Erdoğanın Kürdistana barış getireceğine inanıyor musunuz
KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık İspanyol El Mundo gazetesine özel bir röportaj verdi. Bayık, gazeteye PKKnın geleceği, Erdoğanın konumu, Barzaninin açıklamaları ve gelecekte bir Kürt devletine destek verip vermeyeceği konularında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Cemil Bayık, Türkiyenin İspanyayı örnek alması halinde bu girişime destek vereceklerini vurgulayarak amaçlarının bölgede sınırları kaldırıp ortak bir Kürt devleti kurmak olmadığını sadece kendilerini özgürce ifade eden Kürtler istediklerini belirtti.
Röportajda Barzani hakkında çarpıcı ifadelerde kullanan Bayık bu liderin AKPnin her istediğini yapan birine dönüştüğüne dikkat çekti. KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık Recep Tayyip Erdoğan için ise Barışı kullanarak iktidarını uzatmaya çalışan yalnız bir líder yakıştırması yaptı. Cemil Bayıkın El Mundo gazetesine verdiği röportajın tam metni şöyle:
"Soru: PKK silahlı mücadeleye tekrar dönmek için çözüm yolunda daha ne kadar bekleyebilir?
Cevap: Biz istenilenleri gerçekleştirdik. Mahkumları serbest bıraktık. Ateşkes ilan ettik. Adamlarımızı Güney Kürdistana geri çektik. Ancak Türk hükümeti bizim iyi niyetimize cevap vermedi. Ateşkese uymadı. Savaşı Suriyenin Kürdistanına taşıdı. Bölgeye askeri yığınaklar yaptı, karakollar kurdu, duvarlar ördü. Köy koruyucularını artırdı. Hergün savaş uçaklarını bölgeye keşif için gönderiyor. Onlardan beklentimiz ateşkes kurallarına uymasıdır.
"FAŞİZM ARTTTIYSA BUNU ERDOĞAN'A BORÇLUYUZ"
S: Türk halkı ikiye bölünmüş durumda. Kürtlere hak vermek Türkiyeyi satmak olduğuna inanan Türk milliyetçilerini nasıl ikna edecekler?
C: Türkiyede diktatörlük kademeli olarak gelişmekte. Her ne kadar Erdoğan hükümeti seçimleri kazansa da arkasında bir siyasi başarısı yok. Erdoğan seçimlerden öncede seçimlerden sonra da hem ulusal hem de uluslararası arenada yanlız kaldı. Onu destekleyen sadece oyları var. İzole edilmiş şekilde yaşıyor. Şayet Türkiyede MHP ve CHPye rağmen milliyetçilik ve ulusalcılık hatta faşizm artıysa bunu Erdoğana borçluyuz. Bugün Erdoğanın seçim başarısından söz edebiliyorsak bunun altında ırkçılığa ve faşizme yol açan milliyetçilerin duygularına iyi hitap eden bir konuşma yatıyor.
S: Erdoğanın Kürdistana barış getireceğine inanıyor musunuz?
C: Erdoğan sürekli Bensiz Kürt sorunu çözülemez diye propaganda yapıyor. Toplumun beklentilerini kullanıyor. Halk barış istiyor Kürt sorununa çözüm istiyor. Toplumu korkutarak destek sağlıyor. Oysa Kürt sorunu hiçbir siyasi partinin güdümünde değildir. Hiçbir çaba göstermeden sorunu uzatıyor. Bir psikolojik savaş altında siyaset yaparak iktidarını sağlama alıyor. Bize göre AKP ne ise MHP ve CHP de odur. Çünkü Kürt sorunu bir partinin sorunu değildir.
S: Bir kaç ay önce Irak Kürdistan Bölgesi Başkanı Türkiye ve ABDnin kendilerine PKKya karşı ortak saldırılar için destek istediğini söylemişti. Bu açıklamayı nasıl karşılıyorsunuz?
C: Barzani ABDnin 2006 yılında kendilerinden PKKya saldırması için istekte bulunduğunu itiraf etmiş ve bunu engellediğini söylemişti. Şayet bu doğruysa ki doğrudur. Engellemekle iyi yapmıştır. Bir Kürtten de başka bir şey bekleyemeyiz. Özellikle Güney Kürdistan başkanından. Barzaninin bu açıklaması bazı siyasi iç sorunların olduğu döneme denk gelmiştir. Irakda merkezi yönetimle Kürdistan bölgesel yönetimi arasında sorunlar vardı. Barzaninin sadece AK Parti ile bir sorunu yok.. Bu durum bazı ulusal çıkarlara ters gelmektedir. Barzaniye karşı eleştirilerin yükseldiği bir dönemde bu açıklamanın yapıldığına dikkat çekerim. Sanırım Barzani böyle bir söz söyleme gereği hissetmiştir.
"ULUSAL KÜRT BİRLİĞİNE DOĞRU ÇABA SARF ETMELİYİZ"
S: Barzani bazı PKK üyelerini tutuklamaya başladı. Bazı sosyal ve siyasi dernekleri kapattı. Şayet durum böyle devam ederse PKK nasıl bir tavır alacak?
C: İnsanları tutuklayarak, kurumları kapatarak soruna çözüm bulamazsınız. Umarım Barzani bunu görecek kapasitededir. Hatasından döner insanları tutuklayıp kurumları kapatmaktan vaz geçer. Böyle yaparsa Kürt halkının gözünde daha büyük olur.
S: Gelecekte Erdoğan ve Barzaninin PKKya karşı ortak bir saldırıda bulunacağına inanıyor musunuz?
C: Olasılıklara göre siyaset oluşturamayız. Şu an itibari ile böyle bir ihtimal yok. Umarım böyle de devam eder. Kürtler şuandaki durumdan istifade ederek hem kendi aralarındaki hem de komşuları arasındaki sorunları çözmelidir. Bizim için büyük bir fırsat doğmuştur. Hepimiz bir Ulusal Kürt birliğine doğru çaba sarf etmeliyiz. Umarım Barzanide böyle düşünüyordur.
S: Siz PKK ile PYDnin aynı olduğunu inkar ediyorsunuz. PKKnin ideolojilerin ötesinde Suriyedeki Kürtler ile bir bağı var mıdır?
S: Herkes bizim Suriyede, Filistinde Lübnanda bulunmuş liderimizin Apo olduğunu biliyor. Ben bu topraklarda bulunurken Suriyeli Kürtlerle beraber çalıştım araştırmalar yaptım. Bu çalışmaların sonunda binlerce Suriyeli Kürt, Kuzey Irakdaki Kürt güçlerine katıldı. Ancak Suriyedeki olaylar patlak verince bizden ayrılarak o saflara katıldılar. Çünkü oradaki Kürt aileler tehlike altındaydılar ve onları korumak zorundaydılar. YPGde böyle doğdu. PKKnın YPGyi kurduğu iddalarını ise yalandılar.
"TÜRKİYE İSPANYA'YI ÖRNEK ALARAK SORUNLARI ÇÖZEBİLİR"
S: İspanyanın durumu Kürtler için bir örnek teşkil edebilir mi? Neticede PKKnın amacı bağımsız bir devlet olmaktır.
C: Türkiye İspanyayı örnek alarak sorunları çözebilir. Belki birebir kopyalanarak olmaz ancak bir emsal olabilir. Türkiye barış istiyorsa, savaşı bitirmek istiyorsa İspanyayı örnek alsın. Alırlarsa buna destek veririz.
S: Şayet bir gün Türkiyede barış meyvelerine vermeye başlarsa o zaman PKK İran, Irak ve Suriyedeki Kürtlerin hakları için de mücadele edecek mi?
C: Bizim sorunumuz bağımsız bir devlet olmak değil. Esas sorun özgürlük ve demokrasi sorunudur. Kürtler söylediğiniz bu ülkelerde kendi geleneklerini, dillerini ve kültürlerini özgürce ifade ettiği sürece sorun olmazlar. Sınırları yok ederek buralarda ortak bir Kürt devleti kurma gibi bir amacımız yok. Amacımız sınırlara saygı göstererek özgürce yaşamak. Bunu sadece Kürtler için değil herkes için istiyoruz. Günümüzde sınırlar var ama hiçbir şey ifade etmiyor. Burada önemli olan fiziki sınırları değil düşüncedeki sınırları kaldırmaktır."