Duran Kalkan'dan 'HDP-ÖDP ittifakı' çağrısı
PKK yöneticilerinden Duran Kalkan, 2015 seçimlerinde ÖDP'nin HDP ile ittifak yapması için çağrıda bulundu.
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, 2015 seçimlerinde ÖDP'yi HDP ile ittifak yapmaya çağırdı.
Avrupa'dan yayın yapan Yeni Özgür Politika gazetesinde Selahattin Erdem müstear ismiyle yazan Kalkan, "demokratik ve sosyalist güçlerin" mevcut durumunun kabul edilemez olduğunu söylerken, kırk yıl önce başka bir tablonun bulunduğunu ve "demokratik halk devrimi"nin yaşandığını savundu.
PKK'nin bu nedenle Türkiye'deki devrimci mücadeleye katıldığını belirten Kalkan, Türkiye toplumunu olumsuz etkileyecek şovenizmin ve milliyetçiliğin o yıllarda bugünlerdeki gibi olmadığını söyledi.
Demirel'den beri tüm iktidarların Kürt mücadelesinin "demokratikleştirici" etkisinden yararlandığını ileri süren Kalkan, devrimci güçlerin bu etkiden yararlanmak istemediğini söyledi.
HDP-ÖDP İTTİFAKI
HDK ve HDP'nin Türkiye'deki tüm demokratik güçlerin çatısı haline gelemediğini söyleyen Kalkan, AKP'nin 30 Ekim'deki MGK'da savaş kararı aldığını, 2015 seçimlerini AKP'nin kazanmaması ya da tek başına iktidara gelmemesi için değerlendirmek gerektiğini belirtti.
Bu sonucu CHP'nin yaratamayacağını vurgulayan Kalkan, sol-sosyalist güçlerin de tek başına bu işi beceremeyeceğini, bu nedenle ideolojik eğilimlere aldırmaksızın "tüm demokratik gülerin seçim ittifakının" zorunlu olduğunu savundu.
Böyle bir ittifakın yüzde 10 seçim barajını aşarak meclise gireceğini iddia eden KCK yöneticisi, bu sayede Türkiye'nin 45 yıl öncesine döneceğini ve "çok güçlü bir demokratik halk devrimini yaşar hale geleceğini" söyledi.
Bu noktada HDP ve ÖDP'ye belirleyici sorumluluk düştüğünü belirten Kalkan, ittifak sağlandığı takdirde "tüm sol ve demokratik güçlerin bu ittifak içinde birleşeceğini ve böyle bir ittifakın güçlü bir sinerjiye yol açarak oy oranını yüzde on beş-yirmilere kadar çıkartacağını" iddia etti.
Kalkan yazısını şöyle bitirdi:
Kısaca AKPnin 2015 genel seçimini tek başına kazanmasını engellemek için, AKPnin koltuk değneği konumuna düşmemek için, Kürt sorununu çözerek Türkiyenin barışının ve demokratikleşmesinin yaratıcısı olmak için başta ÖDP olmak üzere tüm demokratik güçleri seçim çatısı altında birleşmeye çağırıyorum!
Kürt hareketi ÖDP'yi HDP ile seçim ittifakına çağırırken bu kez tehditkar bir dil kullanmamış. ÖDP'nin bu çağrıya olumlu cevap vereceğini sanmıyorum. CHP zaten olumsuz cevap verdiği için bu kez ÖDP'ye dönmüşler. Bundan da HDP açısından olumlu bir gelişme çıkmaz. Kürt hareketi, kürt partileri, kürt milletvekilleri Türkiye partisi olmak konusunda kamuoyundaki kaygıları giderici bir pozisyon almadıkları ve AKP'ye karşı tutarlı bir tavır takınmadıkları sürece bu tür girişimlerden sonuç alınamayacaktır. Duran Kalkan ÖDP'yi seçim ittifakına çağırırken, Türkiyenin demokratikleşmesi ve AKP otoriterliğine karşı kurulmaya çalışılan BHH konusunda neden bir iki söz söylemez. Kürt hareketi parti olarak veya kişisel olarak bu hareketin içinde neden yer almaz? Böyle bir harekete katılmayan kürt siyasetinin ÖDP'ye ittifak çağrısı bence samimiyetten uzak bir çağrı. Bu yüzden de karşılık bulamıyor.
Alper Taş: Duran Kalkan'ın çağrısı samimi
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, 2015 seçimlerinde ÖDP'yi HDP ile ittifak yapmaya çağırdı. ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş ise çağrıyı içten ve samimi bulduklarını açıkladı.
Yeni Özgür Politika gazetesinde Selahattin Erdem müstear ismiyle yazan Kalkan, dün yayımlanan "ÖDP'ye açık mektup" başlıklı yazısında ÖDP'nin, HDP ile ittifak yapması gerektiğini yazdı. Kalkan, 2015 seçimlerinde AKP'nin seçimlerde beklediği sonucun çıkmaması için ayrıca ÖDP ile birlikte bütün emek ve demokrasi güçlerinin HDP ile ittifak yapması gerektiğini belirtti.
'ÇAĞRI DEĞERLENDİRİLECEK'
BirGün'e konuşan ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, Kalkan'ın çağrısını AKP'nin geriletilmesi bakımından içten ve samimi bulduklarını kaydetti. "Çok içten ve samimi bir çağrı olarak değerlendiriyoruz" diyen Eş Genel Başkan Taş, "Hem ÖDP, hem emek ve demokrasi güçleri bu öneriyi tartışacak, kendi aralarında değerlendirecektir" ifadelerini kullandı.
Alper Taş'ın böyle bir seçim ittifakına gireceğini düşünmüyorum. Böyle bir seçim ittifakının ÖDP sempatizanları tarafından kabul göreceğini de düşünmüyorum. Kürt hareketinin seçimlere parti olarak girme kararı bana göre baraj altında kalmayı istemesidir. Böyle bir karara anlam verememekle birlikte bu kararın İmralı görüşmelerinde gündeme geldiğini düşünüyorum. Bu karar HDP'nin baraj altında kalmasını istemektir. Çünkü HDP yüzde on barajını geçemez. Baraj düşürülmeden seçime parti olarak girilmesi bu nedenle bana çok düşündürücü geliyor. ÖDP'nin nedeni kuşkulu bir sürece dahil olacağını hiç düşünmüyorum. Böyle bir ittifak kürt hareketi ile birlikte ÖDP'nin de sosyalist soldan dışlanmasına yol açacaktır.
Diyelimki HDP seçimlere parti olarak girecek ve buradaki amaçlarıda barajın altında kalarak AKP'nin rahatça tek başına iktidara gelmesini ve anayasayı değiştirebilecek parlementer sayısına kavuşmasını sağlamaksa bence BHH'in topyekün HDP için çalısması gerekliki "HDP ve AKP'nin oyununu" bozmalı. Yani BHH etkisini göstererek HDP'nin barajı geçmesini sağlayarak "tezgâhlanan oyunu" bozmalı. Aksi taktirde BHH seçime ayrı girerse kendiside barajın altında kalacak ve AKP'nin ekmeğine yağ sürmüş olacak. Sonuç olarak HDP gibi AKP için çalışmış olacaklar.
Haydin HDP'nin "oyununu" bozun, onlara oy verin ve hedefleri olan baraj altı kalmalarını engelleyin.
HDP, cumhurbaşkanlığı seçimleri faciası sonrası, ikna ettiği küçük bir Alevi tabanını kullanarak CHP ve diğer sol partilere "sopa sallıyor". Maalesef Türkiye solunun derdi "kafa sayısı" olmuş. Kafa sayısı toplamak için her türlü kirli ilişkiye girmek ilke olmuş. HDP'nin böyle işlere ihtiyacı yoktu halbuki, biraz iş yapmaları yeterliydi. Ancak HDP, her zaman söylediğimiz gibi hem uluslararası finans-kapitalin, hem de Kürt burjuvazisinin güdümüne girmiş durumda. Onlar R.T.E.'yi alkışlayın diyor, HDP yapıyor. Kürt halkı da bu kirli durumu görüyor ancak harekete geçtiği zaman "Türkiye ile ilişki kuramıyor". Halklar arasındaki bu diyalogsuzluk son derece kritik. Halbuki burada yazılanları, kaygıları biraz anlayabilseler, ne HDP kalır ortada, ne de onun kuyrukçuları.
ÖDP'ye gelince, sanılanın aksine ÖDP tabanının Rojava direnişinden dolayı Kürt Ulusal Hareketi'ne sempati ile baktığını düşünüyorum. Görüşler bakımından Dev-Yolcu özü korumak dışında bir HDP ile bir ÖDP-Halkevleri arasında bir fark yok. Ancak nasıl İP, ulusalcılar üzerinde tam otorite istiyorsa, KCK da aynısını Türkiye solu üzerinde istiyor.
BHH konusunda HDP'nin etkisiz kalması da bir soru işareti yaratmaz, çünkü BHH, ne yazık ki Taksim-Gezi isyanına katılan kitlelerle ilişki kuramayan hareketlerin erimesine karşı bir narkoz sadece. Yöntemi tersine gelişmekte ancak olumlu yanı şu ki kimse kimsenin gücüne taparak yan yana gelmemekte. Bu birlik, maalesef "kafa sayısı" topladıkça ayakta kalacak. Aksi halde dağılıp gidecek.
barajı aşmak için en az 3 milyon oy gerekiyor. böyle bir oy ortada yok. bana göre de böyle soracağına neden hdp olarak seçime giriyorlar sorusunu kurcalamalısın.