İdeolojik mücadeleden ne anlaşılmalı? -Metin Çulhaoğlu
İdeolojik mücadele, siyasal tartışmalarda sık kullanılan bir kavram. İlginç denebilecek bir durumla birlikte: Tartışmalar, sanki bu kavramın ne anlama geldiği konusunda herkes hemfikirmiş gibi bir varsayım üzerinden yürüyor.
Gerçekten böyle mi?
Üzerinde durmaya değer.
***
Bu yazıda tartışmaya açık bir tez ortaya atacağız: İdeolojik mücadele denilen uğraşta, negatif yan pozitif yana ağır basmalıdır
Pozitif yan derken kastettiğimiz, gündelik yaşamın, siyasetin, kültürün vb. her alanını kapsayan, kendi içinde tutarlılığa sahip dört başı mamur bir ideolojik yapılanmaya gitmek, bunu egemen ideolojinin karşısına çıkarıp ideolojik mücadeleyi böyle vermektir. Yani ideolojiler alanında bir tür cephe savaşı
Negatif yan ya da yaklaşım ise şu anlama geliyor: Egemen ideolojinin karşısına dört başı mamur bir ideolojik kurguyla çıkıp onunla cephe savaşı vermek yerine, egemen ideolojiyi içinden bozacak, bu eklemlenmenin zayıf halka durumundaki öğelerini işlemez hale getirecek ya da oradan çekip koparacak nokta atışlar yapmak
Tezimiz, ideolojik mücadelede bunlardan ikincisine ağırlık verilmesi gerektiğidir.
Ancak, bu tezin gerekçelerine geçmeden önce kritik bir not düşmek gerekiyor: Mücadeleyi verenin, Marksist formasyona sahip, Marksizmin temellerini gözeten bir özne olduğunu varsayıyoruz. Yoksa ideolojik mücadele nasıl verilmeli gibisinden titizlenmelere de gerek yoktur; ortada büyük bir serbesti alanı vardır ve bu alanda herkesin istediğini yapması meşru sayılmalıdır
***
Tartışmaya açık tezin iki temel gerekçesi vardır.
Birincisi: İçerdiği tüm öğeler ve motiflerle birlikte egemen ideolojinin bütününü cepheden göğüsleme uğraşı (pozitif ideolojik mücadele anlayışı) ister istemez Marksizmin ideolojiden uzak, ideolojileştirilmesi mümkün olmayan yönlerinin de ideolojik kurgulara tabi kılınması sonucunu verecektir. İkincisi: Aynı uğraş, bire bir markaj dürtüsüyle, kurulacak kapsamlı sistemde Marksizmle kan uyuşmazlığı olan öğelere de yer verilmesi gibi bir riski beraberinde getirecektir.
Örnekler:
Emek gücünün meta olarak alınıp satılması, artı değer sömürüsü, yabancılaşma ve benzerleri
Bunlar ideoloji değildir ve ideolojileştiremezsiniz; geliştirdiğiniz bütünlüklü ideolojik kurguda bu gibi kategorilere yer bulamazsınız. Bunlar, sınıfın gelişkin-öncü kesimlerine anlatılacak, açıklanacak ve politikleştirilecek kategorilerdir.
Sonra, egemen ideoloji bayrak mı diyor? Ulusal çıkar, milliyetçilik gibi söylemlere mi başvuruyor? Yapılması gereken, egemen sınıfın bu tür söylemlere hangi amaçlarla başvurduğunun afişe edilmesi, bunu sağlayacak nokta atışların yapılmasıdır. Yoksa geliştirilen bütünlüklü ideolojik kurguda bayrağa, ulusal çıkara, milliyetçiliğe tekabül edecek (onların anladığı budur, biz ise şöyle anlarız) motiflere ya da öğelere yer olamaz, olmamalıdır.
Bir kez daha: Bunlar, elbette Marksizm gibi bir hassasiyeti olanlar içindir.
***
Bir de hangisi önce gelir meselesi vardır.
Burada ise tartışmaya açık tez değil net bir vurgu söz konusudur: İdeolojik mücadele her durumda siyasal mücadelenin tamamlayıcısı olmalı, onun işaret ettiği yerlere yönelmelidir. Bu söylenen, kuşkusuz siyasal mücadelenin ideolojik mücadeleye önceliği anlamına geliyor. Açık ve kesin olmalıdır: Önce gelişkin ve kapsamlı bir ideolojik kurgumuz olsun, siyasal mücadelemizi de buradan türetelim anlayışı (varsa) yanlıştır ve terk edilmesi gerekir.
***
Tezi biraz daha açıp bitirelim.
İdeolojik mücadelede görece daha kapsamlı ve gelişkin sistemlere hiç mi hiç yer olmaması gerektiğini iddia etmiyoruz. Olabilir, ancak dikkat edilmesi gereken üç noktayla birlikte. Birincisi: Bu sistemler kendi başına ayrı bir yerde durmamalı, siyasal mücadelenin gerektirdiklerinin sonucu ve bunlara tabi olmalıdır. İkincisi: Geliştirilen ideolojik sistemler, Marksizmin temellerini ve bilimsel yanlarını ideolojik mücadele kategorisinin dışında tutmalı, bu anlamda daha dar kalmalıdır. Üçüncüsü, belirli bir sistem geliştirilmiş olsa bile, bu sistemin değeri ve işlevliliği, kendi kurgusal bütünlüğü ve tutarlılığından çok karşıdaki egemen ideolojiyi neresinden nasıl çözebildiğiyle değerlendirilmelidir.
Dedik ya, tezdir ve tartışmaya açıktır