Zihniyet değişmeden ağızdan çıkan sözleri düzeltebilmek de kolay olmuyor.
kadınların ihtiyacı eşitlik değil, eşdeğer olmaktır demiş. sözlerinden dönmeye çalışıyor, ne yapsa olmuyor.
Diktatör ve Kadın
Müjde Tozbey Erden
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü tüm dünyada çeşitli etkinliklerle anıldı. Bilindiği üzere 25 Kasım diktatör ve kadın ilişkisi üzerine önemli bir gün.
Öykü malum, bu günün 25 Kasım olarak belirlenmesinin nedeni bir tecavüz ve cinayet öyküsü, yani kadına boyun eğdirilmeye çalışılmasının bilindik iki yöntemi. Dominik Cumhuriyeti'nin CIA darbesiyle işbaşına gelen diktatörü Rafael Trujillo 1960 yılında , Mirabel kardeşler diye bilinen ve özgürlükçü Clandestina hareketinin kurucularından devrimci Patria, Minerva ve Maria Teresayı doğrudan hedef göstererek onları ülkenin en büyük düşmanları arasında sayar. Sonrasında kayıtlara trafik kazası olarak geçen olay yaşanır. Mirabel kardeşler kaçırılır, tecavüz edilerek öldürülürler. Bu olay diktatör için sonun başlangıcıdır veya tam tersi diktatör sonunun başladığını hissetmiş ve en büyük direnç odaklarından birine saldırmaya başlamıştır; belki o direnci kırarak paçayı kurtarırım diye düşünmüş olmalı. Ama bir yıl sonra öldürülür. Tarih böyle söylüyor, bugünle benzerlikleri aşikar.
AKP iktidarı ve yarattığı diktatörün de kadın meselesine yaklaşımı boyun eğme eğmeme eksenine yerleşmiş bulunuyor. Her türlü örtünme ve din eğitimi alma hakları AKP iktidarı tarafından sağlanmış olan kadından istenen sadece ve sadece fıtratını kabul etmesi ve ona uygun davranması. Tabi kadının fıtratının ne olduğunu tarif etmek ise diktatörün ve yamaklarının tekelinde. Zaten bu yüzden diktatörlük diyoruz ya. İnsanların kendileri ve yaşamları ile ilgili alanlarına/kararlarına hoyratça müdahale etme, toplumu kendi dünya görüşlerine göre ayarlamaya çalışmaları ile diktatörlüklerini kurdular. Diktatörlükleri de TOKİ şantiyelerini, rantiyelerini, ayakkabı kutularını ve Kaç-Aksaraylarını korumak için. Kadının üzerindeki şiddetin sürmesi toplumun üzerindeki şiddetin günlük hayata hoyratça aktarılmasının sonucu. Diktatör bu sayede düzenini devam ettireceğini savlıyor olmalı. Ama kadını kurban ederek düzenini devam ettiremeyecek.
Kadın toplumun zayıflatılmış halkası olarak konumlandırılmak isteniyor. Kadın toplumsal ve ekonomik bütün yeteneklerinden arındırılıp eve kapatılmak isteniyor. Kadın güçsüzleştirilmek, sessizleştirilmek ve geriletilmek isteniyor. Kadın çalışmasın, öğrenmesin, okumasın, sokaklarda dolaşmasın, kahkaha atmasın, uzaya çıkmasın isteniyor. Kadın kaburga kemiği olarak kalsın, insanlaşmasın isteniyor. Böylelikle toplumsal sorunlar çözülür diye düşünülüyor, örneğin işsizlik.
Fıtratınızı da alın gidin sayın diktatör. Bu ülkenin kadınları sizin fıtratınıza sığmaz. O fıtrat fıtratınız vız gelir bize vız.
Atatürk'ün çağdaş Cumhuriyet'i bu adamlara hiç uğramamış. Bu zihniyet erkeği kadından daha üstün görüyor. Kadının kafasının bağlanmasını isteyenler de bunlar. Kadının üç, beş çocuk yapmasını, evde oturup çocuk bakmasını, toplumsal yaşamda yer almamasını isteyenler de bunlar. Erdoğan kadın erkek eşitsizliğini ilk kez söylemiyor ki, bugüne kadar söyledikleri ve yaptıkları hep bu düşüncenin ürünüydü. Böyle bir zihniyet başbakan veya Cumhurbaşkanı olunca farklı davranamaz. Her ağızlarını açıp bir şey söylemek istediklerinde bize göre pot kırmaları Cumhuriyet aydınlanmasının bu insanları kuşatmamış olması.
Erdoğan'ın iktidarda olması sol için bir şans. Kadın ile erkeğin eşit olmadığını söyleyebilen bir lidere rağmen sol büyüyemiyorsa, bu konuda solun başını iki elinin arasına alıp düşünmesi lazım. Bu koşullarda büyüyemeyen sol, Erdoğan gibi her üç sözünden ikisini yanlış kullanmayan bir liderin önderliğindeki sağ parti le mücadele etmesi çok daha zor olacak ve ömrü billah büyüme sorunları yaşayacaktır.
Kadın toplumun zayıflatılmış halkası olarak konumlandırılmak isteniyor. Kadın toplumsal ve ekonomik bütün yeteneklerinden arındırılıp eve kapatılmak isteniyor. Kadın güçsüzleştirilmek, sessizleştirilmek ve geriletilmek isteniyor. Kadın çalışmasın, öğrenmesin, okumasın, sokaklarda dolaşmasın, kahkaha atmasın, uzaya çıkmasın isteniyor. Kadın kaburga kemiği olarak kalsın, insanlaşmasın isteniyor. Böylelikle toplumsal sorunlar çözülür diye düşünülüyor, örneğin işsizlik.
Fıtratınızı da alın gidin sayın diktatör. Bu ülkenin kadınları sizin fıtratınıza sığmaz. O fıtrat fıtratınız vız gelir bize vız.
Başka söze gerek yok!