''Bak arkadışım, sen değilmisin tartışmalarda düzeyli olmak gerektiği ve karşılıklı suçlamaların olmaması gerektiği? Bu isteğin herhalde kendin için geçerli değil. Bu yüzden ilk cümlelerin hakkında tekrar düşünmen gerekli.
Sen Y. Küçük'ü savunmak adına sadece niyet okuyorsun. Y. Küçük 1990 lı yıllarda neden PKK'nin siyasi sözcülüğünü yapmaya kadar giden davranışının ve sonradan birden bağlatısını kesip 180 derece bir dönüş yaparak en keskin Kemalist ve devletci oluşunun açıklamasını kendisi yapamıyormu? Veya yapıyorda sen bunu Y. Küçük'ün kaleme aldığı bir dergide veya kitaptamı okudun?
Demek Y. Küçük PKK Sosyalizimden vaz geçtiği için ittifak (daha doğrusu gene senin deyiminle kuyrukculuk) yapmaktan vaz geçti. Yani Y. Küçük en keskin bir kemalist olarak hala marksist leninist?
Bırakın lütfen şunun bunun adına niyet okuyarak savunma yapmayı.''
İlk cümlelerimde bir düzeysizlik görmüyorum. Bir durum tespiti var. Bu tespit de ne kadar haklı olduğum yazdıklarıma yine aynı şekilde ezbere cevap vermenden dolayı netleşti.
Diğer taraftan ben Yalçın Küçük ile ilgili niyet okumuyorum. Söylediklerim belgeli, Yalçın Küçük'ün bizzat yayınladığı, savunduğu tezler. Sen gerçekten yazdıklarımı okudun mu merak ediyorum? Çünkü yukarıda neden PKK ile ittifak geliştirdiğini açıkladım. Ancak sen hala aynı şekilde neden o zamanlar Kürt Hareketine yakındı da şimdi uzak ezberini tekrarlamaya devam ediyorsun. Kitapta veya dergilerinde yakınlaşmasına ve uzaklaşmasına dair herhangi bir şey var mı diyorsun? Küçük dergilerinde bizzat belli bir strateji geliştirmiş ve bu strateji bağlamında taktiksel bir işbirliği denemesine girişmiş. Sonrasında PKK'nin zaman içinde değişen yapısından dolayı PKK ile yakın taktiksel işbirliğini bir kenara bırakmış. E neden bıraktığını kitaplarında yazıyor mu diyorsan evet yazıyor. Sen bunları okumadıysan Yalçın Küçük ne yapabilir? Çıksın Taksim Meydanının ortasında mikrofon alıp bunları mı anlatsın?
Ayrıca Yalçın Küçük'ün en keskin Kemalist ve devletçi olduğu tespitine de katılmıyorum.1960'lı ve 70'li yılların başında solun önemli bir bölümü aşamalı devrimi savunurken, Kemalizm ve milliyetçilikle arasına yeteri kadar mesafe almamışken bu gibi konularda en tutarlı eleştirileri ilk yapanlardan biridir Yalçın Küçük. Bugün Kemalizm ile ilgili yapılan birçok eleştiri Yalçın Küçük'ün kitaplarındaki tespitlerine dayanır. Dolayısıyla böyle birinin bugün Kemalist olduğunu iddia etmek komikliktir. Yalçın Küçük ile ilgili bazı eleştiriler yapılabilir ama bu eleştiriler yapılırken Yalçın Küçük'ün hayatı boyunca ne uğruna mücadele ettiği akıllarda tutulmalı. Ancak o zaman körü körüne karalamayan, tutarlı eleştiriler ortaya çıkar.
Sosyalist sol kürt hareketi ile bir ittifak arayışı içinde olmaz. Söylediklerinize katılıyorum. Kürt hareketinin durduğu yer solun bulunması gereken yer değil. Kürt hareketi emperyalizm ve AKP konusunda net tavır geliştiremediği gibi AKP'ye ve emperyalizme destek veren bir eğilim içinde de olabiliyor. Bu yüzden sol ile ittifak geliştiremez. Sol buna yanaşmaz ve yanaşmıyor. Doğru da yapıyor.
''Bir ulusal mücadele illa sosyalizmi hedeflemek zorunda değil...''
Doğrudur, bir ulusal mücadele illa sosyalizmi hedeflemek zorunda değil, ve bununla birlikte en az bunun kadar doğru olan bir sosyalistin ( kişi, örgüt, parti vb.) sosyalizmi hedeflemeyen bir ulusal mücadeleyi desteklemek zorunda olmadığı gibi. Bu konuya kaba bir UKKTH bağlamından bakılıyor, ulusal hareketin her türlü siyaseti, her türlü programı, emperyalizm ve gericilik karşısındaki her tutumu desteklenmelidir gibi yorumlar yapılıyor ve bu tutum bir solcu için zorunlulukmuş gibi algılanıyor.
Hiç ilgisi yok!