Türban resmen okullarda
AKP hükümetinin yönetmelik değişikliğiyle getirdiği türban serbestliği bugün resmen başlıyor. AKP bu uygulamasıyla eğitimi dini kurallara göre biçimlendirmede önemli bir adım daha atmış oldu
AKP iktidarı, 12 yılda eğitim alanında yenilik adı altında yaptığı değişikliklerle eğitimi dinselleştirirken, öğrencilerin ve eğitimcilerin sorunlarını da arttırdı. Eğitimde kaos ortaya çıktı. Problemi çözüyoruz görünümü verilerek yapılan işlemler öğrencilerin yurt sorununu ikiye katladı. PKK Güneydoğuda okulları yakmaya başladı. Karma eğitim kaldırılsın kampanyası gerici gazetelerin manşetlerine taşındı. Öte yandan Ortaöğretim kurumlarında türbanı serbest bırakan yönetmelik Resmi Gazetede yayınlandı. Türban serbestliği bugün başlıyor.
AKP, iktidarı geldikten sonra özellikle eğitim alanında peş peşe değişikliğe gitti. Nitelikli eğitim-öğretim ikinci plana itilirken, AKPnin ideolojisine uygun dini eğitim gayretleri öne çıktı. Laik ve bilimsel eğitim yöntemleri terk edilerek, eğitimin dinselleştirilmesi yoluna gidildi.
4+4+4 İLE SİSTEM DEĞİŞTİ
Eğitim sisteminde yapılan değişiklik sonrasında 4+4+4 diye bilinen eğitim sistemi uygulanmaya başlandı. Yasa ile ilgili bazı düzeltmeler yapılsa da sorun asıl sorun devam ediyor.
Uygulanmakta olan zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi birçok yurttaşın tepkisine neden oldu. Zorunlu din dersine karşı yurt çapında büyük mitingler, eylemler yapıldı. En son çare olarak 14 Türk vatandaşı konuyu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdı. AİHM de zorunlu Din dersinin uygulanmasına derhal son verilmesi gerektiğine karar verdi. Ancak, AİHMnin kararının ardından henüz somut bir adım atılmadı.
OKULLAR İMAM HATİPLEŞTİ
Yeni eğitim yılındaki bir diğer sorun ise imam hatipleşme. Ortaokullar içerisinde açılan imam hatip sınıfları eğitimdeki sorunları görmek açısından önemli. Ayrıca birçok okulun İmam Hatiplere dönüştürülmesi sonrasında açıkta kalan öğrencilerin başka okullara yerleştirilmesi ile sınıf mevcutlarında büyük bir artış yaşandı. Evinden 40 kilometre uzak okullara yerleştirilen çocuklar var.
Aydınlık
Necla Arattan türban çıkışı: AKP kadar, CHPde suçlu
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlunun türban konusunda izlediği politika parti içinde tartışılmaya başlandı. CHP eski Milletvekili Prof. Dr. Necla Arat, türban konusunda kadınları göreve çağıran Kılıçdaroğluna, Üniversitelerde türban yasağını kaldıracağız sözlerini anımsatarak, Türban konusunda AKP ne kadar hukuka ve anayasa aykırı hareket etti ise ben anamuhaleti ve diğer muhalefet partilerini de aynı ölçüde hukuka ve anayasa ettikleri yemine sadakatsizlik yaptıkları için suçluyorum dedi.
Kılıçdaroğlunun AKP iktidarının bir genelge ile ilkokul beşinci sınıftan itibaren türbanı serbest bırakma kararı ile ilgili Türkiyeyi hayatın neşesine düşman, çocuk cıvıltısına düşman, IŞİD zihniyetine teslim etmemek 76 milyonun, özellikle kız çocuk annelerinin ortak sorumluluğu sözlerine, parti içinden tepki geldi.
TÜRBANLI VEKİLLERİ ALKIŞLADILAR
Kılıçdaroğlunun 2010 yılında Genel Başkan seçildikten kısa bir süre sonra yaptığı Bizim iktidarımızda, üniversitelerde türbanlı öğrenciler de okuyacak açıklamasını o zaman üyesi olduğu Parti Meclisinde eleştiren Arat, Kılıçdaroğlunun bugünkü türban serbestisi ile ilgili Kıyıfet özgürlüğü iddiası gülünç şeklindeki sözlerine şöyle tepki gösterdi:
Anımsadığım kadarıyla o zaman Kılıçdaroğlu üniversitelerde türbanlı okuyacak görüşüne karşı Parti Meclisimizde, Bu konu parti organlarında görüşülmemiştir. Kişisel görüşüdür, bu genel başkanın demiştim. Bana fena öfkelenmişlerdi. Benim bu sözlerim parti içi disiplini yönünden olumsuz bir davranış olarak nitelendirilmişti. Kuran Kursları ile ilgili düzenleme yapılır, yaş sınırı kaldırılırken, 4+4+4 projesinde, açık bir şekilde laik ulusal eğitim tehlikeye düştüğü görüldüğü halde yine ses çıkarmadılar. Daha da kötüsü bunu türban yahut da başörtüsü özgürlüğü olarak adlandırıp, TBMMye türbanlı kadın milletvekilleri girerken alkışlandı. En üst kademeden genel başkanın ağzından mutluluk duyguları dile getirildi.
O dönemde, CHP yönetiminin, bir yandan türbanı bir özgürlük meselesi olarak görüp buna ilişkin yasağı kaldırmaktan söz ettiğini, bir yandan da parti kamuoyuna Yanlış anlaşıldı biz öyle demedik gibi farklı bir görüntü verdiğini ifade eden Arat, Bu yaklaşım, AKP iktidarının işine yaradı. AKP iktidarı, Nasıl olsa muhalefetin sesi çıkmıyor diye adım adım gerçekleştirdi. Burada, AKP ne kadar hukuka ve anayasa aykırı hareket etti ise ben anamuhaleti ve diğer muhalefet partilerini de aynı ölçüde hukuka ve anayasa ettikleri yemine sadakatsizlik ettikleri için suçluyorum dedi.
Zihni Erdem/ Ankara
Aydınlık
Liseliler eğitimde türbanı protesto etti
TÜRKİYE Liseliler Birliği, tüm yurtta Ortaöğretimde türbanın önünün açan düzenlemeye karşı sokağa çıktı.
Eğitimin gericilikle karartılmasına izin vermeyeceğiz Laik ve Bilimsel Eğitim İçin Meydanlardayız! diyen binlerce öğrenci, Türkiye Liseliler Birliğinin (TLB) önderliğinde, ilkokuldan itibaren öğrencilerin türbanla okula gidebilmesinin önünü açan düzenlemeye karşı protesto eylemleri yaptı. Yapılan açıklamalarda: Biz; bilimsel, laik ve parasız eğitim istiyoruz. Kadın ise istediklerinde giydirip istediklerinde soyabilecekleri bir meta değildir. Aydınlanma savaşımız ilelebet sürecektir. Mustafa Kemalin askerleri mevzilerinde hazır olarak, gericilikle savaşacaktır denildi.
TLB Genel Merkezi konuyla ilgili hukuki süreci başlatacaklarını söyledi.
ADD: KARANLIĞA GEÇİT VERMEYECEĞİZ
ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneğide ortaöğretime getirilen türban serbestisine karşı eylem yaptı. 9 yaşındaki çocuklara türban giydirilmesinin özgür nesiller yetişmesine engel olacağını vurgulayan ADDliler karanlığa geçit vermeyeceklerini söyledi.
ADD GYK üyesi Tahsin Sevindik Birlik için öğretim birliği şart. Cumhuriyetimizin geleceğinin karartılmasına biz Atatürkçüler olarak izin vermeyeceğiz dedi.
Aydınlık
Türkiye her geçen gün daha yoğun bir karanlığın içine giriyor. Emperyalist sistemin doğumuzdaki taşeronu olan AKP iktidarı ülkede tam bir gerici faşist diktatörlük kurmanın uğraşı içinde. Eğitimdeki bu arka arkaya yapılan ''reformlar'' bunun göstergesi. Erdoğan bir ara ''hedefimiz 2023'' diyordu. Sonra bunu daha da ileri bir tarihe uzatarak 2071'den söz etmeye başlamıştı. Bu hamleler o hedefler doğrultusunda atılıyor. Türkiye'de geriye dönüşü mümkün olmayacak bir sistem ve o sistemi sahiplenebilecek bir kitle yaratılmak isteniyor. Yapılan hamlelerin amacı bu. CHP'den umut yok artık. Kılıçdaroğlu bu gidişi ya göremiyor, görebilecek kapasiteden yoksun, ya da bu sistemin bir parçası olmuş durumda. Amerika ve batıya şirin görünmek adına ve iktidar alternatifi olabilmek için AKP'lileşiyor ve gericileşiyor. İlericiler, yurtseverler, Kemalistler hep birlikte bu gidişe dur diyemezlerse yarın çok geç olacak, oluşturulmaya çalışılan düzen bir daha geri döndürülemeyecek tarzda kalıcılık kazanacaktır.
Eğitimde çok büyük sorunlar vardı, bugün AKP'nin icraatlarını hafifletmek amacıyla ''dün de sorun vardı, bugün de var'' demenin ve eğitime gerici müdahaleleri önemsizleştiren yaklaşımların tamamı gericilikle ortaklaşmaktan başka anlam taşımaz. AKP son düzenlemelerle eğitimi tam olarak dönüştürmüş ve gerici, dinci bir yapıya kavuşmuştur. Sisteme vurulan son öldürücü darbelerden biridir bu. AKP gözünü karatmış bir haldedir. ''Ya Osmanlı olacağız, ya da Osmanlı olacağız'' demektedir. 30 Ağustos'daki ''birlik'' toplantıları bu açıdan da önem kazanmaktadır. Sosyalist solun önemli bir kesimi içinde bulunduğu aymazlıktan uyanmadıkça bu gidişe ''dur'' diyecek bir muhalefet ortaya çıkmayacaktır. 30 Ağustos toplantısını bu gerici sürecin önüne geçebilecek tek irade olarak görüyorum. Dileyelim bu süreç olumlu bir biçime kavuşsun. Olmazsa, AKP bu gerici siyasetinde sınır tanımayacaktır.