Esad
HÜSEYİN AYGÜN
Arap Baharı denen emperyalist köleleştirme senaryosunun başladığı günlerdi. Önce Tunus ayaklandı. Sonra Mısır, Libya. Kaddafi direnince BM kararıyla bombalandı, oğulları bir binaya sıkıştırılıp tank atışlarıyla öldürüldü, o kameralar önünde linç edildi. Batılılara göre, Sünni Ilımlı İslamcılar iktidara gelirse, Şii İran ve Zalim Esad daha kolay avlanabilirdi.
Saygın bir üniversitede ders veren bir arkadaşım, Ya Usen senin Aleviler içinde etkin var, Türkiyedeki Alevilerin Suriye Alevileriyle hiçbir yakınlığı yoktur, Alevilerle Nusayrilerin benzerliği de yok, Esad bir diktatördür, şeklinde bir basın açıklaması yapsana, deyiverdi. Arkadaşıma göre, küçücük Suriyenin Arap Baharı dalgasına direnme şansı yoktu. Suriye, 1999da bir Türkiyeli generalin tehdidine bile pabuç bırakmış, hemen Öcalanı ülkesinden kovmuştu, koca batılı dünyaya nasıl direnecekti? Arkadaşımla aynı günlerde bizim Nobelli Pamuk ise, yanına Batılı dostlarını alarak Esada bir açık mektup yazıp, teslim olmasını istemiş, eğer teslim olmazsa sonunun Kaddafi gibi olacağını ihtar etmişti. Benim arkadaşım biraz öngörüsüz olabilir, ama Nobelli Pamuk da bir şey bilmiyor olabilir miydi?
Arapçayı camideki hocanın vaazından duymuş, Şama gidip bir çarşı gezmemiş, köklerinin uzandığı İran Horasana bile seyahat etmemiş bir karacahil olarak, arkadaşıma, bu baharın emperyalist karakteri ve Suriyenin az-çok demokrasi ve laikliğin olduğu bir ülke olarak savunulmaya değer bir ulus olduğunu söyledim. Önerisini mi, elbette reddettim. Bir Pamuka daha gerek yoktu.
O günlerde ne IŞİD vardı, ne de ılımlı muhalifler, ne de ÖSOcular Hıristiyanlar Lübnana, Aleviler mezara, sloganını atıyordu. ÖSO komutanları alçakça bir kibirle, Lazkiyede yaşayan iki milyon Aleviye ve Hıristiyanlara zulüm yapılmasına engel olmaya çalışacağız, dememiş, canavarca icraatlarını bizzat kendi elleriyle youtube yüklememişlerdi. Ezidi kadınlar cariye olarak alınmamış, petrol zengini Arap şeyhlerine üç-beş dolardan satılmamış, Sincar Dağında bebeler susuzluktan ölmemiş, Guantanamo kıyafeti giydirilmiş Amerikalı gazetecilerin kafaları henüz kesilmemişti. Şii, Ermeni, Süryani kasabalar topluca sürgün yollarına düşmemiş, Erbildeki Batılı personel tehdit altına alınmamıştı. Birkaç mevsim sonra Guernica kadar meşhur olacak Kobani kasabasının adı bile duyulmamıştı.
Ancak, benim yurtseverliğe ve anti-emperyalizme kulak veren aklım, Suriyeye yönelik saldırıya yeşil ışık yakmamıştı. Tıpkı ileride İrana bir saldırı olacaksa, oradaki baskıcı rejimden nefret ettiğim halde, saldırıya karşı duracağımız gibi.
Zalim Esad söylemiyle dünyanın en büyük terörist örgütünü yaratan batılıların ve bu arada onların hevesli işbirlikçisi bizim yerli malı İslamcıların tüm hevesi kursaklarında kaldı. Suriye direndi, İslamcılar yenilince, Iraka geçip kasabaları, şehirleri yağmalamaya, petrolü satıp zenginlemeye, kadınları-kızları köleleştirmeye, tarihin hiçbir devrinde görülmemiş bir İslam Devletini kurmaya başlayınca, bu defa BM kendi yarattığı canavar olan IŞİDi bombamalaya başladı.
Esadın Ülkesinin sevdiği bir lider olduğu yeniden hatırlandı. Batılı ülkeler IŞİDe karşı ittifak için Esadın kapısını çalmaya başladılar. Bizimkilerin aslan anlamına geldiği için yücelmesinden korktukları için değiştirip Esed yaptıkları Beşar Esad, yeniden dünyada yükselen bir devlet başkanı haline geldi.
Kafa kesen, cami ve türbe bombalayan, Parisin ortasında karikatürist kurşunlayan, esir alınmış askeri bile cayır cayır yakarak alçaklığın tarihini yazan Siyasal İslamcılara karşı, Esad ve Suriye yiğitçe direndi. Arap Baharının tüm pulları döküldü. Ortadoğuda şimdi, laikliğin, aklın, bilimin ve anti-emperyalizmin baharı başlıyor.
Esad Zalim değil mi yani? Halep'i o hâle kim getirdi? Hangi ülkenin uçakları tonlarca bombayı yerleşim alanlarının üzerine bırakıp binlerce masum insanı öldürdü?
Şu fotoğrafdaki tank kimin tankı? Arkada harabeye dönmüş yapılar size neyi hatırlatıyor?
http://t24.com.tr/haber/abd-ingiltere-ve-fransadan-halep-icin-katliam-uyarisi,209443
Veya şu görüntü sizde nasıl duygular uyandırıyor? Kendinizi hangi basmakalıp sözlerle yatıştırabiliyorsunuz?
http://www.konhaber.com/yeni/haber-99669-Esed-Halepi-Scud-fuzeleriyle-vuruyor.html
Peki Hüseyin Aygün hangi misyonun kalemşörlüğünü yapıyor? Yarın bu vahşetin içyüzü tüm Dünya'ca bilinir olunca yüzü kızarmadan durabilecek mi?
Sen hangi misyonun kalemşorluğunu yapıyorsun? Yarını bırak bugün belli olmuş durumda emperyalizm ve emperyalizmin taşeronlarının yaptıkları tecavüzler, katliamlar ama utanmadan hala Esad diyorsun ve yüzün kızarmıyor...