtlarını yırtmışlar, son olarak da bir Dev-Gençliye sopalarla saldırarak yaralamışlardır. O dönem de önderliğimize küfürettiniz yalanını söyleyerek saldırılarını meşrulaştırmaya çalışan Kürt milliyetçileri saldırıları sırasında zaman zaman da burada size çalışma yaptırmayacağız, defolun gidin diyerek gerçek niyetlerini ortaya koyuyarlardı.
Kürdistanda çalışma yapma yakalkıp da Kürt milliyetçi hareketin saldırmadığı örgüt yoktur.
Öyle ki Kürt milliyetçilerinin bir dediğini iki etmeyen ESPlilerin bile geçmişte Kürdistandaki kimi mitinglerde pankart açmaları nedeniyle dayak yedikleri de olmuştur.
Mülkiyetçilik, benmerkezcilik nedeniyle her tür devrimci değeri çiğneyen; devrimcilere saldırmaktan çekinmeyen Kürt milliyetçileri dönüp kendi tarihlerine bakmalıdır. Orada döktükleri devrimci kanlarını görecekler. Bu kadarkan, saldırı ve devrimci değerlerin tahribatı onların eseridir. Bu eserin sahipleri Çayan konusunda demagoji yapamazlar.
Bu tarihe biraz olsun bakanlar Halk Cephesinin gelenekleri konusunda ucuz laf edemezler.
Mahallelerimizi, mevzilerimizi on yıllardıroligarşinin her türlüsaldırısınakarşıkoruyoruz.
Barikatlarımızın ardında koruduğumuz sadece duvarlar değildir. Direniş geleneğimiz, devrimci değerlerimizdir.
Saldıran kim olursa olsun biz devrimci değerlerimizi ve emeğimizi o barikatlarda korumaya devam edeceğiz. Bize saldıranlar kendi siyasi ölümlerini hızlandırmaktan başka bir sonuç alamazlar.
31 Temmuz 2014
HalkCephesi