Ulus devletler kapitalizmle ortaya çıktı. Burjuvazi aynı dili konuşan bir iç pazarı oluşturmak için feodal devletler yerine çağın modern devleti olarak adlandırılan ulus devletleri kurdu. Emperyalist dönemle birlikte, özellikle günümüzün liberal politikaları ile emperyalizme göbeğinden bağlı burjuva sınıfının ulus devleti savunduğu iddia edilebilir mi? Küreselleşme ile birlikte uluslarası sermaye ulus ötesi birlikler kurma peşindeyken, uluslarası emperyalizmin ulus devletleri savunduğu söylenemez. Kapitalizmin kurulduğu ve serbest rekabetçi dönemde sermaye sınıfının çıkarları ulus devletten yanayken, bugün değişen koşullara bağlı olarak ulus devletlere karşıdır. Ulus devletler çok uluslu tekellerin işine gelmemektedir. Bu durumda, ulus devleti savunan biri sermayeden yana mı oluyor, yoksa sermayeye karşı mı? Ulus devlete karşı duran bir kişi çok uluslu sermayenin çıkarını mı savunuyor yoksa karşısına mı geçmiş oluyor?
Ulus devletler bugün için emperyalizmin ayak bağıdır. Uluslar arası sermaye bütün dünyayı serbestçe dolaşmak isterken ulus devlerin karar mercilerine takılmak istememektedir. Bu nedenle uluslararası sermayeyi ulus devleti savunuyor göstermek iki yüz yıl öncesinin realitesiyle dünyaya bakmak demektir. Siz bu soruları ulusalcılar sermayenin devletini savunuyor eleştirisine karşı ileri sürdüyseniz, bence sorun bu kadar basit olmamalı. Ulus devletlere yönelik emperyalist saldırılara karşı çıkmanın ulusalcılık ve sermayenin devletini savunmak olduğu eleştirisi çok sığ bir eleştiridir. Konuya bence bu pencereden bakmak bizi yanlış yargılara götürür. Solcular emperyalizme, emperyalist saldırılara, çok uluslu sermayenin ulus devleti aşma siyasetine karşı çıkmalıdır, burada tartışılacak bir konu olamaz, ama sadece böyle bir duruş da solcu olabilmek için yeterli değildir. Tersinin savunulacak bir yanı yok zaten. Bugün için burjuvazi ulus devletlere karşı diyebilmek ve ulus devleti hangi nedenlerle olursa olsun savunan ideolojilere cepheden karşı çıkmak, emperyalist cepheden yana olmak demektir.
Onlar kendilerini sol liberal olarak görmüyorlar, kendilerine sorsan sosyalistler! Aslında böyle düşünen ve kendilerini marksist olarak adlandıranlar da var. Özellikle troçkistler böyle bir siyaseti savunuyorlar. DSİP genel başkanı Doğan Tarkan böyle bir düşünceyi sol pazarlama yöntemiyle savunurdu.
Emperyalist saldırılara karşı yurdumuzu tabiki de savunmalıyız,ve emperyalizmin ulusal devleti gerici bir şekilde dönüştürmesini engellemek için her türlü mücadeleyi vermeliyiz ama bunu yaparken de burjuva anlamda bir ulusal devleti savunduğumuzu söylememeliyiz,ulusal devleti daha ileri bir biçimine proleter ulus devletine yani işçi sınıfı devletine dönüştüreceğimizi söylemeliyiz.Yani mevcut anlamdaki ulusal devleti bizde nasıl olsa savunmuyoruz emperyalizm buyursun yıksın denmemeli emperyalizmin getireceği daha gerici yapının karşısında durulmalı,ama bunu yaparken mevcut yapı değil daha ilerisini savunarak bu yapılmalı.
Yurtseverlik emperyalizm karşıtlığıdır. Milliyetçilikle ilgisi yoktur. Her türlü emperyalist saldırı ve planlara karşı çıkmak yurtseverliğin, ilericiliğin ve solcu olmanın gereğidir. Emperyalizme karşı çıkmamayı siyasetlerinin merkezi haline getirenlerin emperyalist karşıtlığı olan yurtseverliği milliyetçilik ve ulusalcılık olarak suçlamaları bu nedenledir. Bunun ulusal devleti savunmak veya savunmamakla bir ilgisi yoktur. Solcular proletersosyalist'in söylediği gibi ulusal devleti savunmazlar. Kaldı ki, emperyalizm karşıtlığı içerdikten sonra ulusal devleti savunanları da emperyalizme karşı çıkmayanlarla eşitlemezler ve mücadelelerinin merkezi haline getirmezler.