AKP yine Gezi Parkı'na kışla diyor!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2015 yılı bütçesinde Gezi Parkı'na kışla için pay ayırdı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 2015 yılı bütçesi 12 milyar 250 milyon TL olarak kabul edildi. Toplantıda söz alan CHP Meclis üyesi Tonguç Çoban, İBB'nin hazırladığı 2015-2019 yıllarını kapsayan Stratejik Plan'da 'Taksim Meydanı Kentsel Tasarım ve Taksim Kışlası Restitüsyon Projesi'nin yer almasını eleştirdi. Çoban, "Bu sevdadan vazgeçmek gerekiyor. Bu ülkenin hafızasına, yakın geçmişine acılarla nakşetmiş bir olayı yeniden gündeme getirecek tarzda, artık ortak kabul haline gelmişken, Gezi Parkı park olarak kalmalı. Bugün yeniden bu rapora yazmak sıkıntı yaratır" dedi.
Boyun eğmeyenlerin büyük direnişi: İşte gün gün Gezi Parkı direnişi
TOPBAŞ ELEŞTİRİLERE YANIT VERMEDİ
CHP'li üyelerin eleştirilerini yanıtlamak üzere tekrar kürsüye çıkan Topbaş, konuşmaları üzülerek takip ettiğini ve eleştirilere cevap vermeyeceğini söyledi. CHP'li Hakkı Sağlam'ı isim vermeden eleştiren Topbaş, "CHP'li iki üye gayet nezaketle eleştirilerini yaptı, biz de notlarımızı aldık. Ama maalesef bu atmosfer bozuldu. 42 yıllık bir siyasetçi olarak tavsiyede bulunuyorum: CHP eğer iktidara alternatif olmak istiyorsa, bu tarzı geride bırakması lazım" dedi.
Topbaş, konuşmasını, "Son dönemim olarak yetki istedim, İstanbullular da bana yetki verdi. Demek ki doğru işler yaptık. Başarımız desteklendiği için tekrar bizi görevlendirdiler" diye tamamladı.
Tartışmaların ardından oylamaya geçildi. 12 milyar 250 milyon TL'lik bütçe, 152 kabul, 69 ret ve 2 geçersiz oyla kabul edildi.
sol
Haziran korkusundan kurtulmak için korkunun üzerine gitmeye çalışıyorlar. Bir yenilgi daha alacaklar farkında değiller.
İşte Topçu Kışlası projesinin belgesi!
İBB'nin 2015-2016 için hedeflediği "Taksim Meydanı Kentsel Tasarım ve Taksim Kışlası Restitüsyon Projesi"nin belgesine İleri Haber ulaştı. 12 milyon bütçe ayrılan projeyle ilgili İleri'ye konuşan Taksim Dayanışması Sözcüsü Mücella Yapıcı, "Baştan sona hukuksuz bir karar, açık bir meydan okuma" dedi.
Rıfat Doğan - İleri
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) 2015-2019 yılları için hazırladığı Stratejik Plan'da "Taksim Meydanı Kentsel Tasarım ve Taksim Kışlası Restitüsyon Projesi"ne de yer verilmesi tartışma ve tepkilere neden oldu.
CHP Meclis üyesi Tonguç Çoban'ın dünkü İBB Meclisi'nin bütçe görüşmesi sırasında gündeme getirdiği konunun belgesine İleri ulaştı.
Belgede 01501056K20020 Faaliyet (Yatırım/Hizmet) Kodu ile yer alan Taksim Meydanı Kentsel Tasarım ve Taksim Kışlası Restitüsyon Projesi için 12 milyon TL bütçe ayrıldığı görülüyor. Belgede projenin başlama-bitiş yılının 2015-2016 olduğu belirtiliyor.
CHP'li Tonguç Çoban dünkü toplantıda, Topçu Kışlası hayalinin tekrar İBB belgelerine girmesine Bu sevdadan vazgeçmek gerekiyor. Bu ülkenin hafızasına, yakın geçmişine acılarla nakşetmiş bir olayı yeniden gündeme getirecek tarzda, artık ortak kabul haline gelmişken, Gezi Parkı park olarak kalmalı. Bugün yeniden bu rapora yazmak sıkıntı yaratır" sözleriyle tepki göstermişti.
Eleştiriler sonrasında konuşan İBB Başkanı Kadir Topbaş ise, Topçu Kışlası konusunda konuşmamayı tercih etmişti.
Tayyip Erdoğan'ın Taksim Gezi Parkı'na, hukuka aykırı biçimde içerisinde rezidans, cami ve AVM olan bir Topçu Kışlası yapma hayali büyük direnişle karşılaşmıştı. Gezi Parkı'nda başlayan direniş ülke tarihinin en büyük isyanına dönüşmüş, Tayyip Erdoğan geri adım atmak zorunda kalmıştı.
MÜCELLA YAPICI: AÇIK BİR MEYDAN OKUMA
Taksim Dayanışması Sözcüsü olan Yüksek Mimar Mücella Yapıcı, İBB'nin projesiyle ilgili İleri'ye şu değerlendirmede bulundu:
"Baştan sona hukuksuz bir karar. Üst mahkemenin son olarak iptal ettiği bir proje bütçe programına işlenemez. Ayrıca projeyle ilgili Beyoğlu imar planı da iptal edildi, dolayısıyla programda yazsalar bile bunun bugün uygulanması için bir yasal dayanak da yok. Bu karar aynı zamanda açık bir provokasyon ve meydana okumadır."
AKP'nin geri adım attığı tek konu Taksim Gezi parkı. Bunu hazmedemiyorlar. Taksim ısrarı bu yüzden oluyor. Kendilerini en güçlü hissettiklerinde bu yolda adım atmayı deneyeceklerdir. Başlarının üstünde haziran ayaklanması dururken kendilerini rahat hissetmiyorlar. Rövanş almak isteyeceklerdir. Buyursunlar, gelsinler. Biz de buradayız.
İncinirsin! Yine de sen bilirsin...
Gezi Direnişi'nden sonra AKP hükümetininin geri adım atarak yapmaktan 'vazgeçtiğini' açıkladığı 'Topçu Kışlası'nın, 'Taksim Meydanı Kentsel Tasarım ve Taksim Kışlası Restitüsyonu' adıyla 2015-2019 Stratejik Planınında yer aldığı ortaya çıktı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) dün gerçekleştirilen bütçe görüşmelerinde Gezi Direnişi'nden sonra AKP hükümetince vazgeçildiği açıklanan Taksim Kışlası Restitüsyon Projesinden aslında vazgeçilmediği ortaya çıktı. Onaylanan İstanbul bütçesinde Gezi Parkı'na yapılacak Topçu Kışlası'nın da bulunmasına CHP'li Üye Tonguç Çoban tepki göstererek; "Bu sevdadan vazgeçin. Gezi Parkı, park olarak kalmalı." dedi.
Çoban, CHPnin ret oyu verdiği stratejik plan ve raporlar da yer alan Taksim Kışlasına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: "Bu ülkenin hafızasına, yakın geçmişine acılarla nakşetmiş bir olayı yeniden gündeme getirecek tarzda, artık ortak kabul haline gelmişken, Gezi Parkı park olarak kalmalı. Yeniden bu rapora yazmak sıkıntı yaratır
Birgün
İncinirsin! Yine de sen bilirsin
L. DOĞAN TILIÇ
Milyonlarca insan sokaklara döküldükten, binlercesi yaralanıp onca genç öldükten sonra hâlâ Taksime kışla yapma inat ve ısrarının hizmet ettiği bir akıl var aslında. O akıl, dün BirGünün harika manşetinde sergilenen aklın tam tersi işte.
İncinirsin! Yine de sen bilirsin
iktidarın yasadışı inat ve ısrarının karşısına Haziran kararlılığıyla çıkılacağının ilanı
Direnildiğinde; despotizme, ben ne dersem o dayatmasına, kentin ranta kurban edilmesine ve sağ-Sünni-muhafazakâr bir yeni rejimin memleketin meydanlarına damgasını vurmasına engel olunabileceğinin anımsatılması
Daha Enver Hoca döneminde, Tirana ilk gittiğimde, Arnavut meslektaşlarımdan kentin mimari serüvenine dair hikâyeler dinlemiştim. Tiran, 20 Ocak 1920de başkent ilan edildiğinde, ülkenin ne en büyük ne de en önemli kentidir. 15 bin nüfuslu tipik bir İslam kasabasıdır. 1939da İtalya tarafından ilhak edilince, İtalyanlar kenti yeniden dizayn ederek kendi damgalarını vurmaya başlarlar. Mussolini tarafından İtalyan faşizminin sembolü seçilen balta Tiranın merkezine işlenir. Yukardan fotoğrafı çekildiğinde, kentin Doğal Bilimler Fakültesinden başlayan ve Teresa Ana Meydanında biten ana bulvarının meydanla birleştiği yerde bir balta şeklinde düzenlendiği görülür.
Kent inşasının ideolojik boyutu en çarpıcı biçimde o sohbetlerde Tiranda kafama dank etmişti. İnsanoğlu, eski çağlardan bu yana, kent inşasını dünyaya gücünü göstermenin ve zamanına hükmettiğini kanıtlamanın bir aracı olarak görüyor. Bir kentin formu, üzerinden gelip geçen iktidarların izini de taşısa da, genellikle eski rejime son veren her yeni rejim tarafından yeniden kurgulanıyor.
Despotik rejimler bunu hoyratça yapıyorlar; vurup kırarak, zorla
Tarık Şengül, geçen hafta AKPnin zor ve şiddetle ilişkisini irdelerken, Walter Benjaminin şiddet konusundaki ünlü değerlendirmesine göndermeyle, kurucu ve koruyucu şiddet ayrımına dikkat çekmiş; kurucu şiddetin siyasal sistemin kopuş yaratacak biçimde yeniden yapılandırıldığı bir döneme işaret ettiğini anımsatmıştı.
Kendisini yeni bir düzenin kurucusu olarak gören AKP aklı da, kendi düzenini kurmak için önceki dönemin kurumları, yasaları ve aktörlerine yönelik, normal koşullarda kabul edilemeyecek müdahalelerde bulunurken, hukuku büyük ölçüde askıya alarak yıktıklarının yerine yeni düzenin yapı, kurum ve aktörlerini koymayı hedefliyor.
Taksime kışla inadı, Kızılaya cami arayışı bu anlayışın ürünü. Yeni rejim, 2023e kadar memleketin her yerine, en gözde meydanlarına imzasını atmaya ve bunu hukuk tanımaz bir hoyratlıkla yapmaya kararlı. İstanbul Belediyesinin 2015-2019 Stratejik Planına Taksim Meydanı Kentsel Tasarım ve Taksim Kışlası Restitüsyonunu koymasının anlamı bu.
Taksime kışlayla, zeytinliklere buldozerlerle, derelere HESlerle dalan yeni rejimin temelinde, yağma ve vurkaça dayalı bir ekonomi anlayışı, çevresel sürdürülebilirliği hiçe sayan bir kalkınma modeli var.
Kuşkusuz, demokratik dönüşümler sonrasında ortaya çıkan özgürlükçü rejimler de kentlere damgasını vurur. Ancak o damga; kenti büyütürken tarım alanlarını ve yeşili yok etmeyen, enerji gereksinimini zeytinlik ve dere katliamına bahane kılmayan, politikalarını bir çevre ahlakına dayandıran, kalkınmayı çevrenin yok edilmesiyle değil çevrenin korunmasıyla birlikte ele alan bir damga olur.
O damganın formu da; çevresel sürdürülebilirliğin uygulama alanının yereller olduğu bilinciyle, şeffaf, hesap verebilir, yerel bilgi ve talepleri dikkate alan, aşağıdan yukarı bir katılım ve karar alma süreci sonucunda belirlenir.
Hani ağaç baltaya, Sen beni kesemezdin, ama ne yapayım ki sapın benden demiş ya
Biz ağaçlarız, ağaçlar biz
Ağaçlar meydanlarımız, derelerimiz, zeytinliklerimiz
Ne balta bizden, ne de sapı!
Geçmişi ve geleceğiyle bütün memleket incineceğine, biz direnelim, varsın hâd bilmez baltayla sapı incinsin!
Seçim yaklaşıyor, AKP seçim stratejisi oluşturuyor. Bu stratejinin bir ayağı kürt sorunu, diğer ayağı da AKP'nin toplumu kutuplaştırma siyaseti olacak. AKP kürt sorununda barış yapıyorum diyerek seçime kadar bu siyaset üzerinden oy toplayacak, ayrıca kitleleri ayrıştırarak ve gerilimi tırmandırarak kendisine karşıt olanların dışındakileri kendi etrafında toparlamaya çalışacak. Belediye seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini bu strateji üzerinden yürüttü ve kendine göre başarılı oldu. Aynısını şimdi de uygulayacağa benziyor. Taksim ısrarının bu nedenle olduğunu sanıyorum.