Ekimden Hazirana-Kurtuluş Kılçer
Ekim Devriminin üzerinden 97 yıl geçti.
Bugün Sovyetler Birliği yok. Ekim Devriminin kazanımlarının tek tek ortadan kaldırıldığı bir tarihsel kesiti birlikte yaşadık. Kapitalizm, Rusyada egemen bir sistem olarak bugün toplumsal yaşamın bütün alanlarında sonuçlarıyla ortada. Çürüme de var, yoksulluk da var, milliyetçilik de var, mafya da var.
Ekim Devrimi, tek başına bütün Sovyet halklarına kazandırdıkları ile değil aynı zamanda devrimci harekete iktidar perspektifi anlamında bıraktığı bir büyük miras ile de önemli. Paris Komünü üzerinden 46 yıl geçmişti, Bolşevikler Rusyada iktidarı aldıklarında. Yatıp kalkıp Paris Komününü tartışmışlardı. İşçi sınıfının iktidarı aldığı ilk tarihsel örneği iyi öğrenmişlerdi.
Ekimden sonrası kapitalizmden sosyalizme geçiş çağı oldu. İşçi sınıfı hareketlerinin ve ulusal kurtuluş mücadelelerinin birlikte yükseldiği bir dünya çağını gördük.
Bugün Sovyetler yok. Şimdiki durum Birinci Dünya Savaşı öncesi siyasal bir tabloya geri dönüş gibi. Ekim, tarihinde ilk örnekti, sonrasındaki bütün devrimci hareketleri belirledi, destekledi ve örnek oldu. Kapitalizmden sosyalizme geçiş çağı ise sürüyor!
Kapitalizm var oldukça sosyalizm tek almaşık olarak dünya emekçilerinin tek kurtuluş umudu hala! Kapitalizm, ekonomik krizlerden değil, bizzat bugün insanlığa yeni bir şey veremeyecek olmasından dolayı kriz içinde. Yeni bir ideoloji üretemiyor. Kapitalizm, bir dünya sistemi olarak bugün görüp gördüğümüzden, görüp göreceğimizden başkası değil; Suriyede, Irakta, Libyada içsavaş, Afrikada açlık, Latin Amerikada yoksulluk, Avrupa ve Amerikada eşitsizlik
Liberallerin, gelişmiş kapitalist ülkelere bakıp özenmelerini boşverin. Bu ülkelerin görece gelişmişliklerinin altında korkunç bir emperyalist sömürü var. Tek tek bu ülkelerdeki eşitsizliği ve Avrupa ülkelerindeki umutsuzluğu saymıyoruz bile
Sosyalizmi arıyoruz. Herhangi bir yerde saklı olduğu için değil, kurup; emekçileri, ülkemizi ve Ortadoğuda kan gölüne dönüşen komşu halklarımızı kurtarmak için.
Sosyalizmi arıyoruz, Kürdün özgürlüğü, Alevinin eşit yurttaşlığı için
Sosyalizmi arıyoruz, Somada, Ermenekte toprağın altında kalan madencilerin acısı bir daha yaşanmasın diye
Kâr ve sömürü uğruna katillere memleketi bırakmamak için
Sosyalizmi arıyoruz, sömürünün son bulması için
Bütün kötülüklerin kaynağını ortadan kaldırmak istiyoruz çünkü
Çağımız, kapitalizmden sosyalizme geçiş çağı! Bu çağa tanıklık etmek iddiasında bulunmak çok mu abes kaçar?
1917 Şubatında Bolşeviklerin Petersbugdaki üye sayısını düşündüm. Sovyetlerin kurulmasını, sömürüden, yoksulluktan, savaştan çekmiş işçilerin, askerlerin ve köylülerin artık yeter demesini
Elbette çok özgün bir tarihsel koşulun ürünüydü Ekim Devrimi. Aynısını, benzerini, örneğini, devamını bekleyecek durumda değiliz. Dünya değişti, ülkemiz değişti, koşullar değişti, talepler değişti
2013 yılında Taksim Gezi Parkının adıyla anılan ülke tarihinin büyük direnişini düşündüm sonra. Milyonlarca insanın sokağa çıktığı, kora kar bir direnişin verildiği, 8 gencin yaşamını yitirdiği büyük bir direnişi hafife alabilir miyiz?
Abartmadan, fetişleştirmeden Ekimden ders alarak bakalım
Devrimi aramak meşrudur. Baktığımız yerlerde devrimi aramıyorsak, olanaklarına bakmıyorsak, heyecan duymuyorsak devrimcilik yapılmaz.
Ekimden Hazirana bakalım
Çok önemli bir halkadan tutalım; meşruiyet.
Çünkü halka dayanıyordu!