Çulhaoğlu ''emekli asker'' yerine proletarya deseydi, alkış mı tutulacaktı? Hayır, kimse böyle bir şey beklememeli. Amaç karşı çıkmak olduktan sonra, ne söylersen söyle, ne yazarsan yaz karşı çıkılacaktır. Çünkü, artık bu ülkede normal tartışma zemini yitirilmiştir. Kerameti kendinden menkul bir solculuk(!) türemiştir. Bu sözde solculuk ya liberal bir sapmayla emperyal-kapitalizme ve onun ideolojisine teslim olmuş, ya da ''keskin solculuk'' adına kürt ulusal hareketinin kuyruğuna yapışarak kendisine ayna tutan her yazıya önlenemez bir öfkeyle karşı çıkmak durumunda kalmıştır. İkisi de kötü. Birincisi Çulhaoğlu'nun yorumuna pek itibar göstermez, onların gerçekliği çok farklı, ikincisi ise daha da kötü, bunlar ise, hala komünist oldukları algısını yitirmemek istiyorlar.
Çulhaoğlu'nun yazısına karşı yorum yazmanın tek bir yolu var; öncelikle yorumdaki saptamanın yanlışlığını ortaya koyabilmek. Saptama yanlış ise doğrusu yapılır, o doğru üzerinden yine doğru bir siyasi hat önerisinde bulunularak kimlere çağrı yapılabileceği ortaya konulabilir. Bir başkası, Çulhaoğlu'nun saptamasının doğru olduğu ancak seslendiği kitlenin yanlışlığı ortaya konulur. Bu konulara hiç değinilmeden yanlıştır, ''şovenizmdir'', ''proletarya içermiyor'' demek, çoğu zaman yapıldığı gibi abesle iştigal etmektir. Ve yapılan da budur.
Türkiye'de artık açıkça ortaya çıktığı biçimiyle bir faşizm tehlikesi vardır. Hiç abartmadan söylüyoruz, AKP 21.yüzyıl patentli ve Orta Doğu menşeli dinci bir faşizmi yürürlüğe sokmuştur. Bir yandan fiili uygulamalarıyla bunu gerçekleştirmek, diğer yandan emniyet, yargı, medya vb.dan sonra eğitim yoluyla da bu dinci faşizmi yerleştirmeye çalışmaktadır. Bu arada islamcı terör örgütleriyle yakın ilişkisi nedeniyle sistemin vurucu gücünü de oluşturma potansiyelini ihtimal dışı bırakmamak gerek. Bir kere sorunun kaynağında bu saptama yatmaktadır. Bu saptama hayali bir senaryo mu, yoksa nesnel bir gerçeklik mi? Bu sorudan kaçmamak gerek. Bizim kuyrukçu takı, kuyrukçuluktan başka bir şey yapmaz oldu. Yaptıkları tek şey bu. Kürt ulusal hareketi ne diyorsa, ne yapıyorsa, nasıl bir siyaset izliyorsa, bir aşağı iki yukarı aynı konumlanış içine giriyor, Öcalan'la yürütülen sözde barış sürecini ''dolaylı'' yoldan destekleyerek o doğrultuda bir duruş sergiliyorlar. Bir solcunun asla gözardı edemeyeceği dinci faşizm konusunda bile tutum almayarak ne kadar solcu olduklarını gösteriyorlar!
Peki böyle bir konumlanış içine girildiğinde Çulhaoğlu'nun yazısına nasıl tepki koyulur; nasıl eleştiri(!) getirilebilir, nasıl karşı çıkılabilir?
Çok basit, yazının içeriğini yine görmezlikten gelerek, Türkiye'nin içinde bulunduğu nesnel durumu göz ardı ederek, dinci faşizm konusuna hiç girmeyerek; başka? Bir solcunun böyle bir konumlanış içine girmesi, fazlasıyla insanın içini acıtır, rahatsız eder. Bu yazılar ve benzer yorumlar bu kuyrukçulara bir ayna tutmaktadır. Solun ne olduğunu hatırlatır bunlara. Aynada solun ne olması gerektiğini gördüklerinde, bunlar önüne geçemedikleri bir refleks gösteriyorlar. Ayna, bunlara ''siz komünist değilsiniz, siz solcu bile olamazsınız'' dedikçe, bunlar daha da çılgına dönüyor, daha daha keskin komünist görüntüsü vermek istiyorlar!
''Bunlar sosyal şovendir!''
''Bunlar ulusalcıdır!''
''Bunlar Kemalisttir!''
''Bunlar nasyonal komünistir.''
Bu tür cümleler kurmalarının nedeni budur.
''Emekli albay diyerek TSK'ya selam çakıyorlar!''
''Proletarya yerine ergenekon paşalarından medet umuyorlar!''
''Bugünün sorunu laiklik değil, işsizliktir, işçi sınıfına yapılan baskıdır.''
Karşı çıkış gerekçeleri bunlar ve benzer söylemlerdir. Oysa dinci faşizm diyoruz; nesnel gerçekliğin ne olduğunu söylüyoruz ve bu koşulda ne yapılması gerektiğini de siyah puntolarla sürekli haykırıyoruz:
Gün, gericiliğe, yobazlığa, fanatizme karşı ödünsüz mücadele günüdür.
Anlamıyorlar, anlamak istemiyorlar, saflarını yedeklenme olarak seçtikleri için hiç bir zaman da anlamaya çalışmayacaklar. Lafta solcudur bunlar, lafta komünisttirler. Hep söylüyoruz kuyrukçuluğun ilerlemiş halinin varacağı yer hastalıklı bir ruh halidir. Okuduğunu bile anlayamaz hale getirir insanı.
Ne yazık ki, sanaldaki kuyrukçuların geldiği nokta bu!
''Bunlar sosyal şovendir!''
''Bunlar ulusalcıdır!''
''Bunlar Kemalisttir!''
''Bunlar nasyonal komünistir.''
Bu tür cümleler kurmalarının nedeni budur.
''Emekli albay diyerek TSK'ya selam çakıyorlar!''
''Proletarya yerine ergenekon paşalarından medet umuyorlar!''
''Bugünün sorunu laiklik değil, işsizliktir, işçi sınıfına yapılan baskıdır.''
Karşı çıkış gerekçeleri bunlar ve benzer söylemlerdir.
Bunları söyleyip, bu gerekçeleri ileri sürerken, böyle bir mücadeleyi savunmaları lazım değil mi? Onu da yapmıyorlar. Kürt hareketine yedekleniyorlar. Kürt hareketine yedeklenirken, işçi sınıfı mücadelesinde bulunmuş mu oluyorlar, işçi sınıfına yapılan baskıya karşı çıkmış mı oluyorlar? Çelişki içinde olduklarını da anlamıyorlar.
Yapılmaması için özel bir sebeb mi var? Solcu sosyalist, ilerici, yurtsever, faşizm karşıtlığı askerlere yasak mı? Bu mu derdin, canını sıkan, anlayamadığın konu bu mu?