Ay yıldızlı bayrağını al Cumhuriyet'i savun!

Cumhuriyet bayramına birkaç gün kaldı, Türkiye Komünist Partisi'nin iki yeni partisi Komünist Parti ve Halkın Türkiye Komünist Partisi'nden bir açıklama yok. Kadıköy'de Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamaktan vaz mı geçildi, yaptıkları yanlışın farkına mı vardılar? Eğer farkına vardılarsa bu bile onlar için bir aşamadır. Benim önerim KP ve HTKP'nin İP ve CHP ile ortak bir miting tertip etmeleri ve Cumhuriyet'i sahiplenmeleridir. Böylece kimin ne olduğu toplum tarafından daha iyi anlaşılacaktır!

tekyoldevrim arkadaş, şimdiye kadar yaptığın saçmalıklar yetmedi, şimdi de komikliğe mi başladın? Kadıköy'deki ''Cumhuriyet kutlaması'' başka bir şeydi, bugüne kadar yazdıklarımızı anlamadıysan bundan sonra da anlamazsın. Senin bu Cumhuriyet düşmanlığın nereden ileri geliyor, asıl onu anlat sen? Cumhuriyet demek aydınlanma ve laiklik demek buna mı karşısın? Bugüne kadar her türden saçmalığı savundun, bir de bu konuda saçmala, onu da senin ağzından dinleyelim.

Çok merak ettiysen bak HTKP Sosyalist Cumhuriyet'e çağırıyor.

HTKP'den 29 Ekim çağrısı

Halkın Türkiye Komünist Partisi, 29 Ekim yaklaşırken yurttaşlara "Eşitlikçi, özgürlükçü, laik bir cumhuriyet için mücadele" çağrısı yaptı. Açıklamada ayrıca FKF'nin "Saltanata son ver / Cumhuriyet ve özgürlük yürüyüşü"ne destek verileceği duyuruldu.




(İleri - Haber Merkezi) Halkın Türkiye Komünist Partisi (HTKP), 29 Ekim için çağrı açıklaması yaptı. AKP'nin kurduğu gerici rejimi yıkmak ve yeni bir cumhuriyeti kurmak için mücadeleye davet ediyoruz" diyen HTKP, 29 Ekim'de İstanbul FKF eylemini de destekleyeceğini duyurdu.

Açıklamanın tamamı şöyle:

29 Ekim yaklaşırken yurttaşlara çağrı!

Eşitlikçi, özgürlükçü, laik bir cumhuriyet için...
Sosyalist Cumhuriyet için İLERİ!

Türkiye Cumhuriyeti'nin 91. kuruluş yıl dönümü yaklaşırken ülkemiz karanlığı yaşıyor.
AKP iktidarı eliyle halkımız, cumhuriyet tarihi boyunca görülmemiş bir gerici kuşatmayla karşı karşıya…

Gerici AKP iktidarı, eğitim başta olmak üzere toplumsal yaşamın her alanında laikliğe savaş açtı.
Tüm okulların imam-hatipleştirilmesi planı devreye sokuldu. "Dindar bir nesil" hedefinde hız kesmeden yola devam ediliyor. Kız-erkek öğrencilerin karma eğitimi sorgulanmaya başlandı. Yurttaşlarımızın inançları, dinleri ve mezhepleri sorgulanır oldu. Kimi mezhep ve dinsel inanışlar, devletin yetkili ağızlarının nefret söylemine maruz kaldı. Cemaat ve tarikatlar devletin olanaklarından faydalanmaya, okullarımıza kadar girmeye başladı.

Gerici AKP iktidarı, özgürlüklerimize savaş açtı.
Özgürlüğü, Recep Tayyip Erdoğan'ın iki dudağının arasına hapsettiler. Erdoğan, "kapansın" dedi, internetimiz kapandı. Erdoğan "yasak" dedi, alkol satışı kısıtlandı. Türkiye sansürlerle, yasaklamalarla, cezaevleriyle, gaz bombaları ve TOMA'larla, polis şiddetiyle anılan bir ülke haline geldi. Kaç çocuğumuzun olacağı, kadınlar ve erkeklerin el ele tutuşup tutuşmayacağı siyasetin konusu oldu.

Gerici AKP iktidarı, işçiye emekçiye savaş açtı.
Güvencesiz, esnek ve kuralsız çalışma olağan hale geldi. Emeklilik mezarda bile hayal oldu. Neredeyse tüm emekçiler ağır bir borç batağının içine sürüklendi. Madenleri, tersaneleri ve şantiyeleriyle Türkiye, emekçi mezarlığına döndü. AKP'nin zengin ettiği yeni sermayedarlar işçi cesetlerine basarak yükseldiler.

Gerici AKP iktidarı, barışa, insanlığa, bölge halklarına savaş açtı.
Irak, Afganistan, Lübnan, Mısır ve nihayet Suriye'nin sokaklarındaki kanda, AKP iktidarının sorumluluğu var. Bu işbirlikçi iktidar, Ortadoğu'nun petrol zengini ülkelerinin sermayesini çekmek ve emperyalizmin bölgedeki ‘Ilımlı İslamlaştırma’ politikalarına öncülük etmek için gerici teröre destek verdi. Bölgeyi dizayn etmek üzere IŞİD, El Kaide gibi cani çetelere ABD ile birlikte en büyük desteği AKP verdi. Teröristler rahatça geçebilsin diye Türkiye'nin sınırları delik deşik edildi.

Gerici AKP, Cumhuriyet'in emekçi halkımız için kazanım sayılması gereken değerlerine savaş açtı. Saltanat, hilafet ve Yeni Osmanlı sevdalıları Cumhuriyet'e savaş açtı.

Artık 29 Ekim'in bir kutlama günü olmadığı açıktır…

Halkın Türkiye Komünist Partisi tüm halkımızı bu karanlık tabloya karşı mücadeleye çağırıyor.

AKP'nin kurduğu gerici rejimi yıkmak ve yeni bir cumhuriyeti kurmak için mücadeleye davet ediyor.

Evet, yeni cumhuriyetimiz özgürlükçü ve eşitlikçi olmalıdır.
Yeni cumhuriyetimiz laik olmalıdır.
Yeni cumhuriyetimiz adil olmalıdır.
Yeni cumhuriyetimiz emeğin cumhuriyeti olmalıdır.

Halkın Türkiye Komünist Partisi, 29 Ekim'i bir mücadele günü olarak gören, tüm bu değerleri savunan yurttaşlarımızı selamlıyor.

HTKP, bu mücadelenin hedefinin Sosyalist bir Cumhuriyet olduğu konusunda en ufak bir tereddüt taşımıyor. Sosyalizm mücadelesini; eşitlik, özgürlük, laiklik, emek, adalet, barış mücadelesinden ayrı görmüyor.

Türkiye'nin komünist partisi olarak, 29 Ekim günü tüm yurtta "Sosyalist Cumhuriyet için İleri" başlıklı bildirgemizi yaygın bir şekilde dağıtacağız. Yurttaşlarımızla yeni bir cumhuriyet mücadelesinin nasıl başarılı olacağını konuşacağız, tartışacağız.

Türkiye'nin komünist partisi olarak, 29 Ekim günü, İstanbul'da Fikir Kulüpleri Federasyonu tarafından düzenlenen "Saltanata Son Ver / Cumhuriyet ve Özgürlük Yürüyüşü" başlıklı eylemi, Ankara ve İzmir'de yine "Saltanata Son Ver" başlıklı halk yürüyüşlerini destekleyeceğiz.

Yaşasın eşitlik, özgürlük ve laiklik mücadelesi!

Sosyalist Cumhuriyet için İleri!

Halkın Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komite

Sosyalistlerin burjuva Cumhuriyetle bir işi olmaz. İşçi Partisi'nin CHP'nin yaptığı bu. Sosyalist mücadele verecekseniz, Cumhuriyet güzellemelerini bırakıp işçi sınıfı içinde örgütlenmeye bakacaksınız. Ellerinde Türk bayrakları ile burjuva Cumhuriyet'ine aşık olanların sokağa çıkmasıyla devrim yapamazsınız. Sosyalist ideoloji işçi sınıfı öncülüğü diyorsa, siz sosyalist olduğunuzu iddia ediyorsanız, yanlış kulvarlarda dolaşıyorsunuz. Bu kulvarda yürüyerek sosyalizm gerçekleştirilemez.

"Kadıköy'deki cumhuriyet kutlmaları başka bir şeydi" diyorsun umut arkadaş. Madem o kutlama cumhuriyet kutlamasıyla alakalı değilde neden ve hangi mantıkla kutlamyı aynı tarihe aldınız? Anlattığınız hikayeye kendiniz ve çevrenizdeki bir kaç kişi inanabilir ama gözüken köy kılavuz istemez derlerya, amacınız ve niyetiniz tüm çıplaklığıyla ortada, boşuna kendinizi yormayın, maskeniz çoktan düştü. Diğer taraftan bir şeyleri eleştirmeyi neden her defasında "düşmanlık" olarak algiliyorsun? Hiç bir aydın, demokrat, ilerici,..... aydınlanmaya, laikliğe karşı gelmez ama olmayanı varmış gibi gösterilmesine karşı olur. Türkiye'de öyle anlattığın ve övdüğün gibi aydınlanma falan olmadı, hele hele o çok bahsettiğin laiklik asla olmadı. Olsaydı devletin iki ayağı asker ve diyanetten oluşmazdı. Ülkede tek din tek mezhep zihniyetini yerleştirmekmi aydınlanmak, laiklik? Cem evlerini ve dolayısıyla Aleviliği tekkelerle bir tutup yasaklamakmı laiklik? Ama diğer taraftan Diyaneti devletin temel ayaklarından birisi yapacaksın, toplumu sunni mezhebine doğru yönlendireceksin, hatta imamhatipleri ilk biz açtık diye övüneceksin,..... ve sonrada aydınlanmaktan, laiklikten dem vuracaksın. Haa unutmadan sorayım, 100 yıllık "aydınlanmacı ve laik Cumhuriyet" kaç tane alevi kökenli Vali ve kaymakam yetiştirdi biliyormusun? Lafla peynir gemisi yürümez, lafta aydınlanma ve laik bir Cumhuriyet ama özde ötekileştiren ve dincileştiren bir Cumhuriyet. Komikmolan tarafıda Cem evlerini kapatanların, tekklerle bir tutanların şimdilerde en keskin Slevi dostu gözükmeleri, Cem evlerinin ibadet yeri oalarak tanınmasını istemeleri. Ne oldu şimd Alevilik tekkelerle bir değilmi? Hatanızımı anladınız yoksa oy peşindemisiniz?
29 Ekimde beyefendiler başka Cumhuriyet kutlaması yapmışlar, bizde inandıydık.

Okuduğunu anlamakta zorluk mu çekiyorsun? Sosyalist Cumhuriyet denildiğinde burjuva Cumhuriyet mi anlıyorsun? Bu Cumhuriyet ve bayrak düşmanlığı ile nerede devrim gerçekleştirilmiş? Ellerinde Türk bayrakları ile cumhuriyet'e aşık olanlar bu ülkenin yüzü sola dönük insanlarıdır. Haziran direnişinden de bir sonuç çıkartamadınız mı? Önemli olan bu kitleyi sol saflara kazandırmak değil mi? Devrim dediğin şey işçi sınıfı denildiğinde gerçekleşmiyor. Parti zaten işçi sınıfının ideolojisini temsil ediyor. Partinin yüzü sola dönük kitlelerle temasa geçmesi seni neden bu kadar rahatsız ediyor?

Kutlanan Cumhuriyet bu:





[/size]

"Kutlanan Cumhuriyet bu". Neden eski "Cumhuriyeti" kutlamıyorsun? Hani aydınlanmacı ve laikti? Sen kutlamayınca normal oluyor ve ben kutlamayınca "Cumhuriyet düşmanlığı" oluyor demi.
Neyi kutladığınızı dünya alem biliyor ama hala kıvırıyorsunız.

Padişahlıkla, monarşiyle, krallıkla mı işi olur?   Aydınlanma düşmanlığıyla solculuk mu yapılır sanıyorsun?

Bak arkadaşım senin bu ülkede aydınlanma olmadı iddian komikliktir.Halifeliğin kalkması,tarikatların kapatılması,insanların medreseden kurtarılıp normal okullara yollanması,devletin dini islamdırın anayasan çıkarılıp laikliğin eklenmesi,kadınlara ilk milletvekili haklarının verildiği ülkelerden biri olmamız gibi konuları çöpe mi atalım?Bunları bilip nasıl aydınlanmanın olmadığı gibi bir saçmalığı ortaya atarsın?
İslamlaştırma yapıldı diyorsun.Yine hiçbir dayanağı olmayan bir iddia.Mustafa Kemal dönemindeki ders kitaplarında evrim anlatılıp,savunuluyor,islam eleştiriliyordu,mustafa kemal kendi elyazısından islamı ve islam peygamberi muhammedi eleştiriyordu.Bu mu İslamlaştırma? ''Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.'' Bunu diyen adamlar mı İslamlaştırma yapmış?
İmam hatip konusuna gelince imam hatiplerin açılma nedeni o dönemde camilerde yeteri kadar imam bulunamaması ve bu nedenden dolayı bir   eksikliği kapatmak içindi.Ama talep olmayınca zaten kapanmış.İmam hatipleri açıp,yaygınlaştıran kişi ise menderesdi.
Diyanet işleri başkanlığına gelince daha öncede söyledim o bir islami reformizm denemesidir.Kemalistler her ne kadar din karşıtı olsalar da,dini toplumsal yaşamdan arındırmanın kolay olmadığını bildikleri için dinide en azından kendilerine uygun,kendi reform çalışmalarını aksatmayacak bir hale getirmeye çalıştılar.
Ayrıca Kemalistler tekkelerin,tarikatların,vakıfların hepsini kapatmışlardır.Burda alevilere özgü bir tutum değil genel olarak dinsel yapılara özgü bir tutum görüyoruz.Osmanlı döneminde aleviler toplumsal yaşamdan dışlanmışlardı,osmanlının alevilere neler yaptığını ve hangi gözle baktığını herkes biliyor.Kemalistlerle birlikte en azından toplumsal yaşama katılma şansı elde ettiler.
Kemalistlerin aydınlanmacılığını yetersiz bulabiliriz.Zaten dayandıkları sınıfsal yapı itibariyle bundan daha fazlası çok da beklenemezdi onlardan.Ama çıkıp da hiçbir aydınlanma getirmediler demek cehalettir.Bugün arap devletlerindeki toplumlarla türkiye toplumunu kıyaslayan biri anlar zaten bunu.Bazı iddialarda bulunurken altını doldurmak lazım.