Tek ülkede sosyalizm olur mu olmaz mı sorusu, bu iki sözcükle bağlantılı. Soruyu daha basitleştirerek sorsak, devrimden sonra devletsiz topluma kadar sürecek o uzun sürecin adı sosyalizm mi, kuruculuk mu? Bu süreç içinde ve tek bir ülke yada bölgede ne yapılabilir? Bu konuyu tartışırsak herkes de rahatlamış olur. Tartışma bu konuda çıkıyorsa direk olarak bu konuyu konuşmak daha hayırlı değil mi?
Benim düşüncem siyasal devrimden sonraki ve devletsiz toplumdan önceki süreç kuruculuktur ve bu kuruculuk döneminde kapitalizmden kurtuluşu sağlayacak her türlü dönüşüm gerçekleştirilir. Gerçekleştirilebildiği oranda. Bu kuruculuk dönemine de sosyalizm diyoruz. Tek ülkede olur diyoruz. Komünizm ise bu aşamadan sonraki enternasyonal aşamadır ve burada devlet de yoktur, sınıflar da. Devlet ve sınıflar bu aşamadan önceki süreçte ortadan kaldırılmıştır ya da büyük oranda ortadan kaldırılmıştır. Komünizmi ise birinci ve ikinci aşama olarak ayırmak teorik olarak mümkün olsa da, bunun süreç içinde belirleyici olduğunu düşünmüyorum. Ayıranlar varsa neden birincisine sosyalizm, ikincisine de komünizm dediğini açıklamalı.
Tek ülkede sosyalizm olur, çünkü sosyalizm devrimden sonra komünizme kadar sürecek olan dönemdir. Bu dönemi sadece kuruculuk olarak adlandırmak çok manasız. Emperyalist kuşatmanın olduğu bir dönemde siyasal devrim gibi zor bir aşamayı gerçekleştirmek ve sonra ondan da zor devrimci dönüşümleri yapmak kuruculuk olarak adlandırılacak, emperyalizmin ortadan kalktığı ve nispeten rahat bir komünist dönemin birinci aşamasına sosyalizm, diğerine komünizm denilecek! Saçma! Neden böyle tanımlayalım; ne faydası olacak?
Aslında Marx'da sosyalizm daha sonrasında komünizm diye bir aşama yok.Marx proleteryanın iktidarı ele geçirmesi ve ardından sınıfsız toplum yolunda yapacağı dönüşümleri geçiş süreci yada proleter diktatörlük olarak adlandırıyor. Proleterya bu süreçte burjuvazinin toplumsal kanallarını ortadan kaldıracak ve zamanla hem üzerinde hakimiyet kurulacak bir sınıfın ortadan kalkmasıyla hem de düşünsel ve yönetsel yönde sağlanan değişimlerle komünizme geçilecek. Komünizmi ise alt aşama ve üst aşama diye ikiye ayırmakta Marx. Lenin ise Marx'ın deyimlerini de kullanmakla birlikte alt aşamaya sosyalizm üst aşamaya ise komünizm diyor (çünkü uluslararası sosyalist harekette de böyle bir adlandırma yaygın o dönem). Stalin ise Lenin'in sosyalizmi sınıfsız toplum olarak gören görüşlerini devam ettirmekle birlikte devlet konusunda ki görüşlerini revize ediyor. Stalin tek ülkede sosyalizmin(komünizmin alt evresi) kurulabileceğini savunuyor ve bu görüşünün sonucu olarak da her ne kadar sınıfsız topluma geçilse de emperyalizmin uluslararası olarak varlığından dolayı devletin sönümlenmeyeceğini ve tam aksine daha da güçlenmesi gerektiğini savunuyor. Yani tek ülkede sosyalizm meselesi iddia edildiği gibi kuruculuğu sosyalizm olarak adlandırsak mı adlandırmasak mı meselesinden öte tek ülkede sınıfsız toplum oluşturulabilir mi meselesidir. Buradan tekrar konuya dönecek olursak bence her kuruculuğun olduğu ülkeye doğrudan sosyalisttir demek biraz da sosyalizmin içeriğini boşaltmak oluyor. Mesela bugün Çin bir Komünist Parti tarafından yönetiliyor. Yani proleter diktatörlüğün olduğu dolayısıyla kuruculuğun olduğu bir ülke. Ancak siz sırf proleter diktatörlük var diye Çin gibi piyasanın son derece güçlü olduğu bir ülkeyi sosyalist olarak adlandırırsanız sosyalizm anlamını kaybeder. Çin'e karşı Küba örneğini verebilirsiniz. Ancak buda yeterli bir örnek olmaz. Çünkü Küba'da yıllardır piyasanın ve kapitalizmin var olduğu ve şimdi görünen o ki giderek daha etkin konumda olacağı bir ülke. Bir örnek daha vereyim 5 gün içinde Yunanistan'da seçimler yapılacak. Seçimi de muhtemelen Yunanistan Komünist Partisi hariç tüm sosyalistleri bünyesinde birleştiren SYRİZA kazanacak. Peki SYRİZA iktidarı ele geçirdi diye biz Yunanistan'ı hemen sosyalist diye mi adlandıracağız? Şunu diyebilirsiniz ben Çin Komünist Partisi'ni gerçek bir komünist örgüt olarak kabul etmiyorum(bunda da bayağı haklı nedenleriniz olabilir) yada SYRİZA'yı gerçek bir komünist örgüt olarak kabul etmiyorum çünkü gerçek anlamda komünist olsalar ülkelerinin piyasa ve kapitalizmle tüm bağlarını koparırlar yada çok sınırlı olarak korurlar(gerçi SYRİZA daha iktidar olmadı onlarla ilgili konuşmak için erken). Peki böyle bir şey mümkün mü? Bir ülke bunu tek başına yaparak ayakta kalabilir mi?(Dediklerimden bir ÇKP övgüsü çıkmasın, ÇKP bir çok noktadan eleştirilmeli) Ben bir ülkenin tek başına bunu gerçekleştirebileceğini düşünmüyorum eğer gerçekleştirirse de Kuzey Kore vari totaliterizmden başka bir şeyle karşılaşmayız. Dolayısıyla tek ülkede sosyalizmi ne komünizmin alt evresi olarak böyle bir dünyada savunmak mantıklı değil nede sırf proleter parti iktidarı öyle veya böyle ele geçirdi diye o ülkeyi hemen sosyalist olarak adlandırmak da doğru değil.
SYRİZA seçim yoluyla iktidara geldiğinde Yunanistan sosyalist bir ülke olmayacak. Yunanistan'a sosyalist bir ülke de demiyeceğiz. Konuulan konu ile bu örneğin hiç bir ilgisi yok.
SYRİZA'ya karşı önyargım yok. Keşke iktidara gelse, devletin sınıfsal içeriğini değiştirse, mülkiyet ilişkilerini kökten değiştirse, toplumsal dönüşümleri yapabilse. Tartışılan konu SYRİZA'nın veya başka bir sosyalist partinin parlamenter yolla iktidara geldiğinde o ülkenin sosyalist olarak adlandırılıp adlandırılmayacağı. Ben o ülkeye sosyalist denilemeyeceğini söylüyorum. İktidara gelmek devlet olmak değildir. Üstyapıyı olduğu gibi ele geçirmek anlamına da gelmez. Yapabilirse, burjuva partilerini de ortadan kaldırabilirse o zaman o somut koşula bakılabilir. Ayrıca ben bu yolla sosyalizme geçileceğine de inanmıyorum. Burjuva devlet yapısını çok hafife almak anlamına gelir bu.