Sultanahmet'teki eylemde ne yapılmak istenildiği bile belli değil. Yani dinci bir ekibin yaptığı anlaşılıyor da, onların bile ne amaçladığı belli değil. Belki de taşarondurlar. Siyasi iktidar dikkati dağıtmak için kullanmıştır bunları. Belki de "paralel"cilere yapacakları daha kapsamlı bir operasyon için geniş kitlelere "iyi oldu" dedirtmek amaçlanıyordu. Herhalde düğmeye erken bastılar. Yani esas "teknik hata" burada.
Şimdi DHKP-C'nin bunu üstlenmesi kendi zavallılıklarından. İllegal örgüt de olsa, hücre biçimi örgütlenmiş de olsa, hücrenin lideri üstle bağlantılı olur ve parti üst yönetimi tüm örgüte hakim olur. Hücreler parti üst yönetiminden bağımsız olarak, kendi kafasına göre eylem yapamaz. Tabii ortada bir komünist parti varsa. Bunların komünistliği de ancak bu kadar işte. PKK zaten komünist örgüt değil. Milliyetçi terör örgütü.
"Silahlı propaganda" konusuna gelince, ortada "silahlı devrim" in koşulları mı var ki, onun propagandasını yapacaksın? Tamam, demir tava gelmiştir, devrim ortamı vardır, ortalığı iyice kızıştırmak için silahlı eylem yaparsın, onu belki anlarım. Şimdi günümüz Türkiye'si ile bunun bir alakası var mı? Hem illa propaganda yapacaksan, adam gibi yerlere bomba at. Neden Dolmabahçe kapısındaki polisler? Neden Sultanahmet'teki turizm polisi? Halkın tepkisini çeken, onca saray, gökdelen, merkez v.b. varken, buralara bomba koymak ve polislerin garibanlarını hedeflemek neden? Halkın tiksindiği yerlere bomba koyarsan belki propaganda olur.