ÖDP lideri Alper Taş: AKPyi yenmenin yolu CHP, HDP ve sosyalistlerin seçim ittifakı
CAN BURSALI
Solda ortak mücadelenin temelini oluşturmak için birçok akademisyen, siyasi parti ve demokratik kitle örgütünün katılımıyla, Gezi eylemlerini temel alarak kurulan Birleşik Haziran Hareketi (BHH), 27-28 Aralık 2014 tarihlerinde 1nci Haziran Türkiye Meclisi toplantısını gerçekleştirdi ve yürütme kurulunu belirledi.
11 Ocakta Okulların imam hatipleştirilmesine hayır sloganıyla sokağa çıkmaya hazırlanan BHHye destek veren partiler arasında Özgürlük ve Dayanışma Partisi de (ÖDP) yer alıyor.
ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taşa, BHHnin ilk adımda neden laiklik vurgusunu öne çıkardığından Kürt siyasal hareketine mesafeli oldukları yönündeki eleştirilere, Kandilin ÖDPye ittifak çağrısından CHPnin sosyalistleri parlamentoya sokma teklifine kadar merak edilen birçok konuyu sorduk.
BHHnin bir seçim ittifakı ya da birlik projesi değil bir mücadele ve savunma örgütü olduğunu savunan Alper Taş, AKPyi sandıkta yenmenin yolunu ise CHPnin, HDPnin ve sosyalistlerin yan yana geldiği bir seçim ittifakı olarak tarif etti.
Geçtiğimiz günlerde CNN Türk canlı yayınında Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selviyle sert bir polemiğe giren Taş o anları, O gün sanki karşımda Selvi değil de, Tayyip Erdoğan varmış gibiydi. Tavrım aslında Selviye değil, onun temsil ettiği kibre, faşizanlığa karşı bir başkaldırıydı diye anlattı.
HDK sürecini önemli bir deneyim olarak görüyoruz
Birleşik Haziran Hareketiyle başlayalım. Harekete yönelik dışarıdan eleştiriler var. Birleşik Haziran Hareketinin Kürt hareketine mesafeli durduğu söyleniyor.
Eleştiriler tabii ki olacak. Birleşik Haziran Hareketinin eleştirilmesi bizler için önemli elbette. Katkılara, eleştirilere açığız. Tüm bunların yanında BHHnin kendine ait hedefleri, yaklaşımları ve özgünlüğü var. Mesafeli olması bu manada anlaşılabilir. Çünkü her siyasi yapı bir başka yapıyla bağımsız ilişki kurar. Bu bağımsız ilişkide elbette bir mesafe olur.
Aslında BHH, HDKnın kapsayamadığı Gezide isyan eden, harekete geçen, öfkesini dile getiren çok farklı dinamikleri kapsayan bir hareket. Asla ve asla HDKnın karşıtı değil ve HDK karşıtlığı üzerinden kendini tanımlayan bir hareket de değil. Ama HDK gibi, kongre tarzında örgütlenmiyor. Biz hareket tarzında örgütleniyoruz. Birleşik bir mücadele zeminiyiz. HDK sürecini de gözlemliyoruz ve önemli bir deneyim olarak görüyoruz. Tabii ki dost kurumdur. Son yaptığımız yürütme kurulu toplantısında HDKyla ortak mücadele zeminleri geliştirebileceğimizi vurguladık.
Ortak hareket etme konusunda somut adımlar var mı?
Takdir etmek lazım ki BHHnin önce yürümeye başlaması lazım. Daha yeni yeni sokağa iniyoruz. 2015 yılı BHHnin harekete geçeceği bir yıl. 2015 Hazirancıların yılı olacak derken bunu kastediyoruz. Hareket biraz kendini örgütlesin, geliştirsin. Hemen başında başka bir güçle ne yapacağımızı tanımlayalım gibi bir tartışma için daha vaktimiz var.
11 Ocakta bir eylem programı açıkladınız. Nedir içeriği?
Evet, her ilde, tek merkezde, Zorunlu din derslerine hayır ve Okulların imam hatipleştirilmesine hayır diyeceğiz. Laiklik için ayağa kalkma çağrısı yaptık. Bu eylemlilikle, 9 Şubatta okulların boykotunu da içeren bir mücadele takvimi oluşturduk. Eminim ki insanlar BHHyi kendi tarzıyla daha iyi tanıyacaklar.
Laiklik kaderci barikatı kırmak için önemli
İlk adımda neden laiklik vurgusu ön plana çıkarıldı? BHHnin bileşenleri sınıf eksenli mücadele çağrısı yapan kurumlardı bugüne kadar. Bu ilk çağrı kimlik siyasetinin ön plana çıkarılması anlamı mı taşıyor?
Laiklik meselesini bir kimlik meselesi olarak ele almıyoruz. Laiklik meselesi sınıf meselesinin önemli bir parçasıdır. Çünkü sınıf mücadelesini geliştirebilmek için laik bir toplumsal yaşam gerekli. Bugün ideolojik olarak AKPnin hegemonyasında bulunan işçi sınıfı, yaşadıklarını kapitalizmin ve sermayenin bir ürünü olarak değil de Allahın bir takdiri olarak görüyor. Laiklik vurgusunu, işçilerin sınıf bilincinin gelişimi açısından bir engel olan kaderci barikatı kırmak açısından önemli bir adım olarak görüyoruz.
BHH kendini eylemsel olarak takvimlendirebilecek bir hareket değil. Esnek olmamız lazım. 11 Ocaktan önce Türkiyede siyasal açıdan bambaşka bir gelişme olursa doğal olarak duruma uygun bir pozisyon alacağız. Tabii bir de bu meseleyi seçmemizdeki ana faktörün son yapılan Milli Eğitim Şurası olduğunu da eklemek gerekir. Dehşetengiz kararlar alındı o şurada. Değerler sistemi adı altında zorunlu din dersinin ilkokullara ve anaokullarına kadar indirilmesine karşın bu konudaki gözlemimiz sokaktaki tepkilerin çok yetersiz olduğuydu. Ancak bu konuya karşın büyük bir öfke mevcut ve bu öfkenin bir şekilde yansıtılması gerekiyor.
Bir direniş örgütü yaratmaya çalışıyoruz
Hareket vurgusunu çokça yaptınız. Bu hareketin bir örneği daha var mıydı geçmişte Türkiyede?
Bizim yaptığımıza benzer bir örnek yok. Tabii ki Türkiye solunun değişik birleşme gündemleri oldu. Gerek parti formunda gerekse cephe formunda. Biz esasında BHHyi birlik projesi olarak da tarif etmiyoruz. Çok derin bir ideolojik program temelinde de bir araya gelmiyoruz. Sadece Türkiyenin temel meselelerinin yer aldığı bir çerçeve çiziyoruz ve bunlara karşı bir direniş örgütü yaratmaya çalışıyoruz.
Gezideki gibi toplumsal bir dalgalanma yaşandığında, kendiliğinden değil de daha oturaklı bir mücadele pratiği sergilemek ana amaç denilebilir mi?
BHHnin temel esprisi şu: AKP rejimi 13 yıldır başımızda ve İslami bir faşizmi pervasız uygulamalarla hayata geçiriyor. Bir kez daha Tarih bizi yargılayacaksa örgütlendiğimiz için değil, örgütlenemediğimiz için yargılayacak dememek için mahallelerimizi, işyerlerimizi, okullarımızı savunacağımız ve bu gerici dalgayı defedeceğimiz bir mücadele ve savunma örgütü oluşturuyoruz.
Kandil AKPnin savaşı yeniden başlatacağını söylüyor
HDKya dönersek, Kandilin ÖDPye bir ittifak çağrısı vardı ancak bu biraz da BHHye bir çağrı gibi algılandı. Bu sizin tarafınızdan BHHyle anca beraber kanca beraber denilerek cevaplandı. Kürt hareketi dışında bir de CHPnin sosyalist partilerin genel başkanlarına TBMMye girebilmeleri için alan açma teklifi olduğu konuşuluyor. BHHye doğrudan veya dolaylı olarak ittifak teklifleri gelirken, hareketin Kürt hareketi ve CHP arasında köprü olma durumu açığa çıkabilir mi?
BHH olarak biz seçimlere yönelik tavrımızı 11 Ocaktaki eylemlerimizden sonra ele alacağız. Kısa vadede BHH adına bir şey söylemem şu an için mümkün değil. Kandilin çağrısı ÖDPye yönelik bir çağrıydı, BHHye değil. Bu durum da zaten yeni değil. Kandil öteden beri ÖDPye birlikte hareket etme çağrısı yapıyor. Kandilin çağrısı BHHyi dağıtmak için yapılan bir çağrı olarak algılanmasın. Genel bir durum değerlendirmesi yapacak olursak; Kandil AKPnin savaşı yeniden başlatacağını söylüyor. Seçimlerde AKP yenilemezse savaşın AKP tarafından şiddetleneceği tespitini yapıyor ve buna karşı bir barikat örülmeli diyor.
11 Ocakta BHH biraz da kendini görmüş olacak yani
Tabii ki. 18 Ocakta bir danışma kurulu toplantımız olacak ve o toplantıda seçim siyasetimizi tartışacağız.
CHP aynı çizgide devam ederse büyük bir hüsranla karşılaşacak
CHPnin teklifine nasıl yaklaşacaksınız?
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde CHPnin 2015 Haziran seçimlerinde baraj altında kalan sosyalist partilerden ve çeşitli eğilimlerinden insanları milletvekili olarak parlementoya taşıma düşüncesi olduğu bize iletildi. Bu da BHHyle birlikte açığa çıkmış bir teklif değil. CHPnin seçimlerde nasıl bir siyaset izleyeceğini ve programının ne olacağını bilmiyoruz tabii.
Sadece şunu söyleyebilirim; 30 Mart ve 10 Ağustos seçimlerindeki çizgisinde devam ederse büyük bir hüsranla karşılaşacak. Biz tabii ki böyle bir başarısızlığı istemeyiz. Böyle bir başarısızlık hepimizi etkiliyor. AKPnin her seçimden kendini büyüterek çıkması, ideolojik olarak sosyal demokrat, sosyalist veya radikal demokrat olsun hepimizi rahatsız ediyor. Biz solun hiçbir çeşidinin başarısız olmasını istemeyiz. HDPnin kendi başına seçime girmesi halinde barajı aşmasından da, CHPnin oy oranını artırmasından da memnun oluruz.
BHH, içinde sosyal demokratları da barındıran bir hareket. Elbette gelişimi içerisinde Kürt sorununun demokratik çözümü açısından önemli bir işlev görebiliriz. AKPyle süreci götürme zorunluluğu olan Kürt hareketinin, Batıdaki muhattap sorunu var. Batıda Türkle Kürtü elele yürütebilecek bir hukuk üzerinden bütün Türkiye emekçilerinin ve ezilenlerinin hayrına Batıda demokrat ve ilerici bir damar üretilmesi önemli.
Bu manada elbette Kürtlerle Türklerin eşit, özgür gönüllü birlikteliğinin sağlanması mücadele başlıklarından biridir BHHnin. BHH, bir seçim ittifakı da değil. Dostlarımız olduğuna inandığımız bazı yapıların BHHnin birileriyle seçim pazarlığı yapmak için kurulduğuna dair aslı astarı olmayan ayıp eleştirileri var. Bunun böyle olmadığını görüp utanacaklar.
Hangi yapılardan bu tarz eleştiriler aldınız?
İsim vermek gereksiz olur ancak bunu değişik gazetelerden dergilerden okuduk. BHH basit seçim hesaplarını yapmayacak bir harekettir.
CHPnin, HDPnin ve sosyalistlerin yan yana geldiği bir seçim ittifakı
2015 seçimlerinde AKPnin geriletilmesine dair sizin şahsi bir öneriniz var mı?
ÖDP Eş Genel Başkanı olarak yanıtlamam gerekir bu soruyu. BHH açısından bağlayıcı değildir söylediklerim. Öncelikle bunu belirtmek istiyorum. AKP rejimi zaten Geziyle birlikte çatladı ve çözülmelerin olduğunu görüyoruz. Bir projeydi ve sona eriyor. AKPnin karşısında seçim arenasında güçlü bir seçenek örgütlenemiyor. İnsanlar alternatif çıkmadığı için AKP sandıktan yeniden birinci parti olarak çıkabiliyor. CHP yetmiyor bu konuda tek başına. HDPnin her ne kadar cumhurbaşkanlığı seçimlerinde zorlamışlar da olsa sınırları var. AKP sandıkta yenilecekse yolu belli.
Nedir o yol?
CHPnin, HDPnin ve sosyalistlerin yan yana geldiği bir seçim ittifakı AKPyi geriletebilir. Bu ittifak halkçı, kamucu, ekolojist, cinsiyetçi olmayan, Türklerin ve Kürtlerin bir aradalığını önemseyen ve demokratik çözümü savunan, gerçek bir laiklikten yana ve emperyalizme karşı tutum alan bir programla bir araya geldiğinde sandık bazında başarılı olamaması halinde bile, siyaseten Türkiyenin geleceği kazanılmış olur. Ki bu yapıların bir araya gelebildiği de görüldü. Özellikle Kobane direnişinde HDP ve sosyal demokratlar ortak işler yapabildiler. Ancak iş seçime geldiğinde böyle bir birliktelik olamıyor değişik nedenlerle.
Böyle bir ittifakın oluşma ihtimali var mı?
Zayıf bir ihtimal olarak görülüyor ancak bu konu da basınç yapmak gerekiyor. Herkesin böyle bir ittifak yapmasının elzem olduğunu düşünüyorum.
BHH böyle bir çağrı yapacak mı?
BHH böyle bir zenginliğe sahip. Kürt hareketinin demokratik taleplerine olumlu bakan bir hareketiz. Yanlış anlaşılmasını istemem ama Kürtlerle sosyal demokratlar arasında bir kolaylaştırıcı işlevi görebiliriz.
Kendimize de Artık yeter dedik
BHH Aralık ayında İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere çok kalabalık ve coşkulu toplantılar yaptı. Her şeyin olumlu görünmesine rağmen olası bir olumsuzlukta bütün enerjisini BHHye aktardığı görülen ÖDPnin yönelimi ne olacak?
Hayal kırıklığı yaşatmamamız lazım. BHH ile bu işi büyüteceğiz. Başka bir seçeneğimiz yok. İkinci bir şıkkı düşünmüyoruz. Başarısızlık düşüncemiz asla yok. Türkiye solu yeterince olgunlaştı zaten. Eski rekabetçi yapısını aştı. AKPye Artık yeter derken kendimize de Artık yeter dedik. Bu hareket içinde bir çok bileşen olmasına karşın farklı bir yoldaşlık bilinci oturdu. Çünkü içsel bir yapıyız. Çeşitli yapıların yan yana geldiği değil iç içe geçtiği bir yapıyız biz.
Aslında biz siyaseti sonlandırmak isteyen insanlarız
Biraz da özele dönersek, 2009 yılında ÖDP genel başkanı seçildiğiniz kongrede, o dönemki genel başkan Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu sizi kürsüden takdim ederken Tayyip Erdoğanı kastederek O Rizeliyse bizim ki de Rizeli, o futbolcuysa bizim ki daha iyi futbolcu, o uzun boyluysa bizim ki de uzun, o imam hatipliyse bizimki de imam hatipli dedi.
Ben ondan daha gerçek Rizeliyim. Üniversiteye gelene kadar hep Rizedeydim. O uzunsa ben daha uzunum ve ben daha iyi futbolcuyum. Sonradan öğrendiğimiz kadarıyla futbolculuğunu biraz şişirmişler. Hep hava civa. İmam hatip meselesine gelirsek ben lise 2ye kadar imam hatipte okudum. Beni bir tek imam hatiplikte geçiyor. Cumhurbaşkanı oldu beni o konuda da geçti. Subjektif şartlar açısından öndeyim ama objektif şartlar onun lehine.
Uruguayın eski devlet başkanı Mujicayı örnek almalıyız
Yeniden kurulacağını hayal ettiğiniz bir Türkiyede cumhurbaşkanlığı gibi bir hayaliniz var mı?
Yok öyle bir hayalim. Biz siyaseti kolektif yapan insanlarız. Bunun yanında aslında biz siyaseti sonlandırmak isteyen insanlarız. Bizim siyasetle kurduğumuz ilişki, siyaset mefhumunu ortadan kaldırmak üzerinedir. Çünkü siyaset yöneten yönetilen ilişkisidir. Devrimci bir siyaset, üretenlerin yöneten olması, herkesin yönetime katılması, doğrudan demokrasinin gelişmesi ve siyaset denilen kavramın sönümlenmesidir. O yüzden cumhurbaşkanı olayım gibi hayallerim yok. Ezkaza olursak, örnek almamız gereken şahsiyet Uruguayın eski devlet başkanı Mujicadır.
O gün karşımda Selvi değil, Erdoğan oturuyor gibi hissettim
Son olarak, bir televizyon kanalında Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selviyle yaşadığınız gergin anları sormak istiyorum. Seçim barajının konuşulduğunu programda sizin çıkışınız sosyal medyada Tepkisinin devamını getirse barajı geçecekti denilerek esprili bir şekilde yorumlandı. O günkü isyanınızın sebebi neydi?
O gün karşımda Abdülkadir Selvi değil, sanki Recep Tayyip Erdoğan oturuyor gibi hissettim. O kibir, o faşizanlık, o yukarıdan dile karşı bir isyandı tepkim. Yoksa kişisel olarak Selviye değil, onun temsil ettiği anlayışa karşı bir başkaldırıydı. Yoksa beğensek de beğenmesek de bir gazeteci. Gazeteci döven bir başkan figürü olarak tarihe geçerim. Ayrıca vurmak bize yakışmazdı çünkü ben ayaktayken o oturuyordu.
Tepkinizin ardından size karşı tehditvari bir dönüş oldu mu?
Hayır olmadı. Hatta Rizeli ve AKPli olan bir çok hemşerim de gülerek karşıladı durumu. Belli ki böyle tiplerden AKP tabanında bir kesim de rahatsız. Kraldan fazla kralcılık itibar görmüyor insanların gözünde.
diken.com
CHP, HDP ve sosyalistlerin biraraya gelmesiyle AKP'yi yenebilmek teoride mümkün görünse de bu koşullarda CHP ile HDP'nin bir araya gelmesi imkansız. Kürt sorunu nedeniyle iki tarafta artan milliyetçilik iki taraf sempatizanları arasında bir husumet oluşturmuştur. Böyle bir ittifak kürt sempatizanları tarafından kabul edilebilir olsa da, CHP'ye oy veren kitle içindeki milliyetçi kesim bu ittifaka olumlu bakmayacak ve CHP'den kaçacaktır. CHP bunu bildiği için istese de HDP ile bir ittifaka girişmez. Yerel bazda gizli beraberlikleri saymıyorum. Alper Taş bunu bildiği için bu konuyu ''kendi görüşlerim'' olarak açıklıyor. O da bunun imkansız olduğunu biliyor.
Selam olsun reformizme.
HKP'li olduğumu nereden çıkardınız zeki çocuklar?
HKP hakkındaki komik karalamalar hoş değil arkadaşlar, hedefini de şaşırmış ayrıca.
Baştan söyledik, kimsenin kara kaşına, kara gözüne devrimci mücadeleye girmedik. Yanlış olarak gördüğümüz bir şeyi söyleriz, gizlemeyiz. Hasamet yaratmak için değildir sözlerimiz.
Böyle komik durumlara düşmeye gerek yok, eleştirisi olan açık yüreklilikle ve bilgisinin sınırına kadar bunu iletebilir. Ancak Kıvılcımlı'yı okumadan, araştırmadan konuşanın Türkiye Solu hakkında bilgi sahibi olacağını hiç sanmıyoruz.
Konuya dönersek, Alper Taş'ın söylemi hayalidir. Matematiksel olarak BHH-HDP-CHP ittifakı seçim kazanabilir. Ancak bu ittifakın bileşenlerinin büyük kısmının önderliği, AKP'nin laikliğe saldırısını durduracak bilince sahip değildir. Hatta bu saldırıların devam etmesinde çıkarları vardır. Aslında Alper Taş bunlara da değiniyor, ancak bunları söyledikten sonra BHH-HDP-CHP ittifakına varmak doğru değil. Burada bağımsız, olgulara dayanan ve boşluklardan yararlanan olmak gereklidir. HDP ve CHP'nin içindeki şovenist ve liberallerin yarattığı boşluklar doldurulmalıdır. BHH ya da HKP ya da herhangi bir parti buraya yüklenemezse, insanlar aradıkları muhalefeti bulamayacaklardır.