AKPnin Susurluku
İşadamı Cengiz Aktürk, Yasin el Kadı ilişkisinin Başbakanı sıkıntıya sokacağını tahmin etmiş ve skandal patlayınca atılacak başlığı da kendisi seçmiş: AKPnin Susurluku
Can Dündar/Cumhuriyet
Yasin el Kadı-Recep Tayyip Erdoğan ilişkisi hakkında ne biliyoruz?
İkili, Erdoğan belediye başkanıyken Cüneyd Zapsunun evinde tanışmıştı.
Başbakan, 17 Aralıktan sonra El Kadıyı, Türkiyeye yatırım yapmak isteyen bir Suudi işadamı diye takdim etmişti:
Terörist değildir, uluslararası mahkemelerde beraat etmiştir. Aile dostumuzdur, ne var ki bunda diye sormuştu.
Başbakanın oğlu veya damadıysanız Türkiyede iş yapmayacak mısınız diye eklemişti.
Daha önce de Yasin Beye kendime güvendiğim kadar güveniyorum. Hayırsever bir insandır diyerek ona kefil olmuştu.
Erdoğanın cümlelerini, 25 Aralık polis soruşturmasının bulguları ışığında gözden geçirelim...
Küresel terörist
Polis fezlekesine göre Yasin el Kadı, 11 Eylülden sonra BM Güvenlik Konseyinin Terörü Finanse Edenler listesine girdi. FBI da onu Küresel Terörist sayıyordu.
Tüm dünyada mal varlığına el konulmuştu. Türkiyeye de giriş yasağı vardı.
Sonradan El Kadı, Avrupa ve ABDde açtığı birçok davayı kazandı; adını terör listelerinden çıkarttırdı.
Bir polis koruyor Öbürü kovalıyor
Ama 25 Aralık soruşturması başka bir gerçeği ortaya koydu:
Erdoğan, aile dostu El Kadıyı, ülkeye giriş yasağı olduğu dönemde yasadışı yollarla Türkiyeye sokmuştu.
Fezlekedeki ifadeyle söylersek:
El Kadı, bizzat Başbakanlık yetkililerinin bilgisi dahilinde, Başbakanlık bürokratlarının ayarlamaları ve Başbakanlık Koruma Müdürlüğü görevlilerinin nezaretinde, özel uçaklarla geldiği havaalanlarının VIP kısımlarından, kayıtsız olarak yurda sokuldu. Giriş çıkışlarda güvenlik kameraları kapatıldı. Kendisine resmi araç, koruma memuru ve şoför tahsis edildi.
Bir grup polis, El Kadıya Başbakanlık yolunda korumalık yaparken bir başka grup polis de bu illegal ziyaretçiyi takip ediyor, konuşmalarını kaydediyordu.
12 kez görüştüler
25 Aralık polis fezlekesine göre Erdoğan, El Kadı ile Türkiyede (saptanabilen) 12 görüşme yaptı.
Yüz yüze gerçekleşen bu 12 görüşmenin 7si, El Kadının yasaklı olduğu dönemde gerçekleşti.
Yani Türk polisi onu ararken o Başbakanla görüşüyordu.
Fezlekedeki telefon kayıtlarından, uçuşların, randevuların, buluşmaların büyük gizlilik içinde organize edildiği, Amca diye söz edilen El Kadının adının hiçbir kayda girmemesi için çaba gösterildiği, gizli konukun Başbakan dışında MİT Müsteşarı Hakan Fidanla da yine yasaklı döneminde 5 kez buluştuğu anlaşılıyor.
EL KADININ TALİMATI: Başbakanla görüşmeme MİT müsteşarı da gelsin
25 Aralık fezlekesine alınan telefon konuşmalarında El Kadının Başbakandan randevu isterken kullandığı üslup, ast-üst ilişkisinin ters yönde olduğunu hissettiriyor neredeyse
26 Nisan 2013
El Kadının ortağı Usame Kutub, Başbakanın özel kalemi Hasan Doğanı arıyor.
Amca 1 saat sonra İstanbulda olacak diyor.
Amca dediği Yasin el Kadı
Başbakanla görüşmeye geliyor.
Bugün yarın olursa çok iyi olur diyor Kutub ve ekliyor:
İkisini de görmek istiyor.
İkinci isim, MİT müsteşarı...
Özel Kalem soruyor:
Önce Beyefendiyle mi görüştürelim?
Evet, önce Beyefendi ile görüşsün. Biraz uzun bir şey olacak. Ondan sonra randevu olmasın. En az 3 saatlik bir şey.
Üçlü toplantı istiyor
Bir Suudi işadamının, Bana Başbakanı ayarlayın. MİT müsteşarı da gelsin. Peşine randevu almayın talimatları vermesi tuhaf değil mi?
Bir de 7 Mayıs 2013 tarihli görüşmeye bakalım:
Kutub: Cumartesi bizim ne kadar zamanımız var?
Doğan: 1-2 saat... Ama biz sınır koymuyoruz.
Kutub: Tamam. Yasin Abi o toplantının hemen ardından, hem Sayın Başbakanla, hem Hakan Beyle üçlü bir toplantı yapmak istiyor. Yani istiyor derken illa olması gerekiyor.
Doğan: Tamam, peki.
Hamas lideri ile Ankarada buluştu
Emniyet kaydındaki ilk Erdoğan-El Kadı görüşmesi, 14 Nisan 2012de, Haliç Kongre Merkezinde kaydedilmiş.
Bu görüşmeye Hakan Fidan da katılmış.
Ve polis, bu buluşmanın hangi odada, hangi dakikada gerçekleştiğini, güvenlik kamera görüntülerinden öğrenip suç kanıtı olarak dosyaya koymuş.
İkinci görüşmeyi 25 Haziranda Ankarada yapmışlar. Bu kez aralarında Usame Kutub da var.
1 ve 12 Temmuzda ve 22 Eylülde İstanbulda Latif Topbaşın evinde buluşmuşlar. Bu görüşmelere Erdoğanın oğlu Bilal ile El Kadının oğlu Muaz da katılmış.
29 Eylülde Ankarada buluşmuşlar. O ziyarette El Kadı, önce MİTte Müsteşar Fidanla görüşmüş, ardından da otelde, AKP Kongresi için gelen Hamas lideri Halit Meşalle...
Kayıtlara göre 11 Ekim 2012 günü 17.06da Bilal Erdoğan, Yasin el Kadıyı arıyor; İyi haberlerim var diyor.
İyi haber, Bakanlar Kurulunun kendisi hakkındaki Türkiyeye giriş yasağını kaldırmış oluşu...
Babam, talep ettiğiniz toplantı için iki saat içinde Beşiktaşta müsait olacak diyor Bilal Erdoğan
Artık görüşme yasallaşmış durumda
Ancak yine de Başbakan telefonda Latif Topbaşa, El Kadıyı kastederek, Gelirken Arkadaşı da getiriyor musun diyor.
El Kadı ise Başbakandan Büyüğümüz diye söz ediyor.
2012 Ekiminde, 2013ün Şubat ve Martında, İstanbulda -polisin saptayabildiği- üçer görüşme yapıyorlar.
11 Mayısta İstanbulda, 9 Ekimde Ankarada resmi konutta, yine MİT müsteşarının katılımıyla son bir görüşme de kayda ve fezlekeye geçiyor.
MİT arazisinde takip
Bu arada El Kadının 25 Haziran 2012 günü öğleyin MİT müsteşarı ile Ankarada Marmara Köşkünde yapacağı görüşmeyi haber alan polis, önce insanlı hava aracıyla MİT arazisinde izleme yapmaya karar veriyor, sonra MİT krizinin hâlâ sıcak olması nedeniyle izlemeden vazgeçiyor.
Son bir hatırlatma:
15 Şubat 2013 tarihli Başbakan görüşmesinden sonra El Kadı ve Usame Kutubu taşıyan resmi araç Merterde kaza yapmış, Başbakanın koruma amirinin de yaralandığı kaza, hastane kayıtlarının da silinmesiyle basından gizlenmişti.
Başbakana proje sunumu yapmışlar
Erdoğanla El Kadının bunca buluşmada ne görüştükleri konusu fezlekede yok. Ancak bazı ipuçları var:
Mesela, 9 Haziran 2013 günü Usame Kutub, Hasan Doğana, Amcanın Beyefendiye mesajını iletiyor:
Başbakana söyle, yan komşuda acil bir müdahale olmazsa, bir hafta içinde Humus düşecek. Humus düşerse demek ki sınırda yeni bir devlet kuruluyor.
Bir başka konuşmada, Yasin el Kadının Bilal Erdoğana, Babana söyle, bizim insanlarımıza ateş püskürmesin; nedenini görüşünce söyleyeceğim dediğini biliyoruz.
Erdoğanın Suudi aleyhtarı tavrı o günden sonra değişmişti. Hatta Suudileri suçlayan bir tweet atan oğluna, Meğer düşman içimizdeymiş diyerek sinirlendiği bir telefon konuşması internete düşmüştü.
Bunlar El Kadının Başbakan üzerindeki etkisini ve görüşmelerinin siyasi içeriğini ele veren konuşmalar
İş ilişkisi
Ama ilişki bundan ibaret değil.
25 Haziran 2012deki Erdoğan-El Kadı görüşmesinden ne çıktığını öğrenmeye çalışan işadamı Cengiz Aktürk, Usame Kutuba kısaca, Polis? Etiler? diye soruyor; O şimdi yapılıyor cevabını alıyor.
Bu da El Kadının Etilerdeki Polis Okulu arazisine yapılacak yatırıma, Cengiz Aktürk ve Bilal Erdoğanla birlikte ortak olduğu iddiasını destekliyor. Polis, El Kadıya Al Baraka üzerinden kayıt dışı para aktarıldığı iddiasını da telefon kayıtlarıyla fezlekeye taşıyor.
Görüşme tarihleri, tam da El Kadının gizli ortak olduğu öne sürülen Bosphorus 360 şirketinin, Etiler Polis Okulu arazisi için kulis yaptığı dönem
Nebil Beyin başvurusu
Bir kanıt daha:
30 Mart 2013te Başbakanın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan, Usame Kutuba Bu Nebil Bey hâlâ başvuruyu yapmadı. Başbakanımız sordu bana
diyor.
Bu konuşma, polis dinlemesine takılıyor.
Nebil Bey, El Kadının Ürdünlü ortağı Nebil Hâkimi
Başbakan, Hâkiminin TC vatandaşlık başvurusunu soruyor.
Kutub, Daha yapmadı başvuruyu deyince Hasan Doğan, Başbakan adına konuşuyor:
Türkiyeden bir yerden başvurusunu bekliyoruz. Sonra iş bitecek Allahın izniyle
Haddini bildiririm
Bu arada Kutub, Doğana, Türkiyenin Ciddedeki başkonsolosunu şikâyet ediyor:
Nebil Bey gittiği zaman çok ukalalık yaptı; Siz niye vatandaş olmak istiyorsunuz? Türkiyede ne yapıyorsunuz? Geliriniz ne kadar? Kimin desteği üzerine bu başvuruda bulunuyorsunuz diye sordu diyor.
Anlaşılan başkonsolos torpilin büyük yerden olduğunu bilmiyor.
Nitekim Hasan Doğan, Ben ona haddini bildiririm, sen merak etme deyip soruyor:
Vatandaşlık konusu hallolmadan mı görüştüreceğiz Beyefendiyle? (Başbakanla)
Kutubun yanıtı şu:
Beyefendi vatandaşlık için görüşmek istemiyor onunla
Bu yatırımla ilgili görüşmek istiyor.
Ne yatırımı?
Bu yatırımın izini sürelim şimdi de:
29 Eylül 2013te Usame Kutub, Hasan Doğana diyor ki:
Abi, hem Beyefendi, hem Hakan Beyle görüşmek istiyor. Yalnız, şöyle bir şey var, bilgin olsun; Bilal üzerinden Beyefendi ile başka bir randevu talebi var. Bilal ayarlamaya çalışıyor. (..) Projeler için
Ben de olacağım, Muaz da olacak. Sunum yapacak. O tamamen ayrı bir şey. Sonra hepimiz çıkacağız, Amca ile Başbakan ve Hakan Bey başbaşa kalacak.
Bu buluşma, 9 Ekim 2013 Çarşamba günü gerçekleşiyor.
Yani Başbakanın, Kutuba Sizin orayı bizzat ben takip edeceğim dediği konuşmadan 7 ay sonra
Görüşmeye giren kadro şu:
Yasin el Kadı, Muaz Kadı, Usame Kutub, Abdülkerim Çay, Hasan Pehlivan ve Bilal Erdoğan
Tamamen pozitif
Görüşmenin gecesi, İlker Aycı, Kutubu arayıp yokluyor:
- Yasin Abi memnun mu?
- Çok memnunuz elhamdülillah.
- İşleri daha hızlı görmek konusunda iyi bir motivasyon oldu inşallah?
- Elhamdülillah. Her açıdan çok güzel oldu.
- Patronun tepkisi pozitifti inşallah.
- Tamamen pozitif, tamamen pozitif
Fotoğraftakiler
Şimdi o meşhur fotoğrafa bir kez daha bakalım.
Bosphorus 360 şirketi yöneticilerinin, Etiler Polis Okulu arazisine yapmayı planladıkları proje maketi önünde çektirdiği fotoğrafta kimler vardı:
Yasin el Kadı, Muaz Kadı, Usame Kutub, Abdülkerim Çay, Cengiz Aktürk, Nebil Hâkimi
Başbakanla görüşmeye giren, ona sunum yapan kadro
AKPnin Susurluku
Erdoğanın, Başbakanın oğlu iş yapamaz mı sorusu, etik bir tartışma konusu ama polis fezlekesinde iş yapmaktan değil, Başbakanlık nüfuzunun Başbakan ve oğlu tarafından menfaat temini için kullanılmasından söz ediliyor zaten
Cengiz Aktürkün, 17 Aralıka aylar kala, Fatih Saraçla konuşmasında dile getirdiği tahminle noktalayalım:
Bu iş, yarın Beyefendiye sıkıntı verecek. AKPnin Susurluku diyecekler.
ERDOĞAN-EL KADI GÖRÜŞMESİ
Sizin ikâmetle ilgili
çalışma okey inşallah
Yasin el Kadı Türkiyeye geldiğinde nerede kalıyordu?
Dünyaca aranan ve Türkiyeye girişi yasak olan adamın otelde kalması sakıncalıydı. O yüzden otel ayarlanmadı. Takipteki polisler, Türkiyeye geldiğinde kalabilmesi için El Kadıya, Sarıyerde özel bir villa tahsis edildiğini saptadılar.
Ama böyle devam edemezdi. El Kadıya acilen ikamet ayarlanmalıydı. Bu işi de Başbakanın Özel Kalemi üstlendi.
Yasin el Kadı ile Erdoğan arasında 4 Aralık 2012 günü 22.32de yapılan görüşmenin fezlekedeki kaydında bu konu var.
Görüşmeye Bilal Erdoğan aracılık ve tercümanlık ediyor:
B.E: Selamün aleyküm.
EL KADI: Aleykümesselam ve rahmetullah.
B.E.: Uncle Yasin (Yasin Amca) ben şu an babamla birlikteyim. Sizinle konuşmak istiyor.
EL KADI: Hayırlısı inşallah.
R.T.E.: Selamün aleyküm.
EL KADI: Aleykümselam ve rahmetullahi ve beraketuh.
R.T.E.: Baş göz üstüne.
EL KADI: Elhamdülillah. Selametlesin inşallah.
R.T.E.: Elhamdülillah teşekkür, teşekkür
EL KADI: Allah selamet versin.
R.T.E.: Ankaraya gelmişsin.
EL KADI: Evet evet, dün.
R.T.E.: Bilgileri aldım. Yarın herhalde gidiyorsunuz.
EL KADI: İnşallah.
R.T.E.: Tekrar dönüş ne zaman olur inşallah.
EL KADI: İnşallah ... Bir aya kadar...
R.T.E.: Galiba Kral hastaneden çıkmış.
EL KADI: Evet, ama hâlâ sağlığı çok iyi değil.
R.T.E.: Ama bugün Haririnin burada Telekomla ilgili olan amca çocuğu Saad yanımdaydı. O, Durumu iyi dedi.
EL KADI: Vallahi inşallah ama son iki günde aldığım bilgi o ki, sağlığı çok iyi değildir yani...
R.T.E.: Allah şifalar versin inşallah.
EL KADI: İnşallah
R.T.E.: Bu arada Muaz gelir mi?
EL KADI: Belki Muaz benden önce gelir.
R.T.E.: İnşallah inşallah. Bu tarafa gelirsek seni ararız; sen bu tarafa gelirsen bizi haberdar edersin inşallah.
EL KADI: İnşallah inşallah. Herhangi bir şeyde ben çok hızlı bir şekilde gelebilirim, problem değil.
R.T.E.: Bizim Hasandan (Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan) bir talep olmuş; Hasan onunla ilgili çalışmayı yapıyor.
EL KADI: Vallahi ben ne talep ettiğimi unuttum.
B.E.: Sizin ikametinizle alakalı olarak
EL KADI: Hee okey okey. Evet, evet, evet, evet, tamam.
R.T.E.: Okey inşallah. Allaha emanet ol!
EL KADI: Tamam.
R.T.E.: Ailene selam söyle inşallah.
EL KADI: İnşallah iletirim selamün aleyküm ve rahmetullah.
R.T.E.: Ve aleyküm selam Allaha emanet ol, selametle
YARIN: MİLYARLIK ARAZİNİN DEVİR MACERASI:
BURAYI BAŞBAKAN BİZE VERDİ.
Can Dündar cesaret örneği göstererek bir yazı dizisi kaleme almış. Televizyonda bu konu için yazacak çok şey var ama, yazılacak gazete kalmadı diyerek cumhuriyet gazetesini övüyor. Aslında böyle bir yazı dizisiyle kendisi de cesaret örneği gösteriyor. Yolsuzluk ve usulsüzlüklerin en tepedeki ilişkilerini sere serpe ortaya koymak bence yürek gerektiriyor. Can dündar bu yürekli davranışı gösteriyor. Yazı dizisi sürdükçe kimbilir nelerle karşılaşacağız.